GÜNÜMÜZÜN İMAN EDEN BİLİM ADAMLARI
20. yüzyılda bilimde büyük ilerlemeler kaydedilmiş ve yüzyıllardır sır olan pek çok bilgi açığa çıkmıştır. Ve ilerleyen bilim, açıkça bir gerçeği göstermiştir: Yaratılış Gerçeği.
Her bilimsel bulgu evrende var olan canlı ve cansız tüm varlıklardaki kusursuz tasarımı, düzeni ve planı göstermektedir. Bu bulgulara bizzat şahit olan birçok bilim adamı ise tüm evrenin tasarımının üstün bir Aklın ürünü olduğunu görmüş, herşeyin sonsuz kudret sahibi Allah tarafından yaratıldığını anlayarak, Yaratılış Gerçeği'ni savunmuştur.
Bugün, başta ABD olmak üzere, batılı ülkelerde inançlı bilim adamları tarafından kurulmuş olan birçok ciddi akademi ve organizasyon mevcuttur. Aynı zamanda bu bilim kuruluşları, bilimsel delillerin evrendeki kusursuz tasarımı ortaya koyduğunu göstermek için çalışmalarını sürdürmektedirler.
Günümüzde yaşayan ve bilimsel çalışmaları ile tanınan inançlı bilim adamlarından bazıları şöyledir:
Dr. Henry Fritz Schaefer
Schaefer, Georgia Üniversitesi'nde kimya profesörü ve Kuantum Kimya Merkezi'nin direktörüdür. Tam 5 kez Nobel ödülüne aday gösterilen Schaefer için dünyanın en nitelikli üçüncü kimyageri denmektedir. İnançlı bir bilim adamı olan Schaefer, bilimsel çalışmalarının amacının Allah'ı tanımak olduğunu şu sözleriyle ifade etmiştir:
Bilimin bir anlam kazandığı ve bana zevk verdiği anlar; kendi kendime 'İşte bu Allah'ın yaratması" dediğim anlardır.
Isaac Bashevis Singer
Günümüz ünlü fizikçilerinden Singer, evrim teorisini reddeden ve Allah'a inanan bir bilim adamıdır. Verdiği bir konferansta evrim tezini şu ilgi çekici hikaye ile eleştirmiştir:
Bilim adamları şimdiye kadar hiçbir insanın ayak basmadığı ıssız bir ada keşfetmişler. Bu adaya ilk kez çıkan bilimciler gördükleri doğal hayattan oldukça etkilenmişler. Vahşi hayvanlarla balta girmemiş ormanlar onlara çok çarpıcı gelmiş. Sarp yamaçlara tırmanıp etrafı gözden geçirmişler. Adada en ufak bir uygarlık izi bulamamışlar. Tam gemilerine dönerlerken bir de bakmışlar ki kumsalda son model zarif bir kol saati duruyor. Hem de tıkır tıkır işliyor. Bilimciler için can sıkıcı bir durum. Bu saat buraya nereden geldi? Kesin olarak biliyorlar ki adaya kendilerinden önce hiçbir insanoğlu uğramamış. O halde ortada tek bir seçenek kalıyor. Bu saat, pahalı deri kayışı, değerli camı, akrep ve yelkovanı, pili ve diğer parçaları ile kendiliğinden şans eseri tesadüfen bu adaya geldi ve bu kumsala yerleşti. Başka alternatif yok!" Singer evrimcilerin içinde bulundukları yanılgıyı açıklamak için hikayesinin sonunda şöyle bir açıklama getirmiştir: "Her saati yapan bir saatçi vardır."
Evrende var olan canlı ve cansız her varlık üstün bir tasarıma ve kusursuz bir düzene sahiptir. Dolayısıyla hiçbirinin varlığı tesadüflere dayandırılamaz. Her birinin üstün ve güçlü bir Yaratıcı'nın eseri olduğu açıktır. Günümüz bilim adamlarının büyük bir bölümü ise Singer'da olduğu gibi bu kusursuzluğu ve düzeni ortaya koyarak, hepsinin Allah'ın yaratışının eseri olduğunu insanlara göstermektedirler.
