Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bizler Hanif Dostlariz Diyenlerin Gerçek Yüzü

fetih

New member
Katılım
16 Şub 2007
Mesajlar
1,994
Tepkime puanı
355
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Uzay Ýstasyonundan Alooooo Kimse Yokmuuuuu :)
Hayızlıyken neden namaz kılınmasın?

Hanımların ay hali



96/Alak 9,10,11 Gördün mü, şu engelleyeni: Namaz kılarken bir kulu? Hiç düşündün mü o doğru yolda mıdır,



2/Bakara 222 Sana, kadınların aybaşı hali hakkında da sorarlar, de ki: "O bir ezadır". Aybaşı halinde iken kadınlardan el çekin, temizlenmelerine kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri zaman, Allah'ın size buyurduğu yoldan yaklaşın. Allah şüphesiz daima tövbe edenleri sever, temizlenenleri de sever.



Kur’an,da hayızla ilgili tek ayeti kerime budur, "O bir ezadır" yani hastalıktır.

Ayette açık ve net anlatılan, sadece kadınlara eşlerinin yaklaşmasının yasak oluşudur. Bugün bunun ( ay halinde iken birleşmenin ) tıpta da sakıncaları ortaya çıkmıştır.

Burada yasak olan sadece eşlerin birleşmesiyken, ne yazık ki kuran ayetlerinin bir çoğunu yanlış anladığımız gibi, bunu da yanlış anlamış ve yanlış uygulamışız.

Ayetin içeriğinde namaz kılınmaz, oruç tutulmaz, kuran okunmaz diye bir yasak yokken, ALLAH’ın koymadığı bir yasağı haram diyip, insanları ibadetten mahrum etmişlerdir. Bırakın mahrum edilmeyi bana göre her şeyimizi yaratan bizim bütün mahremimizi ve namahremimizi bilen ALLAH,dan uzaklaştırmışlardır. Yaratılmış hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur. Çünkü yüce yaratıcı Kur’an’da helallerin ve haramların çerçevesini belirtmiştir.



5/Maide 87 Ey iman sahipleri! Allah'ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve güzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez



16/Nahl 116 Yalan düzerek Allah'a iftira etmek için, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle "şu helaldir, şu haramdır" demeyin. Yalan düzerek Allah'a iftira edenler kurtulamazlar



6/Enam 38 Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Biz bu Kitap'ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde haşredilirler.



16/Nahl 70/89 Her ümmet içinde, kendi aralarından, aleyhlerine bir şâhid getireceğimiz gün, seni de bunların aleyhine şâhid getirmiş olacağız. Sana bu Kitabı, her şeyi açıklayan ve Müslümanlara yol gösterici, rahmet ve müjde olarak indirdik.



Yukarda ki ayetlerden anlaşıldığı gibi, Kuran,da hiçbir şeyi eksik bırakmadığını, her şeyi açık seçik anlattığını görüyoruz. Bütün bu ayetleri incelediğimizde, şunu çok iyi anlamalıyız ki,

Allah mesajında her şeyi açık açık ve ayrıntılı olarak beyan etmiş, helalı ve haramı yalnız kendisinin emredeceğini defa at kereler bildirmiştir.

İşte bu ve buna benzer Kur’an’i ilkelere dayanarak ve bu paralelden yola çıkarak, yarın Rabbimin huzuruna çıktığımızda, Kur’an’da hayızlı iken namaz kılmayın, oruç tutmayın, Kur’an,a dokunmayın, diye bir ayet yokken neye dayanıp bu ibadetleri terk ettin? Sorusuna ne cevap veririz diye düşündüm ve tutarlı bir yanıt bulamadım ve ibadetlerimi yapmaya karar verdim.



Çünkü benim Rabbim inancımdan dolayı ibadet ettiğime, neden ibadet ettin diye hesaba çekmez, ama koymadığı bir yasaktan dolayı, böyle bir haram olmadığı halde, neden kendinize ibadetleri men ettiniz diye hesaba çeker.



Değerli kardeşlerim ALLAH her şeyi bildirdi de, bu çok önemli konuyu haşa unuttu mu yoksa?. Haşa ALLAH eksik ve noksan sıfatlardan münezzehtir.



Örneğin

4/Nisa 102 Sen de içlerinde bulunup onlara namazı başlattığın zaman onlardan bir bölük seninle beraber namaza dursun ve silâhlarını da yanlarına alsınlar. (Namazda olanlar), secde edince arkanıza geçsinler; bu kez namaz kılmayan öteki bölük gelsin, seninle beraber namaz kılsınlar, korunma(tedbir)lerini ve silâhlarını da alsınlar. İnkâr edenler istediler ki siz silâhlarınızdan ve eşyanızdan gaflet etseniz de birden üzerinize bir baskın yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta olursanız, silâhlarınızı bırakmanızda size bir günâh yoktur. Ama korunma tedbirinizi alın (uyanık bulunun). Allâh, kâfirlere alçaltıcı bir azâb hazırlamıştır.

Savaşta bile namazın terkinin olmadığını ve sadece kısaltma olduğunu görüyoruz.



Yine oruçla ilgili ayette, 2/Bakara 184 Sayılı günlerdir.Sizden kim hasta olur veya yolculuk halinde bulunursa tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutar.Oruca zorlukla dayananlar üzerine düşen, fidye olarak bir yoksulu doyurmaktır.Kim bir mecburiyeti olmaksızın içinden gelerek iyilik yaparsa bu onun için daha hayırlı olur.Ve oruç tutmanız, eğer bilirseniz, sizin için daha hayırlıdır.

Bakıyoruz burada da hayızlı iken oruç yasağı yok. “içinizden hasta olan yahut yolculukta bulunan tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutar”2/184 diyen Allah, ay halinde oruç tutmayın demeyi unuttu mu?



Bakınız abdestle ilgili ayette de 5/Maide 6 Ey iman sahipleri! Namaza duracağınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı meshedin/yahut yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice temizlenin. Hasta yahut yolculuk halinde iseniz yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin: yüzlerinizi ve ellerinizi ondan meshedin. Allah size zorluk çıkarmak istemiyor. Ancak sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor ki şükredebilesiniz.



Namazı ertelememeyle ilgili, yüce Allah susuzluğu bile, savaşta ki gibi, namaza engel görmediği halde “Hasta yahut yolculuk halinde iseniz yahut biriniz tuvaletten gelmişse yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz bir toprakla teyemmüm edin” Şimdi biz kalkıp hayız’lı bir kadının namazı terk etmesi gerektiğini söyleme cüreti gösteriyoruz.

Bu kitabın ayrıntılı açık ve sarih olduğunu beyan eden yüce Allah, nasıl olurda kadınlar için bu kadar önemli olan bu hadiseyi, kitabında bahsetmeden es geçmiş olabilir.

Şimdi diyeceksiniz ki, Kur’an’da yok ama hadislerde var, çünkü birçok insan ibadetle ilgili her şey Kur’an,da olmaz , Kur’an’da bulamadığımızı hadislere baş vururuz demektedirler.

Bu konu (hadislerin dindeki yeri konusu) üzerinde fazla durmayacağım, gerekli araştırmayı, bazı kardeşlerimiz yapıyor zaten, onları dikkatlice inceleyiniz. Birincisi Resulullah (a.s) helal ve haram koyma yetkisine sahip değil. İkincisi bize kadar rivayet edildiği söylenen hadislerin ne kadarı gerçekten Resulullah ın sözleridir!?.



2/Bakara 2 İşte o Kitap; kendisinde hiç şüphe yoktur; muttakiler için yol göstericidir.

Muttakiler için yol gösteren bir kitabı, ben on gün elime almazsam, nasıl aydınlanırım bana nasıl yol gösterir?.

Kur’an ı niye elime almayayım? Benim rehberim,yol göstericim değil mi? Kur’an,ın kutsallığı mürekkeple yazılan yazıda değil, içindeki manadadır.

Ben böyle düşünüyorum, ALLAH tüm inananlara doğru yolu nasip etsin ALLAH inananlarla beraberdir.
 

fetih

New member
Katılım
16 Şub 2007
Mesajlar
1,994
Tepkime puanı
355
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Uzay Ýstasyonundan Alooooo Kimse Yokmuuuuu :)
ve namazları nasıl kılacaklarını yaşara soruyorlar

ve namazları nasıl kılacaklarını yaşara soruyorlar

KUR’AN’DAN ANLAYABİLECEĞİMİZ ŞEKLİYLE NAMAZ GEÇERLİ MİDİR?

Kur’an’dan anladığımız şekliyle kılınan namaz geçerlidir ve Hz. Peygamber bu namazı kılmış ve göstermiştir. Bunun dışındakiler geleneğin eklemesidir.



SÜNNET’E BAŞ VURMADAN YALNIZ KUR’AN İLE YAŞAYABİLİR MİYİZ?

Sünnet, gerçek sünnet olmak şartıyla bize yardım ve kolaylık sağlar. Bu kolaylıktan neden kaçalım? Ancak buna dayanarak Kur’an’ı herhangi bir biçimde yetersiz ve tatmin edemez göstermek küfür olur. Kısacası, bir insan sadece Kur’an’dan anladıklarını din olarak yaşasa Allah onu hiçbir hesap ve azaba çekmez. Çünkü Peygamberimizin esas görevi ve anlamı Kur’an’ı insanlığa iletmektir. Ötesi ayrıntıdır



NAMAZ KILARKEN OKUDUĞUMUZ DUA VE SURELERİN ANLAMLARINI BİLMİYORSAK NAMAZIMIZ KABUL OLMAZ MI?

Namazın kabul meselesi Allah'ın kararına bağlıdır. Ancak anlamını bilmeden yapılan ibadeti Kur'an eleştirmektedir. (Mâûn Suresi,4-5; Nisa Suresi,43)



AMENTÜ VE ETTEHİYYATÜ DUALARI KUR’AN’DA VAR MI?

Amentü ve Ettehiyyatü duaları Kur’an’da yoktur. Bunların yerine herhangi bir dilde başka dualar da okunabilir.



NAMAZ KILARKEN OKUDUĞUMUZ SÜBHANEKE ETTAHİYYAT, ALLAHÜMME SALLİ VE BARİK DUALARI KUR'AN'DA YER ALMADIĞI HALDE NEDEN OKUNMAKTADIR? O DEVİRDE TÜM NAMAZLARI PEYGAMBERİMİZ KILDIRIYORSA, NEDEN BU DUALARDA KENDİNDEN ÜÇÜNCÜ ŞAHIS GİBİ BAHSETSİN?

Hiçbir peygamber ibadette kendini niyaz konusu yapmaz. Bu, tevhide aykırıdır. Allahümme salli ve barik duaları sonradan eklenmiştir. Peygamberimiz, sübhaneke ve ettahiyyat (bu duada sözünü ettiğiniz kısım da sonradan eklenmiştir) yerine daha başka dualar da okurdu. Bunları siz de okuyabilirsiniz.



NAMAZDA OTURMA (TEşEHHÜD VE TAHİYYAT)

Namazda okuna gelen Tahiyyat ve Allahümme salli ve barik duaları da Resul’ün kesin uygulamasında yer almayan ancak tarih içinde Müslümanların kalıp bir dua formuna soktukları dua çeşitlerindendirler. Peygamber bu dualarda 3. Kişi konumundadır. Peygamberin kendi kendine bu duayı yapması dil ve mantık açısından mümkün değildir. Ancak namaz içinde yapıla gelen bu dualar Namazın ilk uygulayıcısı İbrahim (as) ve diğer Resuller’e ve namazın tevhidi ıslahçısı Muhammed (as)’a dua niteliği göz önünde bulundurulduğu müddetçe Salih ameller dahilindedir. Ancak bugün geniş bir kitle bu niyetin tam da zıttı bir tarzda Hz. Peygamberin hayatta olduğunu ve onu gördüğü zannı ile bu duayı okumaktadır. Bu tehlikeli inanç her bakımdan içinde şirk barındırmaktadır. Adeta bu dualar Fatiha Suresindeki “Bizi Nimet verdiklerinin yoluna ilet” (1:5) ayetinin başka bir tarzda dile getirilmesi olarak düşünüldüğünde makul karşılanabilir. Tahiyyat duası belli bir kalıpta olmayıp kişilerin tercihine bırakılmıştır. Zaten bu duanın rivayetlerle bize ulaşan sahabeden sahabeye değişen bir çok varyantı, şekli mevcuttur. Örnek verecek olursak Sahabeden İbn-i Mesud’un, İbn-i Abbas’ın, İbn-i Ömer’in, Ebu Musa El-Eş’ari’nin, Ömer b. Hattab’ın farklı teşehhud duaları bulunmaktadır



NAMAZ SONUNDA SELAM VERMENİN ANLAMI NEDİR?

Namazdan çıkmanın bir işareti ve ibadette bile barış ve esenliğin esas alındığının bir göstergesidir.



