Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Büyük Günahlar (kebair)

Katılım
25 Eki 2007
Mesajlar
55
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
42
Günah, insanı sevaptan alıkoyan veya geri bıraktıran, yapılmasıyla hayırdan uzaklaştıran işe denir. bu itibarla günahlar büyük ve tüçük olmak üzere iki kısma ayrılmışlardır.
Âlimler büyük günahları farklı sayılarda zikretmişlerdir. Bir günahın büyüklerden sayılması kimi zaman onun sürekliliğinden kimi zamanda onun kötü neticeleri açısından büyük sayılmıştır. İslam alimleri bu hususta pek çok eser telif etmişlerdir.
Hafız Muhammed ez-Zehebî (h. 748) büyük günahları ve onlardan sakınmanın yollarını açıklayan müstakil bir eser yazmıştır. Eserinde büyük günaları elli küsür kadar saymıştır.

1- Şirk (Allah’a eş-ortak koşmak).


.
2- Adam öldürmek.
3- Sihir ve büyü ile uğraşmak.
4- Namazı tamamiyle terketmek
5- Gücü yetmesine rağmen zekat vermemek.
6- Herhangi bir özrü yokken ramazan orucunu tutmamak veya bozmak.
7- İmkânı olduğu halde hacca gitmemek.
8- Anne-baba huhukuna riayet etmemek.
9- Akraba ziyaretini kesmek.
10- Zina Etmek.
11- Livata (cinsî sapıklık).
12- Faiz.
13- Yetim malı yemek ve ona haksızlık etmek.
14- Allah ve Resûlü adına yalan konuşmak.
15- Şavaştan kaçmak.
16- Hükümdarın halkını aldatması ve onlara zulmetmesi.
17- Kibir (büyüklenmek).
18- Yalancı şahitlik.
19- İçki içmek.
20- Kumar oynamak.
21- Şuçsuz, namuslu ve iffetli bir kadına (zina vs.) iftirada bulunmak.
22- Hırsızlık yapmak.
23- Yol kesmek (terör)
24- Yalan yere yemin etmek.
25- Zulüm
26- Haraç toplamak
27- Haram yemek
28- İntihar etmek
29- Çok yalan konuşmak
30- Hakimin haksız hükümde bulunması.
31- Rüşvet almak ve vermek
32- Kadının erkeğe, erkeğin de kadına benzemesi.
33- Deyyusluk (eşinin namussuzluğuna ve iffetsizliğen göz yummak) ve kavvadlık.
34- Hulle yapan ve yaptıran
35- İdrar sıçratısından kasten sakınmamak.
36- Amelini riya ile yapmak
37- İlmi dünyevî menfaatler için öğrenmek ve ilmini saklamak (başkasının öğremesini istememek.
38- Müslümanlara ihanet etmek.
39- Verdiğini (bir sadaka veya yardımı) başa kakmak.
40- Aldatmak, verdiği sözde durmamak.
41- Kadının (haksız yere) kocasına baş kaldırması
42- Başa gelen bir musibetin ardından saç baş yolmak, ağıtlar yakmak, lanetler etmek.
43- Müslümanlara eziyet etmek ve onlara sövmek.
44- Erkeklerin altın takması ve ipek giyinmesi
45- Allah’tan başkası adına kurban kesmek
46- Komşuya eziyet etmek.
47- Bilindiği halde babasını kabullenmemek.
48- Eksik ölçüp tartmak.
49- Allah’ın azabından ve gazabından çok emin olmak.
50- Cemaatle namazı terketmek
51- Özürsüz yere cuma namazı kılmayı terketmek
52- Vasiyette haksızlık etmek.
53- Müslümanların aleyhinde casusluk yapmak.
54- Resûlullah’ın eshabından birine dil uzatmak.

