Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dua ve Beddua

Cemre

New member
Katılım
27 Nis 2007
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Web sitesi
www.beyazvesiyah.net
Dua-Beddua(İstiğna)
Dünya, geçici bir ticaret yeri ve her gün dolup boşalan bir misafirhane ve gelen geçenlerin alışverişi için yol üstünde kurulmuş bir pazardır. Allah’ın devamlı yenilenen, hikmetle yazılıp bozulan bir defteridir. Dünya Allah’ın esma ve sıfatına aynalık yapan bir kitaptır.



Şu alem gerçi fanidir; Fakat ebedi bir aleme gerekli olan mahsulü yetiştiriyor. Gerçi dünya geçicidir. Ama baki meyveler veriyor. Dünyanın lezzeti az, elemleri çoktur. Bir lezzet verse, bin elem takar.



Dünyadaki güzellikler sadece lezzet almak ve seyretmek için değildir. Çünkü bir zaman lezzet verse, o nimetten, lezzetten ayrılma ile bir çok zaman sıkıntı verir. Dünya insanın iştahını artırır, yaşama isteğini ziyadeleştirir, hayata bağlar, fakat doyurmaz. Şu fani dünya insanın maddi ve manevi duygularını tam olarak kullandırmaz. Nasıl ki, anne karnındaki çocuk kendisinde olan göz, kulak, Dil, akciğer, akıl, kalp v.b. maddi ve manevi duygularını kullanamaz. Ama biz biliriz ki o kulak, göz, dil, akciğer, akıl, kalp boşu boşuna yaratılmamıştır. İnsanın onu kullanacağı bir yer vardır. Annesinden doğduktan sonra bir insan yavaş yavaş bu duygu ve organlarını kullanmaya başlar. Ama bütünüyle bu maddi ve Manevi duygu ve organlar tam olarak dünyada kullanılamazlar. Dünya sadece bu duygu ve organların açılıp inkişaf etmeye başladığı yerdir.



Örnek olarak aklı ele alalım, insan aklının çok az bir kısmını kullanabilir. 10 ila 20.000 frekansları arasındaki sesleri işitebilir. Duvarın arkasını göremez. Her istediğini elde edemez. Bir söz vardır: “Eğer vermek istemeseydi, isteme olmazdı.” diye. İşte bu söz çok anlamlıdır. Rabbimiz insana ne vermek istiyorsa, insana onu istetir. Ebedi bir hayatı, ölümsüzlüğü, mutluluğu, dostlarıyla ebedi yaşamayı, uçmayı, her istediğinin önüne gelmesini…



İşte Rabbimiz dünyayı, insanların ebedi alemleri istemeleri, özlemeleri için iştah açıcı bir memleket, ahiret alemlerindeki güzelliklerin küçük bir vitrini, teşhir yeri olarak yaratmıştır. Dünya insanı hayalini, iştahını, isteğini açar fakat doyurmaz. Çünkü ya insanın ömrü kısadır ya da sevdiği şeyin ömrü kısadır. Doymağa kafi değildir. Demek ki; kıymeti yüksek, müddeti kısa olan şu dünya ve içindeki güzellikler ibret içindir. İnsanları, dünyadaki nimetlerin asıl membaı ve asıl memleketi olan ahireti istemelerine bir teşvik edicidir.



“Ey Allah’ım! Benim müslüman olarak canımı al, ve cennette salihler zümresine dahil eyle”[1] ayetinde geçen dua, Hz. Yusuf (as) bütün sıkıntılarından kurtulup dünyevi nimetleri (meşru dairede) elde ettikten sonra yaptığı bir duadır ki; bahsettiğimiz hakikatle ilgilidir.



Rabbimiz şu dünya nimetlerini ahiret nimetlerine bir liste, hem cennet meyvelerine müşterilerine davet eden örnekler suretinde yaratmıştır.



Hep beraber bu manayı ifade eden Bediüzzaman Hazretlerinin şu duasını yapalım:



"Ey bizi nimetleriyle perverde edip besleyen, büyüten Sultanımız, Halıkımız, Rabbimiz olan Hazret-i Allah!

Dünyada bize gösterdiğin nimetlerin, numunelerin ve gölgelerin asıllarını ve menba’larını ahirette bize göster!

Ve bizi makarr-ı saltanatın olan cennetine celbet!

Bizi bu çöllerde mahvettirme! Bizi huzuruna imanla al!

Bize merhamet et! Çünkü sen Erhamürrahimin’sin!

Dünyada bize tattırdığın leziz nimetlerini cennette yedirmek bizlere nasip eyle…

Bizi yok olmak ve huzurundan koğulmak gibi bir azap ile azap etme!

Seni seven sana hamd edip şükreden şu muti’ ehl-i iman kullarını başı boş bırakıp ahirette: “Ne haliniz varsa görün!” diye cehenneme sevk etme Yarabbi!

Amin, Amin Ya Mu’in…

[1] Yusuf Suresi: 101.ayet

http://www.beyazvesiyah.net/zitliklar.aspx?Id=130
 
Üst Alt