Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ceza nedeni: maatma: Forum Kurallarını İhlal/Kur'an'a, Sünnet'e veya İlme Aykırı Tutum

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Beitrag: İslamda Kız Erkek Arasındaki Arkadaşlık Ölçüsü
Benutzer: maatma
Regelverstoß: Forum Kurallarını İhlal/Kur'an'a, Sünnet'e veya İlme Aykırı Tutum
Verwarnpunkte: 2

Interne Notizen:

Nachricht an den Benutzer:

Original-Beitrag:
seviyeli yaklaşımlarınız çok hoş. böyle inananların olması inanılan şeyi de güzelleştiriyor.

aklıma gelen ilk soru şu (kendi sorularımı cevaplayacağım böylece düşünce tarzım görünür olacak ve isteyen istediği gibi müdahale edebilecek):

tanrı neden kadın ve erkek arasındaki ilişkilere bu kadar karışıyor? : sağlıklı bir toplum kurabilmek için galiba. yoksa kadınları da erkekleri de bırakırdı, dilediklerini yapsınlar.

ama bunu medeni yasalarda, insan yapısı yasalar da yapabilir. acaba insanlar tanrının söylediklerini dinliyor da yasaları insan yapısı olduğu için uygulamaktan kaçıyorlar mı. hayır cezalar caydırıcı oluyor. ama yoksa tanrı herhangi bir ceza ile korkutmadan mı insanları sevk ediyor. hayır tabi ki onun da cehennemi var. türlü türlü tehditleri. sıfatlarında hem iyi hem de korkutucu olanlar var. üstelik o medeni yasadan bile ağır cezalar vereceğini söylüyor. taşlanarak ölmek ne kadar kötü olmalı. öyleyse tanrı tıpkı bir yasa koyucu gibi. evet tam olarak tanrı bunu yapıyor. yasa koyarak toplumların yaşantısını düzenliyor. ben tanrıya inanıyor muyum. evet hem de hepsine birden, bütün tanrılara ama böylece hiçbirine inanmamış da olmuyor muyum evet. ancak tanrı düşüncesinin yararları olduğunu kabul etmeliyim. eski zamanlarda insanları tamamen kontrol altına almak için ya ordun olacak ve yasalarına uymalarını sağlayacaktın ya tanrı kurallarıyla onlara istediğini yaptıracaktın. bütün dinler özellikle kutsal olanları ve bana kalırsa en çok da islam dini, toplumsal huzuru sağlarlar. yararlı ancak sıkıcı bir yaşam vadediyorlar. bazılarının tanrıya ihtiyacı yoktur. ve eğer tanrı benim zavallı ruhuma (ruh ne demekse) ahirette işkence edecekse, bu da bilinmesini isterim ki, ruhumun sorunudur, o düşünsün artık.

çok uzun olacak biliyorum: kimsenin okumasını beklemiyorum doğrusu. kendim için yazdığımı söyleyeyim. lütfen yorulmayın okuyarak, içtenlikle söylüyorum bunu.

ölüm cezası örneğin, olmamalı, insanların ellerini falan kesmek gibi toplumu sakatlayan cezalar da olmamalı. ama bunlar olmasa düzen sağlanamaz diyecekler. fakat abartılı değil mi. canım olsun birkaç kişinin eli kesilir belki ama, ölür bazıları ama toplum huzur içinde yaşar diyeceksiniz: ya o bir kaç kişi siz olsaydınız, insanların ellerini canlarını böyle kolay gözden çıkaramayız. o el o can tanrıya karşı çıktı diyeceksiniz, artık değerli değil diyeceksiniz,: öldürmeyin, kesmeyin düzelmesi için fırsat verin canını tanrıya adayacak, eli tanrının eli olacaktır belki de. tanrının çok acımasız olduğunu düşünüyorum en az yarattıkları kadar.

sonra ibadet; canım neden gereksin ki bu tür göstrişli jestler. tanrı hani kalbimizi okuyordu. biliyordur ona inandığımızı. mutlaka göstermemizi istiyorsa içimize belki bir şüphe düşer bilmiyor ne geçtiğini kalbimizden, imanımızı sınıyor diye.

sonra kurban, neden tanrı onun için hayvanları kesmemizi istiyor. yazık değil mi onlara. hem merak ediyorum en ilkel dinlerde bile inandıkları toteme ya da bilmem hangi abuk şeye kurban sunarlarken tanrı nasıl oluyorda bu yapma tanrılar ve dinlerle aynı isteklerde bulunabiliyor. tanrı onun için birşey yapmamızı istiyorsa oturup göğe bakmamızı emretsin gün batımlarında.

tanrı aç kalmamız istiyor ona sadık kullar olduğumuzu anlamak için. tanrı bir şeyler söylüyor, cahil kulları bunu nasıl anlıyor da neler neler yapıyor. ben en çok kadınları düşünüyorum. canım sen de müslüman kadınları düşünme, sanan ne diyecekler çıkar elbet, öyle bile olsa kardeşlerim ben yine de düşünüyorum.

geçen gün durakta bekliyordum, belediye otobüsleri için yapılmış, üzeri çevrili bir durak. zemin karanlıktı, ileri geri yürüyordum, o an tam adımımı atıyorken durdum, ayağım havada kaldı, çatıdaki küçük bir delikten gün ışığı sızıp, yerde bir böceği aydınlatmıştı. "işte küçük dostum hayatın kurtuldu " dedim kendi kendime. geçip gitti ben devam ettim yürüyüşüme. 3 metrelik karanlık bir zeminde küçücük bir günışığı noktası. ve yaşamı buna bağlı böceğin. ya geri kalanı zeminin, ya orada ezdiğim böcekler söndürdüğüm yaşamlar. tanrı tek bir karanlık nokta bırakmamalı. yoksa neden onu kabul edeyim. günahsız böcekleri kurtarmayan bir tanrıyı istemiyorum. öyle huzurlu ve sakin ki hayatım, şaşırırsınız ne tanrı ne de başka bir mistik güç verebilirdi bana bu duyguyu. çocukluğumda ölümden korkardım, günah işlemekten, cehennemden, sonra gençliğimde günahlar işledim ve duyumsadım tanrının da benimle birlikte olduğunu. şarap içiyor çakırkeyif oluyordum tanrı da çakır keyif oluyordu, bütün insanları seviyordum tanrı da seviyordu, kadınları seviyordum tanrı da aşık oluyordu. tanrı yaratabileceği en güzel şeyleri belki cennetine saklamıştı ama dünya da hiç fena değil. cömertliği için ona minnetterım ve eşlik ettiği için bana bütün günahlarımda onu seviyorum. tanrı benim kalbim, sanırım hallacı mansur gibi söylemeliyim, tanrı benim!

hiçkimsenin inançlarına saygısızlık etmek için yazmadım bunları, beni yanlış anlamayın rica ederim. saygılar !
 
Üst Alt