Muhterem Müslümanlar
Sözlerime, Filistin’deki mazlum kardeşlerimizle dayanışma
kermesini düzenleyenlere, bu kermese maddi ve manevi katkıda
bulunanlara ve burada bulunmakla bizleri sevindiren siz
misafirlere teşekkür ederek başlamak istiyorum.
Hani bir söz vardır:
Acılar paylaşıldıkça azalır, mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır.
Yapılan mitingler, protesto yürüyüşler, konuşmalar ve yazılan
yazılar Filistin Direnişine büyük katkıda bulunmuştur. Gazze’deki
kardeşlerimize direnişde yalnız olmadıkları hissini kazandırmıştır.
Bunu Filistin’in tek meşru hükümeti kabul ettiğimiz HAMAS’ın
birçok yetkilisi ve Filistinli kardeşlerimiz ifade ediyorlar.
22 günlük soykırım hareketinden sonra, 1500 şehid, 6000 kadar
yaralı ve yerle bir edilmiş bir Gazze bırakmalarına rağmen
Yahudiler yine durmadılar. Yine katlediyor, yine yıkıyor, yine
zulmediyorlar. Şimdi de Batı Şeria’da kan içmeye başladılar.
Değerli Misafirler!
Bugün burada üzerinde durmak istediğim konu Boykot.
Boykot nedir?
İngilizceden ithal edilmiş bir kelime olan boykot: 1. Sosyal ve
iktisadî ilişkileri kesme. Şahsa, kuruluşa veya devlete karşı
uygulanabilir bir protesto şekli. Geçici olarak iş veya ders
bırakma olarak tarif edilir.
Boykot benim nazarımda kılıç çekmeden, kurşun atmadan, kan
akıtmadan düşmanı bozguna uğratmanın araçlarından biridir.
Nisa Suresi’nin 140’ncı Ayet-i Kerimesi boykotun delilidr.
“Allah size Kitab (Kur'an)da: "Allah'ın âyetlerinin inkâr
edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, başka bir
söze geçmedikleri müddetçe, o kâfirlerle oturmayın. Aksi halde siz
de onlar gibi olursunuz" diye hüküm indirdi. Muhakkak ki Allah,
münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır.” (4
Nisa 140)
Bugün onlar, yani kafirler Allah’ın ayetlerini inkar ettikleri ve
onlarla alay ettikleri gibi daha da ileri gidiyor ve Allah’ı ananları
ve Allah’a iman edenleri ortadan kaldırıyor ve zulmediyorlar.
Bunları burada belirttikten sonra gelelim boykotun çeşitlerine:
1. Ekonomik boykot.
Kafirlerin bu yaptıklarına karşılık, biz yinede onları besliyor,
ayakta tutuyoruz.
Birincisi: Onların banka ve bankalarına yatırdığımız paralarla.
Allah Teâlâ’nın haram kıldığı, Rasulullah Aleyhi-s Selamın
“...her türlüsü ayaklarımın altındafır diyerek” yasakladığı faiz
sistemini ayakta tutan banka ve bankerleri de biz ayakta
tutuyoruz.
İkincisi: Katil Ülkelerin ürettikleri malları satın alarak onları
zenginleştiriyor ve güçlü olmalarını sağlıyoruz. Bu
gorilleştirdiğimiz haydutlar bu kez bizi yoketmeye kalkıyorlar.
Üçüncüsü: Onlara mal satarak. Stratejık mallarımızı kafirlere
sattığımız takdirde bu malların bize karşı kullanılmasını
engelleme şansını kaçırmış oluruz.
Allah’a ve Rasulü’ne iman edenlere karşı zulüm, işkencenin her
türlüsünü tatbik etmekten geri durmayan, Müslümanları toptan
yokeymeye azmadan kafir ve münafıklara karşı boykot silahını
kuşanmak zorundayız. Eğer Allah’a ve O’un Rasulü’ne
inanıyorsak, mutlak surette kafir ve münafıklara karşı elimiz,
dilimiz, malımız, canımız ve kalbimizle cihad etmeliyiz.
Müslümanlara karşı savaşan ülkelerin mallarını satın almayacak
ve onlara stratejik mallarımızı satmayacağız.
Filistindeki Gayrimeşru İsgal Devleti İsrail, ABD ve Diğer Katil
devletleri nasıl ayakta tuttuğumuzu daha iyi anlayabilmek için bir
misal vermek istiyorum.
