Arkadaslar bir tartışma forumunda konu ile ilgili bir yazı okudum ve kafam karıstı yazı şöyle :
Meydan Larousse ansiklopedisine göre, cariye kelimesinin tanımı,
1-Para karşılığı alınan odalık.
2- Savaşta esir edilmiş kız, kadın. Şeklindedir. İslam dinine göre cariye sahibinin malıdır, onu istediği gibi kullanmaya hakkı vardır.
Ancak hatırlanmalıdır ki, cariyelerin hiçbir hakka sahip olmadan erkeğin her türlü hüzmetine koşulmaları, İslam'ın getirdiği bir kural değildir. İslam'dan önce de cariyeler, erkeklerin her türlü arzularını yerine getirmek için kullanılmaktaydılar. Burada sorgulanması gereken, Kuran'ın cariye anlayışını ortadan kaldırmak bir tarafa, onaylayarak bu uygulamaya her türlü desteği vermesidir. Allah kelamı olarak kabul edilen Kuran için bu çok mu zordu acaba, yoksa, İslam inanırları, fazlaca menfaatlerine dokunmadığı sürece işlerine geldiği şekilde mi Kuran'ı Allah kelamı olarak kabul etmek istiyorlardı.
Kuran' baktığımız zaman, Allah, cariyenin de bir insan olduğunu unuturcasına, erkeğe sahip olduğu cariyeyi istediği gibi kullanma hakkını vermiştir.
Mü’minun 6. Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (câriyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değillerdir.
Mearic 30. Ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz
Nisa 24 Ayette ise, evli kadınları haram kılarken, cariyeler bu yasağın kapsamında değillerdir. (Harp esiri olarak) sahip olduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlar da size haram kılındı. Buna göre, cariyeler evli olsalar bile, kendilerine bir seçim hakkı verilmediği için, erkeğin arzularına uymak durumundadır. Erkek isterse kendine Mut’a nikahı yapabilir, ya da yapmayabilir ve kendisini boğaz tokluğuna yanında tutabilir. Bu tamamen erkeğin kendi tasarrufu altındadır.
Kuran’ın bir çok ayetinde Allah, koruyucu, bağışlayıcı olarak belirtilmiştir ancak, erkeğin cinsel isteklerinin tatmini söz konusu olduğunda masum cariyelere karşı hernedense koruyuculuğunu göstermek istememiştir.. Aşağıdaki hadis Nisa 24 ayet'le ilgildir.
4168 - Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Huneyn seferi sırasında Evtas'a bir ordu gönderdi. Ordu düşmanla karşılaştı ve çarpıştılar. Müslüman askerler onlara galebe çaldı, bir miktar kadını da esir etti. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm 'ın Ashabından bir kısımları, ele geçirilen cariyelere teması, müşrik kocaları sebebiyle sanki günah addettiler. Bunun üzerine aziz ve celil olan Allah şu ayeti inzal buyurdu. (Mealen): "Evli kadınlarla evlenmeniz de haram kılındı. Maliki bulunduğunuz cariyeler müstesna..." (Nisa 24). Yani "bunlar (esir aldıklarınız) iddetlerini doldurunca size helaldir."
Müslim, Rada' 33, (1456);
Tirmizi, Nikah 36, (1132);
Ebu Davud, Nikah 45, (2155, 2157)
Nesai, Nikah 59, (6, 110).
Nisa 3. ayette, Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır.
Der. Görüldüğü gibi, erkeğin cinsel isteklerini karşılaması için sahip olduğu cariyeleri kullanması adalet için uygun olanıdır.
Çocuk doğuran cariyelerin durumu ise hadislerdeki ifadelere bakılacak olursa biraz daha farklılık kazanır.
239 - İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Ömer (radıyallahu anh) buyurdu ki: "Efendisinden çocuk doğuran cariyeyi efendisi artık satamaz, hibe edemez, miras olarak da bırakamaz. Hayatta kaldığı müddetçe ondan istifade eder. Ölecek olursa cariye hür olur."
Muvatta, Itk 6, (2, 776).
