Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bütün dînler için tek bir şeriat

fani olaný istemem

New member
Katılım
12 Nis 2008
Mesajlar
251
Tepkime puanı
46
Puanları
0
Yaş
52
-42/ŞÛRÂ-13: Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


Bu size özel bir çeviri olsa gerek!


Diyanet Açıklamalı

"Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini çağırdığın bu (din), Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendisine (peygamber) seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir.

Diyanet Vakfı

«Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin» diye Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini çağırdığın bu (din), Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendisine (peygamber) seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir.

Elmalılı Orijinal

Sizin için: dinden Nuha tavsıye ettiğini ve sana vahyeylediğimizi ve İbrahime ve Musâya ve Isâya tavsıye kıldığımızı teşri' buyurdu şöyle ki: dinî doğru tutun ve onda tefrikaya düşmeyin, müşriklere bu da'vet ettiğin emir ağır geldi, Allah ona dileklerini seçecek ve yüz tutanları ona hidâyetle irdirecektir

Elmalılı Sade. 1

O,size dinde Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi ve İbrahim, Musa ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi de kanun kıldı. Şöyle ki: Dini doğru tütün ve onda ayrılığa düşmeyin. Bu davet ettiğin iş müşriklere ağır geldi. Allah, ona dilediklerini seçecek ve kendine yüz tutanları (yönelenleri) de ona hidayetle eriştirecektir.

Elmalılı Sade. 2

Allah dinden Nuh'a tavsiye buyurduğu şeyi sizin için de bir kanun yaptı ve (Ey Muhammed!) sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye buyurduğumuzu da şeriat kıldı. Şöyle ki: Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin. Fakat senin kendilerini davet ettiğin şey, müşriklere ağır geldi. Allah dilediğini kendine seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir.

Ö. N. Bilmen

Sizin için dinden meşrû kıldı, kendisiyle Nûh'a tavsiye etmiş olduğunu. Ve o şeyi ki, sana vahyettik ve o şeyi ki, onunla İbrahim'e, Mûsa'ya ve İsa'ya vasiyyette bulunduk, dini doğru tutun ve onda tefrikaya düşmeyin (den ibarettir). Müşriklerin üzerine kendisine dâvet ettiğin şey ağır geldi. Allah dilediği kimseyi kendisine intihab eder ve (Hakk'a) dönen kimseyi hidâyete erdirir.
 

fani olaný istemem

New member
Katılım
12 Nis 2008
Mesajlar
251
Tepkime puanı
46
Puanları
0
Yaş
52
<B><SPAN lang=TR style="FONT-SIZE: 14pt"><FONT size=3>19- Ki (bunlar) Allah’ın ahdini, onu kesin olarak onayladıktan sonra bozarlar, Allah’ın kendisiyle birleştirilmesini emrettiği şeyi keserler.

<B><SPAN lang=TR>Ali BULAÇ
 

casus021

New member
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
380
Puanları
0
Yaş
40
Konum
istanbul
Web sitesi
www.islamportali.net
<B><SPAN lang=TR style="FONT-SIZE: 14pt"><FONT size=3>19- Ki (bunlar) Allah’ın ahdini, onu kesin olarak onayladıktan sonra bozarlar, Allah’ın kendisiyle birleştirilmesini emrettiği şeyi keserler.

<B><SPAN lang=TR>Ali BULAÇ
ali bulaç yeteri kadar ilim ehli biri degil ki
 

fani olaný istemem

New member
Katılım
12 Nis 2008
Mesajlar
251
Tepkime puanı
46
Puanları
0
Yaş
52
<B><SPAN lang=TR style="FONT-SIZE: 14pt">2/BAKARA-120
 
Son düzenleme:

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Maide 48

(Ey Muhammed!) Sana da o Kitab’ı (Kur’an’ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık, Allah’ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol koyduk. Eğer Allah dileseydi, elbette sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat verdiği şeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayırdı. Öyle ise iyiliklerde yarışın. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O zaman anlaşmazlığa düşmüş olduğunuz şeyleri size bildirecektir.
 