GERÇEK BİR MÜRŞİDİ KAMİLDEN DERS ALMAK İSTİYORUZ. SİZİ MÜRŞİT KABUL EDEBİLİR MİYİZ?

Kur’an’ı okuyun, ilim adamlarının da hepsinden yararlanmaya çalışın. Gerçek mürşit sıfatı Kur’an ve Hz. Peygamber’den başka hiçbir varlığa verilemez. Verilirse küfür olur.



KADINLARIN CUMA NAMAZI KILMASI KONUSUNDA DİYANET FETVA VERMEZSE, NE YAPMAMIZ GEREKİR?

Kadınların Cuma kılması konusunda Allah ve Peygamber fetvayı vermiştir. Bu böyle iken siz neden Diyanet’ten fetva bekliyorsunuz? Kadınlar tıpkı erkekler gibi Cuma Namazını kılarlar.



“İSLAM KURALLARIYLA YÖNETİLMEYEN BİR ÜLKEDE CUMA NAMAZI KILINMAZ” GÖRÜŞÜ DOĞRU MUDUR?

Bu görüş temelden yanlıştır, siyasaldır. Dinde dayanağı yoktur. Cemaatin oluştuğu her yerde ve her şartta Cuma kılınabilir.



HZ. PEYGAMBER HANGİ MEZHEPTENDİ, SİZİN MEZHEBİNİZ VAR MI?

Kur’an ve Hz. Peygamber mezhep diye bir şeyden söz etmemiştir. 4 hak mezhep deyimi İslam dışıdır. Ben Kur’an ve Hz. Peygamber’i izleyen bir müslümanım. Müslüman olmak için başka bir şeye ihtiyaç yoktur.





KUR’AN’A GÖRE NAMAZ VAKİTLERİ HANGİLERİDİR?

Kur’an’da kılmakla yükümlü tutulduğumuz namaz üç vakit olarak gösterilmiş ve adları verilmiştir:



1- Fecir namazı (sabah namazı) (şafak sökmesinden güneşin doğuşuna kadar),

2- Vüsta (orta namaz) (günün ortasında öğle yada ikindi adıyla kılınan namaz),

3- İşa (günün batışından sonra akşam yada yatsı adıyla kılınan namaz) (Güneşin batışından şafağın söküşüne kadar)



Ancak Peygamberimiz, bu üç vakte müekked (pekiştirilmiş) sünnet olarak iki namaz daha ekleyerek kılmıştır.Yani bir miktar sevap namaz eklemiştir. Ama çoğunlukla namazlarını üç vakitte toplamıştır. Günün ortasında ve gün batışından sonra kılınan namaza değişik adlar verilmiş olması bu gerçeği değiştirmez. Müzzemmil Suresi’nin gösterdiği şekilde gece kalkıp Kur’an okumak veya Kur’an’la ilgili bilgilerle meşgul olmak son derece güzel ve Kur’ansal bir davranıştır.



KUR’AN’DA ADLARI İLE GÖSTERİLEN FARZ NAMAZLARININ (FECİR, VÜSTA, İŞA) 3 TANE OLDUĞUNU VE BU FARZLARIN 5‘E ÇIKARILMASININ HZ. PEYGAMBER’İN MÜEKKED (PEKİŞTİRİLMİŞ) SÜNNETİ OLDUĞUNU BELİRTİYORSUNUZ. PEYGAMBERİMİZİN MÜEKKED SÜNNETLERİ NASIL OLUYOR DA REKÂT SAYILARI İLE BİRLİKTE FARZ OLABİLİYOR VE BU BİR İLAVE DEĞİL MİDİR?

Cevap: Müekked sünnetin geleneksel anlayış tarafından farz diye verilmesi bizi bağlamaz. Fazla rekât sayısında namaz kılmanınsa Kur’an’la çelişen bir tarafı yoktur. Kılınan bir namazın 2 veya 4 rekat yerine daha fazla kılınmasının hiçbir sakıncası olamaz. Farz, asgari sınırı belirler. Ancak asgari sınırdan daha fazla namaz kılmanın makbul olmadığını söyleyemeyiz.



NAMAZIN KAZASI VARMIDIR?

VAKİT NAMAZLARI ZAMANINDA KILINAMAMIŞ, CEM ETME İMKANI DA BULUNAMAMIŞSA, KILINAMAYAN BU NAMAZLAR KAZA EDİLEBİLİR Mİ?

Kaza diye kılınan namazlar, kılınmamış namazların yerine geçmez. Ancak yeni namaz kılınmış olur, o da sevaptır, güzeldir.



GERÇEK BİR NAMAZ, YANİ ALLAH’IN KABUL EDECEĞİ BİR NAMAZ NASIL OLUR?

Namazın ruhu Allah’a karşı bağlılık ve samimiyettir. O ruhu yakalayıp yakalayamadığınız ise Allah ile sizin aranızdadır.



HZ. MUHAMMED’İN YORUMLARI ZAMANI İÇİN MİDİR, YOKSA BÜTÜN ZAMANLAR İÇİN Mİ? ÖRNEĞİN, KUR’AN’DA NAMAZ KONUSU NET DEĞİLKEN PEYGAMBERİMİZ BUNU NET BİR BİÇİMDE BELİRTMİŞTİR. BİZDE HER ZAMAN ONUN KILDIĞI GİBİ Mİ KILMALIYIZ?

Peygamberimizin bazı yorumları zaman üstüdür. Bunlar dinin temel ilkeleriyle ilgili yorumlardır. Bazı yorumları ise zamanla kayıtlıdır. Bunlar günlük hayatın pratikleriyle ilgili yorumlardır. Sünnetin büyük kısmı bu ikinci türdendir.



NAMAZ KILARKEN NEDEN BAZI SURELERİ OKUMAM GEREKİYOR? NEDEN ALLAH’IMA İÇİMDEN GELEN BİR ŞEYLERİ SÖYLEYEMEM? NEDEN BU ENGELLENMEK İSTENİYOR?

Namazda okunması gerekenlerle ilgili görüşünüz gerçeğe uygundur. Namazın esası, insanın içinden geldiği gibi öz yakarışlarını kendi diliyle Yaratıcıya arz etmesidir. İçinden gelenleri ifade etmek üzere kişi ebette ki Kur’an’dan ayetler seçebilir. Ancak birilerinin bir takım sureleri seçip bunlara “namaz sureleri” adını vermesi ve bunların okunmasını dayatması namazın da Kur’an’ın da ruhuna aykırıdır.



NAMAZ KILINIRKEN KÂBE’YE DÖNMENİN AMACI NEDİR? TANRI HER YERDE OLDUĞU HALDE YÖN GEREKLİ MİDİR?

Kâbe’ye dönmenin amacı, cemaatle namazda birlik ve düzeni sağlamaktır. Tek başına kılınan namazlarda Kâbe’ye dönmek elbette ki uygundur. Ama dönülmemişse namazı geçersiz kılmaz.



NAMAZI TAM BİR KONSANTRASYON İÇİNDE KILAMIYORSAK, KILMAMAMIZ DAHA MI DOĞRUDUR?

Konsantrasyon eksikliği namaz kılmamanın gerekçesi olamaz.

İbadeti terk etmenin hiçbir gerekçesi olamaz. Tam ve mükemmel arınmışlık hiçbir insan için mümkün değildir. Tüm gayret gösterilir, eksikler için Allah’tan af dilenir.



BEN ALEVÎ BİR GENCİM. NAMAZ KILMAK VE ORUÇ TUTMAK İSTİYORUM. ANCAK AİLEM KARŞI ÇIKIYOR. NE YAPMALIYIM?

Allah’ın emri karşısında anne-babanın geleneksel dayatmalarına itibar edilmez. Kur’an’ın gösterdiği şekilde namaz kılıp oruç tutmak Hz. Ali’yi memnun etmenin de biricik yoludur. Size bu yolu tercih etmenizi öneririm. Alevîlik, Hz. Ali’ye ve İslam’a aykırı işler yapmanın kılıfı olamaz.



CUMA NAMAZI KADINLARA FARZ MIDIR?

Cuma namazı, kadın-erkek her mümine farzdır. Diğer namazlar gibi kadın ve erkeğe birlikte emredilmiştir. Kadını bundan istisna edecek hiçbir vahiy verisi yoktur. Ayet ey erkekler değil, ey inananlar hitabıyla başlar.



“Ey inananlar! Cuma günü, namaz/dua için çağrı yapıldığında, Allah'ı anmaya/Allah'ın Zikri'ne koşun! Alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.” (Cuma -9)



Kadınlar nasıl Cuma namazı kılabilir?

Kadınlara ayrılan yerde mi yoksa erkek cemaatin arkasında mı?

Kadınların Cuma kılmaları, ayrı yerde veya erkek cemaatin arka kısmında mümkündür.



Namazda okuduğumuz duaları sesli bir şekilde okuyabilir miyiz?

Namazdaki duaları bağırmamak şartıyla sesli okumakta hiçbir sakınca yoktur. (bk. İsra, 110)



Saça sürülen jöle, briyantin gibi maddeler ABDEST’İ bozar mı, namaza engel midir?

Bu maddelerin abdest ve namazla hiçbir ilgisi yoktur.



Bayanlar namaz kılmak için abdest alırlarken başlarını örtmeli mi?

Başın örtülmesi hiçbir durumda zorunlu değildir.



Allah’ı tespih etmenin sayısı ve âleti OLUR MU?

Rükû ve secdede söylenen üçlü tespihler DOĞRUMUDUR?

Rükû ve secdedeki üçlü tespihler gelenekseldir, zorunlu değildir. Sayısı değiştirilebileceği gibi yerine başka şeyler de söyleyebilirsiniz.



Cuma namazının iki rekât olduğu hangi ayette verilmektedir?

Namazın rekât sayısı Kur’an’da yoktur. Ancak namazın vücut bulması için asgari 2 rekâta ihtiyaç vardır. Hz. Peygamber bunu fiilen göstermiştir.



Herkes Kur’an’ı Kerim’i anladığı şekilde namaz kılarsa sonuç ne olur? Bu yüzden mezhepler yol gösterici değil midir?

Mezhepler yorumdur. Siz; dini yaşamak için bir yoruma ihtiyaç duyuyorsanız bunda bir sakınca yoktur. Yeter ki seçtiğiniz yorumu dinle eşitlemeyin. Namazını-niyazını Kur’an’dan anladığı şekilde yerine getirenlere de karışmayın.



Kuzey kutbunda, bazı zamanlarda güneş tam olarak batmıyor. Geri sabah olmuş oluyor. Bu durumda yatsı namazı ne olacaktır?

Kur’an’a göre güneşin batışından itibaren doğuşuna kadar kılınacak olan tek namaz “İşa” namazıdır. Akşam-yatsı ayrımı Kur’an değil sünnet kaynaklıdır. O halde andığınız bölgede güneşin batışından sonra kılınan namaz Kur’an’ın isteğini karşılar. Namaz kılacak kadar vakit kalmıyorsa “İşa” namazı vücut bulmuyor demektir.



Üç cuma namazını mazeretsiz kılmayan dinden ÇIKAR MI?

Cuma namazı ile ilgili bu anlayış sonradan dine sokulmuştur. Emeviler okudukları hutbeleri dinlemek istemeyen sahabi neslini, kendilerini dinlemeye mecbur bırakmak için çeşitli dayatmalara gidiyorlardı. Bu da onlardan biridir.



camiye giTMEK ŞART MIDIR? Dili Dönmediği için fazla dua bilmEYENİN DURUMU NEdir?

İslam ibadet için cami şartı koşmaz. Cami toplantı yeri demektir. Gidip gitmemek size kalmıştır. Namaza gelince; namaz için filan-falan duaları okumak şartı yoktur. Kur’an’da geçen duaları okumak elbette tercih edilir ancak bunu yapamayanlar içlerinden gelen duaları ederek namazlarını kılarlar. Bunun aksini söyleyenler din adına yalan söylemektedirler.



Sabah namazını vaktinde kılamazsak en geç hangi saate kadar kılabiliriz? Kuşluk namazı var mıdır?

Sabah namazının vakti güneş doğmadan öncedir. O vakitte kılamamışsanız, güneş doğduktan sonra öğlenin vaktinden önce kılabilirsiniz. Bu da kuşluk namazı olur.



Başörtüsü, namazların cemi, kadın-erkek birlikte ibadet etme konuları için en iyi örnek Hac ibadetinde yaşananlar değil midir?

Namazların cemi mütevâtır olarak belirlenmiştir. Başın örtülmesi hiçbir yerde farz değildir. Kadın-erkek karışık halde ibadet sadece tavaf sırasında caizdir.



Abdest uzuvları hangileridir?

Abdestte iki tür uzuv söz konusudur:

1.Yıkanan uzuvlar: Yüz, dirseklere kadar kollar.