Bir cariyenin miras yoluyla kalan bir mal olarak görüldüğü de gene hadislerden anlaşılır.
4697 - Büreyde radıyallahu anh anlatıyor: "Bir kadın Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a gelip: "Ben anneme bir cariye tasadduk etmiş idim. Şimdi annem, cariyeyi bırakarak vefat etti" (deyip, hükmünü sordu). Aleyhissalatu vesselam: "Sana onun sevabı vacip olmuştur. Miras yoluyla da cariye sana geri gelmiştir!" buyurdular."
Müslim, Sıyam 154, (1149);
Tirmizi, Zekat 31, (667);
Ebu Davud, Vesaya 12, (2877), Zekat 31, (1656).
Cariyerlerle ilgili diğer hadisler aşağıdaki gibidir.
249 - Ebu Ümâme (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Şarkıcı cariyeleri satmayın, satın da almayın. Onlara (musikî) de öğretmeyin. Onları alıp satmak şartıyla yaptığınız ticarette hayır yoktur, onlar için ödenen para haramdır." Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ilave etti: "Şu âyet bu gibiler hakkında nâzil olmuştur: "İnsanlardan bazıları, bir bilgisi olmadığı halde, Allah yolundan saptırmak için boş sözlere müşteri çıkarlar. Allah yolunu alaya alırlar. İşte bunlara alçaltıcı bir azab vardır" (Lokman 6),
Tirmizî, Büyû 51, (1282), Tefsîru'l-Kur'ân, Lokman, (3193);
İbnu Mâce, Ticârât 11, (2168).
720 - Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Abdullah İbnu Übey İbni Selül câriyesine: "Git biraz fâhişelik yap (da para kazan)" diye emretti. Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk: "Dünya hayatının geçici menfaa tini elde etmek çin, iffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın..." (Nur 33) meâlindeki ayeti inzâl buyurdu."
Müslim, Tefsir 26, (3029);
Ebu Dâvud, Talâk 50, (2311).
Bu konuda bana aydınlatıcı bir bilgi veriri misiniz arkadaşlar?
Meydan Larousse ansiklopedisine göre, cariye kelimesinin tanımı,
1-Para karşılığı alınan odalık.
2- Savaşta esir edilmiş kız, kadın. Şeklindedir. İslam dinine göre cariye sahibinin malıdır, onu istediği gibi kullanmaya hakkı vardır.
Ancak hatırlanmalıdır ki, cariyelerin hiçbir hakka sahip olmadan erkeğin her türlü hüzmetine koşulmaları, İslam'ın getirdiği bir kural değildir. İslam'dan önce de cariyeler, erkeklerin her türlü arzularını yerine getirmek için kullanılmaktaydılar. Burada sorgulanması gereken, Kuran'ın cariye anlayışını ortadan kaldırmak bir tarafa, onaylayarak bu uygulamaya her türlü desteği vermesidir. Allah kelamı olarak kabul edilen Kuran için bu çok mu zordu acaba, yoksa, İslam inanırları, fazlaca menfaatlerine dokunmadığı sürece işlerine geldiği şekilde mi Kuran'ı Allah kelamı olarak kabul etmek istiyorlardı.
Kuran' baktığımız zaman, Allah, cariyenin de bir insan olduğunu unuturcasına, erkeğe sahip olduğu cariyeyi istediği gibi kullanma hakkını vermiştir.
Mü’minun 6. Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (câriyeleri) hariç. (Bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değillerdir.
Mearic 30. Ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz
Nisa 24 Ayette ise, evli kadınları haram kılarken, cariyeler bu yasağın kapsamında değillerdir. (Harp esiri olarak) sahip olduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlar da size haram kılındı. Buna göre, cariyeler evli olsalar bile, kendilerine bir seçim hakkı verilmediği için, erkeğin arzularına uymak durumundadır. Erkek isterse kendine Mut’a nikahı yapabilir, ya da yapmayabilir ve kendisini boğaz tokluğuna yanında tutabilir. Bu tamamen erkeğin kendi tasarrufu altındadır.