fani olaný istemem

New member
Katılım
12 Nis 2008
Mesajlar
251
Tepkime puanı
46
Puanları
0
Yaş
52
1. Safha: Allah’a Ulaşmayı Dilemek
30/RUM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönel (Allah’a ulaşmayı dile) ve böylece O’na (Allah’a karşı) takva sahibi ol ve namaz kıl ve müşriklerden olma.
2. Safha: Mürşide Tabi Olmak
4/NİSA-64: Ve mâ erselnâ min resûlin illâ li yutâa bi iznillâh(iznillâhi), ve lev ennehum iz zalemû enfusehum câûke festagferûllâhe vestagfere lehumur resûlu le vecedûllâhe tevvâben rahîmâ(rahîmen).
Biz, resûlleri ancak Allah’ın izniyle, kendilerine itaat edilsin diye göndeririz. Onlar, nefslerine zulmettikleri zaman eğer sana gelselerdi ve Allah’tan mağfiret dileselerdi, Resûl de onlar için mağfiret dileseydi; Allah’ı tövbeleri (her iki tarafın mağfiretini, tövbesini) kabul eden ve rahmet gönderici olarak bulurlardı.
5/MAİDE-35: Yâ eyyuhellezîne âmenûttekûllâhe vebtegû ileyhil vesîlete ve câhidû fî sebîlihi leallekum tuflihûn(tuflihûne).
Ey âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler)! Allah’a karşı takva sahibi olun ve O’na ulaştıracak vesileyi isteyin. Ve O’nun yolunda cihad edin. Umulur ki; siz felâha erersiniz.
25/FURKAN-70: İllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihanfe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen).
Ancak kim (mürşidi önünde) tövbe eder (böylece kalbine îmân yazılıp, îmânı artan) mü’min olur ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, o taktirde işte onların, Allah, seyyiatlerini (günahlarını) hasenata (sevaba) çevirir. Ve Allah, Gafûr’dur (günahları sevaba çeviren), Rahîm’dir (rahmet gönderen).
40/MU'MİN-7: Ellezîne yahmilûnel arşa ve men havlehu yusebbihûne bi hamdi rabbihim ve yu'minûne bihî ve yestagfirûne lillezîne âmenû, rabbenâ vesi'te kulle şey'in rahmeten ve ilmen fagfir lillezîne tâbû vettebeû sebîleke ve kıhim azâbel cahîm(cahîmi).
Arşı tutan melekler ve onun etrafındaki kişi (huzur namazının imamı), Rab'lerini hamd ile tesbih ederler ve ona îmân ederler. Ve amenû olanlar için (Allah'tan) mağfiret dilerler. "Rabbimiz, Sen herşeyi rahmetle (rahmetinle) ve ilimle (ilminle) kuşattın. Böylece (mürşidin önünde) tövbe edenleri ve senin yoluna (Sıratı Mustakîm’e) tâbî olanları mağfiret et (günahlarını sevaba çevir). Ve onları cehennem azabından koru!”
40/MU'MİN-15: Refîud derecâti zul arş(arşi), yulkır rûha min emrihî alâ men yeşâu min ıbâdihî li yunzire yevmet telâk(telâkı).
Dereceleri yükselten ve arşın sahibi olan Allah, kullarından (Kendisine ulaştırmayı) dilediği kişinin (Allah'a ulaşmayı dilediği için Allah'ın da Kendisine ulaştırmayı dilediği kişinin) üzerine (başının üzerine) Allah'a ulaşma gününün geldiğini (o kişinin ruhuna) ihtar etmek için, emrinden (Allah'ın emrini tebliğ edecek) bir ruh (devrin imamının ruhunu) ulaştırır.
3. Safha: Ruhun Allah’a Teslimi
4/NİSA-58: İnnallâhe ye’murukum en tueddûl emânâti ilâ ehlihâ ve izâ hakemtum beynen nâsi en tahkumû bil adl(adli), innallâhe niımmâ yeızukum bih(bihî), innallâhe kâne semîan basîrâ(basîran).
Allah, emanetleri sahibine teslim etmenizi emreder. İnsanlar arasında hakemlik ettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Muhakkak ki; Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor. Ve muhakkak ki; Allah, işiten ve görendir.
