sinang
New member
Âlemlerin Rabbı olan Allah'a hamd olsun. Mücahitlerin önderi, Müttekîlerin lideri. Nurlu mü'minlerin kumandanı Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)e, O'nun âline, ashabına ve kıyamete kadar dâvası uğrunda ci-had edenlere salâtü selâm olsun...
CİHAD, HER MÜSLÜMANA FARZDIR
Allahü Tealâ cihadı, lüzumlu ve mecburi bir vazife olarak her müslümana farz kılmıştır. Cihada son derece teşvik etmiş, şehitlerin ve gazilerin sevabını bol bol vereceğini beyan buyurmuştur. Şehitlerin mertebesine ancak onların izinden giden ve başlattıkları mukaddes cihada gönül verenler ulaşabilecektir.
Allahü Tealâ, Şehidlere dünya ve âhirette hiç '"kimseye verilmeyen maddî ve manevî meziyetler bah-,
107
şedecektir. Temiz ve pâk olan kanlarını dünyada zafer nişanesi, âhirette de kurtuluş alâmeti kılmıştır.
Cihaddan geri kalan ve cihada iştirak etmeyenlere, Cenâb-ı Hak en şiddetli azabı vaadetmiştir. Bu gî-bî insanları en çirkin ve kötü sıfatlarla vasıflandırmış-tır. Korkaklıklarını ve cihaddan geri kalmalarını kınamış, acizlik ve zaafiyetlerini ortaya koymuştur.
Allah (C.C.) onlara dünya üzerinde öyle bir ziüet verir ki, bundan ancak cihad etmeleri sayesinde kurtulabilirler. Fakat Uhud dağı kadar altın sarfetseter âhi-ret günündeki azapdan yine de kurtulamazlar. Cenâb-ı Hak cihaddan geri kalmayı ve ondan kaçmayı en büyük günahlardan sayar. Helak edici yedi büyük günahtan biri olarak gösterir.
Eski veya yeni bütün ilâhî ve beşerî nizâmlar içinde, cihada ve Askerî Nizâma önem verme bakımından ve bütün gücüyle Hakkı Müdafaa için milleti topyekûn seferberliğe davet etme yönünden, İslâm Nizâmının bir benzerini gösteremezsiniz.
Kur'an-ı Kerimin âyetleri, Resulullah'ın mübarek hadisleri bu üstün mânalarla dolup taşmaktadır, islâm Dini, en sade bir dille ve en açık bir üslupla, cihada, askerliğe ve harbe davet eder. Müslümanların her
108
zaman karada, denizde ve havada asrın en modern silahlarıyla donatılmalarını ister.
Biz bu risalede islâm'ın Cihad hakkındaki görüşünü tamamen inceleyecek değiliz. Sadece bir kısmını zikredeceğiz. Cihad hakkında zikredeceğimiz âyet-i kerimeleri ve hadis-i şerifleri uzun uzun izah etmeyeceğiz. Zira bu iki kaynaktaki mükemmel lâfızlar, kolay ibareler, açık mânâlar ve ruhanî kuvvet, okuyucuyu fazla izaha muhtaç etmeyecektir.
109
CİHAD HAKKINDA KÜR'ÂN-I KERİMDEN BAZI ÂYETLER
1. «Hoşunuza gitmediği halde cihad üzerinize farz kılındı olur ki, hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için daha hayırlıdır. Hoşunuza giden şey ise sizin için daha kötü olabilir. Allah bilir, siz bilemezsiniz.»!1)
2. «Ey iman edenler siz yeryüzünde dolaşan veya cihad eden kardeşlerine: Onlar yanımızda olsalardı, ölmezler veya öldürülmezlerdi, diyen kâfirler gibi olmayın. Onlar bunu söylediler ki, Allah kalplerine nedamet versin. Allah hem diriltir, hem de öldürür. Allah yaptıklarınızı görür. Yemin olsun ki, Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz Allah'ın sizi affetmesi ve size rahmette bulunması onların toplayacağı şeylerden daha hayırlıdır.
(1) Baljara Sûresi: 216.
111
Yemin olsun ki, ölseniz de, öldürülseniz de Allah katında toplanacaksınız.»!2)
Dikkat ediniz!.. Birinci âyette Allah yolunda ölçmek ve savaşmak Mağfiret ve Rahmetle yanyana zikredilmiştir, ikinci âyette ise bu beraberliği göremiyoruz. Çünkü burada Cihad yoktur. Âyet korkaklığın mü'min-lerin değil, kâfirlerin sıfatı olduğuna işaret ediyor.
Bakınız... Şu âyet-i celile korkakların karşısında Şehid olanları nasıl vasıflandırıyor:
3. «Sakın Allah yolunda can verenleri ölüler sanmayın. Hakikatte onlar Rableri katında diridirler, rızık-lendırılırlar. Allah'ın lutfundan kendilerine verdiği nimetlerle sevinç içindedirler. Kendilerine arkadan ka-vuşamıyanlara, kendileri için korku olmadığını ve mahzun olmayacaklarını müjdelerler.»}7)
Geri kalan kısmı için Kur'an-ı Kerime müracaat edebilirsin.
4. «O halde geçici dünya hayatını ahirete değişenler Allah yolunda savaşsınlar. Allah yolunda savaşan kimse öldürülse de, galip gelse de biz ona büyük bir mükâfat vereceğiz.»(4)
(2) Âl-i Imran Sûresi: 156-158. <3) » » » : 169-175.
(4) Nisa Sûresi: 74.
112
Ayeti celilenin devamı için Kur'an-ı Kerime müracaat edebilirsin. Kur'an'da, Allahu Telâlâ'nın müslü-manları nasıl uyanıklığa davet ettiğini, yerine göre ordular, veya cemaatler yahut fertler haJinde cihad etmeye teşvik ettiğini göreceksin.
Yine cihaddan geri kalanları, korkakları, eyyamcıları, menfaatperesetleri nasıl tenkit ediyor; zayıfların himayesine ve mazlumların kurtarılmasına nasıl dikkati çekiyor; Cihadı oruç ve namazla bir tutup islâmın temel esaslarından olduğunu nasıl ilân ediyor; kararsızların tereddütlerini nasıl siliyor müşahede edeceksin.
Keza Allahu Teâlâ'nın korkakları cesaretle ölümü karşılamaya nasıl teşvik ettiğini göreceksin. Allahu Teâlâ Kur'anda; korkaklara muhakkak surette öleceklerini, eğer mücahit olarak ölürlerse büyük mükâfatlar kazanacaklarını, harcadıkları can ve malın karşılığının kaybolmayacağını beyan ediyor.
