Askin_Bedeli
New member
- Katılım
- 26 Tem 2004
- Mesajlar
- 182
- Tepkime puanı
- 2
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
VAKTİYLE, bir derviş bir Ramazan akşamı iftara davetliydi. Derviş, yatsıya yakın, evine döndü ve karısından mümkünse kendisi için sofra hazırlamasını istedi. Karısı:
“Sen davette değil miydin? Ne yemeği?” deyince, derviş:
“Sorma” dedi. “Çok yersem, arkamdan ‘Halis derviş değilmiş’ diye konuşmalarından korktum, pek birşey yiyemedim.”
Bunun üzerine, karısı:
“Tamam” dedi. “Sen şu akşam namazını kıl da, ben o arada sofrayı hazırlayayım.”
Derviş:
“Ama” dedi, “ben akşam namazını orada kılmıştım.”
Karısı cevap verdi:
“Sen arkamdan kötü konuşurlar diye pek yemek yiyemediğine göre, arkamdan iyi konuşsunlar diye de namazı uzatmışsındır” dedi. “Hadi, akşam namazını bir daha kılıver de, o arada sofrayı hazır edeyim.”
Rivayet edilir ki, hanımının bu ikazından sonra dervişin aklı başına geldi ve riya derdinden kurtulup halis bir derviş oldu.
(İ. Halil Soğukoğlu)
“Sen davette değil miydin? Ne yemeği?” deyince, derviş:
“Sorma” dedi. “Çok yersem, arkamdan ‘Halis derviş değilmiş’ diye konuşmalarından korktum, pek birşey yiyemedim.”
Bunun üzerine, karısı:
“Tamam” dedi. “Sen şu akşam namazını kıl da, ben o arada sofrayı hazırlayayım.”
Derviş:
“Ama” dedi, “ben akşam namazını orada kılmıştım.”
Karısı cevap verdi:
“Sen arkamdan kötü konuşurlar diye pek yemek yiyemediğine göre, arkamdan iyi konuşsunlar diye de namazı uzatmışsındır” dedi. “Hadi, akşam namazını bir daha kılıver de, o arada sofrayı hazır edeyim.”
Rivayet edilir ki, hanımının bu ikazından sonra dervişin aklı başına geldi ve riya derdinden kurtulup halis bir derviş oldu.
(İ. Halil Soğukoğlu)