Prof. Malcolm Daneken Wintis
Huittin Üniversitesi'nde ve North Western Üniversitesi'nde tıp profesörü olan Prof. Wintis da evrenin ve insanın mutlaka üstün bir Yaratıcı tarafından var edildiğine inanmaktadır. Bu inancını şu sözleriyle belirtmiştir:
Fiziki metotları kullanarak diyebiliriz ki bütün esrarengizliğiyle beraber gökler ve yeryüzü, değişik şekilleriyle insan hayatı ve en sonunda çok yüce kapasitesiyle insanın kendi varlığı... Bütün bunların kendiliğinden ve tesadüfen meydana gelmiş olmasını düşünmek kadar karmaşık ve anlamsız bir düşünce olamaz. Öyleyse, evrene hükmeden bir zeka bulunmaktadır. Bütün bunların ardında bir Yaratıcı vardır. Madem ki insan, çevresinde bulunan değişik varlıklardan çok daha üstün bir yapıya sahiptir, öyleyse onun Yaratıcısı'na yönelmesi gerekir.
William Phillips
Lazer ışınıyla atomları yakalama metotları geliştirdiği için daha 50 yaşına varmadan Nobel ödülü kazanan günümüz fizikçilerinden William Philips inançlı bir bilim adamıdır. Nobel ödülünü kazandıktan sonra katıldığı bir basın toplantısında şöyle demiştir:
Allah, bize içinde yaşayabileceğimiz ve keşfedebileceğimiz muhteşem bir dünya verdi.
Prof. Will Draper
Iowa Üniversitesi'nde doktorasını yapan, California Üniversitesi'nde toprak bilimleri yardımcı profesörlüğü görevinde bulunan Prof. Draper, aynı zamanda Amerikan Toprak Bilimleri Enstitüsü üyesidir. Tüm evrenin kesinlikle tesadüfen oluşamayacağını ve bir Yaratıcı'nın eseri olduğunu Prof. Draper şu sözleriyle belirtmiştir:
Şurası muhakkaktır ki, gerek üstümüzdeki olağanüstü gökyüzünde olsun, gerek bize göre altımızdaki yeryüzünde olsun, herşeyde bir plan ve bir amaç vardır. Bu maksadı ve planı meydana getiren bir kuvvetin, yani sonsuz Yaratıcı'nın, varlığını inkara kalkışmak, akıl ve mantık kurallarıyla çelişir. Bu yazın, sararmış, boyunlarını bükmüş buğday başaklarıyla dolup-taşan ve bir buğday denizini andıran tarlayı gördüğü halde, onu eken bir çiftçinin bulunduğunu ve onun tarlanın yakınındaki bir kulübede veya başka bir yerde oturmakta olduğunu inkar edip kabullenmeyen kişinin düşebileceği çelişkiden, çok daha büyük bir çelişkidir.
William Dembski
Günümüz matematikçi bilim adamlarından olan Dembski'nin araştırmaları aynı zamanda felsefeden ilahiyata kadar geniş bir alan içerir. Dembski, bilimin dünyayı anlamaya çalıştığını ve bilim adamlarının da ancak birer kaşif olduklarını savunur. Dembski'nin düşüncelerini ifade eden sözlerinden birkaç örnek şöyledir:
...Dünya, Allah'ın yaratmasıdır, bilim adamları ise dünyayı anlamaya çalışırken, Allah'ın düşüncelerini tekrarlarlar. Bilim adamları yaratıcı değil, kaşiftirler.
...Yaratılış her zaman Yaratıcı'nın varlığını gösterir.
Prof. Steven Meyer
Whitewort Üniversitesi'nde felsefe profesörü olan Meyer, Yaratılışa inanan ve bu konuda pek çok eseri olan günümüz bilim adamlarındandır. Evrenin, bilinçli bir tasarımın ürünü olduğunu savunduğu sözlerinden birkaçı şöyledir:
Doğada akıllı tasarımın muhteşem kanıtlarını görürsünüz.
