Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dünyalidan Notlar

malik bin nebi

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
23 Mar 2006
Mesajlar
42
Tepkime puanı
0
Puanları
0
DÜNYALIDAN NOTLAR

SELAM

DÜNYALIDAN NOTLAR ; ; ; ; ; ; ;


Biz kimiz , , , , , , , , , ,

Daha önce hiç varlığınızdan sıyrılıp varlığınıza bakabildiniz mi? , , , ,
Bir yazı yazarken, bir nefes sigara çekerken, başınız secdedeyken, kalabalık bir yerde otururken, zamanı dondurup,,,,,,
Kendinizi tanımlarken yeryüzünde yaşayan, gezegenler içinde dünya isimli bir gezegende yaşıyor olduğunuz hiç garibinize gitmedi mi?
İnsan eşya mıdır?
İnsanla bir kanepe arasındaki fark nedir?
______________________________________________________________________


Bizler dünya isimli bir gezegende yaşayan yiyeceklerini, bazen pişirerek bazen de çiğ yiyen, iki ayaklı, ilginç uzuvları olan varlıklarız. İnsanın kendini bu bilinçle görmesi ile sadece yaşayan bir varlık olarak görmesi arasında ki fark kanepeyle insan arasındaki farktır, bizler dünyalıyız , , , , ,
_______________________________________________________________________


Nehrin içerisindesiniz, yani dünyada, akıp gidiyor yani biyolojik yaşlanma, nehrin içindeki dünyanız nehir kadar mı, dünyanız dünya kadar mı, anlamlarınız sadece çevrenizle eşdeğer mi eşya kadar mı anlam sahibisiniz,

Nehrin içinde yanyana aktığınız su molekülleri ile sizin aranızdaki fark nedir o zaman, veya üzerinde yattığınız kanepe ile sizin aranızdaki fark, sizce bir fark var mı, ikisi de akıyor, ikisi de biyolojik olarak yaşlanıyor, ikisinin varlığı da sadece görevlerden ibaret,


O nehrin içinde Allah hakkında muhabbet ediyor olsanız bile eşya ve siz arasında bir fark olmalı, tek farkınız bahis etmek, konuşmak olmamalı , ,

Ne kadar ilginç değil mi, dedenizle neneniz anneniz veya babanızı yapmaya karar vermeseydi siz yoktunuz, tesbih edelim ve varlığımıza kadar gelelim,


MAHLUK VE EŞREF-İ MAHLUK - ADEM VE MAHLUK,

Mahluk bir çeşit eşyadır, şereften ( emanet) yoksun bir eşya, aynı kanepe gibi,

emanet dağa yüklenmiş, ağırlığa dayanamayan dağ parçalara ayrılmış,
demek bu kadar ağır bir yük,yükün ağırlığı kg cinsinden olmasa gerek, ama mahluk kabul etmiş, Bu iradi değil niteliksel bir mesele bana kalırsa, 100 tonluk yükün 90 tonluk kapasiteli bir hangara doldurulması gibi bir şey,yani potansiyel,,,,,

Peki emanet, sırtımızda dağın sırtında ki gibi mi duruyor, mahluk eşrefe varmış ve eşref-i mahluk olmuş, adamlar adem olmuş, ne ile eşyanın isimlerinin öğretilmesi ile, bilinçle, irade ile, eşyaların isimleri, kanepeyi bilmiş, masayı, bardağı, dağı, taşı, ve onları tanımlamış,Rable iletişim kurabilmiş, dinlemiş öğüt almış, sonra tesbih etmiş, ve eşya ile benliği arasında ki farkı bulmuş, varlığının varlığına varmış, varlığının farklılığını anlamış, eşya olmamanın şerefini duymuş , , ,

Ve kanepeden bir farkı olmuş, biz öğrenebildik mi , eşyanın isimlerini, öğrenemedik mi, peki varlığımızın bilincine vardık mı, varamadık mı, o zaman dağın sırtındaki emanet ile bizim sırtımızda ki emanet arasında ki fark, ??? hamallık mı dediniz,

Marksitler eşyadır, laikler de öyle, kapitalistler desen zaten aynı, peki ya Müslümanlar ????

Yoksa seçilmiş kavim masallarına hala inanıyor musunuz ,,,,,,,,,,,

Müslümanlar da eşya olamaz mı ,

Bilgisayar bir eşyadır, bu eşyanın görevi bir takım verileri depolamaktır, ve yeri geldiğinde ortaya çıkarmak, ekrana yansıtmak,

Marksitler das kapitali, laikler nutuk’u, Müslümanlar da kur’an metinlerini depolar, butona tıklarsınız, aradığınız veri ekrana yansır, peki sizce bu eşya c’de kayıtlı verileri biliyor mu, yoksa sadece taşıyor mu ?

