Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

(D) Üşüyorum... (okunmaya değer)

hannane

New member
Katılım
19 Ocak 2007
Mesajlar
1,172
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Konum
kayýp þehirden
(D) Üşüyorum...



Vakit gece yarısı



Hüzün kar beyaz iniyor gökyüzünden kimsesizLiğimin üstüne
İç çekişlerimden buğulanmış gözLerimin ardından insanlar geçiyor,telaşlı…


Ömrümün en derin uçurumunun kıyısındayım
bu gece
Ve ölüm bir “ayrılık” ötemde
Yürüyorum…


Her adımda kentin ayaza durmuş nefesi işliyor içime


Hadi yâr tut gözlerimden…



(d)üşüyorum!



Neredesin?


Gittiğinden beri
gelmeyişlerinin kapı eşiklerinde nöbet tutuyor gözlerim


Ve hiç tanımadığım çocukların isimsizliğinde arıyorum seni


Belki hâlâ aynı şehrin sokaklarını tüketmekteyiz
Az önce yanımdan geçip gittin belki de!
Kim bilir?


Yâhut binlerce kilometre var aramızda
Ve bir yerlerde bana benzemeyen birini beklemektesin




Ama sen bil…!
“Bülbül gülce,ben sence konuşuyorum nicedir…”



Söylesene kandırdın mı beni?


Yüreğinin tüm acılarını içime saldın ve benliğimi çalıp gittin mi benden?
Öyleyse sen de yalancı çıktın yâr!


Sen de aşkı “var” zannettirdin bana ve gittin
Sonrası hiçlik,sonrası acı,sonrası bir yokluğun başlangıcı…


Yoksun!


El ele yürüdüğümüz tüm yokuşları devirdim


dilimin üstüne ve sustum!
Sesim yokluğunun ayak izinde gömülü durur şimdi
Ve yüzümde kırılgan gülümseyişleri çocukların…


Var mı haberin?


Parmaklarım ellerine dokunamamış olmaktan dargın öylece kayıp giderken
Şehirlerarası hüzün taşıyan bir trenin tozlu camında


Yüreğimde müebbete hüküm giydi adın!


Adın ki dilimin ucunda küf tutmuş altı kurşun
Adın ki her harfinde uçurumlarından düşüyorum


Ama bil ve unutma! Kan kaybından değil
“SEN” KAYBINDAN OLACAK SONUM…!



Vakit yokluğunun ilkbaharı


Umudu sende kalmış yarınlara göçüyorum


Ceplerimde yağmurlarla boyanmış düşlerim var
Ve ellerimde yalanlara batırılmış parmaklarının izi…


Bu gece bir “ben” daha tükettim tütünlerin gölgesinde


Ve bir gün daha tükendim gözlerinsiz
Tükenmiş zamanların zemherisinde kayıbım şimdi
Takvimler benden,ben gözlerinden habersiz…


Kentin üşüyen sokaklarını soluklarımla ısıtarak yürüyorum sensizliğe


Bir çift ayak izinden ibaret yas karası istasyonlara bırakabildiğim
Ben zaten hep kendimi uğurluyorum tren garlarının veda sahnelerinde
Hep kendimden gidiyorum
Ve en çok düşlerimden vuruluyorum İstanbul’un eteklerinde



Kimse bilmiyor; tükeniyorum!



Sen-sizce ölüyorum gözlerimin önünde
Ve sessizce karışıyorum aşka boyanmış gül rengince toprağın bedenine
Öylece kayıp giderken ellerimden bir adım bile atamıyorum kendime


İçime işleyen sevdanın raylara mimlenmiş intihar eylemlerinden kurtaramıyorum yüreğimi
Ve vagonları yokluğunla dolu trenlere ezdiriyorum ben (siz) liğimi
Biliyorum çaresi yok bu hastalığın
Biliyorum yokluğum yokluğuna vurgun
Ve anladım ki alfabesi yok yokluğun


Susuyorum!


Dönmeyeceksen ateşe ver senli düşlerimi
Ve ört üstüme geceyi


Uyuyacağım!


Yolum çok, çook uzun…

buda sana yazdığım son şiirim olsun ...


_buluntu_
 
Üst Alt