20. yüzyılda bilimde büyük ilerlemeler kaydedilmiş ve yüzyıllardır sır olan pek çok bilgi açığa çıkmıştır. Ve ilerleyen bilim, açıkça bir gerçeği göstermiştir: Yaratılış Gerçeği.
Her bilimsel bulgu evrende var olan canlı ve cansız tüm varlıklardaki kusursuz tasarımı, düzeni ve planı göstermektedir. Bu bulgulara bizzat şahit olan birçok bilim adamı ise tüm evrenin tasarımının üstün bir Aklın ürünü olduğunu görmüş, herşeyin sonsuz kudret sahibi Allah tarafından yaratıldığını anlayarak, Yaratılış Gerçeği'ni savunmuştur.
Bugün, başta ABD olmak üzere, batılı ülkelerde inançlı bilim adamları tarafından kurulmuş olan birçok ciddi akademi ve organizasyon mevcuttur. Aynı zamanda bu bilim kuruluşları, bilimsel delillerin evrendeki kusursuz tasarımı ortaya koyduğunu göstermek için çalışmalarını sürdürmektedirler.
Günümüzde yaşayan ve bilimsel çalışmaları ile tanınan inançlı bilim adamlarından bazıları şöyledir:
Dr. Henry Fritz Schaefer
Schaefer, Georgia Üniversitesi'nde kimya profesörü ve Kuantum Kimya Merkezi'nin direktörüdür. Tam 5 kez Nobel ödülüne aday gösterilen Schaefer için dünyanın en nitelikli üçüncü kimyageri denmektedir. İnançlı bir bilim adamı olan Schaefer, bilimsel çalışmalarının amacının Allah'ı tanımak olduğunu şu sözleriyle ifade etmiştir:
Bilimin bir anlam kazandığı ve bana zevk verdiği anlar; kendi kendime 'İşte bu Allah'ın yaratması" dediğim anlardır.
Isaac Bashevis Singer
Günümüz ünlü fizikçilerinden Singer, evrim teorisini reddeden ve Allah'a inanan bir bilim adamıdır. Verdiği bir konferansta evrim tezini şu ilgi çekici hikaye ile eleştirmiştir:
Bilim adamları şimdiye kadar hiçbir insanın ayak basmadığı ıssız bir ada keşfetmişler. Bu adaya ilk kez çıkan bilimciler gördükleri doğal hayattan oldukça etkilenmişler. Vahşi hayvanlarla balta girmemiş ormanlar onlara çok çarpıcı gelmiş. Sarp yamaçlara tırmanıp etrafı gözden geçirmişler. Adada en ufak bir uygarlık izi bulamamışlar. Tam gemilerine dönerlerken bir de bakmışlar ki kumsalda son model zarif bir kol saati duruyor. Hem de tıkır tıkır işliyor. Bilimciler için can sıkıcı bir durum. Bu saat buraya nereden geldi? Kesin olarak biliyorlar ki adaya kendilerinden önce hiçbir insanoğlu uğramamış. O halde ortada tek bir seçenek kalıyor. Bu saat, pahalı deri kayışı, değerli camı, akrep ve yelkovanı, pili ve diğer parçaları ile kendiliğinden şans eseri tesadüfen bu adaya geldi ve bu kumsala yerleşti. Başka alternatif yok!" Singer evrimcilerin içinde bulundukları yanılgıyı açıklamak için hikayesinin sonunda şöyle bir açıklama getirmiştir: "Her saati yapan bir saatçi vardır."
Evrende var olan canlı ve cansız her varlık üstün bir tasarıma ve kusursuz bir düzene sahiptir. Dolayısıyla hiçbirinin varlığı tesadüflere dayandırılamaz. Her birinin üstün ve güçlü bir Yaratıcı'nın eseri olduğu açıktır. Günümüz bilim adamlarının büyük bir bölümü ise Singer'da olduğu gibi bu kusursuzluğu ve düzeni ortaya koyarak, hepsinin Allah'ın yaratışının eseri olduğunu insanlara göstermektedirler.