13/RAD-21: Vellezîne yasılûne mâ emerallâhu bihî en yûsale ve yahşevne rabbehum ve yehâfûne sûel hisâb (hisâbi).
Ve onlar Allah’ın (ölümden evvel), Allah’a ulaştırılmasını emrettiği şeyi (ruhlarını), O’na (Allah’a) ulaştırırlar. Ve Rab’lerine karşı huşû duyarlar ve kötü hesaptan (cehenneme girmekten) korkarlar.
73/MUZEMMİL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ (tebtîlen).
Rabbinin (Allah’ın) ismiyle zikret ve herşeyden kesilerek O’na (Allah’a) dön (ulaş, vasıl ol).
89/FECR-28: İrciî ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeh(mardıyyeten).
Allah’tan razı ol ve Allah’ın rızasını kazan. (Ey ruh!) Allah’a (Rabbine) geri dönerek ulaş.
4. Safha: Fizik Vücudun Teslimi
36/YASİN-60: E lem a’had ileykum yâ benî âdeme en lâ ta’budûş şeytân(şeytâne), innehu lekum aduvvun mubîn(mubinun).
Ey Âdemoğulları! Ben, sizlerden şeytana kul olmayacağınıza dair ahd almadım mı? Muhakkak ki; o (şeytan), size apaçık bir düşmandır.
36/YASİN-61: Ve eni’budûnî, hâzâ sırâtun mustekîm(mustekîmun).
Ve Ben, sizden Bana kul olmanıza (dair ahd almadım mı?) Bu da Sıratı Mustakîm (üzerinde bulunmak)tır.
5. Safha: Nefsi Allah’a Teslim Etmek
4/NİSA-103: Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatma’nentum fe ekîmus salât(salâte), innes salâte kânet alel mu’minîne kitâben mevkûtâ(mevkûten).
Namazı bitirdiğinizde; ayaktayken, otururken ve yan üzeriyken (yan üstü yatarken) Allah’ı hep zikredin! Güvenliğe kavuştuğunuzda namazı erkânıyla kılın. Çünkü; namaz, mü’minlerin üzerine, vakitleri belirlenmiş bir farz olmuştur.
6. Safha: İrşada Ulaşmak
2/BAKARA-186: Ve izâ seeleke ıbâdî annî fe innî karîb(karîbun) ucîbu da’veted dâi izâ deâni, fel yestecîbûlî vel yu’minû bî leallehum yerşudûn(yerşudûne).
Ve kullarım, sana Benden sorduğu zaman, Ben muhakkak ki (onlara) yakınım. Bana dua edilince, dua edenin duasına (davetine) icabet ederim. O halde onlar da Benim (davetime) icabet etsinler ve Bana âmenû olsunlar (Bana ulaşmayı dilesinler). Böylece irşada ulaşsınlar (irşad olsunlar).
98/BEYYİNE-5: Ve mâ umirû illâ li ya’budûllâhe muhlisîne lehud dîne hunefâe ve yukîmûs salâte ve yu’tûz zekâte ve zâlike dînul kayyimeh(kayyimeti).
Onlar emrolunmadılar. Sadece hanifler olarak, Allah için dînde halis (nefslerini halis kılmış) kullar olmakla emrolundular. Ve namaz kılmakla ve zekât vermekle emrolundular. İşte kayyum olan dîn budur.
7. Safha: İradeyi Allah’a Teslim Etmek
3/AL-İ İMRAN-102: Yâ eyyuhellezîne âmenûttekullâhe hakka tukâtihî ve lâ temûtunne illâ ve entum muslimûn(muslimûne).
Ey îmân edenler! Hakkıyla takva sahibi olanlar (nasıl bir takvanın sahibi ise aynı onlar) gibi, Allah’a karşı takva sahibi olun ve (ölmeden önce) Allah’a teslim olun.
2/BAKARA-132: Ve vassâ bihâ ibrâhîmu benîhi ve ya'kûb(ya’kûbu). Yâ beniyye innallâhestafâ lekumud dîne fe lâ temût tunne illâ ve entum muslimûn(muslimûne).
İbrâhîm de bunu kendi oğullarına vasiyet etti. Yâkub da (o sıra oğullarına): "Ey oğullarım! Muhakkak ki; Allah bu dîni sizin için seçti. Artık siz ölmeyin ancak Allah'a teslim olarak (ölün)." dedi.
12/YUSUF-108: Kul hâzihî sebîlî ed’û ilallâhi alâ basîretin ene ve menittebeanî, ve subhânallâhi ve mâ ene minel muşrikîn(muşrikîne).
De ki: “Benim ve bana tâbî olanların, basiret üzere (kalp gözüyle basar ederek, Allah’ı görerek) Allah’a davet ettiğimiz yol, işte bu yoldur. Allah’ı tenzih ederim. Ve ben, müşriklerden değilim.”
 

