Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

DÂBBETÜ'L-ARZ (yer hayvanı kıyametin alametlerinden)

hikmetimm

New member
Katılım
29 Mar 2007
Mesajlar
500
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Yaş
45
Konum
istanbul
Yer hayvanı, kıyametin büyük alametlerinden biri.

Debb ve debîb; hafif yürüme ve debelenme demektir. Hayvanlar ve çoğunlukla haşereler için kullanılır. İçkinin bedene yayılması ve bir çürüklüğün etrafına sirayeti gibi hareketi gözle görülmeyen şeyler için de kullanılır. Dâbbe de debelenen, hareket eden demektir. Şu halde tren, otomobil, bisiklet vb. şeylere lügate göre dâbbe denebilirse de ıstılahta daha çok hayvanlar için kullanılır.

"Allah bütün canlıları (her dâbbeyi) sudan yaratmıştır. Kimi karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayakla, kimi de dört ayakla yürür. Allah dilediğini yaratır. Allah şüphesiz her şeye kaadirdir." (en-Nûr, 24/45) âyetinden anlaşılacağı üzere her hayvana dâbbe denir.

"Yeryüzünde yaşayan bütün canlıların (her dâbbenin) rızkı ancak Allah'a aittir." (Hûd, 11/6) âyetinden de anlaşılan budur.

"Dâbbetü'l-Arz" da; kıyametin kopmasına yakın, ortaya çıkacağı bildirilen ve kıyametin büyük alâmetlerinden olan bir yaratıktır. Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de:

"Söylenmiş olan (tehdit edildikleri şey) başlarına geldiği zaman onlara yerden bir dâbbe çıkarırız da, insanların âyetlerimize kesin olarak inanmadıklarını kendilerine söyler." (en-Neml, 27/82) buyrulmaktadır.

Bu âyetten anlaşılan, dâbbenin bir hayvan-ı nâtık yâni konuşan bir canlı olduğudur (M.H. Yazır, "Hak Dini Kur'ân Dili", V, 3701 vd.).

Râğıbü'l-İsfahânî, yukardaki âyete dayanarak şöyle demektedir:

"Dâbbe, tanıdığımız hayvanlara benzemeyen bir hayvandır. Ortaya çıkması kıyamete yakın bir dönemde olacaktır. Bir de denildi ki: Bununla, cahiliyyede hayvan mertebesinde olan kötü insanlar kasdedilmiştir (Râğıb, "Müfredât", debb maddesi.)

Müfessirler yukardaki âyette (27/82) dayanarak "Dâbbetü'l-Arz"ın kıyamete yakın bir zamanda ortaya çıkacağını söylerler. İbn Ömer'e göre, "dâbbe"nin çıkması hadisesi, dünyada iyiliğe emreden ve kötülükten sakındıran hiçbir fert kalmadığı zaman vuku bulacaktır. İbn Merdûye'nin Ebu Saîd el-Hudrî'den rivayet ettiği bir hadîse göre, aynı şeyi bizzat Hz. Peygamber (s.a.s.)'in kendisinden Ebu Saîd de duymuştur. Bu da, insanın başkalarını iyilik yapmaya teşvik ve kötülükten sakındırma (emr bi'lma'rûf, mehy, ani'l-münker) vazifesini terkettiği zaman Allah'ın, kıyametin hemen öncesinde son ihtar vazifesini görmek üzere bir "dâbbe" meydana çıkaracağını gösterir. Mâmafih onun tek bir hayvan mı, yoksa bütün yeryüzünü istilâ edecek bir hayvan türü mü olduğu açık değildir (Mevdûdî, "Tefhîm", IV, 128)

Akaid kitaplarına, kıyametin alâmetlerinden biri olarak geçmiş olan "Dâbbetü'l-Arz" (bk. Pezdevî "Ehl-i Sünnet Akaidi", 352; Nesefî, "Akaid ", şerh ve haşiyesi Kesteli. 194) hakkında Peygamber (s.a.s.)'den şöyle rivayet edilir.