2. Mesh edilen uzuvlar: Baş ve ayaklar.



Namaz kılarken secdedeyken ve otururken sağ ayak parmağının Kıble’ye doğru olması gerektiği söyleniyor. Fakat namaz her hangi bir yöne dönerek KILINABİLECEĞİNE GÖRE bu DURUM mantıLIMIDIR?

Böyle bir zorunluluk var mıdır?

Namazla ilgili buna benzer bir çok mantıksızlık ve din dışılık vardır. Bu da onlardan biridir.



Namaz kılmayanlara yaptırım uygulanır mı?

Hz. Ali’ diyor ki;

“Namazı gücünüz yettiği kadar kılın. Şu bir gerçek ki Allah namaz için kimseye azap etmeyecektir.” (İbn Hemmâm, el-musannef, 3/78)

Bu durumda namaz kılmamıza gerek yoktur DİYEBİLİR MİYİZ?

Namaz dinin emridir ancak azap korkusuyla yapılan ibadet gerçek anlamıyla ibadet olmaz. Bunun içindir ki Cenabı Hak ibadetleri yapmayanlara ceza düzenlememiştir. Namaz kılmayanlara maddi bir yaptırım Kur’an’da yer almamaktadır. Ancak cezanın olmaması savsaklama gerekçesi yapılırsa bunun yaratacağı kayıplar büyük olur.

Namaz Kur’an’da emredilmiştir. Bu emri savsaklayanların Allah tarafından hesaba çekilecekleri tartışılmaz. Azap edip etmeyeceği Allah’ın bileceği bir şeydir.

Hz. Ali’nin sözü yoruma açıktır.



Fıkıh kitaplarında namaz kılmayanların dövüleceği, hâlâ kılmazlarsa öldürüleceği yazıyor. Hanefî mezhebi ise ölene kadar hapis hükmüyle farklılık gösteriyor. Doğrumudur?

Mezheplerin namazla ilgili bu görüşlerinin tümü Kur’an dışı hatta din dışıdır.
 

fetih

New member
Katılım
16 Şub 2007
Mesajlar
1,994
Tepkime puanı
355
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Uzay Ýstasyonundan Alooooo Kimse Yokmuuuuu :)
Namaza kaç yaşında başlanmalıdır?

Bütün yükümlülükler gibi namaz da buluğ çağında farz olur.



Farz namazlarında ilk iki rekâtta ek sure okunabileceği, 3 ve 4 rekatlarda okunamayacağı söylenmektedir. Doğru mudur?

Geleneksel uygulamada ek sure ilk iki rekâtta okunur.

Esasta ise kıyam halinde bir miktar Kur’an okumak her rekât için yeterlidir. Örneğin Fatiha okumak. Buna ilave yapmak veya sadece Fatiha ile yetinmek her rekât için mümkündür.



Namazı kılmayı tam anlamıyla uygulamamak Müslüman olmamıza engel midir?

Namaz kılmamak inkâr değil ihmal sonucu ise insanı dinden çıkarmaz. Sadece günahkâr yapar.



Namaz sonrası tesbih çekmek sünnet midir farz mıdır?

Tesbih âleti bir bid’attır. Dinimize sokulan bu alet Budizm'den gelmektedir. Allah’ı tesbih etmek için o âletin kullanılması İslam’a aykırıdır.



Farz namazlar gibi sünnetleri de imamlar kıldırsa, imam ayetleri sesli okusa biz de çocuklarımızla birlikte rükû ve secde etsek daha iyi olmaz mı?

Farz dışında hiçbir namaz camide kılınmamalıdır. Peygamberimiz teravih de dahil farz dışındaki namazların cami dışında kılınmasını emretmiştir. Çocukların farz namazlara götürülmesi peygamberimizin uygulamasıdır. Ancak okunan ayetlerin anlamını bilmedikten sonra imam sesli de okusa hiç kimseye yararı olmaz.



Namazdan sonra hocanın “el fatiha” deyip okuması bizlere de “amin” dedirtmesi doğru mudur?

Namazdan sonra dua edip cemaate amin dedirtmek tümden bidat tır.



Namaz kılarken başı kapatma zorunluMUDUR?

Bir bayanın namaz kılarken en makbul şekildeki örtünmesi nasıldır?

En makbul örtünme derecesi el, ayak ve baş dışındaki bölgelerin örtülmesidir.

İsteyen başını da örtebilir, bu bir tercih işidir.



Allah rızkınızı veririm diyor, SABIRLA VE namazla yardım dileYİN diyor. Ancak aylardır rızkımı istiyorum, namazla yardım diliyorum, bir sonuca ulaşamıyorum. Sabretmem mi gerekir, neden dileklerim kabul olmuyor?

Namaz rızık edinme aracı değildir.

Namazlarınızla Allah’ı imtihan etmeye kalkmayın. Allah bizleri imtihan eder, biz Allah’ı imtihan edemeyiz.

Rızkınız için çalışın. Namazla elde edilecek yardım ruhsal destek ve faaliyet bilincidir.



Namaz kılmak için Mekan sorunu varsa, Sadece duaları okumak yeterli midir?

İmkan yoksa namaz vakti içinizden Allah'ı anar,"salat"ınızı bu şekilde yerine getirirsiniz.Zaten Kur'an yürüyerek namaz kılmayı da hükme bağlamıştır.



Cenaze namazı namaz mıdır, dua mıdır? abdestsiz KILINABİLİR Mİ?

Cenaze namazı bir duadır, abdestsiz de kılınabilir.



Fetva vermeye yetkili bir merci var mıdır?

Kur'an'a göre fetvayı Allah verir. İnsanların yaptıkları hangi dereceden olursa olsun yorumdur.



cübbe ve sarığın namazla bir ilgisi var mıdır?

Cüppe ve sarık bir Arap kıyafetidir ve İslam'la bir ilgisi yoktur.



Namaz sırasında Fâtiha'dan sonra bir sure okursak, sureyi okumadan besmele çekmek gerekir mi?

Fâtiha'dan sonra bir sure okumak şart değildir. Okunursa da besmele çekmek gerekmez.



Kandil gecelerinde kılınan namaz ve yapılan ibadetler insana daha mı çok sevap kazandırır?

Kur'an'da kandil geceleri diye bir şey yoktur. (Kadir Gecesi hariç) Hiçbir gecede yapılan ibadetin de ötekinden farkı yoktur.Önemli olan ibadette huşûdur.



İstihare namazına yatılarak sorunlara çözüm bulunabilir mi?

Hayır, bulunamaz. İstihare namazı ile hiçbir soruna çözüm bulunamaz. Bulunsaydı İslam dünyası bu halde olmazdı.



Namazda secdeye iki defa eğilmek gelenek midir?

Secdenin iki defa yapılması Hz.Peygamber'in sünnetidir.



Farz namazlardan önce kamet getirmek zorunlu mudur?

Kamet cemaatle kılınan namazda gereklidir.

KUR’AN’DA Kİ sabah namazı şahitlidir ifadesi ne anlama gelmektedir?

O ayetteki (İsra 78) ifade sabah namazı değil, sabah okunan Kur'an'dır. O ifadenin tam olarak neyi kastettiğini şu an için bilemiyoruz.



Kur’an’da namaz sayısının 5 olduğumu söyleniyor? Hüd suresi 114.AYET’TE gecenin vakitleri olarak 3 zamanın belirtildiği, günün 2 ucu da dahil 5 olduğu söyleniyor. DOĞRUMUDUR?

Kur’an’da namazla ilgili 5 diye bir rakam asla yoktur.

Diğer söylemler kişisel yorumlardan ibarettir. Bu yorumlara bakıldığında daha başka tespitlerde yapılabilir. Tartışılmayacak gerçek şudur: Kur’an’da adıyla geçen namazlar 3 tanedir. 5 vakit uygulanması Peygamberimizin sünnetiyle belirlenmiştir. Namazların farzı-sünneti gibi ayrımlar fıkıhçılar tarafından sonradan yapılmıştır. Vahye ve bilime dayalı yanları yoktur.

Taha suresi 130. ayeti ,

“Güneşin doğuşundan önce (sabah namazı), gecenin bazı saatleri (yatsı namazı) ve gündüzün iki ucunda tespih et (namaz kıl)”

ne anlama geliyor?

Tespih, namaz değildir. Namaz salât kelimesiyle ifade edilir. Taha 130. ayet tespihten bahsediyor, namazdan yani salât’ tan değil. Kur’ân dışı dinci ekip, Kur’an’daki kavramları parantez açarak, yani ekleyerek kafasındaki fikirlere uyduruyor. Tahrifat ve tahribat yapıyor.



Kur'an'da 3 namaz vakti geçtiğini görüyoruz ancak bazı din otoriteleri Taha 130'daki ifadenin 5 vakti işaret ettiğini söylüyorlar. Burada insanların tercümesinden kaynaklanan bir hata mı söz konusudur, işin aslı nedir?

Kur'an bu üç vakti isimleriyle saymıştır. 5 olsaydı onların isimlerini de verirdi. Gerçek budur, gerisi yorumdur.



Yunus Suresi 87. ayetteki namaz sözcüğünü hangi anlamda alabiliriz?



“Mûsa'ya ve kardeşine şunu vahyettik: Kavminiz için kendilerini yerleştirmek üzere Mısır'da evler hazırlayın. Evlerinizi kıble yapın/karşılıklı yapın ve namazı/duayı yerine getirin! İnananlara müjde ver.”



Anılan ayetteki salât sözcüğünü bugün kıldığımız namaz anlamında alamayız. Dua etmek anlamını alabiliriz.



Salât, namaz ilişkisi nedir?

Kur'an; aynı zamanda dua anlamına gelen salâtın bağlı olduğu temel şekil kurallarını da göstermiştir. Ancak geniş anlamda bütün dualar salât kavramı içine de girer.



Fıkıh kitaplarındaki namaz kılma tarifleri ne kadar doğrudur, Hz. Peygamber nasıl namaz kılmıştır?

Fıkıh kitaplarının anlattığı namaz, Hz. Peygamber’in kıldığı namazın aynı değildir. Temel kaynak niteliğindeki fıkıh kitapları okunduğunda Peygamberimizin kıldığı namazla ona yapılan ilaveleri birbirinden ayrılabilir. Bu bir bilgi ve ihtisas işidir. Peygamberimizin kıldığı şekliyle namazı yakında çıkacak olan Kur’an ve sünnete göre hazırlanmış İslam ilmihalinden öğrenebileceksiniz. Şimdilik, İslam Nasıl Yozlaştırıldı kitabımızın Namaz bölümüne bakabilirsiniz.



İbadet / namaz ana dilde olmalı diyorsunuz.(Manasını anlamak için) Almanya ya da diğer ülkelerde ana dilleri farklı Müslümanlar var. Herkesin ayrı camisi mi olacak?

Konunun sizin söylediğinizle bir ilgisi yoktur. Cami ve cemaatta orijinal Kur’an metni okunur. Ancak bireysel ibadette herkes kendi diliyle ibadet edebilir. Bu konu, Yeniden Yapılanmak kitabımızın “Ana Dilde İbadet” bölümünde çok geniş incelenmiştir. Lütfen oradan okumaya çalışın.



Namazın toplu şekli Kur’an’da verilmiyor, parça parça veriliyor. Açıklar mısınız?

O parçaları Hz. Peygamber birleştirerek bugünkü şekliyle namazı göstermiştir. Namaz, toplayıcı bir ibadettir. Rûkü ve secdede söylenen sözler bağlayıcı değildir. Söylemeseniz de olur, yerine başka bir şey söyleseniz de olur.



Namazda hangi dua veya sureyi okuyabiliriz?

Kur’an’ın dua ayetlerini okumak en ideal yoldur. Bu konuda bizim “Kur’an’ın Öğrettiği Dualar” adlı kitapçığımızdan yararlanabilirsiniz.



Hz. Peygamber, şu an İslam âleminin kıldığı şekilde mi namaz kılıyordu?

Büyük ölçüde bugünkü şeklin dışında bir biçimde kılıyordu.



İslam’da, bâtın ve zâhir adı altında iki türlü namaz var mıdır?

Böyle bir ayrım yoktur. Böyle bir ayrım İslam’ın ruhuna aykırıdır.



Cinsiyet değiştirenlerin cenaze namazında ne söylenmelidir?

Cenaze namazında cinsiyet belirtilmesi dinin bir emri değil geleneğin bir uygulamasıdır. Cenazede niyet edilirken, "musalladaki ölüye” diye cinsiyet belirtmeden de namaz kılınabilir.



Namazı nasıl kılacağız, Kur’an’da tarifi var mı?

Namazın nasıl kılınacağı Kur’an’da parçalar halinde verilmiştir. Bir bütün olarak nasıl kılınacağını ise Hz. Peygamber bize göstermiştir.



Peygamberimiz Kur’an’da 3 vakit olan namazı sevap olsun diye 5 vakit olarak kıldıysa, o zaman fazladan kılınan iki vakitteki namazları farz olarak kabul etmek doğru mudur? Bu fazla olan iki vakit hangileridir?

