tevhideçaðrý
New member
- Katılım
- 15 Eki 2007
- Mesajlar
- 177
- Tepkime puanı
- 8
- Puanları
- 0
- Yaş
- 52
DUA
Dua insanın yaratıcısına ihtiyaç duyduğunu gösteren ve kula yerini hatırlatan bir taleptir. İnsan yaratıcısını, Hakk olarak kabul etmiş olmalıdır ki, ondan yardım talep etsin. Öyleyse kulluğun ve Rabb olmanın iki ayrı yeri vardır. Dua kula Allah'ın bir mahlûku olduğunu hatırlatan ve Allah'ın ise Rabb olduğunu, tek ilâh olduğunu hatırlatan ve idrak ettiren esasları muhtevidir. Kısaca dua, kulun Rabbine müracaatıdır, münacaatıdır, yönelmesidir.
7/ ARAF-55: Rabbimize gönülden ve gizlice yalvarın, muhakkak ki Allah haddi aşanları sevmez.
7/ ARAF-56: İslah olduktan sonra yeryüzünde fesat çıkarmayın. Allah'a korkarak ve umutla yalvarın. Şüphesiz ki Allah'ın rahmeti muhsinlere yakındır.
40/ MÜ'MİN-60:Rabbimiz der ki; "Bana dua edin ki, size icabet edeyim. Muhakkak ki bana kullluk etmek hususunda kibirlenenler alçalmış olarak cehenneme girerler."
2/ BAKARA-186: .
Ve kullarım, sana benden sorduğu zaman, Ben muhakkak ki (onlara) yakınım. Bana dua edilince, dua edenin duasına (davetine) icabet ederim. O halde onlarda benim (davetime) icabet etsinler ve bana îmân etsinler. Böylece irşada ulaşsınlar (irşad olsunlar).
Görülüyor ki, Rabbimizden yardım istememiz, Rabbimizin kesin emridir. Yardımsız irşada ulaşmak mümkün değildir. Çünkü, âyet-i kerîmenin birinci kısmında, O'ndan dua ile yardım istememizi, bizden talep ediyor. Fakat Allah'dan gelecek yardımın kulların liyakatıyla paralel olacağını âyet-i kerîmenin sonunda açıklıyor. Bu yardımın dünya ni'metleri olmadığını Allah'ın katında ulvi ni'metlerine sahip olmak için Rabbimizden yardım istemenin efdal olduğunu, âyet-i kerîmenin sonunda Rabbimiz irşad kelimesiyle işaret ediyor.
İrşad hedefinin tahakkuku için ise; Rabbine kavuşmayı dileyen kimse, önce Allah'ın resûlüne onun vasıtasıyla da daha sonra Rabbine kavuşacaktır.
Burada da görülüyor ki dua, Allah'a yaklaşmanın, yakın olabilmenin bir vasıtasını teşkil ediyor.
Dua insanın yaratıcısına ihtiyaç duyduğunu gösteren ve kula yerini hatırlatan bir taleptir. İnsan yaratıcısını, Hakk olarak kabul etmiş olmalıdır ki, ondan yardım talep etsin. Öyleyse kulluğun ve Rabb olmanın iki ayrı yeri vardır. Dua kula Allah'ın bir mahlûku olduğunu hatırlatan ve Allah'ın ise Rabb olduğunu, tek ilâh olduğunu hatırlatan ve idrak ettiren esasları muhtevidir. Kısaca dua, kulun Rabbine müracaatıdır, münacaatıdır, yönelmesidir.
7/ ARAF-55: Rabbimize gönülden ve gizlice yalvarın, muhakkak ki Allah haddi aşanları sevmez.
7/ ARAF-56: İslah olduktan sonra yeryüzünde fesat çıkarmayın. Allah'a korkarak ve umutla yalvarın. Şüphesiz ki Allah'ın rahmeti muhsinlere yakındır.
40/ MÜ'MİN-60:Rabbimiz der ki; "Bana dua edin ki, size icabet edeyim. Muhakkak ki bana kullluk etmek hususunda kibirlenenler alçalmış olarak cehenneme girerler."
2/ BAKARA-186: .
Ve kullarım, sana benden sorduğu zaman, Ben muhakkak ki (onlara) yakınım. Bana dua edilince, dua edenin duasına (davetine) icabet ederim. O halde onlarda benim (davetime) icabet etsinler ve bana îmân etsinler. Böylece irşada ulaşsınlar (irşad olsunlar).
Görülüyor ki, Rabbimizden yardım istememiz, Rabbimizin kesin emridir. Yardımsız irşada ulaşmak mümkün değildir. Çünkü, âyet-i kerîmenin birinci kısmında, O'ndan dua ile yardım istememizi, bizden talep ediyor. Fakat Allah'dan gelecek yardımın kulların liyakatıyla paralel olacağını âyet-i kerîmenin sonunda açıklıyor. Bu yardımın dünya ni'metleri olmadığını Allah'ın katında ulvi ni'metlerine sahip olmak için Rabbimizden yardım istemenin efdal olduğunu, âyet-i kerîmenin sonunda Rabbimiz irşad kelimesiyle işaret ediyor.
İrşad hedefinin tahakkuku için ise; Rabbine kavuşmayı dileyen kimse, önce Allah'ın resûlüne onun vasıtasıyla da daha sonra Rabbine kavuşacaktır.
Burada da görülüyor ki dua, Allah'a yaklaşmanın, yakın olabilmenin bir vasıtasını teşkil ediyor.