Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ebu Bekir'in Halifeliğine Karşı Çıkanlar

caferi_humeyni

New member
Katılım
13 Şub 2006
Mesajlar
242
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hz. Ubey Bin Kab’in Hutbesi

İmam Ali (as) buyuruyor ki:

Ebu Bekr ibin Ebi Kuhafe (halifelik makamını işgal ettikten sonra) hutbe okuduktan sonra günlerden Cuma ve Ramazan ayının ilk günüydü. Hz. Ubeyy ibin Ka'b ayağa kalkıp halka karşı şöyle konuştu:

“Ey Allah'ın onları Kur'an'da rızası ile övmüş olduğu muhacir topluluğu! Ey imana ev sahipliği yapıp Kur'an'da Allah tarafından övülen ansar topluluğu!

Unutturuldunuz mu yoksa siz mi unuttunuz?! Değiştiniz mi, yoksa değiştirildiniz mi?! İhanet mi ettiniz yoksa aciz mi kaldınız?! Allah'ın elçisinin aramızda Ali'nin makamını göstermek için: Ben kimin Mevlâ'sı isem Ali de onun Mevlâ'sıdır, ben kimin peygamberi isem Ali onun emir sahibidir, diye buyurduğunu duymadınız mı??? Allah'ın elçisinin: Ey Ali, sen benden Harun'un Musa'ya olan menzilindesin; benim ölümümden sonra sana itaat eden tıpkı hayatımda bana itaat eden gibidir, arada bir fark var ki benden sonra peygamber yoktur!!! diye buyurduğunu bilmiyor musunuz???

Allah'ın elçisinin: Ehl-i Beyt'imi sizlere hayır ile vasiyet ediyorum; Ehl-i Beyt'imi sizlere önder kılın ve hiç bir zaman önlerine geçmeyin!!! Onları emir sahibi kılın fakat siz hiç bir zaman onların üzerine emir sahibi olmayın!!! diye buyurduğunu bilmiyor musunuz???

Allah'ın elçisinin: Ehl-i Beyt'im hidayetin nurudur ve Allah'a dosdoğru götürenlerdir!!! diye buyurduğunu bilmiyor musunuz??? Allah'ın elçisinin, Ali hakkında: Sen ümmetim üzerine doğru yoldan çıkmamaları için onların hidayetisin!!! diye buyurduğunu bilmiyor musunuz???

Yine peygamber: Ali, sünnetimi dirilten; ümmetimi öğreten; hüccetimi ayakta tutan; terk ettiklerimin en hayırlısı; Ehl-i Beyt'imin efendisi; insanların içinde bana en sevgili olanıdır!!! Ona itaat etmek, ümmetimin bana itaat etmesi gibidir!!! diye buyurduğunu bilmiyor musunuz??? Peygamberin, Ali'nin üzerine hiç birinizi hayatında emir sahibi kılmadığını fakat Ali'yi kendisinin olmadığı anlarda sizin üzerinize emir sahibi kıldığını bilmiyor musunuz???

Peygamberin: Eğer sizden uzak olduğumda Ali'yi üzerinize emir sahibi olarak tayin edersem, biliniz ki o zaman üzerinize nefsim gibi olan birini tayin etmişimdir!!! diye buyurduğunu bilmiyor musunuz??? Peygamber vefatından önce bizleri Fatıme'nin evinde toplayıp: Şanı yüce Allah, İmran'ın oğlu Musa'ya şöyle vahyetmişti: Ey Musa, sana ehlinden olan birini peygamber kılacağım ve onun ehlini sana evlat kılıp onları her türlü pislikten ve şüpheden uzaklaştıracağım! Bu istek üzerine Musa, Harun'u kendisine kardeş edindi ve Harun'un evladından İsrailoğulları üzerine kendisinden sonra imamlar tayin etti. Musa'ya ibadet yerlerinde helal olan Harun'un evladına da helal kılınmıştı! Şanı yüce Allah bana da şöyle vahyetti: Ey Muhammed, Musa Harun'u kardeş edindiği gibi sen de Ali'yi kendine kardeş edin! Ali'nin evladını kendine evlat edin, ben onları da Harun'un evladını temiz kıldığım gibi terttemiz kıldım!!!

Aranızda ancak şu fark var ki Musa'dan sonra peygamber geldi ama senden sonra peygamber gelmeyecektir!!!