Sabah namazı, günün ortasında kılınan bir namaz ve gün batışından sonra kılınan bir namaz Kur’an’da adlarıyla gösterilmiştir. 5 vakit kılmak ise Peygamberimizin müekked (pekiştirilmiş) diye anılan sünneti cümlesindendir. Günün ortasında ve gün batışından sonra kılınan namaza değişik adlar verilmiş olması bu gerçeği değiştirmez.



Seferi namaz, insanların ulaşım sırasında yorulmadığı günümüz şartlarında da kılınabilir mi?

Yolculuğa çıkan, tüm sefer hallerinde seferi namaz kılınabilir.



Namaz için düzen ve disiplin eskiden gerekliydi şimdi gereksizdir diyenler günah işler mi?

Namaz için bu tür şeyler söylemek temelden yanlış ve günahtır.



İslam kurallarıyla yönetilmeyen bir ülkede Cuma namazı kılınmaz görüşü doğru mudur?

Bu görüş temelden yanlıştır, siyasaldır. Dinde dayanağı yoktur. Cemaatin oluştuğu her yerde ve her şartta Cuma kılınabilir.



Seferi namaz kılınması için km. şartı var mıdır?

Km. şartı yoktur, yolculuğa çıkanın vereceği karar önemlidir.



Dinî bayramlarda farz namazlardan sonra getirilen tekbirlerin kaynağı nedir?

Bayram namazları farz değildir. Tekbirler de o namazlara sonradan eklenmiştir.



Namazda “ettehiyyatü” çıkartılmalı diyorsunuz. Yerine ne okumalıyız?

Çıkartılmalı demiyoruz. Yerine başka yakarış cümleleri de okunabilir diyoruz. Örneğin bunun yerine Kur’an’ın dua ayetleri okunabilir.



Namazı sadece farzları ile tarif ediyorsunuz. Sünnetler nasıl var oldu?

Borcumuz olan namaz farzlardan ibarettir. Onun ötesinde istediğiniz kadar kılabilirsiniz. Sevap olur.



Cem namazının niyetini nasıl yapacağız? Akşam ile yatsıyı, yatsı namazında cem edersek akşam kazaya kalmaz mı? 17 rekatlık farz namazlara Peygamberimizin kıldığı sünnetleri de ilave ederek açıklar mısınız?

Cem’de namaz kazaya kalmış değildir. Sırayı bozmadan her namazı kendine has niyetle kılarız. Sünnetin sayısı dondurulmamıştır. İstediğiniz kadar kılarsınız. Sünnetlerin sayısını farzlara eklemek İslam dışıdır.



Namaz kılarken okumamız gereken sureleri Türkçe olarak veya içimizden geleni söyleyerek namaz kılabilir miyiz?

Söylediğiniz şekilde namaz kılabilirsiniz.



Namaz kılarken gözlerimizi kapatabilir miyiz? Gözüm kapalı olduğunda kendimi daha iyi namaza verebiliyorum ve Allah'a daha içten dua edebiliyorum.

Evet, kılabilirsiniz. Namaz kılarken gözleri kapamanın yasak olduğuna ilişkin bir vahiy beyanı yoktur. Hatta bazı fıkıhçılar namazdaki huşûun gözleri kapamak olduğunu söylemişlerdir.
 

fetih

New member
Katılım
16 Şub 2007
Mesajlar
1,994
Tepkime puanı
355
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Uzay Ýstasyonundan Alooooo Kimse Yokmuuuuu :)
Gece ibadetinde namaz kılmak mı, Kur’an okumak mı daha iyidir?

İkisi de mümkündür. İkisi de ibadettir. Ancak genel bir kural olarak, anlamı üzerinde düşünerek Kur’an okumak veya Kur’an ilimleriyle meşgul olmak, namaz kılmaktan daha öncelikli ve üstün bir ibadettir. Ankebût Suresi 45 ve Mûzzemmil Suresi 3-4. ayetler bunu açıkça bildirmektedir.



Dinî nikâh zorunlumudur, âdet halindeyken oruç tutulabilirmi, namaz kılınabilirmi, Müslüman olmayan bir erkekle evlenmek günah mıdır?

Nikah bir akittir. Yaşanılan toplumun hukuk kurallarına göre kıyılır. Dini nikah diye bir zorunluluk yoktur. Kişisel tercih olarak isteyen resmî nikahtan sonra dinî nikah kıydırabilir. Âdet halindeki yasak için Bakara Suresi 222. Ayete bakabilirsiniz. Kur’an müşrik kadın ve erkeklerle evlenmeyi kesin yasaklamıştır. Hıristiyan ve Musevi erkeklerle evlenmeyi yasaklayan bir Kur’an ayeti yoktur.



Biz sadece Kur’an’ın anlattıklarından mı sorumluyuz? Hz. Muhammed’in sünnetleri bu sorumluluğun içinde midir? Namaz, Kur’an’da anlatılan şekilleriyle farz, belirtilmeyen yönleriyle de kişilerin yorumuna açık mıdır?

Sorumluluğun ölçüsünü ve çerçevesini Kur’an belirtir. Peygamberimizin sünneti işte bu sorumluluğu kavramamızda bize kolaylık sağlar. Namazlar, Hz. Peygamber’in yorumuna göre kılınır.

Cuma namazı kılmak için çevremde birkaç kişi bulamayınca camiye gidiyorum ancak hep pişman oluyorum. Buna nasıl bir çözüm bulabilirim?

En az üç kişi bulup istediğiniz şekilde Cuma namazı kılamadığınız taktirde her hangi bir camide kılabilirsiniz. Eğer bu içinize sinmiyorsa tek başınıza öğle namazını kılmakla yetinin.



Siz beş vakit namazı camide farz olarak mı kılıyorsunuz? Evde farzlar dışında namaz kılıyor musunuz? Eğer kılıyorsanız nasıl niyet ediyorsunuz?

Camilerimiz büyük ölçüde bidat yuvası haline geldiklerinden, vakit namazlarını tamamen kendi başıma kılıyorum. Cemaatle kılmam gereken “Cuma” yı ise dışarıda cemaat oluşturabildiğimde yine cami dışında kılıyorum. Aksi halde en uygun gördüğüm bir camiye “Cuma” için gidiyorum. Evde ayrıca zaman zaman teheccüd namazı kılmaktayım. Farz dışı namazlar için hiçbir niyet gerekmemektedir.



Vacip nedir, sünnetten farkı var mıdır? Bayram namazları vacip mi yoksa sünnet midir?

Vacip, fıkıh dilinde müekked (pekiştirilmiş) sünnet karşılığı kullanılır. Yerine getirilmesi gerekli olan demektir. Vacip Hanefî mezhebinde bir terimdir ve müekked sünnet ifade eder. Bayram namazları sünnettir.



Namazı günde üç vakit kılarsak rekât sayısı değişir mi? Peygamberimizin üç vakit kıldığını nereden anlıyorsunuz?

Namazın vaktiyle rekât sayısının bir ilgisi yoktur. Rekât sayısı değişmez. Peygamberimiz namazı 5 vakit kılar, ancak çoğunlukla bu beş vakti üç vakitte toplardı, yani cem ederdi.



Camilerde kılınan namazların bir ekonomik maliyeti vardır. İmamın maaşı, elektrik, su giderleri, temizlik, bakım gibi... Bu giderler devlet bütçesinden karşılanıyor. Namazı kılan kişi sevabı alıyor ancak maliyetine karışmayıp başkalarına ödetiyor. Sevabı aldığı gibi maliyetini de ödemesi gerekmez mi? 70.000 caminin giderlerine katıldığım için bu kılınan namazlardan bana sevap düşer mi? Ya da hakkımı helal etmesem kılınan bu namazlar geçerli olur mu?

Camiler ve cami giderleri ile ilgili düşüncelerinize katılıyorum. Bu uygulamalar İslam dışıdır.



Namazın kılınış şekli tam olarak kutsal kitabımızda neden tarif edilmemiştir?

Namazın kılınış şekli parçalar halinde verilmiştir. Hz. Peygamber bu parçaları birleştirerek namazı en mükemmel şekliyle göstermiştir. Ancak namazın parçaları olan hamd, şükür, tespih (Allah’ı yüceltmek), secde, rükû, kıraat ayrı ayrı birer ibadettir.



Sayı tutturmak için kılınan çok rekât yerine gönül huzuru ve aşk ile kılınan bir rekât namaz daha makbuldür.” diyorsunuz. Namaz kılarken mümin kişi rekât sayısını kendine göre düzenleyebilir mi?

Namaz asgari iki rekâttır. Nafile namazlarda uzun ve dikkatli kılmanın rekât sayısını artırmaktan daha üstün olduğu bütün fıkıh kitaplarında yazılıdır. Çünkü Kur’an’ın istediği huşû sayı çokluğu ile değil sakin ve dikkatli kılmakla elde edilir.



Namazın Allah ile Hz. Peygamber arasında geçen pazarlık sonrasında 50 vakitten 5 vakte indiği doğru mudur? Değilse kaç vakittir?

Peygamberimizin 5 vakit namaz kılıp bunu zaman zaman 3 vakitte topladığı tarih açısından kesindir. Ancak namazın bazı pazarlıklarla belirlendiği yolundaki rivayet İslam dışı bir uydurmadır.



Yaratılmış olduğumuza göre nerede olursa olsun Allah’a kulluk edeceğiz. Ve ibadet sürekli yapılmalıdır. Yani elli-altmış yaşına gelince namaz kılmak Allah’ı küçük görmek, onu anlamamak değil midir?

İbadet bulûğ çağından itibaren yapılmalıdır. Ancak mükemmel olanı yapamayanların eksik biçimde ibadet etmelerine karşı çıkamayız. İslam’ın yolu en iyisini teşvik ve temenni etmektir. Eksiği olanları tamamen ibadetsiz bırakmak değil.



Namazda, yalnız Allah’ın adının anılması ile ilgili bir ayet varsa, euzubillahiminneşeytanirracîm sözcüğünü söylemek bu ayete aykırı bir davranış mıdır?

Namazda “euzu” nun söylenmesi namaza aykırı değildir. Allah’ı anmak her hangi bir biçimde de yapılabilir.



Afganistan’daki Şii bir Türk arkadaşım, namaz kılarken secdede alnını koyacağı yere kilden yapılmış bir madde koyuyor. Sorulduğunda, insanın topraktan yaratıldığını ve yine ona dönüleceğini söylüyor. Sizce tekâmülümüz toprakta mı Tanrı’da mı tamamlanacaktır?

Tekâmülün toprakta tamamlanacağını ve secdenin toprağa yapılması gerektiğini söylemek bir hurafedir.



Camileri süslemek, duvarlarına insan isimleri yazmak, fakir çocukların eğitimi için harcanabilecek paralarla camiler için gereksiz harcamalar yapmanın Kur’an’daki hükmü nedir? Böyle yerlerde namaz kılınır mı?

Bunların hiçbiri Kur’an’a uygun değildir. Şirk kalıntısıdır.



Farz namazların 3 olduğunu söylediniz. Bu durumda ikindi ve yatsı namazlarının farzına niyet etmek Hz. Peygamber’i Allah’a şirk koşmak olmaz mı? (Terk edilemez sünnet, v.b.)

Namaz Allah için kılınır. Farzına ya da sünnetine niyet diye bir şey yoktur.



Özellikle namazlarda sürekli olarak Peygamberimizi anmak, ayetten önce onun dualarını okumak, yapılan duaları O'na salavat getirmeye bağlamak gizli bir şirk olmuyor mu?

Söyledikleriniz tamamen Kur'an'a uygundur.



Mirac ve Kırklar Cemi İslam'da yoktur diyorsunuz.Yani Kur'an'da Mirac'dan bahsedilmemektedir.Doğrudur fakat bu konuda sayısız hadis mevcuttur.Sahih değillerse namaz ne zaman Hz.Peygamber'e sunulmuştur?

Namazın farziyeti onlarca ayetle belirtilmişken siz öteye beriye ne diye baş vuruyorsunuz?Kanıt olarak Kur'an yetmiyor mu?



Namazda sessiz ya da sesli gülmek namazı ya da abdesti bozar mı? . Cemaatle kılınan namazda kıbleden ne kadarlık bir sapma namazı bozar?

Bu hal namazı bozar ancak abdesti bozmaz.Cemaatle kılınan namazda önemli olan saf düzenini tutmak ve kıbleye yönelmektir.Milimetrik hesap gerekmez.Sonuçta kıbleye değil Allah'a ibadet ediyoruz.



Kur’an’da 3 vakit namaz ifade edilmişken, Peygamberimiz neden 5 vakit kılmıştır?sorusuna, "5 vakit kılmış yani bir miktar sevap namaz eklemiştir. Ama çoğunlukla namazlarını üç vakitte toplamıştır." diye cevap vermişsiniz. Peygamberimizin farz namazları belirleme(arttırma) konusunda tasarrufu var mıydı?