ABD’nin casus teskilatı CIA bir araştırma yapmış. Sonuçlar
tüyler ürpertecek kadar acı.
Rapora göre dünyada bir milyar dört yüz milyon insan sıgara
kullanıyor. Bu tiryakilerin dört yüz milyonu müslüman. Philip
Morris adlı Yahudi Sigara Firması müslümanlardan günde 800
milyon dolar ciro yapıyor. Bu paranın % 10’unu kâr kabul
etmişler. Bu da günde 80 milyon dolar ediyor. Her yahudi firma
gibi Philip Morris de Filistin’deki Yahudi İşgal Devleti İsrail’e %
12 oranında vergi ödemek zorundadır. Bu da günde 9,6 milyon
dolar ediyor.
Bu rakamlar günlük. Aylık ve yıllık rakamları bir düşün. Şu
rakamlar sadece Philip Morris aracılığı ile ABD ve Yahudilere
hediye ettiğimiz paralar. Bir de genel olarak düşünürsek
kardeşlerimizin ve kendimizin katillerini bizler ayakta tutuyor ve
onlara Müslümanları katletmeleri için adeta teşvik ediyoruz.
Ondan sonra katledilen Müslümanlar için ah vah edecek ve
gözyaşı dökeceğiz. Bu olsa olsa timsah gözyaşları akıtmaktır.
Kardeşlerim sakın bana kızmasınlar ama bu bir gerçek.
Allah’a çok şükür sıgara kullanmıyorum.
Benim evine ve kursağıma 20 seneden beri Coca Cola girmiyor.
MC Donal’s’ın kapısının nereden açıldığını asla görmedim.
Herkes elinden geleni yaapacak ve KATİL Siyonistleri, ve
onşların yandaşlarını durdurmak için gücünü sonuna kadar
kullanacaktır.
Yahudi Firmalar Ne Kadar Zarar Etti?
09 Şubat 2009 tarihli bir habere göre, Gazze katliamı nedeniyle
İsrail'i destekleyen firmalara karşı başlatılan boykot nedeniyle
Siyonist firmaların "370 milyar dolar" civarında zarar ettiği
açıklandı.
Dünyada pazar paylarını araştıran şirketler tarafından yapılan bu
açıklamada, en büyük boykot eylemini sırasıyla Hindistan'ın (127
milyar dolar), İran'ın (62 milyar dolar) ve üçüncü olarak
Türkiye'nin (26 milyar dolar) gerçekleştirdiği kaydedildi.
Boykotun devam etmesi halinde, adı geçen firmaların, çok zor
duruma düşeceği, hatta iflas edebileceği kaydedildi.
2. Siyasi Boykot:
Siyasi boykotun iki boyutu vardır.
Birincisi, Müslümanların başındakı namus, şeref, iman ve adalet
yoksunu idarecilere karşı uygulayacakları boykot.
Allah Teâlâ: Nisa Suresinin 59. Ayeti’nde “Ey iman edenler!
Allah’a itaat edin. Rasulullah’a itaat edin ve sizden olan Ulu’l
Emre de...” buyuruyor.
Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmediği için kafir olan...
Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmediği için fasık olan...
Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmediği için zalim olan bir
idarci benim babam dahi olsa ona itaat itmem caiz değildir.
Böyle bir idareciyi gaspettiği makamdan indirmek
Müslümanların vazifesidir.
İkincisi de, Müslüman olmayan devletlerin idarecilerinden
Müslümanlara karşı alacakları tavırlara, yapacakları eylemlere
karşı her türlü protesto şeklini uygulamak, hatta psikolojik savaş
metodları ile zulmünden vazgeçirmek gerekir.
3. Medya Boykotu:
Son yüzyılda insanımızın imanı, şerefi, ahlakı medya yolu ile
elinden alındı. Radyo, gazete ve Televizyonun yıkıcı ve ahlaksız
yayınları ile insanımızın ımanı, namusu ve şerefi eilnden alınmış,
düşünemz, akledemez hale getirilmiştir.
Burada bize düşen görev, bu iletişim araçlarının yıkıcı
faaliyetlerine son vermek için çaba sarfetmektir. Oumayarak,
dinlemeyerek, ve seyretmeyerak reytınglerini düşürmek, para
vermeyerek iflasın eşiğine getirmek güzel bir boykot olur.
