ahmetc
New member
BÜYÜMEYECEĞİM....
--------------------------------------------------------------------------------
Ağaçlara dizlerimi çizmek pahasına çıkmaktan, dalların ucundaki kırmızı elmalara uzanırken ki heyecanımdan vazgeçeceksem;
yağmurun yağmasına "çiçekleri büyütüyor" diye sevinmek yerine "beni ıslatıyor" diye kızacaksam;
kar tanelerinin usul usul yüzüme değmesiyle neşelenmeyecek, yerde birikmesine sabırsızlanmayacaksam, avuç avuç soğuktan moraran ellerime aldığımda gülümseyerek seyretmeyeceksem;
gökyüzünde ne çok yıldız olduğuna hayranlıkla bakmaktan vazgeçeceksem,
kanıksayacaksam her gün günesin doğuşu ve batisini, bir tırtılın kelebeğe dönüşmesi beni şaşırtmayacaksa,
balıkların nasıl olup da nefes almadan yüzebildikleriyle ilgilenmeyeceksem;
soru sormayı bırakacaksam;
toprağı karıştırmaktan, kuşları okşamaktan, kumdan kaleler yapmaktan, ellerim "kirlenir" diye vazgeçeceksem;
Resim yaparken; dağların ardından gülümseyerek doğan güneş, bahçesinde çiçekler dolu, kapısından da ırmak geçen bir evi bütün renkleri kullanarak çizmek yerine, sadece karakalem çalışacaksam;
düşler kurmayı bırakacaksam en olmazından, bulutların beni taşıyabileceğine en uzak diyarlara,
ayın sırf çocuklar korkmasın diye doğduğuna,
bir gün çok zengin olup büyükler dahil bütün insanlara bayramlık elbise giydireceğime olan inancımı kaybedeceksem;
anneciğime, kaldırım taşlarının kenarlarından fışkırdığını ancak bulabilsem de, çiçek toplamayı unutacaksam;
babacığıma gözlerini kapamasını söyleyip buruşuk da olsa kocaman kalpler çizdiğim kağıtları büyük bir sürpriz heyecanıyla vermeyeceksem;
ninemin elini öpüp kuru bir hatır sormayı, onunla diz dize saatlerce konuşmaya değişeceksem;
bayramları haftalar öncesinden içim içime sığmayarak beklemektense, bazı formaliteleri içeren, hatta tatile gidip "kafa dinlemek" için bir fırsat olan sıradan günler gibi karşılayacaksam;
sokakta bulduğum acıkmış yavru kediyi doyurmak için koşarak bakkala gidip tereddütsüz cebimdeki tüm parayla süt alamayacaksam ve o kedinin doyuşunu en az annesi kadar zevkle seyretmeyeceksem;
Yakartop oynarken küçükleri, onlara belli de tmeden "fasulye"yapıp, "vurulamazlar" listesine eklemeyeceksem;
büyük balık küçük baliği yutar" sözünü acımasızlığıma kılıf edip en çok tekrarladığım söz haline getireceksem;
mızıkçılığı dünyanın en kötü işi kabul etmeyeceksem;
kandırıkçılığa çıkarlarım için başvurabileceksem;
ispiyonculuk duruma göre olabilir bir şey gibi görünecekse;
fark olacaksa cebindeki paraya göre arkadaşlarım arasında;
her gün yeni bir şeyler öğrenmekten vazgeçeceksem;
" Ben her şeyi bilirim" deyip, nutuk atacak birilerini bulunca saatlerce hiç durmadan ve sıkılmalarını umursamadan konuşup onları aydınlatacaksam;
küskünlüklerim birkaç dakikadan fazla sürecekse;
önyargılar, korkular surlar örecekse etrafıma;
uzanamayacaksam başkalarının dünyalarına, dinlemeyi bilmeyeceksem duymak istediklerimden ötesini;
görmeyeceksem görmek istemediklerimi, sabrım olmayacaksa -hakli da olsam- gerektiğinde susabilmeye;
tahammülüm olmayacaksa başka renklere;
Rabbime her gece hiç bıkıp usanmadan beni,ailemi, bütün insanları yılandan,akrepten,canavarlardan, bir de karanlıktan koruması için dua etmeyeceksem;
Cennetlerin güzellikleri anlatıldığında "haydi öyleyse biz de oraya gidelim" deme cesaretini vicdanımda bulamayacaksam;
ve Yüreğim sadece bana iyilik edenleri içine alabilecek kadar küçülecekse,
Yaşım ne olursa olsun BÜYÜMEYECEĞİM....