İbn Hacer el-Heytemî (h. 974) , Zevacir adlı kitabında, ulemanın addettiği büyük günahları zikrettikten sonra söyle der:
Ebû Tâlib el-Mekkî’ye (h. 996) gelince, o büyük günahları on yedi olarak zikretmiş ve onları şöylece tasnif etmiştir:

Bunların dördü kalptedir:
1
- Allah’a şirk koşmak
2- İsyana devam etmeye niyetli olmak
3- Allah’ın rahmetinden tamamiyle ümidi kesmek
4- Allah’ın azabından ve gazabından çok emin olmak.

Dördü de dildedir:
1
- İftira etmek
2- Yalancı şahitlikte bulunmak
3- Sihir ile meşgul olmak
4- Yalan yere (Allah ve Resulü adına) yemin etmek


Üçü de mide iledir:
1
- Haramı ve yetim malını yemek
2- Faiz yemek
3- Sarhoşluk veren şeyleri yemek, içmek.


İkisi de edep yeriyle alakalıdır. Bunlar:
Zina ve livatadır.


İkisi elle yapılır:

1- Adam öldürmek
2- Hırsızlık yapmak


Birisi ayak iledir:
O da, savaş alanından kaçmaktır

Biri de vardır ki o da bütün bedenle alakalıdır:
Anne ve baya asi olmak.

Büyük günahlar işlendiğinde insanı dininden etmez ama adından da anlaşılacağı gibi büyük günahlardır. Allah ve Resulü (s.a.v) insanları bu yasaklara yaklaşmamaları konusunda çok kereler uyarmışlardır. Bir büyük günah daha vardır ki, hiç birimiz çoğu zaman farkında olmayarak onu işleriz. O da devamlı olarak işlenen ve ardı arkası kesilmeyen küçük günahlardır. Evet, bir küçük günahın devam ve ısrarla işlenmesi sonucu büyük günahlar arasında yer alır. Örneğin ayakta bevletmek veya gıybet etmek gibi… Gerçi bu alanda eser yazan bazı alimler bu iki günahı da büyükler arasında zikretse de Hafız Zehebî bunların tekrar tekrar işlenmesi durumunda büyük günaha dönüşeceğini söylemiştir.

Büyük günahtan dönmenin, arınmanın ve onun kirinden temizlenmenin tek yolu hemen tövbe-i nasuh, yani gerçek pişmanlık tövbesi yapmaktır.
Allah (c.c) Kur’ân-ı Kerîm’de müminleri her zaman nasuh töbesi yapmaya davet etmektedir. Kaldı ki büyük günah işlendiğinde bu tövbe yapılmasın. Sadat-ı kiram dinin bu ince noktasını iyi yakalamıştır. Onlara, her geldiklerinde bu tövbeyi telkin etmelerini sağlarlar.

Resûlullah (s.a.v) buyurdular ki: “Yüce Allah bir kulunu sevdi mi; vahiy meleği Cebrail’e (a.s) nida ederek, ‘Allah falanca kulunu seviyor, sen de onu sev!’ diye emir buyurur. Böylece o kulu Cebrail de (a.s) sever. Sonra o, gök ehline, ‘Allah (c.c) falanı seviyor, onu siz de sevin!’ diye nidâ eder; derken bütün sema ehli onu sevmeye başlar. Sonra yeryüzündeki tüm yaratılmışların gönlüne o kul için bir hüsn–ü kabul konur, bir sevgi tohumu atılır, hersek onu sever. (Buharî, Edeb 41; Müslim, Sahih, Birr 157)

Allah (c.c) sadat-ı kiramı sevmiş ve hamdolsun bizler de onları sevmişiz. Bu Allah’ın veli kullarının veli olmalarının en büyük alametlerinden biridir.
Eski mutasavvıflar büyüklerinin ellerinden tövbe ettikleri zaman şöyle dua ederlerdi:

“Allahım! Sen büyüksün, büyüklük yalnız ve yalnız sana aittir. Sen şu günahkar kulunun tövbesini, dostunun hatırına kabul et. Allahım sen tövbeleri kabul edensin, bağışlayansın. Günahlarımızı bağışla, bizlere merhamet eyle. Ey merhametlilerin en merhametlisi.”