İşte bilinç bilginin bilinci, varlığın bilinci ve insan …. Kusura bakmayın her iki ayaklı varlık eşrefi mahluk değil, çok ayet de bilinse, çok hadis de ezberlenilse, çok kitap da okunsa, çok fazla karizmanız olsa da ,,,, Öğrencilik yıllarımda bir dostumla otobüs durağına doğru yol alırken, içerliyerek ve eliyle işaret ederek, otobüs durağında ki kalabalığı gösteriyor ve dostum işte potansiyel insan bunlar diyordu,,,,,,,,,,.potansiyel insanlar,,, ne kadar ilginç,


Yeryüzüne gelme ihtimalinizi hiç düşündünüz mü, sizin yeryüzünde bu anne babanın evladı olarak doğma ihtimalinizi? Sizin şu anki ebeveynlerinizin evladı olarak dünyaya gelme ihtimaliniz, doğduğunuz anda yaşayan çocuklu aile sayısı kadardır, atıyorum milyarda bir ihtimal, çok zor değil mi, milyarda bir ihtimal ,,, ama siz bu ihtimalin gerçekleşmesisiniz, milyarda bir ihtimali Rabb dilerse gerçekleştirir,,,,

Şimdi unutkan insanı gördük,

Peki, milyarda bir ihtimali Allah dilerse gerçekleştirebilir buna iman ettiniz ve tesbih ederek varlığınıza vardınız, bu gerçekliği gerçekleştirdiniz, durum sayısı insan sayısından fazladır, bir insanda birden fazla durum olabilir, bu da demektir ki, sizin şu anki durumunuzdan farklı bir durumda olma ihtimaliniz, doğma ihtimalinizden daha fazla, unutmayın siz daha düşük ihtimalin gerçekleşmesine iman ettiniz, peki, daha yüksek bir olasılığın gerçekleşmesine,,, zengin-fakir, mutlu-üzüntülü,işçi-patron, anneli ve babalı, annesiz ve babasız, yalnız –kalabalık ,,,,

peki, ellerinizdekilere o kadar da sahiplenmenin bir anlamı kalmadı değil mi, farklılıklarınız fark etmemeye başladı, çünkü, sizin aynı anda farklı olan birisi olma olasılığınız doğmanızdan daha yüksek, farklılıklar hayatınızda fark etmeye mi başladı,

Şimdi nankör insanı gördük,

Baban ölümcül bir hastalığa yakalanmış, annen kanser olmuş, neeee , babam ölümcül bir hastalığa mı yakalandı, ben ölecek miyim ? Olamazzzzzzz , bir şeyler yapmalı,

Şimdi de cahil insanı gördük,

Yaşam ölümlü bir hastalıktır çünkü,,,


Kanepe ile insan arasındaki fark
Bilgisayar- iman arasındaki fark
Dağla – bilinç ve potansilyel arasındaki fark,
___________________________________________________

Bilgi, bazen ateş, bazen zindan, bazen ateş çukuru, bazen yalnızlık, bazen yoksulluk, bazen terk edilmişlik, bazen ezilmişliğe sebep olmuştur hep,

İşte bilgi ile veri arasındaki fark


Yeryüzünde yaşayan varlık ile suda yüzen varlık
Su molekülü ile suda yüzen varlık,
Su molekülü ile suya bakan varlık arasındaki fark,


Eşyaların görevleri vardır, ve onları yerine getirir, tüp su kaynatır, bardak su alır, sizin göreviniz de eşyaların görevlerini icra etmesi gibi mi acaba, artık hayatınız iradi ve şuurlu değil sadece mekanik mi ?????

kendinize görev seçin, kur’an’dan ayetler bilmek, ve anlatmak,,,

Görevi bilgi depolamak olan eşya bilgisayar,

Aralarında ki fark ,,,

bence bilgisayar daha üstün,


Biri var olan potansiyeli değerlendirememiş, diğeri amacına uygun davranmış bilgisayar iki ayaklı bu mahluktan daha üstün, siz hiç bilgisayarlar saçını taramayı düşündünüz mü, yokkk, sen de saçma saçma sorular sorma be adam demeyin, bunu düşünmediyseniz, cesetlerinizi ve benliklerinizi de bilgisayar gibi kullanmayı düşünmeyin,,,,,
İşte şimdi eşya ile insan arasında ki fark,


Fıtratı bozmak ve havyalardan daha aşağılık olma halini gördük yukarda, geleneksel din anlayışı yıkıldı yaşasın gelenek haline gelmiş yeni dinimiz, namazlarımız, okumalarımız, anlatmalarımız, tefekkürlerimiz, konuşmalarımız, araştırmalarımız, artık gelenek halinde mi,, işte eşyanın bir farklı versiyonu, kanepe ne yapar sırtında insan taşır, artık düşünmek ve yargılamak yok sadece işini yapmak var yani sıradanlaştı, gelenek haline geldi, insan ne yapar, okur, konuşur, başkaldırır, anlatır, kanepe gibi yani,,,,,,, öyle mi ? ?