İlaveleri müekked sünnet türündendir.Farz olsaydı zaten üç vakitte toplayamazdı.



Güneşin konumları (doğuşu, dik, batışı) niçin namazın kılınma zamanlarını sınırlamaktadır?

Güneşe tapanlar bu zamanlarda ibadet ettiklerinden, ona uyulmaması gerektiğini göstermek içindir.



Namazda Allahu ekber dendiği yerlerde,"Allahımı tespih ederim" diyorum.Doğru mudur?

Fark etmez, ikisi de Allah'ı yüceltmek anlamındadır ve geçerlidir.



Cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanılırsa, üzerinden 1 namaz vakti geçmeden hemen yıkanılması mı gerekir?

Prezervatif de kullanılsa cinsel ilişki gusül abdesti almayı gerektirir.



Hz.Peygamber niçin namazlarını cem ederdi?

İnsanlara kolaylık örneği olsun diye bunu yapmıştır.



Namazımı sayenizde Türkçe olarak kılıyorum. Rükû ve secdeye giderken, "Allahımı tespih ederim. "diyorum. Başlarken "Allahu ekber" bitince "Esselamun aleyküm ve rahmetullah" diyorum. Bunları Türkçe en guzel biçimde nasıl söylemeliyim?

Karma bir dil de kullanabilirsiniz.Allahu ekber,Allahım sen büyüksün;essalamun aleyküm ve rahmetullah,barış esenlik ve rahmet üstünüze olsun demektir.Bunları bu şekilde de söyleyebilirsiniz.



Türkiye'de kılınan cuma namazının kılınış şekli ve içeriği hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?2- Cuma namazına gittiğim zaman manevi bir tat alamıyorum,hatta moralim bozuluyor.Bu şekilde kıldığımız cuma namazlarını kılmamak daha mı doğru olacaktır?

Duygularınıza aynen katılıyorum.Bu huzursuzlukla kılınan namaz, namaz değildir. Onun yerine evinizde öğle kılın.Ayrıca evinizde de yakınlarınızla cemaat oluşturabilirsiniz. (Kıldıran hariç, üç kişi gerekir) Mümkünse İslam Nasıl Yozlaştırıldı kitabımın Cuma bölümünü okumaya çalışın.



Siz namaz 3 vakti farzdır, diğer 2'si sünnettir diyorsunuz. Teravih namazını insanlar farz zannetmesinler diye camide kıldırmayan Peygamber Efendimiz neden sizin sünnettir dediğiniz namazları camiye sokmuştur? İnsanların bunu farz zannetmelerinden korkmamıştır. Ve de namazın 3 vaktinin insanlara farz olduğuna dair neden hiç bir hadis yoktur? Ve bir de sizden başka İslam tarihinde başka hiç bir âlim sizinle aynı fikri paylaşmış mıdır?

Hz.Peygamber, camide kıldıklarını cem uygulayarak farzdan ayırmıştır. Eğer onlar farz olsaydı, cem imkanıyla üç vakitte toplanamazdı.Teravih ise bir tür merasime dönüştürüldüğü için onu yasaklamıştır. Böyle düşünen çok âlim vardır. Kur'an böyle dediğine göre başka birilerinin olması gerekmez.



Ankebût Suresi 45. ayete dayanarak, namazın insanı kötü davranışlarda bulunmaktan alıkoyduğu gibi, görünür, görünmez (metafizik kökenli) kötü etkilerden de koruyucu etkisi olduğunu söyleyebilir miyiz?

Bunu ancak gerçek manasıyla namaz için söyleyebiliriz.



2.rekâtta ettehiyyatü okunurken sağ el işaret parmağı ile bir işaret yapılıyor. Bunun gereği ve anlamı nedir? Bir de LİVATADAN HAZER ETMEK nedir?

Teşehhüdde parmağı kaldırmak bir örftür. Yapmamanız daha iyi olur. Livatadan hazer etmek, homoseksüellikten kaçınmaktır.



Namazı her hangi bir yöne doğru kılabileceğimizi belirtiyorsunuz. O halde Bakara Suresi 144-151 ayetleri ne anlama geliyor? Yüzünüzü Mescid-i Haram yönüne döndürün demekle ne kastediliyor?

O ayetler Müslümanlara bir kıble belirliyor. Biz cemaat halinde, zorunlu olarak, bireysel ibadetlerde de tercihan o kıbleye döneriz. Ancak bireysel ibadetlerde Kur'an'ın: "Nereye dönerseniz dönün orada Allah'ın yüzü vardır. "ayeti geçerlidir. Yani tek başına kılınan namazlarda kıbleye dönülmemiş olması namazı geçersiz kılmaz.



Geleceği bilen Allah, ileride insanların sünnet, hadis, fıkıh gibi konularda tartışmaya düşeceğini biliyordu. Örneğin namaz konusu (rekat, cem etme) tartışma olmayacak şekilde Kur'an'da verilebilirdi. Acaba bir sınava mı tâbi tutuluyoruz? Bir çok hadisi kabul etmezken Peygamberimizin cem etmesini hangi güvenilir kaynağa bağlayıp iddia edebiliyorsunuz? Peygamberimize bir Arabın gelip de "Ben Fâtiha da olsa ezberleyemem, içimden geleni söylesem namazım olur mu? "sorusuna Peygamberimizin evet cevabı vermesini nasıl kesin gerçektir diye değerlendirebiliyorsunuz?

Rivayetler iki özellik birleştiğinde güvenilir olur:

1.Kur'an'a uygunluk,

2.Tarihsel belge bakımından güvenilir olmak.

Anılan rivayetlerde bu iki özellik de vardır.



Peygamberimizin, namaz hareketlerini, Süryani papazlara bakarak belirlediği doğru mudur?

Bu söylentiler asılsızdır.



Sürekli tekrarlanan (belli sayılarda) bazı kelimelerden medet ummak yanlıştır, diyorsunuz. Namazdan sonraki tesbihlerde 33'er defa "sübhanallah, elhamdülillah, Allahu ekber "denmesi hakkındaki düşünceniz nedir?

Allah'ı her hangi bir biçimde anmanın yanlış tarafı olamaz. Ancak sayılara ilişkin iddiaların tümü Kur'an dışıdır. Namazdan sonrası için belirlenen sayılı icraat ise tümden uydurmadır. Namaz selam verildiği anda biter.



Her gün belli vakitlerde tekrarlanması gereken bir ibadet şekli olan namaz, insanı alışkanlığa yöneltmez mi?

Bu insan ruhuna olumsuz etki yapmaz mı?

Bu söylediğiniz tür namaz, ne dediğini anlamadan bilinçsiz bir şekilde kılınan namaz olabilir. Ne dediğini anlayarak bilinçle kılınan bir namaz ise böyle değildir. İnsanın ruhuna güzellikler getirir.



Namaz esnasında kıyamda Fatiha Suresi'ni okuduktan sonra "amin" / sen kabul eyle Allahım denmesi gerekli midir?

Amin kelimesi Kur'an'da geçmez. Namazda söylenmesi de doğru değildir. Bu İbranice kelimeyi söylememek daha uygundur.



Abdestsiz namaz kılınabilir mi? Kadınlar çıplak namaz kılabilirlermiş, doğru mudur? Namazda istediğimiz sureyi okuyabilir miyiz?

Kadın-erkek hiç kimse abdestsiz ve çıplak namaz kılamaz. Namazda istediğiniz sureyi veya içinizden gelen bir duayı okuyabilirsiniz.



Camide namazdan sonra çekilen tesbihi bid'at olduğu için çekmek istemiyorum. Fakat işgüzarın biri camideki tesbihlerden birini önüme atıveriyor. Çeksem bir türlü çekmesem bir türlü. Ne yapmalıyım?

Namazdan sonra çekilen tespih bid'attır. O tespihi, size atana iade edin.



Peygamber Efendimizin sabah namazının ilk rekâtını ikinci rekâta göre daha kısa tuttuğu doğru mudur? Doğruysa sebebini biliyor muyuz? böyle yapmak sünnet midir?

Peygamberimizin, bunun aksi, okuyuşları da vardır. Söylediğiniz bir tercih meselesidir.



Namaz 3 vakitse diğer 2 vakit de Peygamberimizin eklediği sünnetse neden 5 vaktin de farzları var? Farz Allah'ın emri demek değil midir? 5 vakit ve şu kadar rekât farzı demek ne demektir?

5 vaktin farzı tâbiri fıkıhçıların kullandığı teknik bir tâbirdir. Sünnet namazlar için de farz dendiği zaman bunun anlamı, fıkıh tekniği bakımından, gerekliliktir.



Namazların ezandan önce kılınmasının bir sakıncası var mıdır? Sabah namazlarını bazan ezandan önce kılıyorum.

Vakit girmişse kılarsınız.



Bazı ayetlerde, korku yüzünden namazı kısa tutmanızda size bir günah yoktur, deniyor. Namazı kısa tutmak nedir?

Korku ve kaygı zamanlarında namaz, kısa bir dua halinde yapılabilir. Ayakta, binek üstünde gibi...



Hz Peygamber'in namazlarını genelde 3 defada topladığını söyledikten sonra sevap amacıyla ekleme yaptığını söylüyorsunuz. Peygamber bile olsa dine ekleme yapma yetkisi var mıdır?

Din tarafından konmuş bir ibadeti fazla yapmak dine ilave değildir. O fazlalar farzlaştırıldığında ilave olur. Hz.Peygamber'in ilave olarak kıldığı müekked (pekiştirilmiş) sünnetler sonradan farzlaştırılmıştır.



Namazlarda, öğle ve ikindi hariç diğer namazların ilk iki rekâtında ayetler imam tarafından açıktan okunmaktadır. Eğer açıktan okuma imamın arkasında saf bağlayanların okunanı anlaması için ise neden diğer namazlarda açıktan okunmuyor?

Bu bir bir gelenektir. Bu ayetlerin açıktan ya da gizliden okunması namazın geçerliliğine etki etmez. Artık bunları bırakalım da Kur'an'ı kendi dilimizde okuyarak ne dediğini anlamaya çalışalım.

Karanlıkta namaz kılmanın bir sakıncası var mıdır?

Hayır, hiçbir sakıncası yoktur.



Namaz kılarken önümüzden küçük ya da büyük bir kişi geçerse namaz bozulur mu?

Namaz bozulmaz ancak geçmemesi yeğlenir.



Ölünün arkasından, "devir" adıyla, günahları veya gitmediği hac borcu ya da kılmadığı namaz borçları hesap edilip karşılığınca para veriliyor başka insanlara. Bu doğru mudur? İnsanın kendine farz olan kılmadığı namazlar hesabınca yoksulara ya da kime olursa olsun birilerine para verip namaz borçları silinebilir mi

İbadetlerde vekâlet olmaz. Böyle bir sistem İslam'da yoktur. Sonradan hurafe sistemi tarafından uydurulmuştur.



Bugün uygulanan namaz saatleri tam saat ve dakika olarak neye göre hesaplanıyor?

Bu hesaplamalar fıkıhla rasathane bilgilerinin verilerine göre yapılmaktadır.



Duaların ve bunun gibi eylemlerin ölülere bir faydası olmadığına göre cenaze namazının anlamı nedir?

Cenaze namazının anlamı, bizim ölen kişiye ve ortak imanımıza saygımızı ifade etmektir.



bir bayan olarak cuma namazı kılmayı istediğim halde ne cemaat oluşturabildim ne de camiye gidip kılabildim. Gitsem tek başıma ne yapabilirim? Öyle bir toplumda yaşıyoruz ki tamamen çevre baskısı ve toplumsal şartlanmaların pençesindeyiz, özellikle bayanlar. Bu konuda fetva bile verildiği halde neden camiler bize kapalı ? Camiler sadece erkeklerin mekânı mıdır? Bu durumda bizler camide namaz kılmaktan mahrum oluyoruz. Cuma namazı kadın erkek herkese farz olduğu halde, isteyip de şartlardan dolayı kılamamanın günahını kim yüklencek?

Şikâyetlerinize aynen katılıyorum. Bu durumda sizin hiçbir sorumluluğunuz yoktur. Günah bu yanlışı yapanlarındır.



"amin" / sen kabul eyle Allahım denmesi gerekli midir? sorusunun cevabında, bu İbranice kelimeyi söylememenin daha uygun oldugunu belirtmişsiniz. Fakat Türkçe olarak sen kabul eyle Allahım denmesi gerekir mi?

Yaptığınız duanın sonunda "kabul eyle" diye Allah'a talimat vermeye ne gerek var? Siz duayı yapın, kararı Allah verir.



Cami dışında, kendi dilimizde yani Türkçe namaz kılınmasının mümkün olduğunu ifade ediyorsunuz. Camide namaz kılınırken imama uyulmaktadır. İmam da farz olan namazlarda, Arapça okunan bütün kelime veya ayetlerden hemen sonra bir de Türkçesini ifade etse, namaz daha anlaşılır hale gelmiş olmaz mı?