5. El enfal suresi, bütünüyle savaşa ve onda se batlı t)lmaya teşvik eder. Savaşa ait birçok hükümleri açıklar. Bunun içindir ki, önceki müslümanlar, bu sureyi «harp marşı» kabul etmişlerdi. Harp şiddetlenince bu sureyi okurlardı. Misal olarak bu suredeki şu ayeti celilelere göz atalım;
Risaleler 1
113
F: 8
a) «Ey iman edenler! Allah'ın ve sizin düşmanlarınızı yıldırıp korkutmanız için onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın.»(5)
b) «Ey peygamber! îman edenleri savaşa teşvik et. Eğer sizden sabreden yirmi kişi bulunursa onlardan ikiyüz kişiye galip gelir. Yine sizden yüz kişi bulunursa kâfirlerden bin kişiye galip gelirler. Zira inkâr edenler şuursuz bir zümredir.»(«)
6. Tevbe sûresi de, bütünüyle cihada teşvik eder ve cihadın hükümlerini beyan eder. Allahu Teâlâ, Tevbe sûresinde anlaşmalarını bozan müşrikler hakkında
şöyle buyuruyor:
a) «Onlarla savaşın. Böylece Allah sizin elinizle onları azaplandırsın, rezil etsin, sizi onlara galip getirsin, müminlerin gönüllerini hoşnut etsin, kalplerinde-ki öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah her şeyi bilicidir, hikmet sahibidir.» (7)
Allahü Teâlâ kitap ehliyle savaşma konusunda da
şöyle buyurur:
b) «Kitap ehlinden Allah'a ve âhiret gününe îman etmeyen, Allah ve resulünün haram kıldığını haram
(5) Enfa! Sûresi: 60. (C) Enfal Sûresi: 65. (7) Tevbe: 14.
114
saymayan, hak dini kabul etmeyenlerle, size boyun eğinceye ve bizzat kendileri cizye verinceye kadar savaşın. »(*)
Nihayet cihadı haykıran âyetlerle umum seferberliği ilan ediyor ve sonunda şöyle buyuruyor:
c) «Savaş kendiniz için kolay olsada, zor olsada hepiniz cihada çıkın. Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla cihad edin. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.»(")
Bunun peşinden cihaddan geri kalan korkak ve âdilerin tutumunu tenkit ederek ebediyyen cihad şerefinden mahrum kaldıklarını şöyle ifade buyurur:
d) «Cihaddan geri kalanlar, Allah'ın peygamberine karşı gelip yerlerinde oturup kalmalarına sevindiler. Allah yolunda, mallariyle, canlarıyle cihad etmeyi çirkin gördüler. «Bu sıcakta harbe çıkmayın» dediler. Ey Resul! de ki: «Cehennem ateşi daha sıcaktır keski bunu buseydiler.»
«Yaptıklarının cezası olarak az gülsünler çok ağia-sınlar.»
«Ey Peygamber! Allah seni cihad sonunda tekrar onlardan bir zümreye döndürürse senden cihada çık-
(8) Tevbe: 29.
(9) Tevbe: 41.
115
mak isteyenlere de ki: Benimle asla çıkmayacaksınız.
benimle beraber hiç bir düşmanla savaşmayacaksınız,
çünkü ilk defa oturup kalmaya razı oldunuz. Artık geri
kalanlarla oturun.»(ı0)
Sonra Allahu Teâlâ, başta mü'minlerin Efendisi Hz. Muhammed olmak üzere mücahidleri övüp Resul-ullah'ın ve Ashab'ı kiramının vazifelerinin cihad olduğunu şu âyetlerle açıklıyor:
e) «Ancak Peygamber ve onunla beraber îman edenler mallarıyla, canlarıyla cihad ettiler, işte bunlara çok ve hayırlı nimetler vardır. Ebedî kurtutuşa erecek te bunlardır.»(H)
f) «Allah, onlara ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Büyük kurtuluş budur.»^)
Bunun arkasından Allah'ın mü'minlerle yaptığı yüce alış veriş beyan olunur:
g) «Şüphesiz ki; Allah, Allah yolunda savaşarak öldüren ve öldürülen mü'minlerin canlarını ve mallarını, vereceği cennet karşılığı satın alır. Bu Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da O'nun gerçek olan vaadidir. Kim,
(10) Tevbe: 81-83.
(11) Tevbe: 88.
(12) Tevbe Sûresi: 39.
116
Allah'tan daha çok verdiği vaadi yerine getirebilir? O halde yaptığınız alışverişle sevinin, işte büyük kurtuluş budur.»(|3)
(13) Tevbe: 111.
117
7 KITAL SÜRESİ (MUHAMMED SÜRESİ)
Allahü Teâlâ'nın kitabında, tam bir sûrenin nasıl «savaş sûresi» diye adlandığını bir düşünün. Bilindiği gibi askerî nizamın temeli itaat ve disiplindir. Allahü Teâlâ bu iki esası, kitabındaki iki âyetinde toplamıştır.
İtaat etmek «Muhammed suresinde» şöyle beyan edilir:
a) «iman edenler, keşke cihad hakkında bir sûre indirilmiş olsaydı» derler. Ama muhkem (hükmü baki) bir sure indiriliptn orada savaş zikredilince kaleplerin-de manevî hastalık olanların, ölüm sarhoşluğuyla bayılmış kimselerin bakışıyla sana baktıklarını görürsün. Korktuklarının başlarına gelmesi onlar için daha iyidir.»
«Onların vazifeleri itaatte bulunma ve gerçeği söy- 119
lemektir. iş ciddileşince Allah'a karşı samimi olsalardı, kendileri için daha hayırlı oiurdu.»(")
İntizam ve disiplin ise Saff suresinde zikrolun-muştur:
b) «Şüphesiz ki, Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir bina gibi, saf yaparak savaşanları sever.»(J5)
8. Fetih Sûresinde, bütünüyle Hz. Muhammedin cihadlarından birini ve mübarek ağacın gölgesinde yapılan ve zaferi kazandıran şanlı ölüm kalım biatini bizlere bildirmektedir. Bunu şu âyet-i celilede görürüz: «Muhakkak ki, Allah o ağacın altında sana söz verirken mü'minlerden razı olmuş, kalplerinde bulunanı bilmiş, güven vermiş ve kısa zamanda zaferle mükafatlandırmıştır.»
«Keza almakta oldukları birçok ganimetlerle de mükafatlandırmıştır. Allah her şeye Galipdir ve hikmet sahibidir.»!'6)
Ey kardeşim, bu zikredilen âyetler, cihadı ve üstünlüğünü açıklayan, îman edenleri bunu yapmaya teşvik eden, mücahitleri büyük sevaplarla ve güzel mü-
(14) Kıtal: 20-21.
(15) Saff Sûresi: 4. (.16) Fetih Sûresi: 18-19.
120
kâfatlarla müjdeleyen âyetlerden sadece bir kısmıdır. Allahü Teâlâ'nın kitabı, bu gibi âyetlerle doludur.