Odanızdasınız elinizde kalem karşınızda Rabbiniz var mı, veya yolda yürürken size bir arabanın çarpması ve ölme ihtimaliniz, doğmuş olma ihtimalinizden daha yüksek, hayatımız bu kadar işte, insan ne kadar da az düşünüyor görüyoruz şimdi de, eniştemin arabasının tekeri bu gün yolda yürürken yollarda bulunan kanalizasyon kapaklarından birinin içine düştü, kapak çürümüş herhalde, işte hayat böyle bir şey, bize uzak olan ne var ki, ölümün ve kıyametinin gizli tutulmasının esrarı da burada ya zaten ertelemek gibi bir şansımız yok, o gün insana erteledikleri hakkında soracağınız ayetini görüyoruz şimdi de,

Uzaydan dünya isimli gezegenin resimlerini çekmişler, siz o resimleri çekilen gezegendesiniz şimdi o resmi hayal edin, kendinizi elips şeklinde ki bir cismin üzerinde yürüyen ilginç uzuvları olan bir varlık olarak düşünebiliyor musunuz, ????

Veya boş verin bunları açın bir kur’an fihristi, şefaatle ilgili ayetleri arayın, açın bir hadis arama programı bu konu ile ilgili hadisleri bulun, açın alim denen adamların kitapları bu konu ile ilgili görüşleri bulun, veya açın bir tv kanalı ve bir film izleyin, o filmi soran olursa filmi anlatırsınız,

ama unutmayın siz o filmi yaşamadınız,

Film ve din arasındaki fark,,,
-________________________________________________
Kur’an nedir ??????

İçinden hadisleri savunacak verileri bulduğumuz bir kitap,
İçinden hadisleri eleştirecek verileri bulduğumuz bir kitap,
İçinden sistem karşıtlığını, tc. karşıtılığını aradığımız bir kitap,
İçinden tasavvuf karşıtlığını bulduğumuz bir kitap,
İçinden bunların hepsini savunacak verileri bulduğumuz birkitap,
Bilgilenme aracı,

Kur’an bunlardan biriyse bizim için veyl olsun bize,,,,


Peki ya Din nedir ?


Sistem karşıtlığı, gelenek karşıtlığı, mealcilik karşıtlığı, sufizim karşıtlığı, sapıklık karşıtlığı, din bizim için bunlardan biriyse yine yandık,

Yüzünü temiz olan fıtrata çeviri gördük,


Bir anı ve bir tesbihat,

Hiç unutmam bir ara bir ağabeyimle konuşurken bana iyi bir fırça atmıştı, nefsime ağır geldi bu ama şimdi ona teşekkür ediyorum, zikir nedir diye sordu, zihnimdeki verileri ekranas yansıttım ben de, hatırlatmadır dedim abi, genç adam diye başladı…… ve bana zikirle ilgili ayetleri yolladı, okudum ama okumuştum zaten bana göre, aynısı işte abi, hatırlatma,
Hatırlatmaymış diye içerliyerek, hayır dedi, ben şaşırmıştım,,

zikir kul katından hatırlama Rabb katından hatırlatmadır dedi ve konuşmamız bitti,,,,,,,,
çok sade ve basit gibi duruyordu,,,,,


Eve gidiyordum, giderken tesbih ediyordum, bana zikrin veri olmayan halini söylemişti bu insan, Ben Allah mıyım ki benim için hatırlatma olsun, ben kulum ve benim için hatırlama olmalıydı, peki, hatırlamayan insanlar sırtlarında hatırlatmaları taşısa ne olacaktı ki, bu insanın eşyadan ne farkı olacaktı ki, bu meseleye neden Rabb katından bakmıştım,

Benliğinde hatırlamayı gerçekleştiremeyenlerin, fakat hatırlatmalarla muhatap olanların durumu ve bunları insanlara sunanların durumu, masa ile üstündeki bibloların durumu gibidir,
Biz onlarla senin aranda bir perde çekmişizdir,,,,

Aralarına perde çekilen insanlar, kulaklarında vahyi veri olarak duyuyordu, vahyi susturmuyordu aksine dinliyorlardı ama aralarında bir perde vardı,

Masa, üzerinde bir örtü, örtünün üzerinde de bir biblo, masa ile biblo bir değildi ayrıydı, ama ikisi de sonuçta eşyaydı, fıtrat, üzerinde bir perde, üzerinde hatırlatmaların yer aldığı veriler, ilahi metinler, yani eşya,,,,,,,,

bu hatırlama unutanların hatırlaması değil, kalbin, ve benliğin vahiyle temas etme halidir,