İmamın bunu yapmasına gerek yoktur. Cemaat, arkasından Türkçe okuyabilir. İmam, birliği sağlamak için özgün metni okumalıdır.



Hz. Muahammed'in "Her kim ki evinden çıkarken Kur'an'ın bir ayetini ezberleyip şuuruna varırsa o gün kılacağı 1000 rekât namazdan daha hayırlıdır" dediği doğru mudur?

Bu rivayetlerin tarihsel belgeleri yoktur.



Peygamberimizin Uhud Savaşı'nda kılamadığı namazları Bilal'e ezan okutarak vakit sırasıyla cemaatiyle birlikte kaza yaptığı İslam ansiklopedisinde bilgi olarak veriliyor. Bu durum kaza namazı kılınabileceğine delil olarak gösteriliyor. Bu uygulama kaza namazı olduğuna delil midir?

Böyle bir şey asla yoktur. Bunlar dayanıksız rivayetlerdir. Fırsat bulduğunuzda namaz kılmanız elbetteki makbuldür. Ancak buna isim koymanız gerekmiyor.



Allah, inananların, Kur'an insanlarının, anti sosyal kişiler olmamaları için toplu ibadetleri ve özellikle cuma namazını gerekli görmüştür, denebilir mi?

Evet, denebilir.



Hz.Muhammed camide hiç sünnet namazı kılmazdı diyorsunuz. O zaman neden ikindi ve yatsı namazlarını camide kılıyordu? Bu namazları cem etse bile yine de camide cem ediyordu ve sonuç olarak da camide sünnet namazı kılmış oluyordu. Bu durumda ya yatsı ve ikindi farz ya da sizin söyleminizde bir çelişki var. Açıklar mısınız?

Burada bir terminolojik karışıklık var. Camide farzlar kılınır, ister cem ederek ister ayrı ayrı. Bizim sünnet namazı kılmaz derken kastettiğimiz, 5 vaktin farz dediğimiz rekâtlarına eklenen kısımlardır. Yani gelenekteki farz denilen kısımlar dışındakiler.
 

fetih

New member
Katılım
16 Şub 2007
Mesajlar
1,994
Tepkime puanı
355
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Uzay Ýstasyonundan Alooooo Kimse Yokmuuuuu :)
Bak kardeş, sen sünneti mezhebi iptal ettin. Hadi iptal ettik. Sen bize ne veriyorsun.

Bir dizi ayet hepsi senin veya yazıyı aldığın yerin keyfi beyanı. Aklına öyle yatmış ,öyle demiş. Yani, hiç bir davanda ap açık bir ayet getirememişsin. Hepsi yorum

Şimdi biz Peygamberimizin o ayetleri anlama şeklini , büyük alimlerimizin Kur'an ı anlama şeklini rafa kaldırıp sana mı tabi olalım

Mezhebleri inkar yerine kendi mezhebini koydun.

sünneti inkar ettin. Kendi sünnetini getirdin

Hadinizi aştınız

Aslında tüm yazdıklarına cevap var.Ancak luzumsuz ,zira Allah anlama kabiliyetini kimlerden aldığını beyan etmiş.

O ayetten çıkardığım bir sonuş şudur. Mezhebleri inkar ederek kendi mezhebini mezhebsizlik adı altında pazarlayandır.
Mesela Cannisari Mezhebi

Yok kardeşim sen galiba başlığı yanlış okudun bu hataya düşen ben değilim mazallah
Başlıktada belirttiğim gibi bizler hanif olan ibrahim milletindeniz diyenler bu inancı ve bu yazılan zırvaları kabul ediyorlar teymiyeyi rableri yaşarı ve zekeriya beyazı pegamberleri kabul ediyorlar
 

fetih

New member
Katılım
16 Şub 2007
Mesajlar
1,994
Tepkime puanı
355
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Uzay Ýstasyonundan Alooooo Kimse Yokmuuuuu :)
Bak kardeş, sen sünneti mezhebi iptal ettin. Hadi iptal ettik. Sen bize ne veriyorsun.

Bir dizi ayet hepsi senin veya yazıyı aldığın yerin keyfi beyanı. Aklına öyle yatmış ,öyle demiş. Yani, hiç bir davanda ap açık bir ayet getirememişsin. Hepsi yorum

Şimdi biz Peygamberimizin o ayetleri anlama şeklini , büyük alimlerimizin Kur'an ı anlama şeklini rafa kaldırıp sana mı tabi olalım

Mezhebleri inkar yerine kendi mezhebini koydun.

sünneti inkar ettin. Kendi sünnetini getirdin

Hadinizi aştınız

Aslında tüm yazdıklarına cevap var.Ancak luzumsuz ,zira Allah anlama kabiliyetini kimlerden aldığını beyan etmiş.

O ayetten çıkardığım bir sonuş şudur. Mezhebleri inkar ederek kendi mezhebini mezhebsizlik adı altında pazarlayandır.
Mesela Cannisari Mezhebi

Duha ben bu yazılanları niye yazdım bir başlığa bak hanif müslümanız diyenlerin ahlaksız yüzünü göstereyim diye
 

fetih

New member
Katılım
16 Şub 2007
Mesajlar
1,994
Tepkime puanı
355
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Uzay Ýstasyonundan Alooooo Kimse Yokmuuuuu :)
buda hadis üzerine yazdıkları

buda hadis üzerine yazdıkları

Bülent Şahin Erdeğer

“De ki: "Ben, yalnız her şeyin sahibi olan ve bu kutlu kılınmış şehrin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Müslümanlardan olmakla ve Kur’an okumakla emrolundum." Kim doğru yolu bulmuşsa, Yalnız kendisi için bulmuş olur, Kim sapıtmışsa kendine etmiş olur. De ki: "Ben sadece, uyaranlardan biriyim."

Neml 27/91-92

Önsöz:

Hadisler İslam’ı anlamaya ve yaşamaya çalışan bir çok Müslüman’ın Kur’an’dan sonra başvurduğu ikinci adrestir. Dolayısıyla hayata dönüştürülen İslam’ın prensiplerine renk vermede olumlu ya da olumsuz çok önemli bir etkisi bulunmaktadır. Kur’an’ın müminlere verdiği doğru-yanlış cetveli (Furkan) her müslümanın bilgi çerçevesini de aynı zamanda şekillendirir. Maalesef Hz. Muhammed (as) sonrası bu bilinçlilik seviyesi olgunlaştırılamamış ve sosyo-politik çalkantılara dalan İslam ümmeti Kur’ani ilkelere sadık kalmaya çalışanlarla cahiliyye’ye zihinsel irtica yaşayanlar arasındaki mücadeleye tanık olmuştur. Hadislerin adeta arapsaçına dönüşmesi İslam algılarının da gittikçe farklılaşmasına yol açmıştır. Mezhepçilikler girdabında tarihini yazan bir ümmetin çocukları olarak bu hurafelerin ve cahiliyyenin adresini arayıp bulmak ve çözümlemek zorundayız.

Peki ne oldu bu mücadelede? Hz. Peygamber’in önderliğinde başlayan İslam inkılabı Kur’an’ın yaşam değiştirici etkisiyle 23 senede başarıya ulaşmıştı. Ancak her başarının riskleri ve yeni sınav alanları vardı. Hayat devam ediyor sınav da farklı koşullarda devam ediyordu. Kur’an öncesi varolan sınıflı yapıda bir grup zenginin diğer insanları sömürdüğü, kabileciliğin hakim olduğu haklının değil güçlünün üstün olduğu bir ortam bulunuyordu. Haşimoğulları ve Emevi kabilelerinin çekişmesi[1] yaşanıyordu. Kur’an’la birlikte bu cahiliye düzeni dönüştürülmeye başlanmıştı. Resulullah’ın Kur’ani örnekliği ve yetiştirdiği seçkin kadro cahiliyenin alışkanlıklarını geçmişe gömmeye çalışıyordu. Resulullah vefat ettikten sonra şûra sisteminde bir takım sorunlar yaşansa da eski alışkanlıkların egemen olması önlendi. Ancak 3. halifenin Emevi ailesine gösterdiği aşırı eğilim Kur’ani inkılaba karşı direnmiş fakat zorunluluk sonucu teslim olmuş Emevi ailesinin egemenlerinin eski politikalarını yeniden etkin hale getirdi. İslam inkılabı içten içe zayıflarken Kur’ani değerleri savunan bir grup sahabe ise buna karşı mücadele verdi. (Ebû Zerr, Ammar B. Yasir, Selman-ı Farisi gibi) 3.Hlaifenin kendi politkalarının sonucu olarak öldürülmesiyle kaos ve irtica dizginlerinden iyice boşandı. 4.Halife Hz. Ali’nin ıslah çabaları kontrolden çıkan kaosu engelleyemedi ve sonuçta İslam İnkılabına karşı savaşan Emevi karşıdevrimi Muaviye’nin hakem olayında Ümmeti aldatmasıyla zafere ulaştı. Gayri İslami saltanat rejiminin egemenliğinde İslam toplumu yeniden İslam öncesi Arap cahiliyesine dönüştürülmeye başlandı;


· Resulullah’ın yetiştirdiği Kur’an öğrencilerinden Enes şöyle der: “Resulullah döneminde mevcut olan şeylerden hiçbirini artık göremiyorum.”Kendisine namazı da mı? Diye itiraz edilince: “Namaza da ne yaptığınızı bilmiyor musunuz?!” cevabını verir.[2]

· Hz. Ebû Bekir’in oğlu Abdurrahman’ın Emevi çetesinin elebaşlarından Mervan’a Muaviye’den sonra zorla Yezid’e alınmasına karşılık sözü bu açıdan manidardır: “Ey Mervan! Vallahi sen de, Muaviye de yalan söylüyorsunuz!çünkü siz Muhammed ümmetinin iyiliği için bunu yapmıyor; bu müesseseyi Bizanslaştırmak istiyorsunuz!” [3]Evet. İslam ümmeti sadece yönetim alanında değil itikad ve amel alanında Bizanslaştırılmak istenmiş ve kısmen bunda başarılı da olunmuştur. Ne olmuştur bu dönemde?

· Hz. Hüseyin’in başı kesilmiş, Kur’an merkezli davranan hakkı ve adaleti ifade eden Müslümanlara baskı ve işkence yapılmış, Hicri 63 yılında Medine’ye saldıran Emevi ordusu Medine’yi 3 gün 3 gece yağmalamıştır. Medine’de binlerce Müslüman katledilirken, sahabelerin evleri yağmalandı, yaklaşık bin bayan sahabe ve sahabe kızının ırzına geçildi![4]

Ardından da Hicri 64’te Mekke’ye saldıran Emevi saltanat çetesi Ka’beyi mancınıklarla ateş ve taşa tuttu! Ka’be yıkıldı![5] İşte böyle bir travma dönemidir Emeviler dönemi. İslam inkılabının cahiliye darbesiyle son bulduğu ve gerçeği haykıranların muhalefet saflarında Tevhid ve adaleti savunmaya devam ettikleri bir dönemdir bu dönem…

İşte bu dönemde hadisler bir kültür olarak İslam’ın şekillenmesinde yazıya geçirilmeye başlanmıştır…

