Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ebu Hanife'ye Hadisçiler Tarafından Yöneltilen Eleştiriler

andemirkan

New member
Katılım
9 Eki 2008
Mesajlar
16
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Ebu Hanife'ye Hadisçiler Tarafından Yöneltilen Eleştiriler
-------------------------------------------------------------------------------

İmam Ebu Hanife'nin hadisleri sadece rivayet zinciri açısından değil mana olarak da Peygambere ait olup olamayacağını değerlendirme anlayışına,hadis alimlerinin yönelttikleri bağnaz eleştiirilerin bir kısmını bu yazıda okuyabilirsiniz Günümüzde de aynı yaklaşıma benzeri eleştiriler yöneltilmektedir
Ahad haber konusunda fakihler, muhadddisler ve kelamcılar arasında farklı görüşler mevcuttur İbn Teymiyye'nin haber-i vahidi kabul ettiğini söy-lediği alimler arasında da farlı görüşler mevcuttur Ehl-i Rey ekolünün öncüle-rinden Ebu Hanife, haber-i vahidin kesin bilgi ifade etmediği görüşündedir
Ebu Hanife, haber-i vahid olan hadisleri metin açısından tenkit etmesi ve bir kısmını reddetmesi nedeniyle Ehl-i Hadis mektebinin amansız saldırılarına uğramıştır Hadise karşı Ebu Hanife'den daha cüretli birisini görmedik diyen nakilciler, onun iki yüz hadise muhalif fet-valar verdiğinden bahsetmişlerdir
Ehl-i hadis ekolünün Ebu Hanife'ye yönelttiği bazı eleştiriler şunlardır:
* İmam Ahmed'in: "Allah bu zatı hadis için yaratmıştır"diyerek hadis ilmindeki ehliyetini takdir ettiği meşhur muhaddislerden Ahmet b Mehdi: "Ebu Hanife, ilim nedir, bilmezdi Dalalete düşürdüğü insanların vebali yarın kıyamet günü sırtına sarılacaktır Hak bile olsa müslümanların tutundukları dini bağları, teker teker söküp atan Ebu Hanife'nin re'yini ve görüşlerini kabul etmeyiniz
* Evzai: "onu itham etmemizin sebebi, kendisine hadis getirildiği halde, onu bırakıp başka türlü hüküm vermesidir(19)
* İbn Teymiyye'nin kaynakları ara sında önemli bir yere sahip olan İmam
Buhari, Ehl-i Reyin reisi olan Ebu Hanife'yi zayıf bir hadis ravisi olarak gö-rüyor, kendisini metruk sayıyor Ve "halktan biridir"diyordu Ne Buhari, ne de Müslim'de Ebu Hanife'den tek bir hadis rivayet edilmemiş olması bile ehl-i hadis ile ehl-i rey arasındaki geçimsiz-liğin ve uyuşmazlığın derecesi hakkında bize fikir verebilir' (20)
* Hadis ve Hicaz fıkıh hareketinin başında bulunan İmam Malik şöyle demiştir: Ebu Hanife fitnesi, İblis fitnesinden daha zararlıdır (21)
* İmam Ahmet: "Ebu Hanife'ninre'yi de hadisi de zayıftır' (22)
* Süfyan es-Sevri, Ebu Hanife'nin vefat haberini alınca, derin bir memnuniyet duymuş ve: " Elhamdülillah, Al-lah'a şükürler olsun Birçok insanın be-laya düşmesine sebep olan kişiden bizi afiyette kıldı"(23)
