Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Düşünce hareketlerinin temel amaçları ve hizmet metotları

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

1. İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler) hareketi:
1926 yılında Hasan el-Benna tarafından kurulan İhvan-ı Müslimin Cemaati, aslında siyasî bir teşkilâttır.Ehli sünnet anlayışta ve öz değerlerden birlik çıkarmayı ,müslüman toplumlar üzerindeki gayri islami ve harici siyasal baskıları ve ümmeti anlayışın çözülmesini engelleyici ,Tümden İslâmî geleneklerin yok edildiği bir dönemde İslâm Birliğini diriltme misyonu ile ortaya çıkmıştır. Cemiyet birbirinden ayrı ve farklı saha ve çalışmada ,son dönem ulemalarını hal ve kal ehli olarak hazine-i bahrinden çıkarmıştır.
Buda Cemiyetin manevi cihad ve terakkiyata,ilme çok büyük değer verdiğini göstermiştir.
İhvan-ı Müsliminin fikrî öncülerinden biri Muhammed Abduh’dur. Halkı hesaba katmadan bir yere varılamayacağının bilincinde olan Müslüman Kardeşler hareketi, çıkış döneminde diğer birçok harekette görüldüğünün aksine halkı kucaklayan bir tavrı kendisine şiar edinmiştir.
İhvan’ın liderlerinden El-Benna sınırsız bir kuvvet kullanımına taraftar olmamakla birlikte, kuvvetin belirli şartlarda kullanılabileceğini savunur. Ona göre gaye ne kadar meşrû olursa olsun, sınırsız kuvvet kullanımı dinî açıdan hiçbir zaman tecviz edilemezdi.
2. Cemaat-i İslâmî hareketi:
20. yüzyılda Hind Yarımadasındaki önemli çağdaş İslâm düşüncesi hareketlerinden birisi de Mevdudî’nin kurduğu Cemaat-ı İslâmî’sidir.
Cemaat-i İslâmî hareketinin kültürel öncelikli ve geleneğe bağlı bir çıkış noktası olmasına rağmen, gerçekleştirdiği faaliyetlerinin sonunun gelmemesi ve belirsizliğini koruması, hareketin akim kalması sonucunu doğurmuştur.
3. Mezheb ve tarikat hareketleri :
Mezhebler: Peygamberimiz’in (asm) ve ashabının dönemlerinde içtihada gerek görülmediği gibi, mezheplere de ihtiyaç duyulmamıştır. Zamanla İslâm devletinin sınırlarının genişlemesi, ashabın azalması ve yeni yeni meselelerin ortaya çıkması farklı görüşleri de beraberinde getirmiştir. Ümmeti dinin kaynağında birleştirip vahdeti sağlamak için Peygamberimizin (asm) hadislerini toplamak, tasnif ve tahlil etmek, birbirleri ve Kur’ân ile karşılaştırmak sureti ile hüküm çıkarma çalışmalarına girişilmiştir. Mezheplerin aralarındaki görüş ayrılıkları, teferruata ait meselelerde olmaktadır. Dinin zarurî hükümlerinde ve tevili mümkün olmayan muhkematında bütün hak mezhepler ittifak halindedirler..
Mezhepler, amelî ve itikadî olmak üzere iki ayrı alanda oluşmuştur. Bunlardan Peygamber'in (asm) sünnetine uyan ve ashabını takip edenlere Ehl-i Sünnet mezhepler, bu yoldan sapanlara da Bid’a mezhepler denilmiştir.
Amelî mezheplerde Ehl-i Sünnet olan dört büyük mezhep; Hanefî, Şafiî, Hanbelî ve Malikî’dir. İtikadî hak mezhepler ise; Selefîlik, Maturîdilik ve Eş’arîlik’tir.
Bid’a mezhepler: Yorumlarını daha ziyade kendi görüş ve fikirlerine dayandıran, bazı sahabeleri sevgide aşırıya kaçan, bazılarına karşı da nefret duyan mezheplerdir. Ancak sünnete tam uygun olmadıklarından mensupları Ehl-i Bid’a olarak tanımlanmaktadırlar. Bu mezhepler her ne kadar Ehl-i Sünnet dışında olsalar da, her biri bir hakka ve hakikate dayandığı için bütün bütün dışlanamazlar.
Tarikatlar: İslâmî görüşlerin hâkim olduğu ve yaşandığı zamanlarda hizmet etmişler, kalbi işlettirmek suretiyle Allah’a ulaşmayı hedeflemişlerdir. Gayeleri, Peygamberimiz’in (asm) Sünnet-i Seniyyesi dairesinde ve Mi’rac’ının gölgesinde kalp yoluyla, ruhânî bir seyahat neticesinde imânî ve Kur’ânî hakikatlere sahip olmak ve şirin, nurânî, neşeli, ruhânî, kutsî hakikatleri yaşamaktır. En mühim esasları, dünyayı sevmeyerek ihlâs ve muhabbetle hizmet etmektir. Zamanla tarikatlarda da bid’a ehli olanlar olmuştur.
4. Risâle-i Nur ekolü:
Risâle-i Nur ekolü, hizmet anlayışında şiddet ve çatışma yerine, demokrasi ve müsbet hareketi ikame etmiştir. Müslümanların içine düştüğü sıkıntılardan kurtulabilmeleri için en çok hürriyet, meşrûtiyet ve demokrasi kavramlarına vurguda bulunmuştur. Cemaat-devlet ilişkisinde Risâle-i Nur ekolünün temelleri iki ana çizgiyle belirlenir. Bunlar; iktidara talip olmama, şiddet ve çatışmayı reddetmedir. Nur ekolünün bu özelliği, orijinaldir.
Ahlâkta ve hayatta zulmetli bir anarşilik ve zulümlü bir dinsizlik ifsada başladığından siyasal, toplumsal ve dinî bakımdan büyük bir tahribat vardır. Bu tahribata karşı durabilmek için iki yol vardır: Birincisi; siyaset yoluyla tamire çalışmak, ikincisi de; mânevî cihad tarzında iman hakikatlerini neşretmek.
 
Üst Alt