Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dinler üç kısma ayrılı

muhammet

New member
Katılım
22 Şub 2007
Mesajlar
830
Tepkime puanı
14
Puanları
0
Yaş
49
Hak din, muharref din ve batıl din. Bu dinlerin içinde hak dinden başka hiç biri geçerli değildir. Çünkü hak din diğerleri gibi uydurma ve değiştirilme değildir. İslam dini hak dindir.
İslam dinin özelliği dünyada huzur ahirette ise eminliktir. Bu din Adem Aleyhisselam’dan Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselam’a kadar olan bütün peygamberlerin dinidir.
Bütün peygamber gönderildikleri kabilelerini İslam dininin temel inancında olduğu gibi bir olan Allah’a ibadet etmeyi tebliğ etmişlerdir.
İslam dini kendinden önceki dinlerin hükmünü kaldırmış ve kıyamete kadar geçerli olan dindir. Bu Allah katında da böyledir.
İslam dinin diğer dinlerden olan özelliği, onun son din olması, bütün insanlığa gönderilmiş olmasıdır.
Dinimiz her akıllı insanın uyacağı ve rahatlık la kurallarını uygulayacağı bir dindir.
Bu dinde zorluk va aşırıcılık yoktur. İslam dininde yolculara, hasta olanlara, gücü yetmeyen yaşlılara kolaylık tanınmıştır.
İslam dini sevgi, huzur ve barış yanlısı olan bir dindir.
Dinimiz; İman, Amel, ve Ahlak olmak üzere üç kısımdır.
İman; Allah’tan Peygamberimize gelen her şeyi tasdik etmektir.
Amel: İnanılanla amel etmektir.
Ahlak: İnsanın tabiatına yerleşen huylardır. Bu huyların en güzel olanı en makbul olanıdır.
İslam’da şer’i hükümlerin dört ana kaynağı vardır ki bunlar şunlardır:
Kitap: Allah tarafından peygamberimiz Mu-hammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)e vahiy yoluyla 23 se nede indirilen ve günümüze kadar bir harfi bile bozulmadan gelen Kuranı Kerim’dir. İslam dinininde bütün hükümler ona dayanılarak verilir.
Sünnet: Peygamber Efendimizin mübarek sözleri işlemiş olduğu şeylerdir.
İcma: Peygamberimizden sonra Ashabı Kiram’ın ve sonra gelen asırlarda yetişen islam müc tehidlerin birleştiği meselelerdir.
Kıyas: İllet benzerliği sebebiyle sabit olan bir hükmü ayet ve hadisle sabit olmayan, başka bir hükümle kıyaslamaktır.
İMAN

İman: Sözlükte inanmak ve tasdik etmek manalarına gelir.
Şeriatta ise; Peygamberimizin (Sallallahu aley hi ve sellem) Allah’tan getirdiği bütün meselelere kalb ile tasdik dil ile ikrar etmektir.
İnanç yönünüden insanlar, Mü’min, Kafir, Münafık olamak üzere üç kısma ayrılırlar.
Mümin: Allah’ın varlığı ve birliği başta olmak üzere, Peygamberimiz’e ve onun getirdiği her şeye inanan ve inandığını ikrar eden kimseye denir.
Kafir: İnanmayan ve inanmadığını söyleyen kişiye denir.
Münafık: Kalbi ile inanmayan fakat dili ile inandığını söyleyen kişiye denir.
İmanın sahih ve kabul olması için bir takım şartlar gereklidir bunlar:
Şüphe halinde olmamak, dini hükümlerle alay edip hafife almamak, dalga geçmemek, inkar sözleri ve davranışlarda bulunmamaktır.
İmanın olması için ilk söylenecek söz Kelime-i Şe hadettir.
Bu sözü:
اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلَهَ اِللهْ وَاَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدٌ عَبْدُهُ وَرَسُولُهْ
demeyen müslümolmaz.
İmanın şartları 6’dır.
Allah’a ve onun birliğine inanmak.
Her aklı başında olan insanın yaratıcısını tanı mak ve ona inanmak farzdır.
İnsan için evvela kendi varlığından başlayarak kainatın tamamını, göklerde ve yerde var olan şeyleri ibretle büyük bir dikkatle düşünüp incelemesi, bunları yaratan büyük bir gücün oldu ğunu idrak etmesi için yeter.
Herşeyin yaratılışında büyük bir incelik harukulade bir dengelik vardır. Kulluk görevimizin gereği yaradanımızın varlığı bilmek, sıfatlarını ve isimlerini tanımak ve o şekilde inanmaktır.
Allah birdir. Başlangıcı ve sonu yoktur. Allah yarattıklarında hiç birine benzemez. Allah’a bu şekil inanan gerçek imanın değerini kazanır.
Allah’ın sıfatları 14 tanedir.
Vücud:
Var olmak demektir. Allahu Teala vardır ve sıfatlarıyla muttasıftır. Şu kainatın yaratıcısı vacib-ül vücuddur. Onun var olması zatidir, ezeli dir, ebedidir.
Vacibül vücüd olan bir Allah olmasaydı, hiç bir şey olmazdı. Ve Allah için yokluk düşünülemez.
Kıdem:
Ezeli olmak. Evveli bulunmamak. Her işin başlangıcı her şeyin evveli vardır. Fakat bu durum Allah için geçerli değildir. Çünkü onun varlı ğı vacibdir ve kendindendir.
Beka:
Allah’u Teâla bakidir. Her var olan şeyin sonu vardır, yalnız Allah’ın varlığının sonu yoktur. Kıdem’i sabit olan her şeyin bekası vacibdir. Varlığının başlangıcı olmadığı gibi nihayeti de yoktur.