Öncelikle hadis olgusunu toptan reddetme fikrinin sağlıklı ve adaletli bir zemine oturmadığını belirtmeliyiz. Hadisi tümden yok saymak toplumsal hafızamızı tahrip etmek olacaktır. Ancak hadisin layık olduğu konumdan çok çok yukarılarda değerlendirilmesi ve kutsanması da yine aynı sonucu doğurmaktadır. Hadisi yok sayan bir insanın ahireti Kur’an’a sarıldığı oranda tehlikeye girmez iken hadisi Kur’an’ın bilgi konumuna eş koşan bir insanın hatta daha da ileri giderek Kur’an’ın hadise ihtiyacı vardır ama Hadisin Kur’an’a ihtiyacı yoktur! Diyebilecek kadar Hadis Kur’an’ın hükümlerini iptal edebilir diyebilecek kadar işi fanatizme götüren bir insanın Allah, Resul ve Vahiy konularında ciddi problemleri olduğu söylenebilir. Hadis rivayetinin tarih içindeki bilgi konumu onu tarihi bir bilgi olarak değerlendirebileceğimizi göstermektedir. İslam Tarihi’nin birincil kaynakları olan İbn-i Esir, Taberî, İbn-i Sa’d, Yakubî, Mesûdi vb. tarih eserlerinden sonra Resullah ve sonrası dönemi anlayabilmek için yardımcı bir kaynak konumundadır Rivayet külliyatı. Hadisi dinsel kaynak olarak değerlendirilemeyeceği gerçeğinin temellerinin bir kısmını bu çalışmamızda sizlerle paylaşacağız. Bir bilginin “Evrensel Nass” olarak kabul edilip kendisine iman edilmesi için gereken kesinlik şartının maalesef bu tarihi bilgilerde bulunamamasını inceledik. Dolayısıyla “hadisi reddediyorsunuz niye hadisi delil alıyorsunuz” gibi kalıp bir refleks savunusunun boşa olduğunu hatırlatırız, çünkü külliyen hiçbir tarihi bilginin reddedilemeyeceğini, ancak teker teker her tarihi bilginin kendi koşulları içinde değerlendirilebileceğini hatırlatırız. Tarihi bir olguyu değerlendirme girişimimizde tarihi delilleri göstermemizin bir sakıncası yoktur. Çünkü biz o bilgilerin hepsini reddetmiyoruz sadece “nass” (dinsel delil) olamayacaklarını söylüyoruz. Aksi düşünülse bile o zaman getirdiğimiz tarihi bulgular o delilleri nass kabul eden zihniyetin kendi iç çelişkilerini göstermesi açısından yine de önem arzeder. Resul (a) Kur’an’ın yanında bize bir kitap yazmamıştır. Sahabesinin de telif ettiği hiçbir kitap bulunmamaktadır. Bize ulaşan ilk hadis düzenlemelerinin kökeni de birazdan ilmi güvenilirliğini işleyeceğimiz Zuhrî ve Urve bulunmaktadır. Çalışmamızda Son dönemin alternatif tarihçilerinden M.Emin Özafşar, Ali Akyüz, Bekir Yakıştıran, Allame Askerî, Ebu Reyye vb. araştırmacıların aktarımlarından da faydalanılmıştır. Şimdi Hadisin serüvenine mütevazi bir okuma yapacağız ama önce “Hadîs” ve “Sünnet” kavramlarının anlam değişimlerine kısaca göz atalım:

Sünnet: Değişim


Sünnet bugün kavramsallaştırıldığının aksine ilk dönemde hadisle eşanlamlı bir kullanıma sahip değildi. Hatta bugün anlaşıldığı anlamıyla “Sünnet” kavramı da çok sonraları sistemleştirilmiştir. Örneğin erkendönem müelliflerinden olan İmam Malik’in “Sünnet” tanımlamasının bugün anlaşıldığı şekilde “hadislerin uygulanması” anlamına gelmediğini söyleyebiliriz. Fıkhi Hadisler bağlamında İmam Malik’in sünnet anlayışını analiz eden Doç. Dr. M. Emin Özafşar şunları söylemektedir: “İslam Fıkhının sistematize edildiği hicri ikinci asırda, hadîs-sünnet ilişkisine dair zihniyetin kendisinde kristalleştiği Mâlik’ten, bir diğer ifadeyle el-Muvatta’dan aktarılan örnekler çerçevesinde şu tespiti yapmak mümkündür; Her şeyden önce Mâlik’in düşüncesinde sünnet, fakihin kural kabul ettiği fıkhi muhtevanın adı olarak gözükmektedir. Hadîs ise bu sünnetin elde edilmesinde kaynaklık eden önemli bir rivayet malzemesi olarak değer bulmaktadır. Yani, el-Muvatta’da hadis ile sünnet aynı şey değildir; hadîs, sünnetin elde edildiği kaynaklardan birisidir; ancak yegane kaynağı da değildir….Hatta Sünnetin kaynağı bir rivayet olmak zorunda da değildir. Bazen süregelen uygulama, bazen toplumun veya ulemanın ittifakı, bazen kişisel yorum, bazen de kıyas ve içtihad sünnetin dayanağı olabilmektedir. Bu da Malik’in kullanımında sünnetin sabit, değişmez espri olmaktan çok, esnek ve her zaman üretebilen canlı bir fıkıh düşüncesi olduğu anlamına gelir; kaynağını ise, en genel anlamda dinî bilginin kaynağını temsil eden materyaller ile, onların uygulama alanı olan hayatın pratiğinden ve bu ikisi arasında kurulan dengeden alır.”[6]

Ebû Yusuf ve Şeybanî’nin de sünnet anlayışlarının Malik’le paralellik arzettiğini söyleyen Özafşar Ebu Yusuf’un algısını yansıtan şu alıntıyı nakleder: “Kur’an ve ma’ruf sünneti kendine rehber edin, ona tabi ol; Kur’an ve sünnette açıklanmamış konuları da onlara kıyas et.”[7] Bu alıntıda dikkate değer şey “maruf sünnet” kullanımında Ebu Yusuf’un kalıplara dökülmüş ve hadislerle şekillendirilmiş bir sünnet algısına sahip olmadığı Ebu Hanife ve onun usulünü[8] takip ettiğinden anlaşılabilir. Sünnet yaşam şartları içinde değişebilen değiştikçe içtihadi boyutta evrimleşen, halde halde giren Kur’an’ın temel ilkelerinin yaşamlaştırılması çabasıdır. Maalesef Şafii’nin “Sünnet=Hadis” olarak yeni bir kavramsallaştırma yapmasından sonra sünnet olarak ehl-i hadisin topladığı ve mutlaklaştırdığı rivayet külliyatının kendisi anlaşılmıştır. Oysa sünnet değişen koşullara göre Kur’an’ın ilkelerine bağlı kalarak içtihad etmek ve dini yaşanılır kılmak anlamına gelmektedir.[9]


Hadis: Söylem

Hadis sözlük anlamında ifade edilen söz, söylem anlamlarına gelmektedir. Ancak daha sonraki süreçte Resulullah’tan rivayet edilen sözler anlamında kullanılmış ve İmam Şafii’nin yorumuyla Sünnet kavramıyla özdeşleştirilmiştir. Hadis Kur’an’da “hadîs” ve “ahâdis” kipleriyle 28 yerde geçmektedir.[10] Kur’an ıstılahi anlamın en geniş anlamda sözlük anlama tabi olduğunu hatırda tutarsak kendisinden başka hiçbir hadisin/sözün/söylemin iman edilecek, nass değeri olabilecek bir söz/söylem olamayacağını muhkem biçimde ifade etmektedir. Çünkü her Hadîs söz/söylemdir ancak her söz ıstılahi anlamda “Hadîs” değildir. Dolayısıyla Kur’an’ın geniş anlamda kullandığı hadis/söz ifadesi Resulullah’a atfedilen sözleri de kapsamaktadır. Kur’an’ın bize verdiği sözlerden/hadislerden bir söz olan Kur’an’ın yanında başka hiçbir sözün/hadisin eş koşulamayacağı, nass, dinsel kaynak olarak asla Kur’an dışında bir hadis/sözün “iman” edilecek bir söz olamayacağıdır:

“Göklerin ve yerin hükümranlığını, Allah'ın yarattığı her şeyi ve ecellerinin yaklaşmış olması ihtimalini düşünmüyorlar mı? Bundan sonra hangi söze inanacaklar?” (Ar’af 7:185)

“İşte sana gerçek olarak anlattığımız bunlar, Allah'ın varlığının delilleridir. Artık Allah'tan ve O'nun delillerinden sonra hangi söze inanırlar? (Ahkaf 45:6)

Kuran'dan başka hangi söze inanacaklar? (Mürselat 77:50)

And olsun ki, peygamberlerin kıssalarında, aklı olanlar için ibretler vardır. Kur’an uydurulmuş bir söz değildir. Fakat kendinden önceki Kitapları tasdik eden, inanan millete her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmettir. (Yusuf 12:111)

“İnsanlar arasında, bir bilgisi olmadığı halde Allah yolundan saptırmak için gerçeği boş sözlerle değişenler ve Allah yolunu alaya alanlar vardır. İşte alçaltıcı azap bunlar içindir”. ( Lokman 31:6)

Kur’an’da anlatılan bu kriter Kur’an öğrencisi/öğretmeni olarak tanınan İbn-i Mesûd’dan aktarılan şu sözle de teyit edilmektedir:

“En güzel hadis Allah’ın Kitabıdır.”[11]

“Helal, Allah’ın, Kitabında helal kıldıklarıdır. Haram da O’nun, Kitabında haram kıldıklarıdır. Hakkında bir şey söylemeyip susutuğu şeyler de affettiklerindendir (mübah şeylerdir)”’[12]

Bu tarihi bilgi de yukarıdaki Kuran ayetleriyle uyum göstermektedir. Burada vurgulamak istediğimiz şey Kur’an’ın İlahî olması hasebiyle Nass olması Nass olması sebebiyle de Furqan yani doğruyla yanlışı ayırd edebilme cetveli olmasıdır. Yoksa tüm Hadis rivayetlerini yok saymak, reddetmek değil onların konumunun tarihi bilgiler sınıfında değerlendirilebilecek bir konumda olduğunu belirtmektir. Kuran dışında hiçbir kaynak Furqan olamaz. Evrensel hükümleri ve ölçüleri koyarak diğer tüm sözleri/hadisleri ilzam eden, çöpe atılıp atılmamasına, faydalanılıp faydalanılmamasına karar veren tek Furkan Kur’an’dır. İşte bu sebepledir ki ilk dönem Müslümanların ekserisi Kur’an dışında bir hadisi/sözü geleceğe miras bırakmamak gibi bir metodu kendilerine seçmişlerdir.


[1] Bu cahili çekişmenin İslamöncesi ve sonrası seyri için bkz. Doç.Dr. İbrahim Sarıçam, “İslam Öncesinden Abbasilere Kadar Emevi-Haşimi İlişkileri” T.Diyanet Vakfı Yay. Ank. 1997

[2] Buharî, Mevâhît 7; Tirmizi, Kıyamet 17, (2449)

[3] İbn-i Esir, el-Kamil, 3:506

[4] Suyuti, Tarih’ul Hulefa, s.209, İbn-i Kesir, el-Bidaye, 8:221’den naklen İhsan Süreyya Sırma, Hilafetten Saltanata Emeviler Dönemi, Beyan Yay. 2004 50-51

[5] Suyuti, Tarih, sf.209, Ebu’l Fida 1:192, İbn-i Esir, El-Kamil, 4:124’ten naklen İhsan Süreyya Sırma, Hilafetten Saltanata Emeviler Dönemi, Beyan Yay. 2004 sf.52

[6] Mehmet Emin Özafşar, “Hadîsi Yeniden Düşünmek: Fıkhi Hadisler Bağlamında Bir İnceleme” Ankara Okulu Yay. Ank. 2000, sf.77

[7] Mehmet Emin Özafşar, a.g.e sf.79

[8] Bkz. İsmail Hakkı Ünal, “İmam Ebu Hanife’nin Hadis Anlayışı ve Hanefi Mezhebinin Hadis Metodu” Diyanet İşleri B. Yay. Ank. 2001

[9] Sünnet kavramının analizi için bkz. “İslam Düşüncesinde Sünnet” Hayri Kırbaşoğlu, Ankara Okulu Yay. Ank. 1996, Sünnet: Yaşayan Hz. Muhammed, Ahmet Keleş, İnsan Yay. İst. 2003

[10] Kur’an 4:42,78,87,140; 6:68; 7:185; 12:6,111; 18:6; 20:9; 23:44; 31:6; 33:53; 39:29; 45:6; 51:24; 52:34; 53:39; 56:81; 66:3; 68:44; 77:50; 79:15; 85:17; 88:1

[11] Buhari, 78, Edeb, 70, 6:96, İ’tisam 2, 8:139 Bu tarihi ifadeyi karşılaştırın: Kur’an Zümer 39:18

[12] Tirmizi, Libas: 6, İbn-i Mace, Atime: 60
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Duha ben bu yazılanları niye yazdım bir başlığa bak hanif müslümanız diyenlerin ahlaksız yüzünü göstereyim diye

1.. Ahlaksızlık sözlük manada ne demektir, bunu bir araştır..
2.. Araştırdıktan sonra BİZ HANİF OLANLAR hangi bu ahlaksızlıkları işlemişiz..
3.. Allahın işine mi karışmışız yoksa Zaten Allah'ın yarattığı ve her haliyle O'nun eseri olan bir insanı, sadece kan dönemi geçiriyor diye Allah'la arasını ayırmış, ibadetten alıkoymuş muyuz..
4.. Temizlik ve pislik insanlar için bir mana teşkil eder, Kişinin temiz veya pis olması Allah'a serre miktarı zarar veremez, Allah, yarattığı kullarının tüm eksik özellik ve hallerinden münezzehtir, bir insan temiz de olsa, pis te olsa, başka Tanrı arayamaz, o yine Allah'a el açmak durumundadır..
5.. Düşündüğünüz manada bir düşünceyle, heçbir insan ömrü billah temiz olamaz, bütün mahlukat zaten 24 saad karınlarında necisle gezer, ibadete dururken nasıl ki bu necisten kurtulma şansımız yoksa, başka türlüde yoktur..
6.. Allah insandan hastalığında, düşkünlüğünde ve hatta svaşta bile ibadet etmesini şart koşar, kişinin ibadetten düşmesi için.. Ya aklını kaybedip deli olmalı.. Ka dinini kaybedip kafir olmalı.. Ya canını kaybedip ölü olmalı.. Bunun haricinde Kulunu Allah'tan ayırmak ve İbadetten uzak durmak çok tehlikelidir..
6.. Bakara 222 deki EZA kelimesi, tüm meal çevrilerinde usulüne uygun çevrilmediği için yanlış anlaşılmıştır.. Ayet şunu der.. KADININ HAYIZ HALİ, İLİŞKİYE GİRECEK KADIN VE ERKEK İÇİN EZADIR.. zaten akabinde cinsel ilişkininde yasaklanması bunu pekiştirir.. Bunun haricinde kadının bazı haklarını elinden almak, Yahudilikten esinlenmedir ve İSRAİLİYYATIN ÜMMETE KÖTÜ BİR HEDİYESİDİR...
7.. Kulunun Allah ile münasebetlerini mezhepler, meşrepler, tarikatler ve insanlar belirleyemez, bunun tek belirleyicisi Allah'tır, kimse sakın kendini bu konularda İlahlık konumunda görmesin, mazallah, akibeti hiçte hayr olmaz..
8.. Haniflere ağız dolusu kusanlara şunu hatırlatırım.. En baş Hanif Hz. Muhammeddir.. Bunu O'na Allah emrediyor.. Ve İbrahimin Hanif dinine tabiu olmasını istiyor.. ELBETTE PEYGAMBER HANİFSE BİZ DE HANİF OLMAK ZORUNDAYIZ..
Selam Hanif yüzünü Allah'a çevirenlerin üzerine olsun..
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
OMRUM YETERSE

Nasreddin Hoca, küçük yasta da beklenmedik sakalar yapar, etrafindakileri sasIrtIrmIs. AnasI terzi çIraklIgIna vermis onu. Bir, iki yIl derken, kadIncagIz sormus:

"Oglum neler ögrendin? Anlat da sevineyim."