Semerkand Araştırma Merkezi
CUMA SOHBETLERİ

Semerkand Yayınevi nin Büyük Katkılarıyla
Her hafta farkılı bir sohbet.
Farkılı bir konu.

 

istanbluerdem

New member
Katılım
28 Ara 2007
Mesajlar
887
Tepkime puanı
168
Puanları
0
Konum
hayatýn ýcýnden
BÜYÜK GÜNÂHLAR (KEBÂİR)



Allah'ın emirlerine aykırı davranış, kötü amel, isyan, karşı gelme, suç, kabahatlerin büyükleri. İslâm literatüründe bu tür fiillerin bir kısmı büyük günah, bir kısmı da küçük günah olarak adlandırılır. Bu tabirin geçtiği ayetlerde şöyle denilmektedir: "Eğer size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi ağırlanacağınız bir yere sokarız. " (en-Nisâ, 4/31)

"Büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınırlar, kızdıkları zaman onlar, affederler." (eş-Şurâ, 42/37)

"O (muhsin ola)nlar ki günahın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınırlar, yalnız bazı küçük kusurlar işleyebilirler... " (en-Necm, 53/32).

Aynı ifadenin geçtiği hadislerden bir kısmında ise Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:

Abdullah b. Mes'ud anlatıyor: Rasûlullah'a "Allah indinde en büyük günah nedir?" dedim. "Seni yaratan Allah'a Şirk koşmandır." buyurdu.

"Bu gerçekten pek büyük, bundan sonra nedir?" dedim. "Seninle beraber yemek yemesinden, tüketici olmasından korkarak evlâdını öldürmendir. " dedi. "Ondan sonra nedir?" dedim. "Ondan sonra komşunun hanımı ile zina etmendir" buyurdu.

Yine Abdullah b. Mesud'dan değişik bir senetle aynı hadis rivayet edildikten sonra şu ayetin nazil olduğu ilâve edilmiştir.

"Allah'ın (halis) kulları o kimselerdir ki, Allah'tan başka ilâha dua etmezler; Allah'ın haram kıldığı nefsi öldürmezler; meğer ki hakla ola. Zina da etmezler. Her kim de bunları yaparsa ağır cezaya çarptırılır. " (el-Furkan, 25/68).

Abdurrahman b. Ebû Bekr, babasından, şöyle dediğini rivayet ediyor:Rasûlullah (s.a.s.)'ın yanında idik. Üç defa şöyle buyurdu: "Size büyük günahların en büyüğünü haber vereyim mi? Allah'a Şirk koşmak, anaya babaya itaatsizlik etmek ve yalancı Şahitliği yapmak... " (Buharî, Edeb 6; İman, 16)

Başka bir hadiste, büyük günahlar, "el-Mubîkât: helâk edici" kelimesiyle ifadelendirilerek şöyle buyurulmuştur: "Yedi helâk edici Şeyden kaçının." Bunlar nedir yâ Rasûlallah diye sorulunca: "Allah'a şirk koşmak; sihir yapmak; Allah'ın haram kıldığı halde bir kimseyi haksız yere öldürmek; yetim malı yemek; faiz yemek; düşmana hücum anında harpten kaçmak: namuslu, kendi halinde mümin kadınlara zina iftirası atmaktır" buyurdular. Diğer bir hadiste ise: "Büyük günahlar dokuzdur: Allah'a şirk koşmak; haksız yere adam öldürmek; temiz bir kadına kötülük isnat etmek; zina yapmak; düşmana hücum esnasında firar etmek; sihirbazlık; yetim malı yemek; müslüman ana babaya asî olmak; emredilenleri yapmamak ve yasakları yapmak sûretiyle aileye karşı doğruluğu terketmektir. " Diğer hadislerde yukardaki maddelere faiz yemek, hırsızlık ve şarap içmek de ilâve edilmiştir. (Buhârî, Vasâya 23; Müslim, İman 141-146; Ebû Davûd, Vasâya 10)