Vahdaniyyet:
Allah’ın bir olması demektir. Tektir eşi ve benzeri yoktur. Allah bir dir doğmamış ve doğurulmamıştır. Eşi, ortağı, benzeri yoktur. Akıl ile düşünen insan bunu bilir ve anlar.
Allah’ın birliğiyle beraber rızık verenin o olduğuna, öldürenin ve dirilteninde o olduğuna inanmak lazımdır. Ondan başkasına tapınmak, ilah tutup boyun eğmek küfürdür.
Muhalefetün lil havadis:
Allah’u Teâla gördüklerimizden, hatırımıza gelecek şeylerden ne zatı nede sıfatları bakımından hiç birine benzemez.
O, herşeyden başkadır. Bizim hatırımıza gelecek olan şeyler mümkündür, sonradan yaratılmış tır yok olmaya mahkumdur. Bundan dolayı zatı ve sıfatları bakımından hiç bir şeye benzememek Allah’ın zati sıfatlarındandır.
Kıyam bi nefsihi:
Allah’ın varlığı kendindendir. Varlığı için baş ka bir şeye muhtaç değildir. Zamandan, mekandan, yönden beridir. Ne zamana ne de bir yardım cıya muhtaç değildir bilakis alemde ki her şey ona muhtaçtır.
Hayat:
Diri olmak. Allah ebedi bir hayat ile diridir. O Yegane ölmeyen diridir.
İlim:
Allah her şeyi bilir. O, olmuşu, olanı, olacağı her şeyiyle bilir. Onun için hiç bir şey gizli kalmaz. Onun ilmi bütün alemi kuşatmıştır.
Semi:
İşitmek. Allah her şeyi işitir. Ona uzaklık engel değildir. O uzak bir yerde yürüyen karınca nın ayak sesini, bitkilerin zikrini dahi işitir.
Basar:
Görmek. Allah herşeyi görür. Karanlık ona tesir etmez.
İrade:
Dilemek. Allah diler, dilediğini yapar ona kimse karışamaz niye böyle yapmış neden böyle yaratmış diye soramaz. Dünyada olan herşey onun dilemesi ile olmuştur. O dilemese bir yaprak bile kıpırdamaz.
Kudret:
Gücü yetmek. Güç Allah’ındır. Onun sonsuz gücü herşeye yeter. Onun gücünün en büyük örneği, yerleri, gökleri, dağları, taşları yoktan var etmesidir.

