Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dili koruma

sumisali

New member
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,903
Tepkime puanı
2,112
Puanları
0
DİLİ KORUMA


Allah Tealâ şöyle buyurmuştur:

"İnsan bir söz söylerse muhakkak onun yanında hazır bir gözetleyici (melek) vardır."[1]

"Senin Rabbin (kullarının her yaptığını görüp) gözetleyendir."[2]

Allah Sübhânehu ve Tealâ´mn ihsanı ile geçen bölümlerde müstahab olan zikirleri ve bunların benzerlerini anlattım. Şimdi bunlara sözlerden haram yahut mekruh olanları eklemek istedim ki, kitab böylece lâfızlara ait hükümleri toplamış ve onların kısımlarını açıklamış olsun. Her mü­kellefin bilmek ihtiyacında bulunduğu hükümleri bunlar içinden seçip an­latacağım. Anlatacaklarımın çoğu bilinen şeylerdir. Onun için çoğuna ait delilleri terk edeceğim Başarı Allah´dandır.

Bil ki her mükellefe gerekli olan her konuşmada dilini korumaktır. An­cak bir ihtiyacı açıklayan söz söylenmelidir. Bir iş hakkında konuşmak ve susmak eşit durumda görülürse, sünnet olan konuşmayı terk etmektir. Çünkü mubah olan söz, bazan harama yahut bir mekruha götürmeye se-beb olur. Daha doğrusu adet gereği bu çoktur yahut çoğunluktadır. Selâ­mette kalmaktan daha üstünü yoktur.

881- Ebû Hüreyre´den (Radıyallahu Anh) yapılan rivayete göre Pey­gamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Allah´a ve âhiret gününe îman eden kimse hayırlı söz söylesin yahut sussun."[3]

Derim ki: Bu hadisi şerifin sahih olduğu üzerinde ittifak vardır. Hayır­lı söz olmadıkça konuşmamak, gerektiğine dair açık bir delildir. Bu da ihtiyacın doğması halinde konuşmanın icab ettiğini gösterir. İhtiyaç olup olmadığı üzerinde şüphe edilirse konuşulmaz.

İmam Şafi´i (Allah ona rahmet etsin) şöyle demiştir: Bir insan konuş­mak istediği zaman, ondan önce düşünmelidir. Eğer ihtiyaç ortaya çıkı­yorsa konuşmalı, şübhe ediyorsa konuşmamalıdır. İhtiyaç duyuncaya ka­dar susmalıdır.

882- Ebû Musa El-Eş´arî´den (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde şöyle demiştir: "Dedim ki, yâ Resûlellah! Müslümanların hangisi en faziletli­dir? Peygamber (s.a.v): Dilinden ve elinden müslümanların selâmette bu­lunduğu kimsedir, buyurdu."[4]

883- Selh İbni Sa´d´dan (Radıyailahu Anh) yapılan rivayete göre, Re-sûlüllah Saîlallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Kim bana iki çene arası ile iki ayak arasını temin ederse (onları haramdan korursa) ben ona cenneti temin ederim, (o cennetlik olur)."[5]

884- Ebû Hüreyre´den (Radıyallahu Anh) rivayet edilmiştir. O, Pey­gamber Saîlallahu Aleyhi ve Sellem´in şöyle buyurduğunu işitmiştir: "Kul (hayır ve şer olduğu) üzerinde düşünmediği bir söz söyler de onun sebebi ile (başı ve sonu) doğu ile batıdan daha uzak (mesafe kadar) bir ateş çu­kuruna düşer."[6]

885- Ebû Hüreyre´den (Radıyallahu Anh) yapılan rivayete göre, Pey­gamber Saîlallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur.