Kur'an-ı Kerimi oku. Bu mevzudaki âyetleri düşün ve incele. Nice bilmediğin şeyler göreceksin, Müslümanların bu sevabı kazanmaktan gafil olduklarına hayret edeceksin.
Sana bu konuda bazı hadis-i şerifler de nakledeceğim:
1 Ebu Hüreyre (R.A.) bir rivayetinde diyor ki: Peygamber (S.A.V.) in şöyle buyurduğunu işittim: «Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederimki, kendilerini techizatlandıramadığım için benimle beraber cihada çıkamadıklarından üzülecek olan mü'min erkekler olmasaydı, Allah yolunda savaşan hiçbir müfzere-den geri kalmazdım. Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, şunu temenni ederim: Allah yolunda öldürüleyim, sonra dirileyim, tekrar öldürüleyim, sonra dirileyim, tekrar öldürüleyim, sonra dirileyim, tekrar öldürüleyim.»!'7)
2 Ebu Hüreyre'(R.A.) dan, Resululleh'ın şöyle buyurduğu rivayet olunur: «Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederimki, Allah yolunda yaralanan
(17) Buhari ve Müslim. Ebu Dâvud.
121
her kişi, (kimin Allah yolunda yaralandığını Allah daha iyi bilir.) Kıyamet gününde rengi kan renginde, kokusu ise misk kokulu olarak gelir.»('s)
3 Enes (R.A.) rivayet ediyor ve diyor ki: «Amcam Enes b. Nadr, Bedir muharebesinde bulunmamıştı. Amcam dedi ki: «Ey Allah'ın Resulü müşriklerle yaptığın ilk savaşta bulunamadım, Allah'a yemin ederim ki, bana müşriklerle savaşı gösterseydi, Allahü Teâlâ ne yapacağımı insanlara gösterecekti. Uhud savaşında müslümanlar ilk defa yenilince Amcam Enes şöyle dedi: Ey Rabbim, şu arkadaşlarımın yaptığından affetmeni dilerim. Şu müşriklerin yaptıklarından da beriyim. Sonra ileriye doğru devam etti, Sa'd b. Muaz ile karşılaştı ve ona şunları söyledi: «Ey Saad cenneti istiyorum, Nadr'ın Rabbine yemin ederim ki, Uhud dağı tarafından cennetin kokusunu alıyorum.». Saad dedi ki: «Ey Allah'ın Resulü! Ben onun yaptığına kadir olamadım.»
Ravi Enes b. Malik (R.A.) dedi ki:
«Biz, amcamda, seksen küsur kılıç, mızrak veya ok yarası gördük, onu öldürülmüş bulduk. Müşrikler
{18) Buhari, Müslim. Ebu Dâvud.
122
azalarını kesip atmışlardı. Onu ancak kız kardeşi parmaklarından tanıyabildi.»!'9)
Enes dedi ki: Şu âyetin onun ve benzerlerinin hakkında indiğini zannediyoruz: «iman edenlerden, Allaha verdiği ahitte sadık olan adamlar vardır.»(-»)
4 Ümmü Harise (R.A.) dan rivayet olunur ki, bu kadın peygamberimize gelerek: «Ey Allah'ın Nebisi! Bana Harise'yi anlatır mısın? (Harise, Bedir savaşında atıcısı meçhul bir okla yaralanıp ölmüştü) Eğeı Harise Cennette ise sabredeyim başka yerde ise onun için çok ağlıyayım, demişti. Resulüllah: Ey Ümmü Harise! Onun yeri cennet içinde cennetlerdir. Oğlun Cen-net.ül-Firdevse erdi buyurdu.»(-')
Bak kardeşim! Cennet onlara bela ve musibetleri nasıl unutturuyor? Onları zorluklara karşı sabretmeye nasıl sevkediyor?
5 Abdullah b. Ebi Evfa'dan, Peygamberimizin şöyle buyurduğu rivayet edilir: «iyi bilin ki, cennet kılıçların gölgesi altındadır.»!--)
6 Halid el-Cuheni'nin oğlu Seyyid Hz. Resul-
Buhari, Müslim, Ebu Dâvud.
(20) Ahzab Sûresi âyet: 23.
(21) Buharî, Müslim, Ebu Dâvud. .(22) » » » »
123
üilah'ın şöyle buyurduğunu haber verir: «Kim Allah yolunda cihad eden bir gaziyi donatırsa cihad etmiş sayılır. Yine kim Allah yolunda cihad eden bir gazinin geride hayırlı bir vekili olursa cihad etmiş sayılır.»(-7)
7 Ebu Hüreyre (R.A.) Peygamberimizden şu sözleri naklediyor: «Kim Allah'a iman edip, sevap vaadini tasdik ederek yolunda cihad için at beslerse, kıyamet gününde o atın yediği, içtiği ve tersi terazisinde olacaktır.»(-4) (Allah yolunda hazırlanan herşey at misalidir.)
8 Ebu Hüreyre (R.A.) anlatıyor: Peygamber efendimizden: «Allah yolunda cihad etmeye ne eşit olabilir? diye soruldu. Hz. Resulüllah (S.A.V.) «ona kadir olamazsınız» dedi. İki veya üç kere bunu tekrarladılar, her defasında «ona kadir olamazsınız» cevabını verdi. Nihayet dedi ki: «Allah yolunda cihad eden kimse, mücahidin savaştan dönmesine kadar, ara vermeden oruç tutan, namaz kılan ve Kur'an okuyan kimseye benzer.»(->:i)
9 Ebu Said el-Hudri (R.A.) Resulüllahın şöy!e buyurduğunu rivayet ediyor: «insanların iyisini ve kötü-
(23) Buhari, Müslim, Ebû Dâvud.
(24) Buhari.
(25) Buhari, Müslim, Neseî, Ibn-i Mace, Tirmizi.
__ 104, __
sünü sizlere bildireyim mi? Ölüm kendine gelinceye kadar, atının veya devesinin sırtında yahut yaya olarak Allah yolunda çalışan kimse insanların hayırlılarından-dır. Allah'ın kitabını okuyupta ondan öğüt almayan, fenalıklardan vazgeçmeyen kimse ise insanların kötüle-rirdendir.»(26)
10 İbni Abbas (R.A.) «Resulullah'ın şöyle buyurduğunu işittim, diyor: «İki gözü ateş yakmayacak-tır. Bunlar; Allah korkusundan ağlayan göz ile Allah yolunda geceleyin nöbetçilik eden göz'dür.»(27)
11 Ebu Umeyre (R.A ) in oğlu Peygamber efendimizin şu sözlerini naklediyor: «Allah yolunda ölmeyi, bütün köylü ve şehirlilerin mallarını bana bağışlamalarından daha çok severim.»(-s)
12 Saad bin Raşid (R.A.) anlatıyor: «Sahabelerden biri Resulüllah'a: «Ey Allah'ın Resulü! neden mü'minler kabirlerinde imtihan edilirlerde yalnız şehid olan imtihan edilmez,» diye sordu. Resulüllah şu cevabı» verdi: «Şehidin başında dönen kılıçların şimşeği, ona imtihan olarak yeter.» (29)
(26) Neşet.