Sözlerime, Filistin’deki mazlum kardeşlerimizle dayanışma
kermesini düzenleyenlere, bu kermese maddi ve manevi katkıda
bulunanlara ve burada bulunmakla bizleri sevindiren siz
misafirlere teşekkür ederek başlamak istiyorum.
Hani bir söz vardır:
Acılar paylaşıldıkça azalır, mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır.
Yapılan mitingler, protesto yürüyüşler, konuşmalar ve yazılan
yazılar Filistin Direnişine büyük katkıda bulunmuştur. Gazze’deki
kardeşlerimize direnişde yalnız olmadıkları hissini kazandırmıştır.
Bunu Filistin’in tek meşru hükümeti kabul ettiğimiz HAMAS’ın
birçok yetkilisi ve Filistinli kardeşlerimiz ifade ediyorlar.
22 günlük soykırım hareketinden sonra, 1500 şehid, 6000 kadar
yaralı ve yerle bir edilmiş bir Gazze bırakmalarına rağmen
Yahudiler yine durmadılar. Yine katlediyor, yine yıkıyor, yine
zulmediyorlar. Şimdi de Batı Şeria’da kan içmeye başladılar.
Değerli Misafirler!
Bugün burada üzerinde durmak istediğim konu Boykot.
Boykot nedir?
İngilizceden ithal edilmiş bir kelime olan boykot: 1. Sosyal ve
iktisadî ilişkileri kesme. Şahsa, kuruluşa veya devlete karşı
uygulanabilir bir protesto şekli. Geçici olarak iş veya ders
bırakma olarak tarif edilir.
Boykot benim nazarımda kılıç çekmeden, kurşun atmadan, kan
akıtmadan düşmanı bozguna uğratmanın araçlarından biridir.
Nisa Suresi’nin 140’ncı Ayet-i Kerimesi boykotun delilidr.
“Allah size Kitab (Kur'an)da: "Allah'ın âyetlerinin inkâr
edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, başka bir
söze geçmedikleri müddetçe, o kâfirlerle oturmayın. Aksi halde siz
de onlar gibi olursunuz" diye hüküm indirdi. Muhakkak ki Allah,
münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır.” (4
Nisa 140)
Bugün onlar, yani kafirler Allah’ın ayetlerini inkar ettikleri ve
onlarla alay ettikleri gibi daha da ileri gidiyor ve Allah’ı ananları
ve Allah’a iman edenleri ortadan kaldırıyor ve zulmediyorlar.
Bunları burada belirttikten sonra gelelim boykotun çeşitlerine:
1. Ekonomik boykot.
Kafirlerin bu yaptıklarına karşılık, biz yinede onları besliyor,
ayakta tutuyoruz.
Birincisi: Onların banka ve bankalarına yatırdığımız paralarla.
Allah Teâlâ’nın haram kıldığı, Rasulullah Aleyhi-s Selamın
“...her türlüsü ayaklarımın altındafır diyerek” yasakladığı faiz
sistemini ayakta tutan banka ve bankerleri de biz ayakta
tutuyoruz.
İkincisi: Katil Ülkelerin ürettikleri malları satın alarak onları
zenginleştiriyor ve güçlü olmalarını sağlıyoruz. Bu
gorilleştirdiğimiz haydutlar bu kez bizi yoketmeye kalkıyorlar.
Üçüncüsü: Onlara mal satarak. Stratejık mallarımızı kafirlere
sattığımız takdirde bu malların bize karşı kullanılmasını
engelleme şansını kaçırmış oluruz.
Allah’a ve Rasulü’ne iman edenlere karşı zulüm, işkencenin her
türlüsünü tatbik etmekten geri durmayan, Müslümanları toptan
yokeymeye azmadan kafir ve münafıklara karşı boykot silahını
kuşanmak zorundayız. Eğer Allah’a ve O’un Rasulü’ne
inanıyorsak, mutlak surette kafir ve münafıklara karşı elimiz,
dilimiz, malımız, canımız ve kalbimizle cihad etmeliyiz.
Müslümanlara karşı savaşan ülkelerin mallarını satın almayacak
ve onlara stratejik mallarımızı satmayacağız.
Filistindeki Gayrimeşru İsgal Devleti İsrail, ABD ve Diğer Katil
devletleri nasıl ayakta tuttuğumuzu daha iyi anlayabilmek için bir
misal vermek istiyorum.