"Olur, anacIgIm." demis Hoca. "Simdilik isin yarısını ögrendim. Dikilmis seyleri söküyorum. Ömrüm de yeterse, elbise dikmeyi de tez zamanda ögrenecegim."

:) :rolleyes:
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
OMRUM YETERSE

Nasreddin Hoca, küçük yasta da beklenmedik sakalar yapar, etrafindakileri sasIrtIrmIs. AnasI terzi çIraklIgIna vermis onu. Bir, iki yIl derken, kadIncagIz sormus:

"Oglum neler ögrendin? Anlat da sevineyim."

"Olur, anacIgIm." demis Hoca. "Simdilik isin yarısını ögrendim. Dikilmis seyleri söküyorum. Ömrüm de yeterse, elbise dikmeyi de tez zamanda ögrenecegim."

:) :rolleyes:


gece gece iyi geldi bu fıkra, yüreğine sağlık kardeşim:p
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
gece gece iyi geldi bu fıkra, yüreğine sağlık kardeşim:p

Biraz bunalınca iyi geliyor kardeşim. Büyüklerimiz her iyilik ve kötülüğe en güzel şekilde cevap vermesini bilmişler. İnşallah bizlerde onlar gibi oluruz. İnşallah cümlemiz onlar gibi olur.

Hayırlı geceler.
 

fetih

New member
Katılım
16 Şub 2007
Mesajlar
1,994
Tepkime puanı
355
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Uzay Ýstasyonundan Alooooo Kimse Yokmuuuuu :)
1.. Ahlaksızlık sözlük manada ne demektir, bunu bir araştır..
2.. Araştırdıktan sonra BİZ HANİF OLANLAR hangi bu ahlaksızlıkları işlemişiz..
3.. Allahın işine mi karışmışız yoksa Zaten Allah'ın yarattığı ve her haliyle O'nun eseri olan bir insanı, sadece kan dönemi geçiriyor diye Allah'la arasını ayırmış, ibadetten alıkoymuş muyuz..
4.. Temizlik ve pislik insanlar için bir mana teşkil eder, Kişinin temiz veya pis olması Allah'a serre miktarı zarar veremez, Allah, yarattığı kullarının tüm eksik özellik ve hallerinden münezzehtir, bir insan temiz de olsa, pis te olsa, başka Tanrı arayamaz, o yine Allah'a el açmak durumundadır..
5.. Düşündüğünüz manada bir düşünceyle, heçbir insan ömrü billah temiz olamaz, bütün mahlukat zaten 24 saad karınlarında necisle gezer, ibadete dururken nasıl ki bu necisten kurtulma şansımız yoksa, başka türlüde yoktur..
6.. Allah insandan hastalığında, düşkünlüğünde ve hatta svaşta bile ibadet etmesini şart koşar, kişinin ibadetten düşmesi için.. Ya aklını kaybedip deli olmalı.. Ka dinini kaybedip kafir olmalı.. Ya canını kaybedip ölü olmalı.. Bunun haricinde Kulunu Allah'tan ayırmak ve İbadetten uzak durmak çok tehlikelidir..
6.. Bakara 222 deki EZA kelimesi, tüm meal çevrilerinde usulüne uygun çevrilmediği için yanlış anlaşılmıştır.. Ayet şunu der.. KADININ HAYIZ HALİ, İLİŞKİYE GİRECEK KADIN VE ERKEK İÇİN EZADIR.. zaten akabinde cinsel ilişkininde yasaklanması bunu pekiştirir.. Bunun haricinde kadının bazı haklarını elinden almak, Yahudilikten esinlenmedir ve İSRAİLİYYATIN ÜMMETE KÖTÜ BİR HEDİYESİDİR...
7.. Kulunun Allah ile münasebetlerini mezhepler, meşrepler, tarikatler ve insanlar belirleyemez, bunun tek belirleyicisi Allah'tır, kimse sakın kendini bu konularda İlahlık konumunda görmesin, mazallah, akibeti hiçte hayr olmaz..
8.. Haniflere ağız dolusu kusanlara şunu hatırlatırım.. En baş Hanif Hz. Muhammeddir.. Bunu O'na Allah emrediyor.. Ve İbrahimin Hanif dinine tabiu olmasını istiyor.. ELBETTE PEYGAMBER HANİFSE BİZ DE HANİF OLMAK ZORUNDAYIZ..
Selam Hanif yüzünü Allah'a çevirenlerin üzerine olsun..

ÇAPANOĞLU hayızlıyken namaz kılınmaz Zekeriya beyaz gibi yaşar nuri gibi sapık kişilerin dediklerini kaale alıyorum deme

Madem bunları kabul ediyorsun cünüblük halinde namaz kılıyormusun kısacası bu halde ibadet ediyormusun kabul ettiğine göre ediyorsundur KENDİNE GEL ÇAPANOĞLU kardeşim
 

müttaki

New member
Katılım
9 Ocak 2007
Mesajlar
203
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
hayız durumu ile cünüplüğü nasıl bir kefeye koyarsınız şaşarım?
biri hastalık diğeri nefs dir.
 

müttaki

New member
Katılım
9 Ocak 2007
Mesajlar
203
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
2/Bakara 222 Sana, kadınların aybaşı hali hakkında da sorarlar, de ki: "O bir ezadır". Aybaşı halinde iken kadınlardan el çekin, temizlenmelerine kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri zaman, Allah'ın size buyurduğu yoldan yaklaşın. Allah şüphesiz daima tövbe edenleri sever, temizlenenleri de sever.



16/Nahl 116 Yalan düzerek Allah'a iftira etmek için, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle "şu helaldir, şu haramdır" demeyin. Yalan düzerek Allah'a iftira edenler kurtulamazlar

Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve başlarınıza mesh edip her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan gelir veya kadınlara dokunur da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin.

NİSÂ SÛRESİ
(43) Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de -yolcu olmanız durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız, veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.


Sorum şudur. Allah iki ayettede Cunupluk ve kadınlara dokunmayı ayrı ayrı zikretmiş.(Birinde dokunmak birinde cinsel ilişiki diye bahsetmiş) Cünupluk kadınla cinsel ilişkiye girmekle oluyorsa niye aynı ayette ikisini ayrı ayrı zikretmiş.

Ayrıca hangi hastalık abdesti bozar ve abdest tazelemeyi gerekitir. Zira iki ayettede hasta iseniz,diyor. Yani hasta iseniz abdestiniz bozulmuştur abdest almak gerekir. Su bulamassan teyemmüm et. Ama mutlaka abdestli ol. Zira abdestsiz namaz kılınmaz,demek istenmiyor mu?
burda hangi tür hastalıktan bahsediliyor.

duha kardeşim ayetleri baz aldığın için teşekkürler.
yalnızca şunu uygulamanızı rica edeceğim sıralamaya koyun çünkü sıralamaya koymazsanız yocu iken de gusül almak zorundaymışız gibi bir anlam çıkar

maide 6 -diyanet- Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın). Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdesti alın. Hasta,(1) yahut yolculuk halinde bulunursanız,(2) yahut biriniz tuvaletten gelirse,(3) yahut da kadınlara dokunmuşsanız(4) (cinsî birleşme yapmışsanız) ve bu hallerde su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin de yüzünüzü ve (dirseklere kadar) ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez; fakat sizi tertemiz kılmak ve size (ihsan ettiği) nimetini tamamlamak ister; umulur ki şükredersiniz.

sırasıyla bakarsanız boy abdesti kadınlara dokunma kısmında kalır. aksi taktirde tuvaletten gelen her kişi de boy abdesti almak zorunda kalırdı.
 

müttaki

New member
Katılım
9 Ocak 2007
Mesajlar
203
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
Ayete göre cunupluk nedir? Cinsel ilişkinin sonucu mu?

Hangi hastalık abdest bozar? Mesela, veba olsam abdestim bozulur mu?

1. sorunun cevabını yukarıda diyanet vermiş. ayette yazılı.
2. soruda Allahın huzuruna çıkacağın zaman kendini temiz hissedemediğin zaman abdest almanı tavsiye ederim.abdest üzerine abdest defalarca almışımdır. Allahın huzurunda kirli mi olacağım. terliysem bile boy abdesti alıyorum çoğunlukla.
bırakalım böyle derinlikleri, en temiz şekilde Allahın huzuruna çıkmaya bakalım.değil mi kardeşim.
 
M

mynamess

Guest
Hayızlıyken neden namaz kılınmasın?

Hanımların ay hali



96/Alak 9,10,11 Gördün mü, şu engelleyeni: Namaz kılarken bir kulu? Hiç düşündün mü o doğru yolda mıdır,



2/Bakara 222 Sana, kadınların aybaşı hali hakkında da sorarlar, de ki: "O bir ezadır". Aybaşı halinde iken kadınlardan el çekin, temizlenmelerine kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri zaman, Allah'ın size buyurduğu yoldan yaklaşın. Allah şüphesiz daima tövbe edenleri sever, temizlenenleri de sever.



Kur’an,da hayızla ilgili tek ayeti kerime budur, "O bir ezadır" yani hastalıktır.

Ayette açık ve net anlatılan, sadece kadınlara eşlerinin yaklaşmasının yasak oluşudur. Bugün bunun ( ay halinde iken birleşmenin ) tıpta da sakıncaları ortaya çıkmıştır.

Burada yasak olan sadece eşlerin birleşmesiyken, ne yazık ki kuran ayetlerinin bir çoğunu yanlış anladığımız gibi, bunu da yanlış anlamış ve yanlış uygulamışız.

Ayetin içeriğinde namaz kılınmaz, oruç tutulmaz, kuran okunmaz diye bir yasak yokken, ALLAH’ın koymadığı bir yasağı haram diyip, insanları ibadetten mahrum etmişlerdir. Bırakın mahrum edilmeyi bana göre her şeyimizi yaratan bizim bütün mahremimizi ve namahremimizi bilen ALLAH,dan uzaklaştırmışlardır. Yaratılmış hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur. Çünkü yüce yaratıcı Kur’an’da helallerin ve haramların çerçevesini belirtmiştir.



5/Maide 87 Ey iman sahipleri! Allah'ın size helal kıldığı şeylerin temiz ve güzel olanlarını haramlaştırmayın; azıp sınırı aşmayın; Allah azıp sınırı aşanları sevmez



16/Nahl 116 Yalan düzerek Allah'a iftira etmek için, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle "şu helaldir, şu haramdır" demeyin. Yalan düzerek Allah'a iftira edenler kurtulamazlar

selamun aleyküm bu konuları bırakın bilmesi gerekenler öğrenmesi gereken yerlerden öğrensinler geçen anket yapıldı kaç yaşındasınız diye baktıysan yaş ortalaması düşün bu tür şeyleri açık seçik vermek iyi yerinde bir davranış değil selamun aleyküm
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
hariciyecilerin günümüz versiyonu.sünnet iptal edilmiş.namaz ya dua yahut 3 vakit.serapbın peşinden koşanlar.elleriyle hayalet avcılığına soyunmuşlar.
 
Üst Alt