<27) Tirmizi.
(28) Neseî.
<29) Neseî.
125
13 Ebu Hüreyre'den Hz. Peygamberin şöyle buyurduğu rivayet olunur: «Şehidin öldürülmekten duyduğu acı, ancak sizin ısırılmaktan duyduğunuz acı kadardır.»!3»)
14 İbni Mes'ud (R.A.) Resulullah (S.A.V.J in şu sözlerini naklediyor: «Rabbimiz Celle ve alâ hazretlerinin çok beğendiği bir kişi vardır ki o kişi Allah yolunda cihad eder, arkadaşları mağlup olduğunda mesuliyetini müdrik olarak tekrar cihada döner. Kanının son damlasına kadar savaşır ve şehîd olur. Allahü Teâlâ, meleklerine: «Benim kuluma bakın huzurumda ereceği nimetlerimi isteyerek ve azabımdan korkarak tekrar cihada döndü ve kanını akıttı. Şahid olun ben onu affettim» der.»(3')
15 Abdul Hayr dedesinden şunları naklediyor: «Çok üzülmesi sebebiyle yanlarında yara çıkan Ümmü Halâde adında bir kadın, Allah yolunda öldürülen oğlunu Resulüllah'a sormaya geldi. Sahabelerden biri: «Kendin yaralı olduğun halde oğlunu sormaya mı geldin?» deyince; kadın: «Ben oğluma acırım, hayatıma acımam» diye cevap verdi. Sonra Resulullah o kadına. «Oğlun için iki şehid mükâfatı var» dedi. Kadın: «Ni-
(30) Tirmizi. Neseî. Dârimi.
(31) Ebu Dâvud.
126
çin» diye sordu. Peygamberimiz de: «Çünkü onu eh!-i kitap öldürdü» buyurdu.>>(32)
Bu hadis-i şerifte, Kitap ehliyle savaşmanın vacip olduğuna ve onlarla savaşanın mükâfatının iki kat olduğuna işaret vardır. Cihad yalnız müşriklere karşı değil, islâmı tanımayan herkese karşı yapılır.
16 Hanif'in oğlu Sehl (R.A.) Hz. Peygamberin şu sözlerini naklediyor: «Kim, Allahü Teâîâ'dcn samimi olarak şehid olmayı dilerse yatağında dahi ölse, Allah onu şehidler makamına erdirir.»(3f)
17 Fatik'in oğlu Hüreym Resulüllah'ın (S.A.V.) şöyle buyurduğunu söylüyor: «Kim, Allah yolunda birşey harcarsa yed i yüz kat sevap yazılır.»(34)
18 Ebu Hüreyre'den rivayet olunur ki; Resul-
I»
üllah'ın Ashabından biri bir yayladan geçerken tatlı suyu olan bir pınarcığa rastladı ve «insanlardan ayrılsam-da bu yaylada otursam» dedi. Bunu Resulüllah'a açıkladı. Resulullah da şöyle buyurdu: «Bunu yapma! Çın-kü herhangi birinizin Allah yolunda mücadele vermesi evinde yetmiş yıl namaz kılmasından daha üstündür. Allah'ın sizi affetmesini ve cennete koymasını sevmez:
(32) Ebu Dâvud.
(33) Müslim, Ebu Dâvud, Tirmizi, Nesei, Ibn-i MEce.
(34) Tirmizi, Neseî.
127
misiniz? Allah yolunda Cihad edin! Kim Allah yolunda, devenin iki sağılımıf) arasındaki vakit kadar savaşırsa cennet ona farz olur.»(3;r)
19 Madi-Kerib'in oğlu Mikdam'dan Resulul-lah'ın şu sözleri rivayet olunmuştur: «Allah katında şehide has altı meziyet vardır: 1 ilk akan kanının dam-lasıyla affedilir. 2 Cennetteki yerini görür, kabir azabından kurtulur. 3 Büyük korkudan emîn olur. 4 Başına şeref tacı konur (o tacir), bir yakutu dünya ve içinde bulunan şeylerden daha hayırlıdır.) 5 Yetmiş iki huriyle evlendirilir. 6 Akrabalarından yetmiş insana şefaatta bulunmasına izin verilir.»( '<¦)
20 Ebu Hüreyre'nin bir rivayetinde Hz. Peygamberin şu sözlerini görüyoruz: «Kim Allah'ın huzuruna, üzerinde cihaddan bir eser olmaksızın çıkarsa kendisinde eksiklik bulunarak huzura varmış olur.»(;7)
21 Enes (R.A.)'dan Resulullah'ın şu sözleri rivayet olunuyor: «Kim, samimi olarak şehid olmayı dilerse, şehidliğe eremese de o mertebe ona verilir.»( '*)
(35) Tirmizi.
(36) Tirmizi, Ibn-i Mace.
(37) Tirmizi, Ibn-i Mace.
(38) Müslim.
.(") Deveyi sağmadan önce yavrusuna biraz emzirilir, sonra sanılıp yine yavrusu emmeye bırakılır. Burada, iki emzirme arasındaki zaman kastedilmektedir.
128
22 Hz. Osman b. Affan (R.A.) şu hadis-i şerifi rivayet etmiştir: «Kim, Allahü Teâlâ'nın yolunda tek bir gece nöbet tutarsa o gece, oruç tutulan, namaz kılınan bin gece gibidir.»(w)
23 Ebu Derdâ (R.A.) Resulullah'ın şu sözlerini rivayet ediyor: «Deniz'de yapılan bir savaş, karada yapılan on savaş gibidir. Denizde başı dönen kimse, Allah yolunda kanına bulanmış kimse gibidir.»{4»)
24 Cabir bin Abdullah (R.A.) der ki: Uhud savaşında Amr'ın oğlu Abdullah öldürülünce Resulüliah: «Ey Cabir, Allahü Teâlâ'nın babana ne dediğini sana haber vereyim mi? dedi. «Evet» dedim. Resulüliah buyurdu ki: «Allah başkalarına ancak perde arkasından konuştu. Fakat babanla karşı karşıya konuştu ve: «Ey kulum! dile benden vereyim sana» dedi. Baban: «Ey Rabbim! Beni dirilt, ikinci kez senin yolunda öldürüleyim» dedi. Allahü Teâlâ: «İnsanların tekrar dünyaya dönmiyeceklerini ezelde takdir ettim» dedi. Baban: «Ey Rabbim! bunu geride bıraktıklarıma bildir» dedi. Allahü Teâlâ şu âyeti celileyi indirdi: «Sakın Allah yolunda can verenleri ölüler
CİHAD, HER MÜSLÜMANA FARZDIR
Allahü Tealâ cihadı, lüzumlu ve mecburi bir vazife olarak her müslümana farz kılmıştır. Cihada son derece teşvik etmiş, şehitlerin ve gazilerin sevabını bol bol vereceğini beyan buyurmuştur. Şehitlerin mertebesine ancak onların izinden giden ve başlattıkları mukaddes cihada gönül verenler ulaşabilecektir.