fani olaný istemem

New member
Katılım
12 Nis 2008
Mesajlar
251
Tepkime puanı
46
Puanları
0
Yaş
52
İNCİL’DEKİ AYETLERDE DİNİN 7 SAFHASI
FARZ KILINMIŞTIR
(Uluslararası M.İ.H.R. Vakfı Tarafından Hazırlanmıştır)
1. Safha: Allah’a Ulaşmayı Dilemek
Matta 7:7,8 "Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı çalana açılır.
Matta 13:15,16 Çünkü bu halkın yüreği duygusuzlaştı, Kulakları ağırlaştı. Gözlerini kapadılar. Öyle ki, gözleri görmesin, Kulakları duymasın, yürekleri anlamasın Ve bana dönmesinler. Dönselerdi, onları iyileştirirdim.' "Ama ne mutlu size ki, gözleriniz görüyor, kulaklarınız işitiyor!
İş 22:27 SenO'na dua edeceksin, ve O seni duyacak, ve yeminlerini yerine getireceksin.
İş 22:30 O suçsuz olmayanı bile ulaştırır, o kişi ki, senin temiz ellerinin aracılığı ile ulaşır."
2. Safha: Mürşide Tabi Olmak
Matta 3:1-3 O günlerde Vaftizci Yahya Yahudiye Çölü'nde ortaya çıktı. Şu çağrıyı yapıyordu: "Tövbe edin! Göklerin Egemenliği yaklaşmıştır." Nitekim Peygamber Yeşaya aracılığıyla sözü edilen kişi Yahya'dır. Yeşaya şöyle demişti: "Çölde haykıran, 'Rab'bin yolunu hazırlayın, Geçeceği patikaları düzleyin' diye sesleniyor."
Matta 3:5,6 Yeruşalim, bütün Yahudiye ve Şeria yöresinin halkı ona geliyor, günahlarını itiraf ediyor, onun tarafından Şeria Irmağı'nda vaftiz ediliyordu.
Matta 3:11 Gerçi ben sizi tövbe için suyla vaftiz ediyorum, ama benden sonra gelen benden daha güçlüdür. Ben O'nun çarıklarını çıkarmaya bile layık değilim. O sizi Kutsal Ruh'la ve ateşle vaftiz edecek.
Matta 3:13-16 Bu sırada İsa, Yahya tarafından vaftiz edilmek üzere Celile'den Şeria Irmağı'na, Yahya'nın yanına geldi. Ne var ki Yahya, "Benim senin tarafından vaftiz edilmem gerekirken sen mi bana geliyorsun?" diyerek O'na engel olmak istedi. İsa ona şu karşılığı verdi: "Şimdilik buna razı ol! Çünkü Bi-Hakkın olanı yerine getirmek bize bunu gerektirir." O zaman Yahya O'nun dediğine razı oldu.
Korintoslulara 1. Mektup 12:13 İster Yahudi ister Yunanlı, ister köle ister özgür olalım, hepimiz bir beden olmak üzere aynı Ruh'ta vaftiz edildik ve hepimizin aynı Ruh'tan içirildi.

Elçilerin İşleri 9:17 Bunun üzerine Hananya gitti, eve girdi ve ellerini Saul'un üzerine koydu. "Saul kardeş" dedi, "Sen buraya gelirken yolda sana görünen Rab, yani İsa, gözlerin açılsın ve Kutsal Ruh'la dolasın diye beni yolladı."

