Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bu gün 10 Kasım Ata’yı anıyoruz

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

tevhit06

New member
Katılım
6 Haz 2008
Mesajlar
19
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
68

Atatürk`ün Dinimiz Hakkındaki sözleri
"Türk Milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum."



"Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur"; "Din vardır ve lazımdır." (Yakınlarından Hatıralar, Asaf İlbay, s. 102)
"Sonra Kuran'ın tercüme ettirilmesini emrettim. Bu da ilk defa olarak Türkçeye tercüme ediliyor. Hz. Muhammed'in hayatına ait bir kitabın tercüme edilmesi için de emir verdim." (Atatürk'ün Temel Görüşleri, Fethi Naci, s.55)

Kuran'ın Türkçeye çevirtilmesi emrini verirken, Atatürk'ün isteği Müslüman milletinin imanının güçlenmesidir. Bunu ifade ettiği sözleri şöyledir:

"Camilerin mukaddes minberleri halkın ruhi, ahlaki gıdalarına en yüksek, en verimli kaynaklardır. Minberlerden halkın anlayabileceği dille ruh ve beyne hitap edilmekle Müslümanların vücudu canlanır, beyni temizlenir, imanı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur." (Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, c. 1, s. 225)

Büyük Önder, gerçek dinin temelini ve Müslümanların konuyu hangi kıstaslara göre değerlendirmeleri gerektiğini 7 Şubat 1923 tarihinde, Balıkesir’deki Paşa Camii’nde verdiği hutbede kendisini dinleyenlere şöyle ifade etmiştir:

"Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran'daki anlamı açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyiz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c. 2, s. 93)

Atatürk, İslam dininin tamamen ilme ve mantığa uygun bir din olduğunu bir başka sözünde de şöyle ifade etmiştir:

"Bizim dinimiz en makul ve en doğal bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin doğal olması için akla, tekniğe, ilme ve mantığa uygun olması gerekir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. ... İslam'ın sosyal hayatı içinde hiç kimsenin, bir özel sınıf halinde varlığını sürdürme hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler dini kurallara uygun harekette bulunmuş olmazlar. Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin kurallarını eşit olarak öğrenmeye mecburuz" (Atatürk"ün Söylev ve Demeçleri, 1959, c.2, s. 90)

Büyük Önder Atatürk, Türk Milleti’nin dindar olmasını ve dini değerlerini muhafaza etmesini de, sıklıkla vurgulamıştır. Ayrıca, Atatürk'ün Osmanlı Devleti'nin çöküşünü dine bağlayan, Türk düşmanlarına yanıtı ise kesin bir şekilde olmuştur:


"Düşmanlarımız, bizi dinin etkisi altında kalmış olmakla itham ediyor, duraklamamızı ve çöküşümüzü buna bağlıyorlar; bu bir hatadır. Bizim dinimiz hiç bir vakit kadınların, erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah'ın emrettiği şey, Müslüman erkekle, Müslüman kadının beraberce din öğrenerek eğitilmesidir. Kadın ve erkek bu ilim ve eğitimi aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla mücehhez olmak zorundadır. İslam ve Türk tarihi incelenirse görülür ki, bugün kendimizi bin türlü kuralla bağlanmış zannettiğimiz şey yoktur. Türk sosyal yaşantısında kadınlar bilimsel yönden eğitim ve öğretim görmekte ve diğer konularda erkeklerden katiyen geri kalmamışlardır. Belki daha ileri gitmişlerdir." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, 1959, c.2, s.86)


Dini meseleler hakkındaki görüşlerini öğrenmek isteyen Fransız gazeteci Maurice Perno'ya Atatürk yine kesin bir şekilde şu cevapları vermiştir:

M. Perno: Şu halde yeni Türkiye'nin siyasetinde dine aykırı hiçbir temayül ve mahiyet olmayacak demek?
Atatürk: "Siyasetimiz dine aykırı olmak şöyle dursun, din bakımından eksik bile hissediyoruz."
M. Perno: Zat-ı asilaneleri, düşündüklerini bendenize daha iyi izah buyururlar mı?

Atatürk:

"Türk Milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır, demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum. Şuura muhalif, terakkiye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor. Halbuki Türkiye istiklalini veren bu Asya milleti içinde daha karışık, sun'i, batıl inanışlardan ibaret bir din daha vardır. Fakat bu cahiller, bu acizler sırası gelince aydınlanacaklardır. Eğer ışığa yaklaşamazlarsa kendilerini mahv ve mahkum etmişler demektir. Onları kurtaracağız." (Atatürk ve Din Eğitimi, Ahmet Gürbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, s.32)

Atatürk her yönüyle olduğu gibi dindarlığıyla da milletine en güzel örnek olmuştur. Ulu Önder, dindar kişiliğinin bir göstergesi olarak din adamlarına karşı her zaman samimi bir şekilde hürmetkâr olmuş ve saygı duymuştur.