"İlk çıkacak kıyamet alameti, güneşin battığı yerden doğması ve kuşluk vakti insanların üzerine "dâbbe''nin çıkmasıdır. Bu alametlerden hangisi önce belirirse, ötekisi onu kısa zamanda takibedecektir" (Müslim, Fiten, 118; İbn Hanbel, "Müsned", II, 201)

"Üç şey vardır ki bunlar çıktığı zaman, daha önceden iman etmeyen hiçbir kimseye (o günkü) imanı fayda vermez: 1-Güneşin batıdan doğması, 2-Deccâl ve 3-Dâbbetü'l-Arz (Müslim, İman, 249; Tirmizî, Tefsîr, sûre 6)

"Dâbbe, yanında Hz. Musa (a.s.)'nın asâsı ve Hz. Süleyman (a.s.)'ın mührü olduğu halde çıkacaktır. Mü'minin yüzünü asa ile parlatacak, kâfirin burnunu da mühürle mühürleyecek. İşte o dönemde yaşayan insanlar biraraya gelecekler ve mü'minler, kâfir belli olacaktır" (Ahmed b. Hanbel, II, 491; Tirmizî, Tefsîr, süre: 27)

Bu konudaki rivayetler pek çoktur, ancak hiçbiri mütevâtir olmadığından, kıyamet gibi tamamen gaybî olan bir meselede delil olamazlar. Bunun için, "Dâbbetü'l-Arz"la ilgili teferruâtı bir yana bırakıp, Cenâb-ı Allah'ın bizi bununla ilgili olarak Kur'ân-ı Kerim'de bildirdikleriyle yetinmemiz, işin iç yüzünü ve mahiyetini O'na havale edip dabbetü'l-arz'ın kıyamete yakın zuhur edeceğine iman etmek en doğru yoldur. Bununla birlikte: "Gaybın anahtarları O'nun yanındadır. O'ndan başkası onları bilemez... " (el-En'âm, 6/59).

HADİSLER
a. Dabbetül-Arz'ın Yapacağı Şeyler

249/8. Dabbetül-Arz beraberinde Hz. Süleyman AS'ın mührü, Hz. Mûsâ AS'ın asası bulunduğu halde çıkar. Mü'minin âsa ile yüzünü nurlandırır. Kâfirin de mühürle burnunu mühürler. Öyle ki, ziyafet ehli toplanırlar da, biri diğerine, "Ya mü'min!" veya "Yâ kâfir!" diye hitab edebilir olurlar.

Hz. Ebû Hüreyre RA

NOT: Dabbet-ül Arz'ın nasıl bir mahlûk olduğu tam mânâsı ile bilinmemekle beraber, kendisi Kıyametin büyük alâmetlerinden olup güneşin batıdan doğuşu sırasında zuhur eden bir mahlûk olduğu anlaşılmaktadır.

b. Güneşin Batıdan Doğması

243/3. Altı şey gelmeden amellere müsâraat ediniz, koşuşturunuz! Güneşin batıdan doğuşu, duhan, Dabbetül-Arz, Deccal, ölüm (çokluğ) ve kıyamet.

Hz. Enes RA

477/4. Güneş batıdan doğmadıkça kıyamet kopmaz. O batıdan doğduğunda, insanlar onu görür ve hepsi de iman ederler. Lâkin işte bu imanın, daha önce iman etmediği için hiç bir nefse fayda vermediği zamandır.

Hz. Ebû Hüreyre RA

c. Güneşin Batıdan Doğuşu ile Tevbe Kapısının Kapanacağı

87/10. Allah-u Zülcelâl Hazretleri tevbe için mağribde bir kapı yarattı; genişliği yetmiş yıllıktır. Güneş batıdan doğmadıkça bu kapı kapanmaz. Bunlar âyet istiyorlar. "O günde iman edeceklerin imanı fayda vermeyecektir."

Hz. Satvan ibni Assal RA

322/4. Allah-u Zülcelâl Hazretleri batıdan tevbe için öyle bir kapı açtı ki, genişliği yetmiş yıllık mesafedir. Bu kapı, güneş batıdan doğmayınca kapanmaz.

Hz. Safvan RA

242/2. Tevbe kapısı açıktır. Güneş batıdan doğuncaya kadar kapanmaz.
 
Üst Alt