Ey Muhammed, Ali'nin evladı hidayet eden imamlardır!!! diye buyurduğunu bilmiyor musunuz??? Doğruyu görmüyor musunuz??? Doğruyu anlamıyor musunuz??? Sizin üzerinize şüpheler vurulmuş. Sizin durumunuz yola çıkmış bir adama benzer. Bu adam yolunda şiddetli bir şekilde susamış. Susuzluktan öleceğini sandığı anda önüne yolu iyi bilen bir adam çıkmış. Ona hemen nerede su bulabileceğini sormuş. Yolu iyi bilen adam ona demiş ki: önünde iki pınar vardır. Birinin suyu tuzlu içilmez ve öbürünün suyu ise tatlıdır! Şayet, tuzlu olan pınara gidersen kaybedersin fakat tatlı olan pınara gidersen kazanıp susuzluğunu giderirsin! İşte sizin durumunuz yaptığınız ile zannettiğiniz gibi doğru değildir! Sizlere helalı ve haramı öğretecek ilim (Hz. Ali) gösterilmiştir. Ona itaat ederseniz ihtilafa düşmez; sadece tedbir ile hareket etmez; birbirinizden uzaklaşmaz ve birbirinizi öldürmezsiniz!!!

Allah'a yemin olsun ki Ali'ye karşı yaptığınız muhalefetten sonra hükümlerinizde ihtilafa düşeceksiniz!!! Sizler bundan böyle Peygamberin ahdini bozmuş ve onun zürriyeti olan Ehl-i Beyt'ine karşı ihtilafa düşmüş oldunuz. Birinize bir şey sorulduğunda, bilenler hariç, geri kalanların hepsi kendi fikrine göre fetva verecektir. Böylece haktan uzaklaşıp, ihtilafın rahmet olduğunu iddia ederek bu tutarsızlığınız ile beni hayrete düşürüyorsunuz. Kur'an sizin bu görüşünüzü kabul etmiyor, şanı yüce olan Allah şöyle buyuruyor: ‘Kendilerine apaçık deliller geldikten soı birbirlerinden ayrılıp ihtilafa düşenler gibi olmayın. Onlar için büyük bir azap vardır.’ (Al-i İmran suresi: 105) Şanı yüce olan Allah sonra bu ümmetin ihtilafı için haber vererek şöyle buyurdu:
‘Ancak, Rabbinizin rahmetine nail olanlar müstesna. Allah, onlar ihtilaf için yaratmıştır... (Hud suresi: 119)’ ayette kastedilen rahmet, Muhammed'tir (Ehl-i Beyt'tir). Peygamberin (saa) şöyle buyurduğunu duydum: Ey Ali! Sen ve şian (sana uyanlar) doğruluk ve temizlik üzeresiniz. Geri kalanlar ise bundan uzaktırlar!!! Peygamberinizin, Ali hakkında buyurduklarını kabul ettiniz mi??? Peygamber sizlere; vasisi, veziri, emini, kardeşi ve sizden hariç olarak velisi olan Ali'den ayrılacağınızı, ona uymayacağınızı bildirdiği halde yine ona uymak istemiyorsunuz! Ali, hepinizden daha temiz kalpli, daha bilgili, sizden önce teslimiyet göstermiş ve kendisi sizlere nazaran peygambere daha az muhtaç olanınızdır.
Çünkü peygamber kendisine bizzat bütün birikimini Ali'ye vermiş, sahip olduğu her şeyi ona vasiyet etmiş ve onu ümmeti üzerine halife tayin ederek bütün sırrını onda kılmıştır!!! Ali, hepinizden ayrı peygamberin velisidir. Ali'nin, peygamber tarafından halifelik makamına tayin edilmesi hepinize nazaran daha haklıdır. Çünkü Ali, vasilerin efendisi; takva ehlinin en faziletlisi ve ümmeti içinde Allah'a karşı en itaatkâr olanıdır!!! Sizler hepiniz, peygamberlerin sonuncusu ve en hayırlısı olan Muhammed'in (saa) hayatında, Ali'ye müminlerin halifesi olarak itaat sözü vermiştiniz!!! İnzar eden özürlü olur, vaaz eden nasihati yerine getirmiş olur, kör olan bile hakkı gördü. Sizler de benim duyduğum gibi hakkı duydunuz ve gördüğüm gibi gördünüz ve şahit olduğum gibi de şahit oldunuz!!!”

