BeyazKelebek
New member
- Katılım
- 8 Mar 2009
- Mesajlar
- 403
- Tepkime puanı
- 288
- Puanları
- 0
- Yaş
- 33
"19. asırda ve 20. asrın başlangıcında tıp ilmi tamamen materyalist idi. 20. asrın sonlarında ise "esprit medical" (tıbb-ı ruhî) yeniden gündeme girmiştir. Şimdi artık din, psikiyatrinin mütalâa mevzuu olmuştur. Çünkü; akıl hastalıklarının menşeinde, manevî şuurun, manevîyatın yitirilmiş olması esas kabul edilmektedir. Bu yitirme de melankoli, hebefreni, şizofreni.. gibi akıl hastalıklarına kadar pek çok ruhî teşevvüşlerin asıl sebebidir. (a.g.e., 119) Prof. Jung ve talebeleri de "Akıl hastalıklarının tedavisinde, fıtrat-ı diniyenin inkişaf ve tekâmülüne çalışılması gerektiğine dikkat çekmektedirler." "Aynı mevzuda H. Sing, 1965 yılında, Hindistan'da yayınlanan "Akliye Dergisi"nde çıkan bir makalesinde: "Dinî ve ahlâkî bir ruhî tedavinin kıymet ve ehemmiyetinin tasdik edilmesini ve böyle bir seviyeye erişilmesini tavsiye ve temenni emektedir." (a.g.e., 119)
Netice itibariyle, gerek akıl hastalıklarından korunmada ve gerek akıl hastalıklarının tedavisinde, Arlette Bouruer'in ifadesiyle, dinî terbiye ve dinî tedavi üzerinde bir çok otoriteler hemfikir bulunmaktadır. (a.g.e., 120)
Netice itibariyle, gerek akıl hastalıklarından korunmada ve gerek akıl hastalıklarının tedavisinde, Arlette Bouruer'in ifadesiyle, dinî terbiye ve dinî tedavi üzerinde bir çok otoriteler hemfikir bulunmaktadır. (a.g.e., 120)