Esselamün aleyküm,Allah'ın kulları.
Değerli kari'i İslamın içtimai hayata yansımaları ve kırılma noktaları çok önem arz eder.İslamın sadece imani mevzulardan ibaret olduğunu hiç kimse iddaa edemez.Evet büyük kısmı bu ilkelerden oluşmuş olsada İslam budur demek çok zordur.Daha çok içe dönük insanı kulluk şuuruna yönelmeye,onu eğitmeye ve ıslah etmeye yöneldiği açıktır.Ama işin başka bir boyutu var ki bu müslüman insanın tüm bunları yaşama alanı dünya ve içindeki şu toplumdur.
insan garib bir mahluktur,islamı öğrenen ve onun değerlerine göre hayat tarzı yaşamaya çalışan insan kendisiyle çelişmemek isticektir.Bu onun gayet tabi bir hakkıdır.Bir yandan insan bulunduğu çağa ve topluma ayak uydurmak istiyor.İşte burada inan bireyde kırılma noktası yaşanıyor.
İç dünyasında yüceltiği değerlerin bulunduğu sosyal bölümde görülmemesi ya kişinin topluma olan güvenini yahutta değerlerine karşı bir güveni zedeliyor.
Mesela ticaret hususunu ele alalım.Bu hususta dinin çok açık ve dürüst değerleri varken ,bu ticaretin yapılması gereken sahadaki içtimai değerler tam ters bir görünüm çiziyor.Fert buradaki konulmuş kurallara göremi davransın yoksa inandığı değerlere mi bel bağlasın,bocalama ve kaybetme noktasında ne yapacak.
Allah'a yaklaşmada sadece ferdi yükümlülükler yeterli olsa İslam ortaya içtimai bir düzen koymak istemezdi.
Mesela kaç kişi faizsiz bir hayat yaşıyor,bundan kaçına bilmek bir iş yapmak isteyen yahut mülk edinmek isteyen kaç kişi için geçerlidir.
Gerçektende hurafeler yokmu?insanlar türbe adabına riayet ediyor mu?Bir kişinin şahsi kemalatı bize örneklikten öte ne verebilir ki.
işin siyaset buudu ayrı acaba islamın bu yönde hiçbir hüküm ve kaidesi yok mu?Ama siyasi saha bu kaidelerin hangisini barındırıyor.Niçin bir çok islam mütefekkiri bu sahadan ya kaçmış yahut başarısız olarak uzaklaşmış.
Tam bir güvensizliğin hakim olduğu sosyal hayat İslamdan uzaktadır.
Açıkça görülen gerçekler hiçbir hakikat ile örfbas edilemez.
Evinde başka olanlar kamusal alan çizgisinde başka sokaklarda daha başka bir kişiliktir.
bir kişinin bir günde üç ayrı kişi olduğu bir toplumda GÜVEN TEMELLİ BİR SİYASET,TİCARET,İBADET,HUKUK,... söz edilemez.
Tabiki herşeye rağmen güzel insanlar vardır,çalışmalarda vardır,bunlarda göz ardı edilemez.görünen oki çok yol kat edilmeli daha.bu konudada en büyük görev siz güzel insanlara düşüyor..
Allah tealanın selamı üzerinize olsun.
İSTİKBAL İSLAMINDIR...!
Değerli kari'i İslamın içtimai hayata yansımaları ve kırılma noktaları çok önem arz eder.İslamın sadece imani mevzulardan ibaret olduğunu hiç kimse iddaa edemez.Evet büyük kısmı bu ilkelerden oluşmuş olsada İslam budur demek çok zordur.Daha çok içe dönük insanı kulluk şuuruna yönelmeye,onu eğitmeye ve ıslah etmeye yöneldiği açıktır.Ama işin başka bir boyutu var ki bu müslüman insanın tüm bunları yaşama alanı dünya ve içindeki şu toplumdur.
insan garib bir mahluktur,islamı öğrenen ve onun değerlerine göre hayat tarzı yaşamaya çalışan insan kendisiyle çelişmemek isticektir.Bu onun gayet tabi bir hakkıdır.Bir yandan insan bulunduğu çağa ve topluma ayak uydurmak istiyor.İşte burada inan bireyde kırılma noktası yaşanıyor.
İç dünyasında yüceltiği değerlerin bulunduğu sosyal bölümde görülmemesi ya kişinin topluma olan güvenini yahutta değerlerine karşı bir güveni zedeliyor.
Mesela ticaret hususunu ele alalım.Bu hususta dinin çok açık ve dürüst değerleri varken ,bu ticaretin yapılması gereken sahadaki içtimai değerler tam ters bir görünüm çiziyor.Fert buradaki konulmuş kurallara göremi davransın yoksa inandığı değerlere mi bel bağlasın,bocalama ve kaybetme noktasında ne yapacak.
Allah'a yaklaşmada sadece ferdi yükümlülükler yeterli olsa İslam ortaya içtimai bir düzen koymak istemezdi.
Mesela kaç kişi faizsiz bir hayat yaşıyor,bundan kaçına bilmek bir iş yapmak isteyen yahut mülk edinmek isteyen kaç kişi için geçerlidir.
Gerçektende hurafeler yokmu?insanlar türbe adabına riayet ediyor mu?Bir kişinin şahsi kemalatı bize örneklikten öte ne verebilir ki.
işin siyaset buudu ayrı acaba islamın bu yönde hiçbir hüküm ve kaidesi yok mu?Ama siyasi saha bu kaidelerin hangisini barındırıyor.Niçin bir çok islam mütefekkiri bu sahadan ya kaçmış yahut başarısız olarak uzaklaşmış.
Tam bir güvensizliğin hakim olduğu sosyal hayat İslamdan uzaktadır.
Açıkça görülen gerçekler hiçbir hakikat ile örfbas edilemez.
Evinde başka olanlar kamusal alan çizgisinde başka sokaklarda daha başka bir kişiliktir.
bir kişinin bir günde üç ayrı kişi olduğu bir toplumda GÜVEN TEMELLİ BİR SİYASET,TİCARET,İBADET,HUKUK,... söz edilemez.
Tabiki herşeye rağmen güzel insanlar vardır,çalışmalarda vardır,bunlarda göz ardı edilemez.görünen oki çok yol kat edilmeli daha.bu konudada en büyük görev siz güzel insanlara düşüyor..
Allah tealanın selamı üzerinize olsun.
İSTİKBAL İSLAMINDIR...!