Allahü Tealâ, Şehidlere dünya ve âhirette hiç '"kimseye verilmeyen maddî ve manevî meziyetler bah-,
107
şedecektir. Temiz ve pâk olan kanlarını dünyada zafer nişanesi, âhirette de kurtuluş alâmeti kılmıştır.
Cihaddan geri kalan ve cihada iştirak etmeyenlere, Cenâb-ı Hak en şiddetli azabı vaadetmiştir. Bu gî-bî insanları en çirkin ve kötü sıfatlarla vasıflandırmış-tır. Korkaklıklarını ve cihaddan geri kalmalarını kınamış, acizlik ve zaafiyetlerini ortaya koymuştur.
Allah (C.C.) onlara dünya üzerinde öyle bir ziüet verir ki, bundan ancak cihad etmeleri sayesinde kurtulabilirler. Fakat Uhud dağı kadar altın sarfetseter âhi-ret günündeki azapdan yine de kurtulamazlar. Cenâb-ı Hak cihaddan geri kalmayı ve ondan kaçmayı en büyük günahlardan sayar. Helak edici yedi büyük günahtan biri olarak gösterir.
Eski veya yeni bütün ilâhî ve beşerî nizâmlar içinde, cihada ve Askerî Nizâma önem verme bakımından ve bütün gücüyle Hakkı Müdafaa için milleti topyekûn seferberliğe davet etme yönünden, İslâm Nizâmının bir benzerini gösteremezsiniz.
Kur'an-ı Kerimin âyetleri, Resulullah'ın mübarek hadisleri bu üstün mânalarla dolup taşmaktadır, islâm Dini, en sade bir dille ve en açık bir üslupla, cihada, askerliğe ve harbe davet eder. Müslümanların her
108
zaman karada, denizde ve havada asrın en modern silahlarıyla donatılmalarını ister.
Biz bu risalede islâm'ın Cihad hakkındaki görüşünü tamamen inceleyecek değiliz. Sadece bir kısmını zikredeceğiz. Cihad hakkında zikredeceğimiz âyet-i kerimeleri ve hadis-i şerifleri uzun uzun izah etmeyeceğiz. Zira bu iki kaynaktaki mükemmel lâfızlar, kolay ibareler, açık mânâlar ve ruhanî kuvvet, okuyucuyu fazla izaha muhtaç etmeyecektir.
109
CİHAD HAKKINDA KÜR'ÂN-I KERİMDEN BAZI ÂYETLER
1. «Hoşunuza gitmediği halde cihad üzerinize farz kılındı olur ki, hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için daha hayırlıdır. Hoşunuza giden şey ise sizin için daha kötü olabilir. Allah bilir, siz bilemezsiniz.»!1)
2. «Ey iman edenler siz yeryüzünde dolaşan veya cihad eden kardeşlerine: Onlar yanımızda olsalardı, ölmezler veya öldürülmezlerdi, diyen kâfirler gibi olmayın. Onlar bunu söylediler ki, Allah kalplerine nedamet versin. Allah hem diriltir, hem de öldürür. Allah yaptıklarınızı görür. Yemin olsun ki, Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz Allah'ın sizi affetmesi ve size rahmette bulunması onların toplayacağı şeylerden daha hayırlıdır.
(1) Baljara Sûresi: 216.
111
Yemin olsun ki, ölseniz de, öldürülseniz de Allah katında toplanacaksınız.»!2)
Dikkat ediniz!.. Birinci âyette Allah yolunda ölçmek ve savaşmak Mağfiret ve Rahmetle yanyana zikredilmiştir, ikinci âyette ise bu beraberliği göremiyoruz. Çünkü burada Cihad yoktur. Âyet korkaklığın mü'min-lerin değil, kâfirlerin sıfatı olduğuna işaret ediyor.
Bakınız... Şu âyet-i celile korkakların karşısında Şehid olanları nasıl vasıflandırıyor:
3. «Sakın Allah yolunda can verenleri ölüler sanmayın. Hakikatte onlar Rableri katında diridirler, rızık-lendırılırlar. Allah'ın lutfundan kendilerine verdiği nimetlerle sevinç içindedirler. Kendilerine arkadan ka-vuşamıyanlara, kendileri için korku olmadığını ve mahzun olmayacaklarını müjdelerler.»}7)
Geri kalan kısmı için Kur'an-ı Kerime müracaat edebilirsin.
4. «O halde geçici dünya hayatını ahirete değişenler Allah yolunda savaşsınlar. Allah yolunda savaşan kimse öldürülse de, galip gelse de biz ona büyük bir mükâfat vereceğiz.»(4)
(2) Âl-i Imran Sûresi: 156-158. <3) » » » : 169-175.
(4) Nisa Sûresi: 74.
112
Ayeti celilenin devamı için Kur'an-ı Kerime müracaat edebilirsin. Kur'an'da, Allahu Telâlâ'nın müslü-manları nasıl uyanıklığa davet ettiğini, yerine göre ordular, veya cemaatler yahut fertler haJinde cihad etmeye teşvik ettiğini göreceksin.
Yine cihaddan geri kalanları, korkakları, eyyamcıları, menfaatperesetleri nasıl tenkit ediyor; zayıfların himayesine ve mazlumların kurtarılmasına nasıl dikkati çekiyor; Cihadı oruç ve namazla bir tutup islâmın temel esaslarından olduğunu nasıl ilân ediyor; kararsızların tereddütlerini nasıl siliyor müşahede edeceksin.
Keza Allahu Teâlâ'nın korkakları cesaretle ölümü karşılamaya nasıl teşvik ettiğini göreceksin. Allahu Teâlâ Kur'anda; korkaklara muhakkak surette öleceklerini, eğer mücahit olarak ölürlerse büyük mükâfatlar kazanacaklarını, harcadıkları can ve malın karşılığının kaybolmayacağını beyan ediyor.