"Kul, Allah Tealâ´nın rızâsını kazanan bir söz söyler. Kul ona bir kıy­met vermez. Allah o söz sebebiyle kulun derecesini yükseltir. Yine kul, Allah´ın gazabını gerektiren bir söz söyler. Ona bir değer vermez. O (Al­lah´ı gazablandıran) söz sebebiyle cehenneme düşer, "[7]

886- Bilâl İbni´-Hâris El-Müzenî´den (Radıyallahu Anh) rivayet edildi­ğine göre, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:

"Kişi Allah Tealâ´nın rızâsına uygun söz söyler. Ulaşacağı sevabın ne olduğunu bilmez. Allah Tealâ ona, o söz sebebiyle, Allah´a kavuşacağı güne kadar rızâ yazar (ondan razı olur). Yine kişi, Allah´ı gazablandıran söz konuşur. Ulaşacağı günahın ne olduğunu bilmez, Allah Tealâ o söz sebebiyle kul için kendisine kavuşacağı güne kada gazab yazar (ondan razı olmaz)."[8]

887- Süfyan İbni Abdulîah´dan (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde şöyle demiştir:

Yâ Resûlellah! Bana (faydası çok) öyle bir şey söyle ki, ona sarılıp ya­payım, dedim. Rabbim Allah´dır, de, sonra dosdoğru ol, dedi.

Yâ Resûlellah Benim en çok korkacığım şey nedir? dedim. Peygamber (s.a.v) kendi dilini tuttu sonra budur, dedi."[9]

888- İbni Ömer´den (Radıyallahu Anh) yapılan rivayete göre demiştir ki, Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Seliem şöyle buyurdu: "Allah´ı an-maksızın çok söz söylemeyin. Çünkü Allah Tealâ´yı anmaksızın çok ko­nuşmak kalb için bir katılıktır. Allah Tealâ´dan insanların en uzak kala­nı kalbi katı olanıdır."[10]

889- Ebû Hüreyre´den (Radıyallahu Anh) rivayet edildiğine göre de­miştir ki, Resûlüllah SallaHahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Allah Tealâ kimi iki çene arasının (dilinin) kötülüğünden ve iki ayağının ara­sındaki kötülükten korursa, o cennete girer."[11]

890- Ukbe İbni Âmir´den (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde o şöyle demiştir:

"Yâ Resûlellah! Kurtuluş (çaresi) nedir? dedim.

Dilini kendine tut. Evin sana geniş olsun (ihtiyaçların için çalış, boşuna işler arkasına düşme). Günahlarına (tevbe edip) ağla, buyurdu.?[12]

Tirmizî, bu hasen hadistir, demiştir.

891- Ebû Saıd EI-Hudrî´den (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde de­miştir ki, Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "İnsa­noğlu sabahlayınca, bütün azalar (organlar) dile boyun eğip: Bizim hak­kımızda Allah´dan kork; çünkü biz senden bir parçayız. Sen doğru olur­san, biz de doğru oluruz. Sen eğrilirsen biz de eğriliriz, derler.[13]

892- Ümmü Habîbe´den (Radıyalahu Anh) yapılan rivayetde Peygam­ber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "İnsanoğlunun her sözü aleyhinedir; ancak iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak yahut Al­lah Tealâ´yı zikretmek müstesnadır."[14]

893- Muaz´dan (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde şöyle demiştir: "Ey Allah´ın Resulü! Beni cennete koyacak ve beni cehennemden uzaklaştı­racak bir ameli bana bildir, dedim. Peygamber (s.a.v):

Büyük bir işten sordun. Bu iş Allah Tealâ´nın o işi ihsan ettiği kimse için kolaydır: Allah´a hiç bir şeyi ortak koşmayarak O´na ibâdet edersin, namazı gereği üzere kılarsın, zekâtı verirsin, ramazan da oruç tutarsın, Kabe´yi hac edersin, buyurdu. Şöyle devam etti.

Ben sana hayır kapılarını göstereyim mi? Oruç (kötülüklerden ve ateş­ten koruyan) bir kalkandır. Sadaka, ateşin suyu söndürmesi gibi günah­ları söndürür. Bir de kişinin gece ortasında namaz kılmasıdır. Sonra şu ayeti okudu:

"(Gece ibâdet etmek için) yataklarından bedenleri uzaklaşır."[15] Sora şöyle devam etti:

İşin başını, esasını ve yüksekliğin üst, noktasını bildireyim mi?

Evet, yâ Resûlellah dedim. İşin başı İslâm´dır. Onun esası (dayanağı) namazdır. Üst kısmı da cihaddır, buyurdu. Sonra:

Bütün bunların kemal ve kıvamı olan şeyi sana bildireyim mi? dedi.

Evet, yâ Resûlellah! dedim. Peygamber kendi dilini tuttu sonra:

Bunu kendi aleyhine olmaktan engelle dedi.