Kuran’ın bir çok ayetinde Allah, koruyucu, bağışlayıcı olarak belirtilmiştir ancak, erkeğin cinsel isteklerinin tatmini söz konusu olduğunda masum cariyelere karşı hernedense koruyuculuğunu göstermek istememiştir.. Aşağıdaki hadis Nisa 24 ayet'le ilgildir.
4168 - Ebu Sa'id radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Huneyn seferi sırasında Evtas'a bir ordu gönderdi. Ordu düşmanla karşılaştı ve çarpıştılar. Müslüman askerler onlara galebe çaldı, bir miktar kadını da esir etti. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm 'ın Ashabından bir kısımları, ele geçirilen cariyelere teması, müşrik kocaları sebebiyle sanki günah addettiler. Bunun üzerine aziz ve celil olan Allah şu ayeti inzal buyurdu. (Mealen): "Evli kadınlarla evlenmeniz de haram kılındı. Maliki bulunduğunuz cariyeler müstesna..." (Nisa 24). Yani "bunlar (esir aldıklarınız) iddetlerini doldurunca size helaldir."
Müslim, Rada' 33, (1456);
Tirmizi, Nikah 36, (1132);
Ebu Davud, Nikah 45, (2155, 2157)
Nesai, Nikah 59, (6, 110).
Nisa 3. ayette, Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır.
Der. Görüldüğü gibi, erkeğin cinsel isteklerini karşılaması için sahip olduğu cariyeleri kullanması adalet için uygun olanıdır.
Çocuk doğuran cariyelerin durumu ise hadislerdeki ifadelere bakılacak olursa biraz daha farklılık kazanır.
239 - İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Hz. Ömer (radıyallahu anh) buyurdu ki: "Efendisinden çocuk doğuran cariyeyi efendisi artık satamaz, hibe edemez, miras olarak da bırakamaz. Hayatta kaldığı müddetçe ondan istifade eder. Ölecek olursa cariye hür olur."
Muvatta, Itk 6, (2, 776).
Bir cariyenin miras yoluyla kalan bir mal olarak görüldüğü de gene hadislerden anlaşılır.
4697 - Büreyde radıyallahu anh anlatıyor: "Bir kadın Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a gelip: "Ben anneme bir cariye tasadduk etmiş idim. Şimdi annem, cariyeyi bırakarak vefat etti" (deyip, hükmünü sordu). Aleyhissalatu vesselam: "Sana onun sevabı vacip olmuştur. Miras yoluyla da cariye sana geri gelmiştir!" buyurdular."
Müslim, Sıyam 154, (1149);
Tirmizi, Zekat 31, (667);
Ebu Davud, Vesaya 12, (2877), Zekat 31, (1656).
Cariyerlerle ilgili diğer hadisler aşağıdaki gibidir.
249 - Ebu Ümâme (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Şarkıcı cariyeleri satmayın, satın da almayın. Onlara (musikî) de öğretmeyin. Onları alıp satmak şartıyla yaptığınız ticarette hayır yoktur, onlar için ödenen para haramdır." Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ilave etti: "Şu âyet bu gibiler hakkında nâzil olmuştur: "İnsanlardan bazıları, bir bilgisi olmadığı halde, Allah yolundan saptırmak için boş sözlere müşteri çıkarlar. Allah yolunu alaya alırlar. İşte bunlara alçaltıcı bir azab vardır" (Lokman 6),
Tirmizî, Büyû 51, (1282), Tefsîru'l-Kur'ân, Lokman, (3193);
İbnu Mâce, Ticârât 11, (2168).
720 - Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: "Abdullah İbnu Übey İbni Selül câriyesine: "Git biraz fâhişelik yap (da para kazan)" diye emretti. Bunun üzerine Cenâb-ı Hakk: "Dünya hayatının geçici menfaa tini elde etmek çin, iffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın..." (Nur 33) meâlindeki ayeti inzâl buyurdu."
Müslim, Tefsir 26, (3029);
Ebu Dâvud, Talâk 50, (2311).
Bu konuda bana aydınlatıcı bir bilgi veriri misiniz arkadaşlar?