ABD’nin casus teskilatı CIA bir araştırma yapmış. Sonuçlar
tüyler ürpertecek kadar acı.
Rapora göre dünyada bir milyar dört yüz milyon insan sıgara
kullanıyor. Bu tiryakilerin dört yüz milyonu müslüman. Philip
Morris adlı Yahudi Sigara Firması müslümanlardan günde 800
milyon dolar ciro yapıyor. Bu paranın % 10’unu kâr kabul
etmişler. Bu da günde 80 milyon dolar ediyor. Her yahudi firma
gibi Philip Morris de Filistin’deki Yahudi İşgal Devleti İsrail’e %
12 oranında vergi ödemek zorundadır. Bu da günde 9,6 milyon
dolar ediyor.
Bu rakamlar günlük. Aylık ve yıllık rakamları bir düşün. Şu
rakamlar sadece Philip Morris aracılığı ile ABD ve Yahudilere
hediye ettiğimiz paralar. Bir de genel olarak düşünürsek
kardeşlerimizin ve kendimizin katillerini bizler ayakta tutuyor ve
onlara Müslümanları katletmeleri için adeta teşvik ediyoruz.
Ondan sonra katledilen Müslümanlar için ah vah edecek ve
gözyaşı dökeceğiz. Bu olsa olsa timsah gözyaşları akıtmaktır.
Kardeşlerim sakın bana kızmasınlar ama bu bir gerçek.
Allah’a çok şükür sıgara kullanmıyorum.
Benim evine ve kursağıma 20 seneden beri Coca Cola girmiyor.
MC Donal’s’ın kapısının nereden açıldığını asla görmedim.
Herkes elinden geleni yaapacak ve KATİL Siyonistleri, ve
onşların yandaşlarını durdurmak için gücünü sonuna kadar
kullanacaktır.
Yahudi Firmalar Ne Kadar Zarar Etti?
09 Şubat 2009 tarihli bir habere göre, Gazze katliamı nedeniyle
İsrail'i destekleyen firmalara karşı başlatılan boykot nedeniyle
Siyonist firmaların "370 milyar dolar" civarında zarar ettiği
açıklandı.
Dünyada pazar paylarını araştıran şirketler tarafından yapılan bu
açıklamada, en büyük boykot eylemini sırasıyla Hindistan'ın (127
milyar dolar), İran'ın (62 milyar dolar) ve üçüncü olarak
Türkiye'nin (26 milyar dolar) gerçekleştirdiği kaydedildi.
Boykotun devam etmesi halinde, adı geçen firmaların, çok zor
duruma düşeceği, hatta iflas edebileceği kaydedildi.
2. Siyasi Boykot:
Siyasi boykotun iki boyutu vardır.
Birincisi, Müslümanların başındakı namus, şeref, iman ve adalet
yoksunu idarecilere karşı uygulayacakları boykot.
Allah Teâlâ: Nisa Suresinin 59. Ayeti’nde “Ey iman edenler!
Allah’a itaat edin. Rasulullah’a itaat edin ve sizden olan Ulu’l
Emre de...” buyuruyor.
Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmediği için kafir olan...
Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmediği için fasık olan...
Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmediği için zalim olan bir
idarci benim babam dahi olsa ona itaat itmem caiz değildir.
Böyle bir idareciyi gaspettiği makamdan indirmek
Müslümanların vazifesidir.
İkincisi de, Müslüman olmayan devletlerin idarecilerinden
Müslümanlara karşı alacakları tavırlara, yapacakları eylemlere
karşı her türlü protesto şeklini uygulamak, hatta psikolojik savaş
metodları ile zulmünden vazgeçirmek gerekir.
3. Medya Boykotu:
Son yüzyılda insanımızın imanı, şerefi, ahlakı medya yolu ile
elinden alındı. Radyo, gazete ve Televizyonun yıkıcı ve ahlaksız
yayınları ile insanımızın ımanı, namusu ve şerefi eilnden alınmış,
düşünemz, akledemez hale getirilmiştir.
Burada bize düşen görev, bu iletişim araçlarının yıkıcı
faaliyetlerine son vermek için çaba sarfetmektir. Oumayarak,
dinlemeyerek, ve seyretmeyerak reytınglerini düşürmek, para
vermeyerek iflasın eşiğine getirmek güzel bir boykot olur.