Yâ Resûlellah! Biz konuştuğumuz şeylerle hesaba çekilir miyiz?dedim.

Anan sana ağlasın! İnsanları yüzükoyun ateşe düşüren dillerinin top­ladıklarından başkasımıdır? buyurdu.[16]

894- Ebû Hüreyre´den (Radıyallahu Anh) yapılan rivayetde Peygam­ber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Lüzumsuz şeyleri terk etmek (boşuna konuşmamak), kişinin İslâmının güzelliğinden- Hasen hadistir.

895- Abdullah İbni Amr İbni´l-Âs´dan rivayet edildiğine göre, Peygam­ber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Kim susarsa (felâ­ketlerden) kurtulur."[17] Bunun isnadı zayıftır. Ben bunu meşhur olduğu için açıklamak istedim. Anlattıklarımın benzeri sahih hadisler çoktur. Gös­terdiklerim (Allah´ın izni ile) başarıya kavuşan kimse için yeterlidir. İnşa Allah "Gıybet" bölümünde bu bölümle ilgili meseleler gelecektir. Başarı Allah´dandır.

Selefden ve onlardan başka kimselerden nakledilen haberlere gelince, bunlar çoktur. Anlattıklarımız yanında olara ihtiyaç yoktur. Fakat bun­lardan bazı ayıb sayılan şeylere işaret edeceğim.

Bize ulaştığına göre, Kuss İbni Saide ve Eksem İbni Sayfi bir araya gel­diler. Onlardan biri arkadaşına:

İnsanoğlunda ayıb şeylerden kaç tane buldun? dedi. Öteki:

Bunlar sayılamayacak kadar çoktur. Benim sayabildiklerim sekiz bin ayıbdır. Ben bir haslet buldum ki, insanoğlu onu kullanırsa bütün ayıb-ları örter. Arkadaşı:

O nedir dedi.

Dili korumaktır cevabını verdi.

Yine Ebû Ali El-Fudayl îbni İyad´dan (Radıyallahu anh) rivayet edil­diğine göre, o şöyle demiştir: Kim sözünü amelinden sayarsa, gereksiz ko­nuşması az olur. İmam Şafi´i (Allah ona rahmet etsin) arkadaşı Rebîa şöyle dedi: Ey Rebî´î Seni ilgilendirmeyen konuşmayı yapma. Çünkü sen bir söz söylediğin zaman, o söz sana hâkim olur, sen ona sahib olamazsın.

Abdullah îbni Mes´ud´dan (Radiyaîlahu Anh) rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Habsedilmeye dilden daha lâyık bir şey yoktur. Başkası da: Lisan yırtıcı hayvana benzer. Eğer onu bağlamazsan sana saldırır, de­miştir.

Üstad Ebu´l-Kasım El-Kuşeyri´nin meşhur risalesinden naklettik. Şöy­le demiştir: Susmak selâmettir; asıl olan da budur. Yerinde konuşmak has­letlerin en şereflisi olduğu gibi, zamanında susmak da erkeklerin sıfatı­dır. Demiştir, Ebu Ali EI-Dekkak´in (Radıyallahu Anh) şöyle dediğini işit­tim: Hakka karşı sükût eden dilsiz şeytandır.

Kuşeyrî şöyle demiştir: Nefisle mücadele edenlerin susmaları, konuş­mada bazı âfetler olduğunu bildikleri içindir. Konuşmalarda nefsin payı üğünme vasfını ortaya çıkarmak, güzel konuşma ile emsalleri arasında seçkin duruma çıkmak gibi şeylerle olur. Bunlar âfetlerdendir. Susmak nefsi terbiye edenlerin vasfıdır. Susmak onların ahlâkı düzeltme ve teva­zu ile yaşama esaslarından biridir. Bununla ilgili söyledikleri şiirlerden biride:

Dilini tut konuşma ey İnsan! * Seni ısırmasın, o bir yılan. Mezarda nice dilden ölü var. Korkmuş idi ondan kahramanlar...

Riyâşi şöyle demiştir (Allah ona rahmet etsin):

Ömrün hakkı için, Ümeyye Oğullarının günahlarından beni uzak tu­tan günahım var.

Onların hesabı Rabbimedir; bunun ilmi O´nda son bulur, bende değil...

kimya-i saadet
 
Üst Alt