5. El enfal suresi, bütünüyle savaşa ve onda se batlı t)lmaya teşvik eder. Savaşa ait birçok hükümleri açıklar. Bunun içindir ki, önceki müslümanlar, bu sureyi «harp marşı» kabul etmişlerdi. Harp şiddetlenince bu sureyi okurlardı. Misal olarak bu suredeki şu ayeti celilelere göz atalım;
Risaleler 1
113
F: 8
a) «Ey iman edenler! Allah'ın ve sizin düşmanlarınızı yıldırıp korkutmanız için onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın.»(5)
b) «Ey peygamber! îman edenleri savaşa teşvik et. Eğer sizden sabreden yirmi kişi bulunursa onlardan ikiyüz kişiye galip gelir. Yine sizden yüz kişi bulunursa kâfirlerden bin kişiye galip gelirler. Zira inkâr edenler şuursuz bir zümredir.»(«)
6. Tevbe sûresi de, bütünüyle cihada teşvik eder ve cihadın hükümlerini beyan eder. Allahu Teâlâ, Tevbe sûresinde anlaşmalarını bozan müşrikler hakkında
şöyle buyuruyor:
a) «Onlarla savaşın. Böylece Allah sizin elinizle onları azaplandırsın, rezil etsin, sizi onlara galip getirsin, müminlerin gönüllerini hoşnut etsin, kalplerinde-ki öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah her şeyi bilicidir, hikmet sahibidir.» (7)
Allahü Teâlâ kitap ehliyle savaşma konusunda da
şöyle buyurur:
b) «Kitap ehlinden Allah'a ve âhiret gününe îman etmeyen, Allah ve resulünün haram kıldığını haram
(5) Enfa! Sûresi: 60. (C) Enfal Sûresi: 65. (7) Tevbe: 14.
114
saymayan, hak dini kabul etmeyenlerle, size boyun eğinceye ve bizzat kendileri cizye verinceye kadar savaşın. »(*)
Nihayet cihadı haykıran âyetlerle umum seferberliği ilan ediyor ve sonunda şöyle buyuruyor:
c) «Savaş kendiniz için kolay olsada, zor olsada hepiniz cihada çıkın. Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla cihad edin. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.»(")
Bunun peşinden cihaddan geri kalan korkak ve âdilerin tutumunu tenkit ederek ebediyyen cihad şerefinden mahrum kaldıklarını şöyle ifade buyurur:
d) «Cihaddan geri kalanlar, Allah'ın peygamberine karşı gelip yerlerinde oturup kalmalarına sevindiler. Allah yolunda, mallariyle, canlarıyle cihad etmeyi çirkin gördüler. «Bu sıcakta harbe çıkmayın» dediler. Ey Resul! de ki: «Cehennem ateşi daha sıcaktır keski bunu buseydiler.»
«Yaptıklarının cezası olarak az gülsünler çok ağia-sınlar.»
«Ey Peygamber! Allah seni cihad sonunda tekrar onlardan bir zümreye döndürürse senden cihada çık-
(8) Tevbe: 29.
(9) Tevbe: 41.
115
mak isteyenlere de ki: Benimle asla çıkmayacaksınız.
benimle beraber hiç bir düşmanla savaşmayacaksınız,
çünkü ilk defa oturup kalmaya razı oldunuz. Artık geri
kalanlarla oturun.»(ı0)
Sonra Allahu Teâlâ, başta mü'minlerin Efendisi Hz. Muhammed olmak üzere mücahidleri övüp Resul-ullah'ın ve Ashab'ı kiramının vazifelerinin cihad olduğunu şu âyetlerle açıklıyor:
e) «Ancak Peygamber ve onunla beraber îman edenler mallarıyla, canlarıyla cihad ettiler, işte bunlara çok ve hayırlı nimetler vardır. Ebedî kurtutuşa erecek te bunlardır.»(H)
f) «Allah, onlara ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. Büyük kurtuluş budur.»^)
Bunun arkasından Allah'ın mü'minlerle yaptığı yüce alış veriş beyan olunur:
g) «Şüphesiz ki; Allah, Allah yolunda savaşarak öldüren ve öldürülen mü'minlerin canlarını ve mallarını, vereceği cennet karşılığı satın alır. Bu Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da O'nun gerçek olan vaadidir. Kim,
(10) Tevbe: 81-83.
(11) Tevbe: 88.
(12) Tevbe Sûresi: 39.
116
Allah'tan daha çok verdiği vaadi yerine getirebilir? O halde yaptığınız alışverişle sevinin, işte büyük kurtuluş budur.»(|3)
(13) Tevbe: 111.
117
7 KITAL SÜRESİ (MUHAMMED SÜRESİ)
Allahü Teâlâ'nın kitabında, tam bir sûrenin nasıl «savaş sûresi» diye adlandığını bir düşünün. Bilindiği gibi askerî nizamın temeli itaat ve disiplindir. Allahü Teâlâ bu iki esası, kitabındaki iki âyetinde toplamıştır.
İtaat etmek «Muhammed suresinde» şöyle beyan edilir:
a) «iman edenler, keşke cihad hakkında bir sûre indirilmiş olsaydı» derler. Ama muhkem (hükmü baki) bir sure indiriliptn orada savaş zikredilince kaleplerin-de manevî hastalık olanların, ölüm sarhoşluğuyla bayılmış kimselerin bakışıyla sana baktıklarını görürsün. Korktuklarının başlarına gelmesi onlar için daha iyidir.»
«Onların vazifeleri itaatte bulunma ve gerçeği söy- 119
lemektir. iş ciddileşince Allah'a karşı samimi olsalardı, kendileri için daha hayırlı oiurdu.»(")
İntizam ve disiplin ise Saff suresinde zikrolun-muştur:
b) «Şüphesiz ki, Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir bina gibi, saf yaparak savaşanları sever.»(J5)
8. Fetih Sûresinde, bütünüyle Hz. Muhammedin cihadlarından birini ve mübarek ağacın gölgesinde yapılan ve zaferi kazandıran şanlı ölüm kalım biatini bizlere bildirmektedir. Bunu şu âyet-i celilede görürüz: «Muhakkak ki, Allah o ağacın altında sana söz verirken mü'minlerden razı olmuş, kalplerinde bulunanı bilmiş, güven vermiş ve kısa zamanda zaferle mükafatlandırmıştır.»
«Keza almakta oldukları birçok ganimetlerle de mükafatlandırmıştır. Allah her şeye Galipdir ve hikmet sahibidir.»!'6)
Ey kardeşim, bu zikredilen âyetler, cihadı ve üstünlüğünü açıklayan, îman edenleri bunu yapmaya teşvik eden, mücahitleri büyük sevaplarla ve güzel mü-
(14) Kıtal: 20-21.
(15) Saff Sûresi: 4. (.16) Fetih Sûresi: 18-19.
120
kâfatlarla müjdeleyen âyetlerden sadece bir kısmıdır. Allahü Teâlâ'nın kitabı, bu gibi âyetlerle doludur.
Kur'an-ı Kerimi oku. Bu mevzudaki âyetleri düşün ve incele. Nice bilmediğin şeyler göreceksin, Müslümanların bu sevabı kazanmaktan gafil olduklarına hayret edeceksin.