Prof. Malcolm Daneken Wintis
Huittin Üniversitesi'nde ve North Western Üniversitesi'nde tıp profesörü olan Prof. Wintis da evrenin ve insanın mutlaka üstün bir Yaratıcı tarafından var edildiğine inanmaktadır. Bu inancını şu sözleriyle belirtmiştir:
Fiziki metotları kullanarak diyebiliriz ki bütün esrarengizliğiyle beraber gökler ve yeryüzü, değişik şekilleriyle insan hayatı ve en sonunda çok yüce kapasitesiyle insanın kendi varlığı... Bütün bunların kendiliğinden ve tesadüfen meydana gelmiş olmasını düşünmek kadar karmaşık ve anlamsız bir düşünce olamaz. Öyleyse, evrene hükmeden bir zeka bulunmaktadır. Bütün bunların ardında bir Yaratıcı vardır. Madem ki insan, çevresinde bulunan değişik varlıklardan çok daha üstün bir yapıya sahiptir, öyleyse onun Yaratıcısı'na yönelmesi gerekir.
William Phillips
Lazer ışınıyla atomları yakalama metotları geliştirdiği için daha 50 yaşına varmadan Nobel ödülü kazanan günümüz fizikçilerinden William Philips inançlı bir bilim adamıdır. Nobel ödülünü kazandıktan sonra katıldığı bir basın toplantısında şöyle demiştir:
Allah, bize içinde yaşayabileceğimiz ve keşfedebileceğimiz muhteşem bir dünya verdi.
Prof. Will Draper
Iowa Üniversitesi'nde doktorasını yapan, California Üniversitesi'nde toprak bilimleri yardımcı profesörlüğü görevinde bulunan Prof. Draper, aynı zamanda Amerikan Toprak Bilimleri Enstitüsü üyesidir. Tüm evrenin kesinlikle tesadüfen oluşamayacağını ve bir Yaratıcı'nın eseri olduğunu Prof. Draper şu sözleriyle belirtmiştir:
Şurası muhakkaktır ki, gerek üstümüzdeki olağanüstü gökyüzünde olsun, gerek bize göre altımızdaki yeryüzünde olsun, herşeyde bir plan ve bir amaç vardır. Bu maksadı ve planı meydana getiren bir kuvvetin, yani sonsuz Yaratıcı'nın, varlığını inkara kalkışmak, akıl ve mantık kurallarıyla çelişir. Bu yazın, sararmış, boyunlarını bükmüş buğday başaklarıyla dolup-taşan ve bir buğday denizini andıran tarlayı gördüğü halde, onu eken bir çiftçinin bulunduğunu ve onun tarlanın yakınındaki bir kulübede veya başka bir yerde oturmakta olduğunu inkar edip kabullenmeyen kişinin düşebileceği çelişkiden, çok daha büyük bir çelişkidir.
William Dembski
Günümüz matematikçi bilim adamlarından olan Dembski'nin araştırmaları aynı zamanda felsefeden ilahiyata kadar geniş bir alan içerir. Dembski, bilimin dünyayı anlamaya çalıştığını ve bilim adamlarının da ancak birer kaşif olduklarını savunur. Dembski'nin düşüncelerini ifade eden sözlerinden birkaç örnek şöyledir:
...Dünya, Allah'ın yaratmasıdır, bilim adamları ise dünyayı anlamaya çalışırken, Allah'ın düşüncelerini tekrarlarlar. Bilim adamları yaratıcı değil, kaşiftirler.
...Yaratılış her zaman Yaratıcı'nın varlığını gösterir.
Prof. Steven Meyer
Whitewort Üniversitesi'nde felsefe profesörü olan Meyer, Yaratılışa inanan ve bu konuda pek çok eseri olan günümüz bilim adamlarındandır. Evrenin, bilinçli bir tasarımın ürünü olduğunu savunduğu sözlerinden birkaçı şöyledir:
Doğada akıllı tasarımın muhteşem kanıtlarını görürsünüz.