Kelam:
Söylemek. Onun sözü Kur’anı Kerimdir.
Tekvin:
Yaratmak demektir. Onun ol demesiyle her şey olur. Kainatta her şeyi yaratan odur.
Tekvin sıfatının kolları:
İhya:
Diriltmek. Allah dileğini anında diriltir.
İmate:
Öldürmek. Allah dilediği an dilediğini öldürürür.
Tahlik:
Yaratmak. Allahın ol demesi ile her şey anın oluverir.
Terzık:
Rızıklandırmak. Rızkı veren ancak Allah’dır.
Meleklere İman

Melekler nurani varlıklar olup tamamen Allah’ın emri üzere harekat ederler. Onlar yemezler, içmezler, evlenmezler, günah işlemezler.
Melekler var olup görünmeyen varlıklardır. İnsan aklını, ruhunu, havayı, rüzgarı göremediği gibi melekleri de göremez.
Her meleğin kendine ait işi vardır. Bazısı daima Allah’ı zikr ederler. Bazıları insanları tehlike lerden korur, dar zamanlarında müminlere yardım ederler.
Meleklerin büyükleri denilen dört büyük melek vardır bunlar görevleriyle birlikte şunlardır.
Cebrail: Meleklerin en büyüğüdür. Görevi ise Allah ile Peygamberleri arasında elçilik yapmaktır. Kur’anı Kerimi Peygamberimize o getirmiştir.
Mikail: Tabiatla ilgilenir. Yağmurların yağması, rüzgarın esmesi, ekinlerin bitmesi ile görevlidir.
İsrafil: Sura üfürmekle vazifelidir. Üfürdüğü an dünya hayatı bitecek ahiret hayatı başlayacaktır.
Azrail: Ömrü sona erenlerin canını almakla vazifelidir.
Bu meleklerden başka birde Kiramen Katibin dediğimiz iki melek daha vardır ki bunlardan biri sağ yanımızda bir diğeri ise sol yanımızda bulunur ve sağ taraftaki işlediğimiz iyi amelleri sol taraftaki de işlediğimiz kötü işleri yazar. Bu yazılan deftere amel defteri adı verilir.
Münker ve Nekir adında iki melek daha vardır ki bunlar kabirde insanlara soru sormakla görevlidir.
Kitablara İman

Kitablar Peygamberlere vahiy yoluyla gelir.
Vahiy: Sözlükte kelam, ilham, bir şeyi harf harf bildirmek manalarına gelir.
Şeriatta ise; Allah, dilediği hükümleri Peygamberine vahiy, rüya, ilham veya melek vasıtasıyla bildirmesidir.
Kitablar ilahi emirleri, yasakları bildirir. İnsanlara Cennet yolunu gösterir ve onları kötülükten men eder. Adem Aleyhisselam’dan Peygambe rimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)e kadar gelen bütün peygamberlere gönderilen kitablara inanmak iman etmenin şartlarındandır. Bu kitabların dördü büyük kitab yüzü ise suhuftur. Toplam 104 tanedir.
Tevrat: Musa Aleyhisselam’a
Zebur: Davud Aleyhissealm’a
İncil: İsa Aleyhisselam’a
Kuranı Kerim: Reygamberimiz Muhammed (Sallallahu aleyhi vesellem) e indirilmiştir. Bunlar dört büyük kitabtır. Suhuf olanlar ise:
10 sahife Adem Aleyhisselam’a
50 sahife Şit Aleyhisselam’a
30 sahife İdris Aleyhisselam’a
10 sahifede İbrahim Aleyhisselam’a gönderilmiştir.
Kuranı Kerim

Kuranı Kerim, 610 yılında, Ramazan ayında, pazartesi gecesi, Hira dağındaki, Hira isimli mağarada nazil olmaya başlamıştır.
İlk inen ayetler, Alak süresinin ilk beş ayetidir. Kura’nın en son inen ayeti ise Bakara süresinin 281. Ayetidir.
Kur’an zulmet içinde boğulan insanlığa birlik ve beraberliği getirmiş, gönülleri huzura, vicdanları rahata kavuşturmuştur. İnsanlara şeref kazan dırmış, mutlu bir hayat yaşamayı öğretmiştir.
Hükümleri her asırda geçerlidir. Onun bir har fini bile hiç kimsenin değiştirmeye gücü yetmeyecektir. O öyle muazzam bir kitabtır ki kendinden önceki kitabları içine alıp insanlığa saadet yollarını açmıştır.
Kuranı Kerimin, değişmeyecek tek kitab olması, kıyamete kadar geçerli olan son kitab olma sı, bütün alemlere gönderilmiş olması onun başlı ca özelliklerindendir.
Kuran parça parça indirilmiş ve o şekil ezber lenmiştir. Peygamberimizin vefatından sonra halife olan Hazreti Ebu Bekir’in emriyle Zeyd bin Sabit onu bir araya getirmiştir.
Kuran çok şerefli bir kitabdır. O’na hürmet etmek, sevgi ve saygı göstermek her müslümana borçtur. O kendisine hürmet edene, emirlerini tutana yarın ahirette şefaatçi olacaktır.
Peygamberlere iman