3. Safha: Ruhun Allah’a Teslimi
Elçilerin İşleri 3:19,20 Öyleyse, günahlarınızın silinmesi için tövbe edin ve Tanrı'ya dönün. Öyle ki, Rab size yenilenme fırsatları versin ve sizin için önceden belirlenen Mesih'i, yani İsa'yı göndersin.
Luka 1:15-16O, Rab'bin gözünde büyük olacak. Hiç şarap ve içki içmeyecek; daha annesinin rahmindeyken Kutsal Ruh'la dolacak. İsrail oğullarından birçoğunu, Tanrıları olan Rab'be döndürecek.
Korintoslulara 1. Mektup 6:11 Bazılarınız böyleydiniz; ama yıkandınız, kutsal kılındınız, Rab İsa Mesih adıyla ve Tanrımız'ın Ruhu aracılığıyla aklandınız.
Yuhanna 3:13 Gökten inmiş olan İnsanoğlu'ndan başka hiç kimse göğe çıkmamıştır.
4. Safha: Fizik Vücudun Teslimi
Korintoslulara 1. Mektup 6:19, 20 Bedeninizin, Tanrı'dan aldığınız ve içinizdeki Kutsal Ruh'un tapınağı olduğunu bilmiyor musunuz? Kendinize ait değilsiniz. Bir bedel karşılığı satın alındınız; onun için Tanrı'yı bedeninizde yüceltin.
Yuhanna 3:4, 5 Nikodim, "Yaşlanmış bir adam nasıl doğabilir? Annesinin rahmine ikinci kez girip doğabilir mi?" diye sordu. İsa şöyle yanıt verdi: "Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse sudan ve Ruh'tan doğmadıkça Tanrı'nın Egemenliği'ne giremez.
Matta 6:14 "Başkalarının suçlarını bağışlarsanız, gökteki Babanız da sizin suçlarınızı bağışlar.
Matta 6:24-25 "Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı'ya, hem de paraya kulluk edemezsiniz." "Bu nedenle size şunu söylüyorum: 'Ne yiyip ne içeceğiz?' diye canınız için, 'Ne giyeceğiz?' diye bedeniniz için kaygılanmayın. Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemli değil mi?
Luka 12:23 Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemlidir.
5. Safha: Nefsi Allah’a Teslim Etmek
Galatyalılar 6:14 Bana gelince, Rabbimiz İsa Mesih'in çarmıhından başka bir şeyle asla övünmem. O'nun çarmıhı aracılığıyla dünya benim için ölüdür, ben de dünya için.
Romalılar 6:18 Günahtan özgür kılınarak salahın köleleri oldunuz.
6. Safha: İrşada Ulaşmak
Matta 5:5 Ne mutlu yumuşak huylu olanlara! Çünkü onlar yeryüzünü miras alacaklar.

Markos 12:29-33 İsa şöyle karşılık verdi: "En önemlisi şudur: 'Dinle, ey İsrail! Tanrımız Rab tek Rab'dir. Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla, bütün aklınla ve bütün gücünle seveceksin.' İkincisi de şudur: 'Komşunu kendin gibi seveceksin.' Bunlardan daha büyük buyruk yoktur." Din bilgini İsa'ya, "İyi söyledin, öğretmenim" dedi. Tanrı tektir ve O'ndan başkası yoktur' demekle doğruyu söyledin. İnsanın Tanrı'yı bütün yüreğiyle, bütün anlayışıyla ve bütün gücüyle sevmesi, komşusunu da kendi gibi sevmesi, bütün yakmalık sunulardan* ve kurbanlardan daha önemlidir."
7. Safha: İradeyi Allah’a Teslim Etmek
Matta 5:8 Ne mutlu yüreği temiz olanlara! Çünkü onlar Allah'ı görecekler.
Matta 5:9 Ne mutlu sulh edicilere! Çünkü onlara Allah oğulları denecek.
Luka 6:27-29 Ama beni dinleyen sizlere şunu söylüyorum: düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın, size lanet edenler için iyilik dileyin, size hakaret edenler için dua edin. Bir yanağınıza tokat atana öbür yanağınızı da çevirin. Abanızı alandan mintanınızı da esirgemeyin.
Matta 22:39 İlkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: `Komşunu kendin gibi sev.'
 

fani olaný istemem

New member
Katılım
12 Nis 2008
Mesajlar
251
Tepkime puanı
46
Puanları
0
Yaş
52
Günümüzde içinde bulunulan durum:


Dünya düşman fırkalara ayrılmıştır!


Halbuki; Allahû Tealâ’nın verdiği emir son derece nettir: Dînde fırkalara ayrılmayın!

Dünyamızın bugün içinde bulunduğu durum açıkça bir hercümerc ortamını ifade etmektedir. Bu hercümerc ortamı insanların dînde fırkalara ayrılmalarından kaynaklanmaktadır. İnsanların dînde fırkalara ayrılmalarına sebep olan ise şeytandır. Şeytanın bundan muradı her fırkadaki grubun, kendisinin dışındaki bütün gruplara düşman olmasını sağlamaktır. İnsanlık tarihi boyunca, iblisin en çok üzerinde durduğu ve başarı kazandığı konu düşmanlıktır.
Yapılan bir araştırmada dünya üzerinde 72 inanç türü tespit edilmiştir. Şu anda her dînin mensubu kendi dîninin en doğru olduğunu, diğerlerinin yanlış yolda olduğunu düşünmektedir. Hattâ, her dînin içinde bile bir grup insan, kendi dîninin dışındaki diğer dînlerin mensuplarını kendisine düşman saymaktadır ve bu düşmanlığı körüklemekle meşguldür. Her dînin içinde bu tarz insanlar ne yazık ki vardır. Bir kısmı da sadece düşüncede kalmayıp bunu aksiyona taşımak suretiyle terörist davranışlarda bulunarak masum insanların kanlarını dökmektedirler.
Hanif Dîninden Başka Bir Dîn Yoktur!