Hadisleri mutlak nass olarak gören İbn Teymiyye ve yukarıda bahsettiğimiz ehl-i rey ekolünün öncülerinden Ebu Hanife arasındaki fark şudur: Ebu Hanife sünnet ve hadisi birbirinden ayırır ve her hadisi sünnet olarak telakki etmez Oysa İbn Teymiyye ve ehl-i hadis bir konu hakkında sağlam senede sahip bir hadis bulduklarında bunu mutlak nass yani sünnet olarak telakki eder ve o ha-disle amel etme cihetine giderler.
Ebu Hanife ise hadisleri sadece isnad zinciri açısından ele almaz Aynı zamanda ha-dislerin metinlerini de gözönünde bu-lundurur Böylece o, metnin Kur'an'ın muhkem naslarına karşı çelişkide olup olmadığına daha çok önem verir Bu noktada o, sahabeden Peygamberimizin eşi Hz Aişe'nin yolunu izler.
Bundan dolayıdır ki, Ebu Hanife kendisine sunu-lan iki yüz hadisi kabul etmemiş veya onların hilafına kendi re'yi ile hüküm vermiştir (24) Bu özelliği ile o; Ebu Hureyre'yi, yanlış ve eksik rivayet ettiği için tenkid ve zemmeden Hz Aişe ile ortak görüşe sahiptir
Kanaatimizce İbn Teymiyye ve ehl-i hadisin sünnet konusundaki yaklaşımı İslam düşüncesinin re'y yani akletme konusundaki özgür ve esnek bakış açısını daraltmıştır Daha sonra Selefiyye ha-reketi adını alacak bu ekol, çok sert ve kesin bir dille kendi saflarında yer alma-yan müslümanları 'tekfir' etme cihetine kadar gitmişlerdir
Peygamber (s)'in sünneti olarak gördükleri zayıf, sahih, garip vbbirçok hadisi dinde uyulması zorunlu kurallar bütünü olarak görmüş-ler ve hemen her konuda helal, haram, bid'at gibi terimlerle Allah'ın hududuna müdahele etmişlerdir
Şurası unutulmamalıdır ki, vakıa olarak Kur'an'ı belirleyen sünnet, hadis veyahut icma ve kıyas değildir Bizatihi belirleyici konumda olan, sünneti belirleyen ve yönlendiren Kur'an'dır Din ile ilgili bütün belirlemelerin kaynağı, Rabbimizin Hz Muhammed'e vahyettiği ve günümüze mütevatir bir yolla gelen, ko-runmuş olan Kur'an'dır (25)
Notlar:
16 Yunus V Yavuz, İctihad Felsefesi, s 86, işaret Yay, istanbul/1993
17 Süleyman Uludağ, İslam Düşüncesinin Özellikleri, s 98, Dergah Yay,
İst/1979
18 A g e, s 57
19 Ibn Kuteybe, Hadis Müdafaası, s 125, Kayıhan Yay, İsl71989 2, Baskı
20 Uludağ, a g o, s 58
21 A g e, s 99
22 A g e, s 99
23 A g e, s 99
24 A g e, s 98
25HamzaTürkmen "Hz Muhahammed'in Sünnetini Doğru Anlayabiliyor muyuz", Hak Söz, Sayı: 20 s 5
Quelle: Hak Söz Dergisi, Sayı: 26

Ayrıca bkz:

• İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, (Bombay,!983), XEV 148-282
(Kitabu'r-Radd âlâ Ebî Hanife)
• Hilmi Merttürkmen, Buhari'nin Ebu Hanife 'ye İtirazları ve Aralarındaki
İhtilaflar
(Basılmamış doktora tezi, AÜ İslamî İlimler Fakültesi, Erzurum)
• Muhammed Gazali, Fatihlere ve Muhaddislere Göre Nebevi Sünnet
İslami Araştırmalar Yayınları
• , Hz Aişe'nin Hadis Tenkidçiliği
(AÜİF dergisi, cXK Ankara,!973)
• Muhammed Avvâme, İmamların Fıkhi İhtilaflarında Hadislerin Rolü,
(2bsk Ist,'l988)
• Doç Dr Hayri Kırbaşoğlu, İslam Düşüncesinde Sünnet, Fecr Yayınlan
 
Üst Alt