Sana bu konuda bazı hadis-i şerifler de nakledeceğim:
1 Ebu Hüreyre (R.A.) bir rivayetinde diyor ki: Peygamber (S.A.V.) in şöyle buyurduğunu işittim: «Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederimki, kendilerini techizatlandıramadığım için benimle beraber cihada çıkamadıklarından üzülecek olan mü'min erkekler olmasaydı, Allah yolunda savaşan hiçbir müfzere-den geri kalmazdım. Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, şunu temenni ederim: Allah yolunda öldürüleyim, sonra dirileyim, tekrar öldürüleyim, sonra dirileyim, tekrar öldürüleyim, sonra dirileyim, tekrar öldürüleyim.»!'7)
2 Ebu Hüreyre'(R.A.) dan, Resululleh'ın şöyle buyurduğu rivayet olunur: «Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederimki, Allah yolunda yaralanan
(17) Buhari ve Müslim. Ebu Dâvud.
121
her kişi, (kimin Allah yolunda yaralandığını Allah daha iyi bilir.) Kıyamet gününde rengi kan renginde, kokusu ise misk kokulu olarak gelir.»('s)
3 Enes (R.A.) rivayet ediyor ve diyor ki: «Amcam Enes b. Nadr, Bedir muharebesinde bulunmamıştı. Amcam dedi ki: «Ey Allah'ın Resulü müşriklerle yaptığın ilk savaşta bulunamadım, Allah'a yemin ederim ki, bana müşriklerle savaşı gösterseydi, Allahü Teâlâ ne yapacağımı insanlara gösterecekti. Uhud savaşında müslümanlar ilk defa yenilince Amcam Enes şöyle dedi: Ey Rabbim, şu arkadaşlarımın yaptığından affetmeni dilerim. Şu müşriklerin yaptıklarından da beriyim. Sonra ileriye doğru devam etti, Sa'd b. Muaz ile karşılaştı ve ona şunları söyledi: «Ey Saad cenneti istiyorum, Nadr'ın Rabbine yemin ederim ki, Uhud dağı tarafından cennetin kokusunu alıyorum.». Saad dedi ki: «Ey Allah'ın Resulü! Ben onun yaptığına kadir olamadım.»
Ravi Enes b. Malik (R.A.) dedi ki:
«Biz, amcamda, seksen küsur kılıç, mızrak veya ok yarası gördük, onu öldürülmüş bulduk. Müşrikler
{18) Buhari, Müslim. Ebu Dâvud.
122
azalarını kesip atmışlardı. Onu ancak kız kardeşi parmaklarından tanıyabildi.»!'9)
Enes dedi ki: Şu âyetin onun ve benzerlerinin hakkında indiğini zannediyoruz: «iman edenlerden, Allaha verdiği ahitte sadık olan adamlar vardır.»(-»)
4 Ümmü Harise (R.A.) dan rivayet olunur ki, bu kadın peygamberimize gelerek: «Ey Allah'ın Nebisi! Bana Harise'yi anlatır mısın? (Harise, Bedir savaşında atıcısı meçhul bir okla yaralanıp ölmüştü) Eğeı Harise Cennette ise sabredeyim başka yerde ise onun için çok ağlıyayım, demişti. Resulüllah: Ey Ümmü Harise! Onun yeri cennet içinde cennetlerdir. Oğlun Cen-net.ül-Firdevse erdi buyurdu.»(-')
Bak kardeşim! Cennet onlara bela ve musibetleri nasıl unutturuyor? Onları zorluklara karşı sabretmeye nasıl sevkediyor?
5 Abdullah b. Ebi Evfa'dan, Peygamberimizin şöyle buyurduğu rivayet edilir: «iyi bilin ki, cennet kılıçların gölgesi altındadır.»!--)
6 Halid el-Cuheni'nin oğlu Seyyid Hz. Resul-
Buhari, Müslim, Ebu Dâvud.
(20) Ahzab Sûresi âyet: 23.
(21) Buharî, Müslim, Ebu Dâvud. .(22) » » » »
123
üilah'ın şöyle buyurduğunu haber verir: «Kim Allah yolunda cihad eden bir gaziyi donatırsa cihad etmiş sayılır. Yine kim Allah yolunda cihad eden bir gazinin geride hayırlı bir vekili olursa cihad etmiş sayılır.»(-7)
7 Ebu Hüreyre (R.A.) Peygamberimizden şu sözleri naklediyor: «Kim Allah'a iman edip, sevap vaadini tasdik ederek yolunda cihad için at beslerse, kıyamet gününde o atın yediği, içtiği ve tersi terazisinde olacaktır.»(-4) (Allah yolunda hazırlanan herşey at misalidir.)
8 Ebu Hüreyre (R.A.) anlatıyor: Peygamber efendimizden: «Allah yolunda cihad etmeye ne eşit olabilir? diye soruldu. Hz. Resulüllah (S.A.V.) «ona kadir olamazsınız» dedi. İki veya üç kere bunu tekrarladılar, her defasında «ona kadir olamazsınız» cevabını verdi. Nihayet dedi ki: «Allah yolunda cihad eden kimse, mücahidin savaştan dönmesine kadar, ara vermeden oruç tutan, namaz kılan ve Kur'an okuyan kimseye benzer.»(->:i)
9 Ebu Said el-Hudri (R.A.) Resulüllahın şöy!e buyurduğunu rivayet ediyor: «insanların iyisini ve kötü-
(23) Buhari, Müslim, Ebû Dâvud.
(24) Buhari.
(25) Buhari, Müslim, Neseî, Ibn-i Mace, Tirmizi.
__ 104, __
sünü sizlere bildireyim mi? Ölüm kendine gelinceye kadar, atının veya devesinin sırtında yahut yaya olarak Allah yolunda çalışan kimse insanların hayırlılarından-dır. Allah'ın kitabını okuyupta ondan öğüt almayan, fenalıklardan vazgeçmeyen kimse ise insanların kötüle-rirdendir.»(26)
10 İbni Abbas (R.A.) «Resulullah'ın şöyle buyurduğunu işittim, diyor: «İki gözü ateş yakmayacak-tır. Bunlar; Allah korkusundan ağlayan göz ile Allah yolunda geceleyin nöbetçilik eden göz'dür.»(27)
11 Ebu Umeyre (R.A ) in oğlu Peygamber efendimizin şu sözlerini naklediyor: «Allah yolunda ölmeyi, bütün köylü ve şehirlilerin mallarını bana bağışlamalarından daha çok severim.»(-s)
12 Saad bin Raşid (R.A.) anlatıyor: «Sahabelerden biri Resulüllah'a: «Ey Allah'ın Resulü! neden mü'minler kabirlerinde imtihan edilirlerde yalnız şehid olan imtihan edilmez,» diye sordu. Resulüllah şu cevabı» verdi: «Şehidin başında dönen kılıçların şimşeği, ona imtihan olarak yeter.» (29)
(26) Neşet.