Günümüzde hanif dîninin gereği olan dostluğun ve yardımlaşmanın, kısaca saadetin yaşanması gerekirken; düşmanlıkların ön plana çıkarak dünya barışını tehdit eder hale gelmesi, Allah’ın insanlar için vazettiği hanif dîninin yaşanmadığını göstermektedir.
Bütün insanları yaratan, hepsine akıl veren Allah, bütün akılları tatmin edecek hukuku da belirler. İnsan haklarına riayetin en güzeli Rabb’imizin hudutlarına herkesin uymasıdır.
Allahû Tealâ, bütün insanları Allah’ın katındaki tek dîn olan hanif dîninin gereklerini yaşayabilecek olan özellikte yaratmıştır. Dîni yaratan da Allahû Tealâ, insanı yaratan da Allahû Tealâ ’dır.
30/RUM-30: Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkıllâh(halkıllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).
Öyleyse vechini hanif olarak dîne (dînin kayyum olmasına) ikame et (kıyamda tut). Allah’ın o fıtratıyla ki, (Allah) bütün insanları (hanif) fıtratı ile yarattı. Allah’ın yaratmasında (ne dînde ne de hanif fıtratında) değişiklik olmaz. İşte bu kayyum olan (ezelden ebede kadar kıyamda kalacak, devam edecek) dîndir. Ve lâkin insanların çoğu bilmezler.

Allahû Tealâ’nın verdiği emir son derece nettir:


“Hz. İbrahim’in hanif dînini yaşayın. Dînde fırkalara ayrılmayın!”

42/ŞURA-13: Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
Dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiğimiz (farz kıldığımız) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi sana da vahyederek, size de şeriat kıldık. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine hidayet eder (ulaştırır).
6/EN’AM-161: Kul innenî hedânî rabbî ilâ sırâtın mustekîm(mustekîmin) dînen kıyamen millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne).
“Muhakkak ki; Rabbim, beni hanif olarak Sıratı Mustakîm’e, kıyâmete kadar ayakta kalacak olan Hz. İbrâhîm’in milletinin dînine hidayet etti.” de. Ve o, müşriklerden olmadı.
34/SEBE-20: Ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ ferîkan minel mu'minîn(mu'minîne).
Şeytan, insanlar üzerindeki vaadini yerine getirdi. Mü'minlerden ibaret bir tek fırka hariç hepsi, iblise tâbî oldular.
Evet; Sadece Hz. İbrâhîm’in HANİF DÎNİ vardır!

 
Son düzenleme:

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Günümüzde içinde bulunulan durum:

Dünya düşman fırkalara ayrılmıştır!
Halbuki; Allahû Tealâ’nın verdiği emir son derece nettir: Dînde fırkalara ayrılmayın!
Dünyamızın bugün içinde bulunduğu durum açıkça bir hercümerc ortamını ifade etmektedir. Bu hercümerc ortamı insanların dînde fırkalara ayrılmalarından kaynaklanmaktadır. İnsanların dînde fırkalara ayrılmalarına sebep olan ise şeytandır. Şeytanın bundan muradı her fırkadaki grubun, kendisinin dışındaki bütün gruplara düşman olmasını sağlamaktır. İnsanlık tarihi boyunca, iblisin en çok üzerinde durduğu ve başarı kazandığı konu düşmanlıktır.
Yapılan bir araştırmada dünya üzerinde 72 inanç türü tespit edilmiştir. Şu anda her dînin mensubu kendi dîninin en doğru olduğunu, diğerlerinin yanlış yolda olduğunu düşünmektedir. Hattâ, her dînin içinde bile bir grup insan, kendi dîninin dışındaki diğer dînlerin mensuplarını kendisine düşman saymaktadır ve bu düşmanlığı körüklemekle meşguldür. Her dînin içinde bu tarz insanlar ne yazık ki vardır. Bir kısmı da sadece düşüncede kalmayıp bunu aksiyona taşımak suretiyle terörist davranışlarda bulunarak masum insanların kanlarını dökmektedirler.
Hanif Dîninden Başka Bir Dîn Yoktur!