Kebâir kelimesiyle ifade edilmediği halde, yukardaki hadislerde bildirilen fiillerin dışında bir çok suçlar daha vardır ki, onlar İslâm âlimlerince, ayet ve hadisler doğrultusunda, büyük günah kabul edilmiştir: Bilerek ve kasten İslâm'ın şartlarını terketmek; içki içmek; kumar oynamak; hırsızlık yapmak; adaletten ayrılmak gibi. İslâm âlimlerinden bir kısmı genel hatlarıyla "büyük günah"ları şöyle tarif etmişlerdir:

İbn Abbâs'a göre: "Allah'ın yasak ettiği her şey büyük günahtır. Ayrıca büyük ve küçük günah arasındaki fark şudur: Allah'ın Cehennem, gazap, lânet, veya azap gibi ifadelerle sona erdirdiği her günah büyüktür. Diğerleri küçüktür." Hasan Basrî de buna yakın bir ifade kullanmıştır.

Ebû Amr İbn Salâh'a göre: "Büyük ismi verilecek şekilde büyük olan ve mutlak surette büyüklükle vasıflanan her günah büyüktür." Buna göre büyük günahların bazı alâmetleri vardır.

"Şer'i cezayı icab ettirmek; Cehennem azabıyla tehdit olunmak; yapana fasık denilmek; lâ'net olunmak."

Cumhûr-ı ulemaya göre; günahlar büyük ve küçük olmak üzere ikiye ayrılır. Beş vakit namaz, Ramazan orucu, hac, umre, abdest gibi hayırlı amellerin kendilerine keffaret olabileceği günahlar "küçük günah"; bu tür ibadetlerin keffâret olamadığı günahlar ise "büyük günah"lardır. Mesela: "İki umre, aralarında yapılan günahlara keffarettir. (Ahmed İbn Hanbel, II, 461). "Kabul edilmiş bir hac, o yıl ki hatalara keffarettir. " (Ahmed İbn Hanbel, II, 348), "Şehidden akan ilk damla kan, onun bütün günahları için keffarettir." (Ahmed İbn Hanbel, IV, 300), "Allah, cuma'yı kılanın iki cuma arasındaki günahlarını örter." (Ahmed İbn Hanbel, V, 181). Hadislerde, başka ibadetlerin kendilerine keffaret olduğu bildirilen cinsten günahlar küçük günahtır. Ancak herhangi bir ibadetin, kendisi hakkında keffaret kabul edilmediği günahlar ise büyük günahlardır. Meselâ: hiç bir ibadet adam öldürmeye, zina yapmaya, içki içmeye ve benzeri günahlara keffaret olarak kabul edilmez; bunlara ancak Şerîat'ın, haklarında takdir ettiği cezalar tatbik edilir.

Hz. Ömer'le İbn Abbas (r.a.) "İstiğfarla büyük günah, ısrarla da küçük günah kalmaz" demişlerdir. Yani (Şerîat'in verdiği cezalar tatbik edildikten sonra) istiğfarla büyük günahlar affedilir. Fakat küçük günahlar ısrarla işlenmeye devam edilirse, onlar da büyük günah olur. Bu ifadelere göre büyük günahlara sayısal açıdan sınır koymak mümkün olmaz.

Büyük günahların başında gelen ve en büyük günah olarak kabul edilen "şirk"in küfür olduğu muhakkaktır. Diğer günahların, onu işleyen mümin bir kulu imandan çıkarıp çıkarmayacağı hususunda İslâm Kelâm âlimleri ihtilaf etmişlerdir.