<27) Tirmizi.
(28) Neseî.
<29) Neseî.
125
13 Ebu Hüreyre'den Hz. Peygamberin şöyle buyurduğu rivayet olunur: «Şehidin öldürülmekten duyduğu acı, ancak sizin ısırılmaktan duyduğunuz acı kadardır.»!3»)
14 İbni Mes'ud (R.A.) Resulullah (S.A.V.J in şu sözlerini naklediyor: «Rabbimiz Celle ve alâ hazretlerinin çok beğendiği bir kişi vardır ki o kişi Allah yolunda cihad eder, arkadaşları mağlup olduğunda mesuliyetini müdrik olarak tekrar cihada döner. Kanının son damlasına kadar savaşır ve şehîd olur. Allahü Teâlâ, meleklerine: «Benim kuluma bakın huzurumda ereceği nimetlerimi isteyerek ve azabımdan korkarak tekrar cihada döndü ve kanını akıttı. Şahid olun ben onu affettim» der.»(3')
15 Abdul Hayr dedesinden şunları naklediyor: «Çok üzülmesi sebebiyle yanlarında yara çıkan Ümmü Halâde adında bir kadın, Allah yolunda öldürülen oğlunu Resulüllah'a sormaya geldi. Sahabelerden biri: «Kendin yaralı olduğun halde oğlunu sormaya mı geldin?» deyince; kadın: «Ben oğluma acırım, hayatıma acımam» diye cevap verdi. Sonra Resulullah o kadına. «Oğlun için iki şehid mükâfatı var» dedi. Kadın: «Ni-
(30) Tirmizi. Neseî. Dârimi.
(31) Ebu Dâvud.
126
çin» diye sordu. Peygamberimiz de: «Çünkü onu eh!-i kitap öldürdü» buyurdu.>>(32)
Bu hadis-i şerifte, Kitap ehliyle savaşmanın vacip olduğuna ve onlarla savaşanın mükâfatının iki kat olduğuna işaret vardır. Cihad yalnız müşriklere karşı değil, islâmı tanımayan herkese karşı yapılır.
16 Hanif'in oğlu Sehl (R.A.) Hz. Peygamberin şu sözlerini naklediyor: «Kim, Allahü Teâîâ'dcn samimi olarak şehid olmayı dilerse yatağında dahi ölse, Allah onu şehidler makamına erdirir.»(3f)
17 Fatik'in oğlu Hüreym Resulüllah'ın (S.A.V.) şöyle buyurduğunu söylüyor: «Kim, Allah yolunda birşey harcarsa yed i yüz kat sevap yazılır.»(34)
18 Ebu Hüreyre'den rivayet olunur ki; Resul-
I»
üllah'ın Ashabından biri bir yayladan geçerken tatlı suyu olan bir pınarcığa rastladı ve «insanlardan ayrılsam-da bu yaylada otursam» dedi. Bunu Resulüllah'a açıkladı. Resulullah da şöyle buyurdu: «Bunu yapma! Çın-kü herhangi birinizin Allah yolunda mücadele vermesi evinde yetmiş yıl namaz kılmasından daha üstündür. Allah'ın sizi affetmesini ve cennete koymasını sevmez:
(32) Ebu Dâvud.
(33) Müslim, Ebu Dâvud, Tirmizi, Nesei, Ibn-i MEce.
(34) Tirmizi, Neseî.
127
misiniz? Allah yolunda Cihad edin! Kim Allah yolunda, devenin iki sağılımıf) arasındaki vakit kadar savaşırsa cennet ona farz olur.»(3;r)
19 Madi-Kerib'in oğlu Mikdam'dan Resulul-lah'ın şu sözleri rivayet olunmuştur: «Allah katında şehide has altı meziyet vardır: 1 ilk akan kanının dam-lasıyla affedilir. 2 Cennetteki yerini görür, kabir azabından kurtulur. 3 Büyük korkudan emîn olur. 4 Başına şeref tacı konur (o tacir), bir yakutu dünya ve içinde bulunan şeylerden daha hayırlıdır.) 5 Yetmiş iki huriyle evlendirilir. 6 Akrabalarından yetmiş insana şefaatta bulunmasına izin verilir.»( '<¦)
20 Ebu Hüreyre'nin bir rivayetinde Hz. Peygamberin şu sözlerini görüyoruz: «Kim Allah'ın huzuruna, üzerinde cihaddan bir eser olmaksızın çıkarsa kendisinde eksiklik bulunarak huzura varmış olur.»(;7)
21 Enes (R.A.)'dan Resulullah'ın şu sözleri rivayet olunuyor: «Kim, samimi olarak şehid olmayı dilerse, şehidliğe eremese de o mertebe ona verilir.»( '*)
(35) Tirmizi.
(36) Tirmizi, Ibn-i Mace.
(37) Tirmizi, Ibn-i Mace.
(38) Müslim.
.(") Deveyi sağmadan önce yavrusuna biraz emzirilir, sonra sanılıp yine yavrusu emmeye bırakılır. Burada, iki emzirme arasındaki zaman kastedilmektedir.
128
22 Hz. Osman b. Affan (R.A.) şu hadis-i şerifi rivayet etmiştir: «Kim, Allahü Teâlâ'nın yolunda tek bir gece nöbet tutarsa o gece, oruç tutulan, namaz kılınan bin gece gibidir.»(w)
23 Ebu Derdâ (R.A.) Resulullah'ın şu sözlerini rivayet ediyor: «Deniz'de yapılan bir savaş, karada yapılan on savaş gibidir. Denizde başı dönen kimse, Allah yolunda kanına bulanmış kimse gibidir.»{4»)
24 Cabir bin Abdullah (R.A.) der ki: Uhud savaşında Amr'ın oğlu Abdullah öldürülünce Resulüliah: «Ey Cabir, Allahü Teâlâ'nın babana ne dediğini sana haber vereyim mi? dedi. «Evet» dedim. Resulüliah buyurdu ki: «Allah başkalarına ancak perde arkasından konuştu. Fakat babanla karşı karşıya konuştu ve: «Ey kulum! dile benden vereyim sana» dedi. Baban: «Ey Rabbim! Beni dirilt, ikinci kez senin yolunda öldürüleyim» dedi. Allahü Teâlâ: «İnsanların tekrar dünyaya dönmiyeceklerini ezelde takdir ettim» dedi. Baban: «Ey Rabbim! bunu geride bıraktıklarıma bildir» dedi. Allahü Teâlâ şu âyeti celileyi indirdi: «Sakın Allah yolunda can verenleri ölüler