Günümüzde hanif dîninin gereği olan dostluğun ve yardımlaşmanın, kısaca saadetin yaşanması gerekirken; düşmanlıkların ön plana çıkarak dünya barışını tehdit eder hale gelmesi, Allah’ın insanlar için vazettiği hanif dîninin yaşanmadığını göstermektedir.
Bütün insanları yaratan, hepsine akıl veren Allah, bütün akılları tatmin edecek hukuku da belirler. İnsan haklarına riayetin en güzeli Rabb’imizin hudutlarına herkesin uymasıdır.
Allahû Tealâ, bütün insanları Allah’ın katındaki tek dîn olan hanif dîninin gereklerini yaşayabilecek olan özellikte yaratmıştır. Dîni yaratan da Allahû Tealâ, insanı yaratan da Allahû Tealâ ’dır.
30/RUM-30: Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkıllâh(halkıllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).
Öyleyse vechini hanif olarak dîne (dînin kayyum olmasına) ikame et (kıyamda tut). Allah’ın o fıtratıyla ki, (Allah) bütün insanları (hanif) fıtratı ile yarattı. Allah’ın yaratmasında (ne dînde ne de hanif fıtratında) değişiklik olmaz. İşte bu kayyum olan (ezelden ebede kadar kıyamda kalacak, devam edecek) dîndir. Ve lâkin insanların çoğu bilmezler.
Allahû Tealâ’nın verdiği emir son derece nettir:
“Hz. İbrahim’in hanif dînini yaşayın. Dînde fırkalara ayrılmayın!”
42/ŞURA-13: Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
Dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiğimiz (farz kıldığımız) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi sana da vahyederek, size de şeriat kıldık. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine hidayet eder (ulaştırır).
6/EN’AM-161: Kul innenî hedânî rabbî ilâ sırâtın mustekîm(mustekîmin) dînen kıyamen millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne).
“Muhakkak ki; Rabbim, beni hanif olarak Sıratı Mustakîm’e, kıyâmete kadar ayakta kalacak olan Hz. İbrâhîm’in milletinin dînine hidayet etti.” de. Ve o, müşriklerden olmadı.
34/SEBE-20: Ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ ferîkan minel mu'minîn(mu'minîne).
Şeytan, insanlar üzerindeki vaadini yerine getirdi. Mü'minlerden ibaret bir tek fırka hariç hepsi, iblise tâbî oldular.
Evet; Sadece Hz. İbrâhîm’in HANİF DÎNİ vardır!

Medeniyetler ittifakı ve Dünya barışı için tek çözüm:
HANİF DÎNİNDE BİRLEŞMEK..
İslâm diye hanif dîninden ayrı bir dîn yoktur!
Hıristiyanlık diye hanif dîninden ayrı bir dîn yoktur!
Musevilik diye hanif dîninden ayrı bir dîn yoktur.
Bunun dışındaki hiçbir fırkanın da, hanif dîninden ayrı bir dîni olamaz. Kısaca; dînler yoktur, sadece bir tek din vardır. O din, Hz. İbrâhîm (A.S)’in hanif dînidir. O din; Hz. Âdem (A.S)’in, Nuh (A.S)’ın, Hz. Musa (A.S)’ın, Hz. İsa (A.S)’ın dînidir. O din, Hz. Muhammed (S.A.V)’in dînidir. O dîn bugün de bütün insanlığın dînidir.
Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’ân-ı Kerim’de,Hz Musa AS ve ona tabi olanlarin, Hz İsa AS ve ona tabi olan havarilerin ve Hz Muhammed SAV efendimiz ve ona tabi olan sahabenin yaşadığı 7 safha ve 4 teslimden oluşan hanif dini emir olunmaktadır.
Bu din üç esası ihtiva eder:
1. Tek Allah’a inanmak (vahdet),
2. Allah’a ulaşmayı dileyenlerin oluşturduğu tek bir cemaat meydana getirmek (tevhid)
3. Ruhu, fizik vücudu, nefsi ve iradeyi Allah’a teslim etmek.
Öyle ise, bütün dînlerin birleşmesi Allah’ın emridir ve şarttır. Hanif dîninin emrettiği sulh ve sükûn dizaynı içerisinde, Allah’ın dostları olarak bir olmak, beraber olmak, birbirimize kucak açmak, geleceği birlikte kucaklamak şiarımız olmalıdır! Hepimiz barışın, dostluğun ve sevginin temsilcileri olmalıyız…