Cumhuriyet'in ilk Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi, Atatürk'ün kendisine duyduğu saygı ve hürmeti şöyle anlatmıştır:
"Ata'nın huzuruna girdiğimde beni ayakta karşılardı. Utanır, ezilir, büzülür, "Paşam beni mahcup ediyorsunuz" dediğim zaman "Din adamlarına saygı göstermek Müslümanlığın icaplarındandır." buyururlardı. Atatürk, şahsi çıkarları için kutsal dinimizi siyasete alet eden cahil din adamlarını sevmezdi." (Atatürk ve Din Eğitimi - Ahmet Gürtaş - Diyanet İşleri Bakanları Yayınları s.12)
Atatürk Kuran okutulmasına da son derece önem vermiştir. Hafız Zeki Çağlarman Atatürk'ün bu yönünü şöyle anlatmıştır:
"Atatürk'ün kız kardeşi Makbule Hanım'la uzun yıllar komşuluk yaptık. Her yıl Ramazan ayı yaklaşınca Atatürk kız kardeşine; "Makbule, Ramazan geliyor, annemize hatim okutmayı ihmal etme"der ve hatim okuyacak hafıza hediye edilmek üzere bir zarf içerisinde para verirdi." (Din Toplum ve Kemal Atatürk, Ercüment Demirer, s.10)
Kadiri, Rufai ve Galibi Şeyhi H.Galip KUŞÇUOĞLU
 
P

Peris

Guest
Atatürkü anıyoruz

Atatürkü anıyoruz

İzmir kurtulur, çok tatlı bir yorgunluk, Ankara'ya hareket edecekler. Trene binerler kompartımana çekilirler.
Ertesi gün kompartmanın kapısını yaveri çalar, Ata açar; yorgun, bitkin, kravatını yıkamaktadır.
Yaveri:
-"Ya paşam bu ne hal hiç uyumadınız herhalde niye böylesiniz?" der.
Ata:
- "Kompartımanıma yastıkla battaniye koymayı unutmuşsunuz. Kolumu yastık yaptım ağrıdı, setremi yastık yaptım üşüdüm. Bende uyumadım kalktım." der.
Yaveri:
-"Aman paşam! Birimize haber vereydiniz hemen size bir yastıkla battaniye getirirdik!" der.
Ata der ki:
- "Geç farkettim hepiniz en az benim kadar yorgundunuz. Hiçbirinize kıyamadım, önemli olan benim uyumam değil milletimin rahat uyuması".



Bunu okuduğumda beni çook etkiledi ve sizlerle de paylaşmak istedim.
 

muhacir_b

New member
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
161
Tepkime puanı
138
Puanları
0
Yaş
35
yarın mahşer günü bedüzzamn nursi hazretlerinin ve elmalı hamdinin hesabını kimden soracaklar yarın göreceksiniz.beduzzamana yapılan ,ezanların zmnında susturuması ve kuranların toplanması ,beduzzaman hazretlerini hücrelerde tutat kim inş bir güzelcene araştırın.şu yanılgıya düşmeyin haaa altını çizerek söylüyom.hani hadisi şerif hatırlatayımda kişi sevdiğiyle beraberdir,kişi sevdiğine benzer .çünkü ubeyde selim munafıkların başıydı allah resulunun yüzüne ben sizdenim diyordu ama kendi gibi müşriklerle yani munafıklarla oturduğu vakit ben sizdenim sadece müslümanlardan alay ediyorum diyor. ayette diyorki onlar sizleri sevmezken siz daha neden seversiniz ki onları.izzetve şeref allahın katındadır.ancak resullaha benzeyenler izzetlenir.bu türkiyede sadece kellesi kesilen ve idam edilen allah dostlarının sayısı binsekisyüz 1800 .maşallah çok müslüman birini tavsiye ediyosunuz.allah islah etsin ümmeti.
 
K

Konya

Guest
“Bizim devlet idaresinde ki ana programımız CHP programıdır,bunun kapsadığı prensipler idarede siyasette bizi aydınlatıcı ana hatlardır,fakat bu prensipleri gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla asla bir tutmamalıdır,biz ilhamlarımızı gökten ve gaipden değil doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.” M. Kemal
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Forumda Atatürk ile ilgili müspet/menfi münazaralar uygun görülmemektedir. Bu nedenle konuyu kapatacağız. Ancak yeri gelmişken bir gerçeği ortaya koymak gerek ki, Atatürk''ün bu sözlerini dini karektere uygun bulmayan ve bunu sermaye edenler de cumhuriyet tarihi boyunca Atatürk'ün konuyla ilgili fiiliyatından farklı bir şey yapmadılar, yapmıyorlar...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Alt