hannane
New member
Duha öncesi
daha sıyrılmadım hüznümden!...
daha sıyrılmadım hüznümden!...
sokaklarım hala tekinsiz...
hala yalınayak öfkelerim var mekanın zamansız kaldığı tenhalarda!
hala bir yanım yangın diğer yanım kül...
daha bulmadan doğrularımın tercümesini, gidemem!
şehrin kalbini yerle bir etmeden,
vurmadan gece nöbetlerimde kavlimi,
silmeden ezberimden gözlerini... gözlerinin izini...
seslenmeden sana yedi rengin diliyle,
yağmalamadan eylülün güzelliğini
ve benden gitmeden aşk, gidemem!
kırmadan gönül ayinemdeki bulanıklığını
ve unutmadan seni, gidemem!...
daha konmamışken dallarıma kumru,
geçmemişken zührenin sızısı
çıkarmadan saçlarımdan günahın lekesini
ve hala yokken mezarımda izin,
gidemem!
gitmeye meylim var a leylim!
akşamlar gurbete gebe!...
ben bu kendimi yetim şiirlere gark etmeden,
ve hala tutmazken sözler,
rüyalar gerçeğin kıyısına uğramazken,
yaralar tuzken, buzken içimde ateş,
gitmeye meylim var!... gidecek yolum yok a leylim!
kaldırımlar çileyi örüyor önümde
girift dertlere salıyor türküler beni
türküler ben ile sen arasında,kavgalarda!
ahım gölgeler düşürüyor yorgun sularıma!...
bana ait olana yalan deniyor da düşlerimi hesaba katan olmuyor!...
kelepçeler vuruluyor adıma!...
özgürlüğün düştüğü yer neredir bilirim!
bilirim buz gibi havayı içinde tutmayı...
bilirim gurbeti... şiirsiz kalmayı!..
bilirim de şahit tutamam ellerini katlime!...
şahit tutamam seni hezimetime...
bilirim şahidim de olsan, gidemem!...
gidemem günahını boynuma dolayanı bulmadan,
vurmadan en dibe, sürmeden yüzümü toprağına
gidemem!...
tüketecek yeşilim kalmadı!... sessiz harflerle seslendim sana!
vurulsun diye azad etmedim üveyikleri ben karalardan!
unutulsun diye söylemedim sözleri!
bitsin diye yazmadım hiçbir şiiri...
sen demeden yormadım hiçbir düşü!...
Yusuf demeden bakmadım suya!
sen bilmeden bunları, derdimi dertle öldürmeden gidemem!
hala yalınayak öfkelerim var mekanın zamansız kaldığı tenhalarda!
hala bir yanım yangın diğer yanım kül...
daha bulmadan doğrularımın tercümesini, gidemem!
şehrin kalbini yerle bir etmeden,
vurmadan gece nöbetlerimde kavlimi,
silmeden ezberimden gözlerini... gözlerinin izini...
seslenmeden sana yedi rengin diliyle,
yağmalamadan eylülün güzelliğini
ve benden gitmeden aşk, gidemem!
kırmadan gönül ayinemdeki bulanıklığını
ve unutmadan seni, gidemem!...
daha konmamışken dallarıma kumru,
geçmemişken zührenin sızısı
çıkarmadan saçlarımdan günahın lekesini
ve hala yokken mezarımda izin,
gidemem!
gitmeye meylim var a leylim!
akşamlar gurbete gebe!...
ben bu kendimi yetim şiirlere gark etmeden,
ve hala tutmazken sözler,
rüyalar gerçeğin kıyısına uğramazken,
yaralar tuzken, buzken içimde ateş,
gitmeye meylim var!... gidecek yolum yok a leylim!
kaldırımlar çileyi örüyor önümde
girift dertlere salıyor türküler beni
türküler ben ile sen arasında,kavgalarda!
ahım gölgeler düşürüyor yorgun sularıma!...
bana ait olana yalan deniyor da düşlerimi hesaba katan olmuyor!...
kelepçeler vuruluyor adıma!...
özgürlüğün düştüğü yer neredir bilirim!
bilirim buz gibi havayı içinde tutmayı...
bilirim gurbeti... şiirsiz kalmayı!..
bilirim de şahit tutamam ellerini katlime!...
şahit tutamam seni hezimetime...
bilirim şahidim de olsan, gidemem!...
gidemem günahını boynuma dolayanı bulmadan,
vurmadan en dibe, sürmeden yüzümü toprağına
gidemem!...
tüketecek yeşilim kalmadı!... sessiz harflerle seslendim sana!
vurulsun diye azad etmedim üveyikleri ben karalardan!
unutulsun diye söylemedim sözleri!
bitsin diye yazmadım hiçbir şiiri...
sen demeden yormadım hiçbir düşü!...
Yusuf demeden bakmadım suya!
sen bilmeden bunları, derdimi dertle öldürmeden gidemem!
Duha sonrası
bu acıyı unutturacak başka acılar gerek bana Rabbim!...
bu acıyı unutturacak başka acılar gerek bana Rabbim!...
sebepler zincirimi orta yerinden koparacak, beni sebepsiz kılacak acılar gerek bana!...
bana kına kokulu acılar müjdele Rabbim!...
her şey biraz yarımken, böyle kırıkken dalımda gülüm
bana mevsimsiz yağmurlar ver!... ver ki gideyim!
ver ki geride kalsın andımın tortusu!...
bir kez daha düşmeden, bana toprak kokan yağmurlar ver...
ver ki gideyim!...
sebebim kalmasın... kalmasın benden geriye kül...
değmeden bana zehir bakışlar avuçlarıma koy makus talihimi
gideyim!...
bana kına kokulu acılar müjdele Rabbim!...
her şey biraz yarımken, böyle kırıkken dalımda gülüm
bana mevsimsiz yağmurlar ver!... ver ki gideyim!
ver ki geride kalsın andımın tortusu!...
bir kez daha düşmeden, bana toprak kokan yağmurlar ver...
ver ki gideyim!...
sebebim kalmasın... kalmasın benden geriye kül...
değmeden bana zehir bakışlar avuçlarıma koy makus talihimi
gideyim!...
önce eylül... sonra kavl!
gitmek gerek! ölmeden, bir kez daha!...
gitmek gerek! ölmeden, bir kez daha!...
Eda Aktaş