Özetle, Şerîat'ın hakkında tehdit edici bir nass (korkutucu bir delil) tahsis ettiği veya büyük günah olarak bildirdiği bir günahı işleyen hakkında Ehl-i Sünnet mezhebinin görüşü şudur: Büyük günah mümini imandan çıkarmaz ve onu küfre sokmaz. Ancak böyle bir mümin asi sayılır. Ameller imandan bir cüz (parça) değildir. Ancak işlenen günahı helâl saymak, onu hafife ve alaya almak, kesinlikle küfürdür.

Mu'tezile mezhebinin görüşü: Büyük günah işleyen ne mümin, ne de kâfirdir. O fasıktır ve iki menzil arasındaki bir menzildedir. Bu mezhep, imanı kalbin tasdiki, dilin ikrarı ve amellerin yapılması şeklinde tarif ettikleri için; büyük günah işleyenleri mümin kabûl etmemişlerdir. Ancak kâfir de kabul etmemişlerdir. Çünkü, Peygamber (s.a.s.) asrında ve takip eden dönemlerin hiçbirinde büyük günah işleyenlere, dinden çıkanlara verilen ölüm cezası verilmemiştir. Eğer kâfir olsalardı, imandan sonra küfre gitmenin cezası olarak öldürülmeleri gerekirdi. Bu yapılmamıştır, onun için bunlar iman ile küfür arasındadırlar. Bunlara "fâsık" denir.

Haricîlere göre; büyük ve küçük günah işleyen kimse kâfir olur. İslâm'ın, yapılmasını emrettiği ameller imanın bir parçasıdır. Yani amel imandan bir cüz'dür.

Hasan el-Basrî'ye göre; büyük günah işleyen kimse "münafık"tır. Kalben inanmadığı halde dıştan inanmış gibi görünenlere münafık denildiği halde Hasan Basri nifâkı; imanı gizleyip büyük günahı işlemek suretiyle küfrü açığa çıkarmak, şeklinde kabul etmiştir.

Haricîlerden bir fırka olan el-Ezârika'nın görüşü: Büyük günah işleyen kimse "müşrik"tir. Çünkü böyle kimse hem Allah için, hem de Allah'tan başkası için amel etmektedir. Yaptığı büyük günah ile Allah'tan başkasını (nefsini veyahut şeytanı) ona ortak koşmuştur.

Yukarda belirlenen bütün görüşler, sahiplerince bir takım delillere dayandırılmıştır. Biz bunlardan sadece Ehl-i Sünnet'in deliline bakacağız. Diğerleri için akaid kitaplarında geniş malûmat verilmiştir; oraya bakılabilir.

1. Delil: İman, kalp ile tasdiktir. Mümin'in imandan çıkması için kalbindeki tasdikin değişmesi gerekir. Hangi beşerî zaaflardan kaynaklanırsa kaynaklansın, işlenen büyük günahlar, tasdiki değiştirecek mahiyette olmadığı sürece işleyenini imandan çıkarmaz. Kalpteki tasdiki değiştirme ise ancak yapılan günahı helâl sayarak veya o hükmü alaya alarak meydana gelir. Şer'i hükümlerle alay etmedikçe, hafife almadıkça ve helâlleri haram, haramları da helâl kabul etmedikçe; kalpteki tasdik değişmemiş olur. O değişmedikçe de kâfir olunmaz.

"Allah, kendisine şirk koşulmasını affetmez. Bunun dışındaki (günahları) dilediğine affeder. " (en-Nisa, 4/116) ayeti, ancak şirkin affedilmeyeceğini, diğer günahların ise -eğer Allah dilerse- affedebileceğini ifade etmektedir. Eğer büyük günahlar da küfür kabul edilseydi, ayetin ikinci bölümünde "ma dûne zâlik = bunun dışındakiler.." ifadesinin kullanılmasına gerek kalmazdı.