Peygamberler, Allah tarafından seçilen temiz, dürüst, asil ve zeki insanlardır.
Onlar, Allah’tan aldıkları emirleri hiç çekinmeden, usanmadan insanlara bildirirler.
Peygamberler olmasa insanlar nasıl ibadet edeceklerini bilemezler. Bu yüzden Allah onlara kendi içlerinde peygamber göndermiş ve onları mucizelerle kuvvetlendirmiştir.
İlk Peygamber, ilk insan olan Adem Aleyhisselam’dır. Son Peygamberde Muhammed (Sallallahu aleyhi vesellem) dir.
Gönderilen peygamberlerin sayısı belli değildir fakat Kuran’da 28 peygamber zikr edilmiştir. Bunlar şunlardır:
Adem Aleyhisselam, İdris Aleyhisselam, Nuh Aleyhisselam, Hud Aleyhisselam, Salih Aleyhisselam, Lut Aleyhisselam, İbrahim Aleyhisselam, İsmail Aleyhisselam, İshak Aleyhisselam, Yakup Aleyhisselam, Yusuf Aleyhisselam, Şuayb Aleyhis selam, Musa Aleyhisselam, Harun Aleyhisselam, Davud Aleyhisselam, Süleyman Aleyhisselam, İlyas Aleyhisselam, Elyesa Aleyhisselam, Zekeriy ya Aleyhisselam, Yahya Aleyhisselam, İsa Aleyhis selam, Muhammed Sallallahu aleyhi vesellem.
Diğer üç isim ki bunlar Üzeyr, Lokman, Zülkarneyn’dir. Fakat bunların peygambermi velimi oldukları belli değildir.
Peygamberler bizim gibi insanlardır. Onlarda her beşer gibi yer, içer, uyur, acıkır, susar.
Peygamberler güzel ahlak sahibi olan, temiz kalbli, kötülük düşünmeyen kişilerdir. Onlar son derece temiz ve asil bir soydan gelirler.
Allah gönderdiği peygamberlerine birde muci ze vermiştir ki bu mücizeler o Peygamberin peygamber olduğunun isbatı içindir.
Veli kullarında gösterdikleri olağanüstü şeylerede keramet denir.
Peygamberimizin mücizelerinden en büyüğü Kur’anı Kerim’dir. Devamla; Miraç (göğe yükselme) mücizesi, ayı eli ile ikiye yarma olayı ve geçmişten ve gelecekten verdiği her haber. Bunlar peygamberimizin mücizelerinden bir kaçıdır.
Bizim Peygamberimizin diğer peygamberlerden özelliği:
Peygamberimizin İnsanlara ve cinlere gönderilmesi, yeryüzünün kendisine mescid kılınması, savaşta düşman tarafından bırakılan ganimet adı verilen malın peygamberimize helal olması, gönderilen peygamberlerin en sonuncusu olması, ağaçların ve yaşların kendisine selam vermesi ve daha nice şeyler onun özel olmasıdır.
Ahiret gününe İman

Ahiret günü; bu dünya hayatının bitip her can lının yaptıklarından hesab vermek için tekrar diriltileceği gündür. O günde ameller tartılacak, sırat köprüsü kurulacak, amel defterleri verilecek, iyilik yapan mükafatlandırılacak, kötülük ya panda cezasını bulacaktır. Bu durumda iyiler cennette, kötüler cehenneme girecektir.
Ahiret gününü inkar eden iman şartlarından birini inkar ettiği için kafir olur.
Kaza ve Kadere İman

