hannane
New member
İletişim kişiye değil, kişiyle yapılır. “Ne” söylediğinizden çok daha önemli olan “nasıl” söylediğinizdir.
Siz konuşurken çocuğunuz susup dinliyorsa, boşa konuşuyorsunuz demektir.
Çocuğunuza düşünce ve duygularını ifade etme fırsatı verin ve cevap veriyor diye ona kızmayın!
Çocuklarla anlaşmanın en iyi yolu, onlara iyi niyetle yaklaşmaktır.
Bir tartışma sırasında asla birkaç problemi birlikte çözmeye çalışmayın! Konuları teker teker ele alın!
Çocuğunuza doğru bilgi verin! “Nasıl olsa anlamaz.”, “Bunu onun iyiliği için yapıyorum.” gibi gerekçelerin arkasına sığınmayın!
Çocuğunuzun yanlışlarını söyleyerek onun doğru davranmasını sağlayamazsınız.
“Ellerini yıka!”, “Dişlerini fırçala!”, “Odanı topla!” demek yetmez.
Söylediklerinizi çocuğunuzla birlikte yapar ve bu arada onu takdir ederseniz istediğiniz sonuçları elde etme şansınız artar.
Çocuğunuzu dinleyin! Böylece onun duygu ve problemlerini öğrenme şansınız olur.
Kendisini sıkıntıya sokan her hadiseden sonra, “ne sonuç çıkarttığını” sorarak, “ders almasına” ve “tecrübe kazanmasına” yardımcı olun!
O sırada, onunla asla tartışmayın! Ders vermeye kalkmayın! Mutlaka gerekiyorsa bunları daha sonra, duyguları yatıştıktan sonra yapın!
Çocuğunuzu kendinize düşman etmek istemiyorsanız, bir başarısızlığından sonra “Ben sana demedim mi?” demeyin!
Ona kavga etmeden ve bağırmadan haksızlıklara karşı çıkmanın mümkün olduğunu gösterin!
Çocuğunuzu dinlerken, mutlaka yüzüne bakın! Kendisine önem verildiğini hissedecektir.
Çocuğunuzla iddialaşmayın! Yumuşak bir sesle “Ben böyle düşünüyorum” deyin ve susun!
Çocuğunuzun yaptığı bir şeyden hoşlandığınızda, bunu sebebiyle belirtin!
Unutmayın ki, iyi arkadaşlık, paylaşılan ortak heyecanlarla gerçekleşir.
Siz konuşurken çocuğunuz susup dinliyorsa, boşa konuşuyorsunuz demektir.
Çocuğunuza düşünce ve duygularını ifade etme fırsatı verin ve cevap veriyor diye ona kızmayın!
Çocuklarla anlaşmanın en iyi yolu, onlara iyi niyetle yaklaşmaktır.
Bir tartışma sırasında asla birkaç problemi birlikte çözmeye çalışmayın! Konuları teker teker ele alın!
Çocuğunuza doğru bilgi verin! “Nasıl olsa anlamaz.”, “Bunu onun iyiliği için yapıyorum.” gibi gerekçelerin arkasına sığınmayın!
Çocuğunuzun yanlışlarını söyleyerek onun doğru davranmasını sağlayamazsınız.
“Ellerini yıka!”, “Dişlerini fırçala!”, “Odanı topla!” demek yetmez.
Söylediklerinizi çocuğunuzla birlikte yapar ve bu arada onu takdir ederseniz istediğiniz sonuçları elde etme şansınız artar.
Çocuğunuzu dinleyin! Böylece onun duygu ve problemlerini öğrenme şansınız olur.
Kendisini sıkıntıya sokan her hadiseden sonra, “ne sonuç çıkarttığını” sorarak, “ders almasına” ve “tecrübe kazanmasına” yardımcı olun!
O sırada, onunla asla tartışmayın! Ders vermeye kalkmayın! Mutlaka gerekiyorsa bunları daha sonra, duyguları yatıştıktan sonra yapın!
Çocuğunuzu kendinize düşman etmek istemiyorsanız, bir başarısızlığından sonra “Ben sana demedim mi?” demeyin!
Ona kavga etmeden ve bağırmadan haksızlıklara karşı çıkmanın mümkün olduğunu gösterin!
Çocuğunuzu dinlerken, mutlaka yüzüne bakın! Kendisine önem verildiğini hissedecektir.
Çocuğunuzla iddialaşmayın! Yumuşak bir sesle “Ben böyle düşünüyorum” deyin ve susun!
Çocuğunuzun yaptığı bir şeyden hoşlandığınızda, bunu sebebiyle belirtin!
Unutmayın ki, iyi arkadaşlık, paylaşılan ortak heyecanlarla gerçekleşir.