Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Dikkat edilmesi gereken bir nokta.

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Bismihisubhanehüveinminşeyinillayusebihuvebihamdik.

Kafir, imanın ve mü'minlerin yeryüzündeki varlıklarına asla tahammül etmez. Müslümanları küfre düşürmek için, çalışmak, çabalamak, didinmek ve tuzaklar kurmak zorundadır.

Kafirlere uymanın akıbeti, kesin bir hüsrandır. Ayrıca bunda bir kazanç ve çıkar da yoktur. Bunda küfre dönmek vardır. Bir mü'min ya kendi yolunda yürüyüp küfür ve kafirlerle, batıl ve batıl perestlerle cihad edip savaşacak ya da - Allah korusun - küfre dönüş yapacaktır. Mü'minin bu iki tavır arasında bir tutum edinmesine ve dinini korumasına imkan yoktur. Yani 'ne şundan, ne de bundan olurum' diyerek dinini koruması mümkün değildir. Belki bazan, "batılla savaşmayı bırakıp itaat ve barış içinde onlarla bir arada yaşarken dinini, itikadını, inancını ve yapısını da bu arada koruyabileceğini" sanabilir. Ama bu, büyük bir yanılgıdır. Çünkü bu alanda ileriye atılamayan bir kimsenin geriye dönüş yapması kaçınılmazdır.

Küfür, şerr, sapıklık, batıl ve tağutlukla mücadele etmeyen kimsenin bozguna uğraması, geriye dönüş yapması; gerisin geriye küfre, şerre, dalalete, batıla ve tağutluğa dönmesi kaçınılmaz bir zorunluluktur. Akidesi ve imanı tarafından korunup kafirlere itaatten, emirlerini dinlemekten ve kendilerine güven duymaktan kurtulamayan bir kimse, gerçekte akide ve imanından daha ilk andan itibaren ödün vermiş demektir:

"Ey iman edenler! Kafirlere uyarsanız sizi gerisin geriye (küfre) düşürürler. Siz de (o zaman) hüsrana uğramış olursunuz." (Al-i İmran: 149)

Demek ki bunun sonucu, kesin bir hüsrandır. Çünkü akide sahibinin, akide düşmanlarına meyletmesi, vesveselerine kulak vermesi ve direktiflerine uyması, ruhî bozgundan başka bir şey değildir. Hezimet doğuran bir hezimettir, İşin sonunda, bu hezimetten koruyacak ve gerisin geriye küfre dönüşü engelleyecek hiç bir şey yoktur. İlk adımda fark edilmese de, bu umutsuz sona doğru yol alıp gitmektir. Bir mü'min, dininin düşmanlarına danışmaya asla gerek bırakmayan yeterliliği; kendi akide ve metodunda bulur. Bir tek kere bile onları dinlerse, gerisin geriye irtidada doğru gidiyor, demektir. Bu, fıtrî bir hakikattir. Yüce Allah'ın dikkat çektiği bir hakikattir. Davanın asıl sahibi olan Yüce Allah'ın, davetçi ve mü'minleri uyardığı bir hakikattir. Onları kendisine bağlayan "İman" la seslenerek sakındırdığı bir hakikattir:

"Ey iman edenler. Kafirlere uyarsanız sizi gerisin geriye (küfre) dönderirler."

Sonuç olarak:

İman hakikatinin gönüllere yerleşmemesi, imanî metodun hayata hakim olmaması ve İslam şeriatinin toplumda egemen olmaması için savaşanlar; hiç şüphesiz insanlığın düşmanlarıdırlar, insanlığa en korkunç zulüm yapanlardır, öyleyse - eğer rüşdüne varmışsa - insanlığın görevi, bu düşmanları defedip zulüm edemez hale getirmektir. Hem can, hem de mallarıyla bu düşmanların savaşına hazırlanmaktır. Rabbi tarafından görevlendirilen, kendisine çağrı yapılan ve sürekli olarak uyarılan müslüman cemaatin görevi de budur.
 

Mücahid

New member
Katılım
17 Mar 2007
Mesajlar
2,553
Tepkime puanı
223
Puanları
0
Yaş
57
Konum
Tr
Allah razı olsun kardeşim emeğine sağlık
 

bcetin811

AMEL-Ý SALÝH
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,495
Tepkime puanı
110
Puanları
0
Yaş
43
Konum
Hayatýn içinden
Sinang kardeşim o kadar yalın bir anlatımın var ki bir çırpıda okuyuveriyor insan..yüreğine sağlık Allah razı olsun..
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Allah razı olsun...değerli bi paylaşım...
selametle...
 
Z

zeynep_hearty

Guest
öncelikle rabim razı olsun ...lakin iznizle sormak istediğin bir husus var..şöyleki içerisinde bulunduğumuz toplum malumdur gerek yerel basında gerek dünya basınında birebir canlı olarak aynı mekanda olmasakda gördüğümüz, şahit olduğumuz bir yığın zulum mevcuttur ..sınırları içerisinde yaşadığımız ülkemizde bile çoğu zaman inançlarımıza gem vurulmaya çalışıldığı bir yerde sekte oluşturulmaya çalışıldığı malumdur ..tüm bunlara rağmen her gün huzurlu bir şekilde yediğimiz yemeğimiz başımızı koyduğumuz yastığımız vardır sonuç olarak yazmış olduğunuz değerlendirmeyi okuyunca o vakit bizler büyük yanlış içerindemiyizdir ??hem mal hem can olarak hazırlanmak demişsiniz hazırlanmak ifadesi dondurulmuş bir ifademidir yoksa geniş zaman içeren bir ifademidir eğer geniş zamanı içeren bir ifade ise şu an yapmış olduğumuz şeylerde vermiş olduğunuz ayeti kerimelere muhalif bir durum oluşturmazmı?? umarım ifade edebilmişimdir ...selam ve dua ile...
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Esselamün aleyke.
Aziz kardeşim buradan anlaşılması gereken her an uyanık,teyakkuzda ve hazırlıklı olmaktır.
Ayetlerin üzerinde durduğu noktada budur.Yani gafilane bir hal ve durumda olmamaktır.
Allah'a emanet kalın.
 
Üst Alt