Allah ile iletişimimiz nasıl, analaşabiliyor muyuz , birbirimizin dilinden anlıyor muyuz , siz O’nu o sizi anlıyor mu sizce, çok yakın dostunuz size her şeyi kelimelerle ifade etse çok yakın dost olmazdınız herhalde, sustuğu zaman, suratındaki şekiller değiştiği zaman onu anlıyorsunuz ve anlaşıldığınız hissediyorsunuz ki yakın bir dostsunuz değil mi, Ya Allah ile mimiklerle anlaşabiliyor muyuz,

Yeryüzü bir ayettiri gördük,

Yok, ağaçlar, mevsimler, gece ve gündüz, bize hatırlatmıyorsa, biz henüz dostumuzu tanıyamadık, ve henüz hatırlayamadık,

Bazen elimi uzatır ve öylece bakarım ne kadarda ilginç bir uzuv, saçlarınızı hiç düşünebildiniz mi, havyaların postları ile saçlarınız, vücudunuzdaki kıllar arasındaki benzerliği, , ,

İnsan hep mahluktur, eşrefli iken dahi mahluk eşref-i mahluk, yemesi, içmesi, dışkısını yapması, cinselliği, uykusu, mahlukluk kısmına, işiten gönlü, akleden kalbi ise eşref kısmına, hangisi fazla ise o derecede artar ya mahlukluğunuz ya da eşrefiniz, ama unutmayın, salt eşref veya salt mahluk değil amaç, eşrefi mahluk olmak,
Yeryüzünde bir kara parçası alçaldığı zaman bir diğer kara parçası yükselir, buna izostatik denge diyorlar coğrafyada, yeryüzünde nice ayetler vardır, bunda bizim için ibretler vardır , ,
Amaç, ne kötülüğü yok etmek ne de her şeyi beyaz yapmak, sadece fitne kalkıncaya kadar, yani egemen olan beyaz olsun, yoksa tüm kara parçalarının yüksek olması, yeryüzünün fitnesidir,

İnsan çok yönlü bir varlıktır, bu yönlerin hepsinin bakımını yapın ki, varlığınızı oluşturan paçaların farkına varın ve her bir parça bütüne daha da yakın hale getirecektir sizi,


İnsan kendine dışardan bakabilen, insan bedeni ile saç taramayan, insan kınayan, insan sorgulayan, insan eşya olmayan, mekanik olmayan, görevlerini görev edinmeyen, bir varlıktır,
Bizler dünyadaki eşyalar değiliz, eşyalara secde edecek olan biz değiliz, çünkü, eşya bize secde halinde, biz kendimizi tanımazsak secde eden biz oluruz, biz varlığımızın varlığına varamazsak vardığımız yer, eşref-i mahluklara secde etmektir, yani eşya olmaktır, Bizler elips şeklinde ki bir gezegende yürüyoruz unutmayın,,,,,,

Kendimize ne kadar yabancılaşırsak eşyaya o denli yakınlaşırız, var olan kalıpların içini doldurmayın,,,


Ben de ölüm ve hayat veririm diyen Nemrud’a şu akıl dolu, iman dolu, cevabı veren dedemizi anarak yazıma nokta koyuyorum,

“Benim Rabbim, güneşi doğudan doğurur, sen batıdan doğursana,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Bu söz uzun, uzun olduğu kadar da çetin bir mücadelenin, meyvesidir,

“Biz İbrahimi sarsıcı imtihanlardan geçirdik……

Selam Allah’ın tüm elçilerine olsun, onlara esenlik ve övgüler olsun,
Kendini kınayan nefse and olsun,,,,,,,,,,,


Bir gece boş bir odaya geçin, ışıkları kaptın, ve odanın ortasında oturup, başınızı elinizin arasına alın, öylece bekleyim,

Bir gece yatağınıza uzanın, ve kendinizi inceleyin,

İnanın çok farklı düşünceler gelecektir beyninize Rahman’ın izni ile,

Doğrularımız diğer doğrularla şahitlidir, her bir doğru bir diğerine şehadet eder, tesbih bu doğruları bir araya getirmedir, tanelerin içinde atladığınız, tesbih etmediğiniz bir –tane- kalırsa tesbih yarım doğrular eksik kalacaktır,
Varlığımız sadece görevlerini icra eden bir eşyaya benzemesin, işiten gönüllerimizin akleden kalbimizin varlığından haberdar olalım inşallah.



Yeryüzünde yaşamaya çalışan, ilginç uzuvları olan, yürüyen ve eşrefi arayan bir mahluk
Şüphesiz ki O bizim RABBİMİZDİR;

SELAM VE DUA İLE
 
Üst Alt