Kalpteniman
New member
O Allah ki, ortağı ve benzeri olmayan bir Allahtır.
Hiç bir varlığa benzemez, hiç bir varlık da kendisine benzemez.
Her şeye her şeyden yakın, insana ise şah damarından daha yakındır.
O'nun zatı cisimlere benzemediği gibi, yakınlığı da cisimlerin yakınlığına benzemez.
Zatı yarattığı varlıklara benzemediği gibi, sıfatları da mahlukatın vasıflarına benzemez.
Ayeti Kerimede: En yüce vasıflar Allahındır. ( Nahl: 60)
Alemlerin Rabbi olan Allahın şanı ne kadar yücedir. (Araf: 54)
Her cihetten Tektir.
Varlığının başlangıcı yoktur.
Varlığı daimidir nihayete ermez.
İradesini yerleştirmek ve kudretini göstermek için her şeyi sonradan yoktan var etti.
Yoksa ihtiyacı için değil.
O samettir, hiç kimseye muhtaç değildir, herkes O'na muhtaçtır.
Zaman kendisini hudutlandıramadığı gibi. mekan da kendisini ihata edemez.
O'nun mekanı yoktur, bütün mekanlar O'nda mekandır.
Her yerde hazır, kullarının her haline nazırdır.
Zaman ve mekanı yaratmadan önce O var idi.
O'nları yaratmadan önce nasıl idiyse, yarattıktan sonra da aynıdır.
Evvel O, ahir o, Zahir O, Bâtın O...
Ayeti kerime:
Habibim ! Kullarım sana beni sorunca haber ver ki, ben onlara yakınım. (Bakara: 186)
O bize bizden yekın, fakat mahluk olduğumuz için bizim O'nun (Ehadiyet) haline
dair hiç bir bilgimiz yoktur.
Meselâ bir usta masa vesaire bir şeyler yapar, yaptığı şeyler ise gözle görülür,
bir ustanın elinden çıktığı belli olur.
Usta yaptığı şeyleri bilir, fakat yapılan şeyler yapanı bilebilir mi?
Bizi yaratan O'dur.
Bizde fevkalde bir sanat var mükemmel bir ustanın elinden çıktığımız belli.
Fakat bizim O'ndan hiç haberimiz yok.
H.z ALLAH kendi zatına dair hiç bir bilgi vermemiştir.
İnsanlar O'nun (Ehadiyet) haline hiç bir zaman vakıf olamazlar.
Akıl, vehim, fikir, havas ve kıyas.. gibi idrak kabiliyetleri ile bir kesafet
halindedirler.
O ise Lâtiftir.
Kesif bir varlık, Lâtif olan Hazreti Allah'ın Ehadiyet halini idrak edemez.
Kendisini ancak kendisi bilir.
İnsanı yoktan var etti.
Sayılması imkansız olan çeşit çeşit nimetler verdi.
Onu kendi mülkünde yaşatıyor her işini görüyor her ihtiyacını gideriyor.
Öyle bir ALLAH ki, dilekler çoğaldıkça ihsan ve keremi de çoğalıyor.
Hacetler arttıkça inam ve ikramı da artıyor.
İyilik ve güzellikleri bitmez tükenmez.
Ayeti kerime:
Kim Allaha sımsıkı sarılırsa, muhakkak ki o doğru bir yola iletilmiştir.(Al-i İmran: 101)
Allaha sarılın O sizin Mevlânızdır. (Hacc: 78)
H.z. Allah c.c cümlemizi zatına has bir kul, Habibine Ümmet etsin İnşaallah.
Kardeşler ilgimi çekti sizinle paylaşmak istedim.
(kaynak eser)
Sözler ve notlar: cilt, 2, saife 10, Ömer öngüt Efendi
---------------------------------------------------
Hiç bir varlığa benzemez, hiç bir varlık da kendisine benzemez.
Her şeye her şeyden yakın, insana ise şah damarından daha yakındır.
O'nun zatı cisimlere benzemediği gibi, yakınlığı da cisimlerin yakınlığına benzemez.
Zatı yarattığı varlıklara benzemediği gibi, sıfatları da mahlukatın vasıflarına benzemez.
Ayeti Kerimede: En yüce vasıflar Allahındır. ( Nahl: 60)
Alemlerin Rabbi olan Allahın şanı ne kadar yücedir. (Araf: 54)
Her cihetten Tektir.
Varlığının başlangıcı yoktur.
Varlığı daimidir nihayete ermez.
İradesini yerleştirmek ve kudretini göstermek için her şeyi sonradan yoktan var etti.
Yoksa ihtiyacı için değil.
O samettir, hiç kimseye muhtaç değildir, herkes O'na muhtaçtır.
Zaman kendisini hudutlandıramadığı gibi. mekan da kendisini ihata edemez.
O'nun mekanı yoktur, bütün mekanlar O'nda mekandır.
Her yerde hazır, kullarının her haline nazırdır.
Zaman ve mekanı yaratmadan önce O var idi.
O'nları yaratmadan önce nasıl idiyse, yarattıktan sonra da aynıdır.
Evvel O, ahir o, Zahir O, Bâtın O...
Ayeti kerime:
Habibim ! Kullarım sana beni sorunca haber ver ki, ben onlara yakınım. (Bakara: 186)
O bize bizden yekın, fakat mahluk olduğumuz için bizim O'nun (Ehadiyet) haline
dair hiç bir bilgimiz yoktur.
Meselâ bir usta masa vesaire bir şeyler yapar, yaptığı şeyler ise gözle görülür,
bir ustanın elinden çıktığı belli olur.
Usta yaptığı şeyleri bilir, fakat yapılan şeyler yapanı bilebilir mi?
Bizi yaratan O'dur.
Bizde fevkalde bir sanat var mükemmel bir ustanın elinden çıktığımız belli.
Fakat bizim O'ndan hiç haberimiz yok.
H.z ALLAH kendi zatına dair hiç bir bilgi vermemiştir.
İnsanlar O'nun (Ehadiyet) haline hiç bir zaman vakıf olamazlar.
Akıl, vehim, fikir, havas ve kıyas.. gibi idrak kabiliyetleri ile bir kesafet
halindedirler.
O ise Lâtiftir.
Kesif bir varlık, Lâtif olan Hazreti Allah'ın Ehadiyet halini idrak edemez.
Kendisini ancak kendisi bilir.
İnsanı yoktan var etti.
Sayılması imkansız olan çeşit çeşit nimetler verdi.
Onu kendi mülkünde yaşatıyor her işini görüyor her ihtiyacını gideriyor.
Öyle bir ALLAH ki, dilekler çoğaldıkça ihsan ve keremi de çoğalıyor.
Hacetler arttıkça inam ve ikramı da artıyor.
İyilik ve güzellikleri bitmez tükenmez.
Ayeti kerime:
Kim Allaha sımsıkı sarılırsa, muhakkak ki o doğru bir yola iletilmiştir.(Al-i İmran: 101)
Allaha sarılın O sizin Mevlânızdır. (Hacc: 78)
H.z. Allah c.c cümlemizi zatına has bir kul, Habibine Ümmet etsin İnşaallah.
Kardeşler ilgimi çekti sizinle paylaşmak istedim.
(kaynak eser)
Sözler ve notlar: cilt, 2, saife 10, Ömer öngüt Efendi
---------------------------------------------------