__________________
--------------------------------------------------------------------------------
Ağaçlara dizlerimi çizmek pahasına çıkmaktan, dalların ucundaki kırmızı elmalara uzanırken ki heyecanımdan vazgeçeceksem;
yağmurun yağmasına "çiçekleri büyütüyor" diye sevinmek yerine "beni ıslatıyor" diye kızacaksam;
kar tanelerinin usul usul yüzüme değmesiyle neşelenmeyecek, yerde birikmesine sabırsızlanmayacaksam, avuç avuç soğuktan moraran ellerime aldığımda gülümseyerek seyretmeyeceksem;
gökyüzünde ne çok yıldız olduğuna hayranlıkla bakmaktan vazgeçeceksem,
kanıksayacaksam her gün günesin doğuşu ve batisini, bir tırtılın kelebeğe dönüşmesi beni şaşırtmayacaksa,
balıkların nasıl olup da nefes almadan yüzebildikleriyle ilgilenmeyeceksem;
soru sormayı bırakacaksam;
toprağı karıştırmaktan, kuşları okşamaktan, kumdan kaleler yapmaktan, ellerim "kirlenir" diye vazgeçeceksem;
Resim yaparken; dağların ardından gülümseyerek doğan güneş, bahçesinde çiçekler dolu, kapısından da ırmak geçen bir evi bütün renkleri kullanarak çizmek yerine, sadece karakalem çalışacaksam;
düşler kurmayı bırakacaksam en olmazından, bulutların beni taşıyabileceğine en uzak diyarlara,
ayın sırf çocuklar korkmasın diye doğduğuna,
bir gün çok zengin olup büyükler dahil bütün insanlara bayramlık elbise giydireceğime olan inancımı kaybedeceksem;
anneciğime, kaldırım taşlarının kenarlarından fışkırdığını ancak bulabilsem de, çiçek toplamayı unutacaksam;
babacığıma gözlerini kapamasını söyleyip buruşuk da olsa kocaman kalpler çizdiğim kağıtları büyük bir sürpriz heyecanıyla vermeyeceksem;
ninemin elini öpüp kuru bir hatır sormayı, onunla diz dize saatlerce konuşmaya değişeceksem;
bayramları haftalar öncesinden içim içime sığmayarak beklemektense, bazı formaliteleri içeren, hatta tatile gidip "kafa dinlemek" için bir fırsat olan sıradan günler gibi karşılayacaksam;
sokakta bulduğum acıkmış yavru kediyi doyurmak için koşarak bakkala gidip tereddütsüz cebimdeki tüm parayla süt alamayacaksam ve o kedinin doyuşunu en az annesi kadar zevkle seyretmeyeceksem;
Yakartop oynarken küçükleri, onlara belli de tmeden "fasulye"yapıp, "vurulamazlar" listesine eklemeyeceksem;
büyük balık küçük baliği yutar" sözünü acımasızlığıma kılıf edip en çok tekrarladığım söz haline getireceksem;
mızıkçılığı dünyanın en kötü işi kabul etmeyeceksem;
kandırıkçılığa çıkarlarım için başvurabileceksem;
ispiyonculuk duruma göre olabilir bir şey gibi görünecekse;
fark olacaksa cebindeki paraya göre arkadaşlarım arasında;
her gün yeni bir şeyler öğrenmekten vazgeçeceksem;
" Ben her şeyi bilirim" deyip, nutuk atacak birilerini bulunca saatlerce hiç durmadan ve sıkılmalarını umursamadan konuşup onları aydınlatacaksam;
küskünlüklerim birkaç dakikadan fazla sürecekse;
önyargılar, korkular surlar örecekse etrafıma;
uzanamayacaksam başkalarının dünyalarına, dinlemeyi bilmeyeceksem duymak istediklerimden ötesini;
görmeyeceksem görmek istemediklerimi, sabrım olmayacaksa -hakli da olsam- gerektiğinde susabilmeye;
tahammülüm olmayacaksa başka renklere;
Rabbime her gece hiç bıkıp usanmadan beni,ailemi, bütün insanları yılandan,akrepten,canavarlardan, bir de karanlıktan koruması için dua etmeyeceksem;
Cennetlerin güzellikleri anlatıldığında "haydi öyleyse biz de oraya gidelim" deme cesaretini vicdanımda bulamayacaksam;
ve Yüreğim sadece bana iyilik edenleri içine alabilecek kadar küçülecekse,
Yaşım ne olursa olsun BÜYÜMEYECEĞİM....
__________________