2. Delil: "Asi" denilen büyük günah sahiplerinin gerçekte mümin olduklarını belirten bir çok ayet vardır:

"Ey iman edenler, şarap, kumar, dikili taşlar, şans okları, şeytan işi pisliklerdir. " (el-Mâide, 5/90)

"Eğer müminlerden iki zümre birbirleriyle savaşırlarsa.. " (el-Hucurât, 49/9)

"Ey iman edenler, yürekten, hâlis (samimi) bir tevbe ile tövbe ederek Allah'a dönün. " (et-Tahrim, 66/8)

"Ey iman edenler, öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. " (el-Bakara, 2/178) Ayetlerde görüldüğü gibi büyük günah işleyenlere "Ey inananlar" diye hitap edilmiştir.

3. Delil: Mümin bir kimse öldüğü zaman cenaze namazı kılınır ve müslüman kabristanına defnedilir. Asr-ı saadetten bugüne kadar büyük günah işlemiş ve tövbe etmemiş olsa bile (gizli halleri Allah'a ait olmak üzere), ölen her müslüman için, günahkâr veya günahsız ayrımı yapılmaksızın cenaze namazı kılınmış ve müslüman kabristanına defnedilmiştir. Peygamber'in tatbikatı böyle olmuştur ve İslâm âlimleri bu konuda icmâ* etmişlerdir.

"Kendisine emanet edilemeyen kimsenin imanı yoktur. "Zina eden kimse, mümin iken zina etmez, mümin iken hırsızlık yapmaz, mümin iken içki içmez... " (Buhârî, Mezalim 30; Müslim, İman 100,104; Ebû Davûd, Sünnet, 15; Tirmizî İman, 11). Şeklinde varid olan hadisler, büyük günah işleyenlerin kâfir olduklarına delil değil; ancak imanlarının kâmil olmadığına delildir. Kâmil bir iman, büyük günahların işlenmesine engeldir.

Hepsi bu kadar olmamakla birlikte aşağıda sıralayacağımız suçlar, İslâm'da büyük günahlar olarak kabul edilmiş ve bunlardan bir kısmına İslâm hukukuna göre bazı cezalar takdir edilmiştir:

" Allah'a şirk koşmak, içki içmek, kumar oynamak " (el-Bakara, 2/219); haram aylarda harbetmek (el-Bakara, 2/217); bakmakla yükümlü olduğu yetimin malını kendi malına katarak O'nun rızası olmaksızın yemek (en-Nisa, 4/2; İsra, 17/34); fakirlik korkusuyla kendi çocuğunu öldürmek (İsra, 17/31); insanlar arasında fitne çıkarmak (el Bakara 2/217); faiz yemek (el-Bakara, 2/275); Allah'tan başkasına ibadet etmek (İsra,17/23); ana-babaya isyan etmek (İsra,17/23), akrabaya miras hakkını vermemek (en-Nisa, 4/7, 13; İsra, 17/26); malı gereksiz yere israf etmek (İsra, 17/27); zina yapmak (İsra 17/32; en-Nisa, 4/15-16); haksız yere adam öldürmek (İsra, 17/33); ölçü ve tartıyı tam yapmamak (İsra, 17/35); kibirlenmek (İsra, 17/37); iffetli kadına zina isnat etmek (en-Nisa, 4/23); tesettüre riayet etmemek (en-Nur, 24/31 ); yalan yere yemin; Peygamber'e (s.a.s.) yalan hadis uydurmak (Peygamber'e yalan yere hadis uydurmak, büyük günah olmanın ötesinde, küfür sayılabilir. Çünkü şerîat'ın temel kaynaklarından ikincisi "sünnettir". Sünnete yalan isnat etmek; bazı konularda İslâm'ı temelinden yıkabilir); insanları diliyle çekiştirmek; kaş göz hareketleriyle alay etmek (Hümeze, 104/1 ).
 
Üst Alt