Mescitte hazır olan Abdurrahman bin Avf, Ebu Ubeyde ibin Cerrah ve Mu'az ibin Cebel ayağa kalkıp Ubeyy hazretlerine hitaben şöyle dediler: "Ey Ubeyy! Sen hasta mısın yoksa delirdin mi?!" Hz. Ubeyy onlara cevaben şöyle dedi:
"Hasta olanlar sizlersiniz! Bir gün Allah'ın elçisinin yanındaydım. Peygamber (S.M.) yüzünü göremediğim bir şahısla konuşuyordu. Peygamberin konuştuğu o adam dedi ki: Kendisi sana ve ümmetine ne kadar nasihatli ve ne kadar haizdir! Bunun üzerine Peygamber o adama buyurdu ki: Acaba benden sonra ümmetimin ona uyacağını görüyor musun? O adam dedi ki:
Ey Muhammedi Ona, ümmetinin içinde ancak temiz ve doğru olanlar uyacak ve ancak facir olanlar da ona karşı muhalefet edecekler!!! Tıpkı önceki ümmetlerde halkın peygamberlerinin vasilerine (vasiyet ettiği kişiye) karşı muhalif oldukları gibi.'Ey Muhammed, İmran'ın oğlu Musa, Nun'un oğlu Yuşa'a vasiyet etmişti. Yuşa', İsrailoğulları içinde en bilgini ve Allah'a karşı en itaatli ve korkulu olanıydı. Allah, Musa'ya Yuşa'ı vasi edinmesini emretmişti, tıpkı sana Ali'yi kendinden sonra ümmetine vasi edinmeni emrettiği gibi. İsrailoğulları Yuşa'ı kıskandılar, kötülediler, lanet ettiler ve ona kaba davranıp yolunu zorlaştırdılar! Ey Muhammed, senin ümmetin de Ali'yi vasi olarak kabul etmezse, tıpkı İsrailoğullarının yaptıkları gibi, onlar da Ali'yi tekzip edip onu inkâr edeceklerdir!!! Ali'nin makamı olan halifeliği başka bir yöne çekecekler ve ilim alanında da ona karşı çıkacaklardır!!!Peygamber ve o yüzünü göremediğim adam arasında bütün bu konuştuklarını duyduktan sonra dedim ki: Ey Allah'ın elçisi! Seninle konuşan o adam kimdi? Peygamber bana buyurdu ki:
Bu adam, şanı yüce olan Allah'ın meleklerinden bir melektir. Kendisi bana ümmetimin benden sonra vasim olan (onlara itaat etmelerini vasiyet ettiğim) Ali'ye karşı muhalefet edeceklerini bildirdi. Ey Ubeyy! Ben de sana bir vasiyette bulunuyorum, şayet buna sahip olursan devamlı olarak hayır içinde kalacaksın. Ey Ubeyy! Ali'ye tutun! Kendisi doğruyu bilenlerin yol göstericisi ve ümmetime nasihat verendir. Kendisi, sünnetimi benden sonra diriltecek olan ve benden sonra sizin üzerinize imam olandır!!! Her kim bu dediklerime razı olursa, beni bir daha İslam üzere beraber bulacaktır. Ey Ubeyy! Her kim benden sonra hakkı değiştirirse ve Ali’ye itaat ahdini verdiği halde bozarsa, emrime karşı asi olmuş ve peygamberliğimi inkâr etmiş olarak benim karşıma çıkacaktır. Bu gibilerine Allah'ın huzurunda şefaatçi olmam ve ona Kevser havuzumdan içirmem!!!"Ubeyy hazretleri buraya kadar anlattığında ensardan hazır olanlardan bazıları ayağa kalkıp şöyle dediler: "Ey Ubeyy! Allah'ın rahmeti senin üzerine olsun, yerine otur! Sen, duymuş olduğunu bildirip vermiş olduğun ahdi yerine getirdin!"


Kaynaklar:

1. Et-Tabressi "El-İhticaac" c.1, s.112-115
2. Allame el-Meclisi "Bihar'ul-Envar" c.29, s.82-89
3. Muhammed bin Süleyman el-Kûfi “Menakıb-ı Emir’ül Müminin” c.1, s.224-228, Hadis No: 142
4. Es-Seyyid bin Tavus el-Hasni “el-Yakîn fi İmret Emir’ül Müminin Ali bin Ebi Talib” S.448-452
5. El-Ahmedi el-Meyâneci “Mevâkif’üş Şîa” C.1, S.440-443, Hadis No: 278
6. Es-Seyyid Haşim el-Behrani “Gâyet’ül Merâm ve Hüccet’ül Hisâm” C.2, S.121-123
7. Enis Emir “İslam Tarihinde Ehl-i Beyt ve Ashap” S.123-126
_________________
 
Üst Alt