Allah’ın ezelden ebede kadar, olmuş ve olacak olan şeylerin hepsini takdir etmesine kader denir.
Kaza ise, Allah tarafından ezelde bilinen ve takdir edilen şeylerin zamanı gelince ezeldekine uygun olarak gerçekleşmesine denir.
İmanın şartları âmentü ibaresinde toplanmıştır.
Amentü şudur.
اَمَنْتُ بِاللهِ وَمَلَئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرَسُلِهِ وَالْيَوْمِ اْلاَخِرِ وَبِالْقَدَرِ خَيْرِهِ وَشَرِّهِ مِنَ اللهِ تَعَالَى وَالْبَعْثُ بَعْدَ الْمَوْتْ حَقٌّ اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلَهَ الاَّ للهْ وَاَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدٌ عَبْدُهُ وَرَسُلُهْ
Manası:
Ben Allahu Teâla’ya, Meleklerine, Kitabları-na, Peygamberlerine, Ahiret gününe, Kadere; yani iyilik ve kötülüğün, Allahın yaratması ile oldu ğunu inandım.
Öldükten sonra dirilmek haktır ben şahidlik ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve yine şahitlik ederimki Hazreti Muhammed onun kulu ve Peygamberidir.
İbadet nedir?
İbadet, Allah’ın emirlerini yerine getimek ve yasaklarından kaçınmaktır.
İbadet beden ile yapılırki bunlar, namaz kılmak, oruç tutmaktır. Mal ile yapılan ibadetler ise zekat vermek ve kurban kesmektir. Hem mal hemde beden ile yapılan ibadetler vardır. Hac’da böyle bir ibadettir.
Yapılan ibadetler yalnız Allah içindir. Allah rızası gözetilmeyen bir ibadetten hiç bir sevab ha sıl olmaz. İbadetler ruhumuzun gıdasıdır.
 

bcetin811

AMEL-Ý SALÝH
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,495
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Yaş
43
Konum
Hayatýn içinden

Kuranı Kerim, 160 yılında, Ramazan ayında, pazartesi gecesi, Hira dağındaki, Hira isimli mağarada nazil olmaya başlamıştır.

Muhammet abi Allah razı olsun..Emeğine sağlık!..
Yanlız küçük bir yerde tarih hatası yapılmış..Kur'an-ı Kerim 610 yılında nazil olmaya başlamıştır..
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
BAKARA SURESİ
97- De ki: "Cibril'e kim düşman ise, (bilsin ki) gerçekten onu (Kitabı), Allah'ın izniyle kendinden öncekileri doğrulayıcı ve mü'minler için hidayet ve müjde verici olarak senin kalbine indiren O’dur.

98- Her kim Allah'a, meleklerine, elçilerine, Cibril'e ve Mikail'e düşman ise, artık şüphesiz Allah da kafirlerin düşmanıdır."

121- Kendilerine verdiğimiz Kitabı gereği gibi okuyanlar, işte ona iman edenler bunlardır. Kim de onu inkar ederse, artık onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.

136- Deyin ki: "Biz Allah'a; bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa'ya verilen ile peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz O'na teslim olmuşlarız."

137- Şayet onlar da, sizin inandığınız gibi inanırlarsa, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar; yok eğer yüz çevirirlerse, onlar elbette bir (çelişki ve) aykırılık içindedirler. Sana onlara karşı Allah yeter. O, işitendir, bilendir

143- Böylece Biz sizi, insanlara şahid (ve örnek) olmanız için orta bir ümmet kıldık; Peygamber de üzerinizde bir şahid olsun. Senin üzerinde bulunduğun (yönü, Ka'be'yi) kıble yapmamız, elçiye uyanları, topukları üzerinde gerisin geri dönenlerden ayırt etmek içindir. Doğrusu (bu,) Allah'ın hidayete ilettiklerinin dışında kalanlar için büyük (bir yük)tür. Allah, imanınızı boşa çıkaracak değildir. Şüphesiz, Allah, insanlara şefkat edendir, esirgeyendir.

146- Kendilerine kitap verdiklerimiz, onu (peygamberi), çocuklarını tanır gibi tanırlar. Buna rağmen içlerinden bir bölümü, bildikleri halde gerçeği gizlerler.

153- Ey iman edenler, sabırla ve namazla yardım dileyin. Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir.

177- Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki olanlar da bunlardır.

285- Elçi, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü'minler de. Tümü, Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inandı. "O'nun elçileri arasında hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sanadır" dediler.[/COLOR
]
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
Emeğine sağlık kardeşim Allah razı olsun
 

yolcu

New member
Katılım
20 Şub 2007
Mesajlar
667
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
43
Konum
yoldan
abı sagoll, faydalı oldu
Allah razı olsun
 
Üst Alt