Maşallah, yine coşmuşsun kardeş. Ama sana alıştık artık... Yaz.
 

fani olaný istemem

New member
Katılım
12 Nis 2008
Mesajlar
251
Tepkime puanı
46
Puanları
0
Yaş
52
Medeniyetler ittifakı ve Dünya barışı için tek çözüm:


HANİF DÎNİNDE BİRLEŞMEK..


İslâm diye hanif dîninden ayrı bir dîn yoktur!


Hıristiyanlık diye hanif dîninden ayrı bir dîn yoktur!


Musevilik diye hanif dîninden ayrı bir dîn yoktur.

Bunun dışındaki hiçbir fırkanın da, hanif dîninden ayrı bir dîni olamaz. Kısaca; dînler yoktur, sadece bir tek din vardır. O din, Hz. İbrâhîm (A.S)’in hanif dînidir. O din; Hz. Âdem (A.S)’in, Nuh (A.S)’ın, Hz. Musa (A.S)’ın, Hz. İsa (A.S)’ın dînidir. O din, Hz. Muhammed (S.A.V)’in dînidir. O dîn bugün de bütün insanlığın dînidir.
Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’ân-ı Kerim’de,Hz Musa AS ve ona tabi olanlarin, Hz İsa AS ve ona tabi olan havarilerin ve Hz Muhammed SAV efendimiz ve ona tabi olan sahabenin yaşadığı 7 safha ve 4 teslimden oluşan hanif dini emir olunmaktadır.
Bu din üç esası ihtiva eder:
1. Tek Allah’a inanmak (vahdet),
2. Allah’a ulaşmayı dileyenlerin oluşturduğu tek bir cemaat meydana getirmek (tevhid)
3. Ruhu, fizik vücudu, nefsi ve iradeyi Allah’a teslim etmek.
Öyle ise, bütün dînlerin birleşmesi Allah’ın emridir ve şarttır. Hanif dîninin emrettiği sulh ve sükûn dizaynı içerisinde, Allah’ın dostları olarak bir olmak, beraber olmak, birbirimize kucak açmak, geleceği birlikte kucaklamak şiarımız olmalıdır! Hepimiz barışın, dostluğun ve sevginin temsilcileri olmalıyız…
 

fani olaný istemem

New member
Katılım
12 Nis 2008
Mesajlar
251
Tepkime puanı
46
Puanları
0
Yaş
52
1.şerea: şeriat kıldı
2.lekum: size, sizin için
3.min ed dîni: dînden
4.mâ vassâ: vasiyet ettiği şey, farz kıldığı şey
5.bi-hi: onu, onunla
6.nûhan: Nuh
7.ve ellezî: ve o
8.evhaynâ: biz vahyettik
9.ileyke: sana
10.ve mâ vassaynâ: ve vasiyet ettiğimiz şey, farz kıldığımız şey
11.bi-hi: onu, onunla
12.ibrâhîme: İbrâhîm
13.ve mûsâ: ve Musa
14.ve îsâ: ve İsa
15.en ekîmû: ikame etmeleri, ayakta, hayatta tutmaları
16.ed dîne: dîn
17.ve lâ teteferrekû: ve ayrılığa düşmeyin, fırkalara ayrılmayın
18.fî-hi: onda, onun hakkında
19.kebure: büyük oldu, ağır geldi
20.alâ el muşrikîne: müşriklere
21.mâ ted'û-hum: onları davet ettiğin şey
22.ileyhi: ona, kendisine
23.allâhu: Allah
24.yectebî: seçer
25.ileyhi: ona, kendisine
26.men: kimse, kişi
27.yeşâu: diler
28.ve yehdî: ve hidayete erdirir, ulaştırır
29.ileyhi: ona, kendisine
30.men: kimse, kişi
31.yunîbu: yönelir

42 / ŞÛRÂ - 13
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh'a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm'e, Hz. Musa'ya ve Hz. İsa'ya vasiyet ettiğimiz şeyi sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah'a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O'na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).
 
Üst Alt