Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Biz Hangi Renkteniz?

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم


«Bu, Allah'ın boyasıdır. Kimin boyası Allah'ın boyasından daha güzel olabilir? işte biz Allah'a ibâdet edenleriz.»

İhtilâl kördür, hedefi yoktur, nizam-intizam bilmez, haddi-hududu yoktur. İnkılâb ancak helaki, hadsiz zararı, yakıp yıkmayı doğuracaktır.

Bilhassa bu merhametsiz asırda, köpeğin sahibinin peşinde koşması gibi; insanların şehevanî arzuları peşinde koştukları bu devirde, içten ve dıştan düşmanların tamah ettikleri bir yer de bir vatanda kopacak ihtilâl bir felâket olacaktır.

Bu vatanın meselelerine önem veren herkesçe de sözler doğrudur. Aynı sözleri liderlerden, düşünürlerden, iş sahiplerinden, ileri gelenlerden, halkın en basit seviyesinde olanlardan ve herkesten işitmek mümkündür.

Biz bu hakikatleri inkâr edersek veya bunların doğuracağı tesirleri görmezlikten gelirsek yahut bunlardan meydana gelecek neticeleri küçümsersek «sadece başını kuma gömerek avcıyı aldattığını sanan devekuşu gibi oluruz.»
Bu gibi hallerde kurtuluş çaresi olarak ne idarî ıslahatlar, ne de şeklî icraatlar bir fayda vermeyecektir.

Şaşkınlık içinde yaşayan insanlara, tembel komitelerin mini araştırmaları çare bulamıyacaktır. Bu maddi tedavi, yoksulları daha da fazla çaresizliğe düşürecektir.

İktidarın, adaletli davrandığını göstermesi, çeşitli vaadlerde bulunması, ikna yollarına başvurması elbette ki kopan çığlıkları susturamayacaktir. Aç kalan karınları doyuramayacaktır. Çıplak kalan vücutları kapaya mayacaktır. Bunun delili gözümüzün önündedir. Çünkü şaşkınlık ve huzursuzluk dış görünüşleri ve meseleleri aşıp kalb ve ruhlara, akıl ve zihinlere hakim olmuştur.

Şu halde bu ruhlar ancak yeni bir dâvaya gönül verecektir. Seçeceği o hayat tarzında bütün ümitlerini bekleyecek, isteklerini gerçekleştirme yolunu arayacaktır.

Ruhlar, ideoloji ve nizam olarak, yeni bir dâvaya iman ettiklerinde huzuru o dâvada bulurlar o dâvaya karşı sevgi beslerler. Onu hayatın her dalında tatbik etmeye çalışırlar. İslahat ve tekâmül tarihi bu anlattıklarımızın doğruluğuna şahiddir.

«Şüphesiz ki bir millet kendini değiştirmedikçe Allah ta onları değiştirmez.»(s)

«Kalblerinde nifak hastalığı olanların, kâfirlerle dostluk yapmak hususunda yarıştıklarını görürsün. Zamanın aleyhimize döneceğinden korkarız derler. Fakat yakındır ki, Allah müslümanlara zaferi veya kendi katından bir emri getirir de nefislerinde gizlediklerine pişman olurlar.»

Milletimi yeni bir hayat tarzı seçmeye davet ettim. Daha açık bir ifade ile konuşmak istersek: Allah'a ve kendilerine olan ahidlerine sâdık olmaya davet ettim. Böylece içtimaî hayatımızın bütün dallarını İslâm kaideleri üzerine kursunlar, cemiyetimiz ancak bu yolla içinde bulunduğu bu huzursuzluktan sıyrılacaktır. Herşeyi kuşatan, bizi her ilerlemeden geri bırakan, içte ve dışta çeşitli meselelerimize çözüm yolu aramamıza mani olan bu istikrarsızlıktan kurtulabilecektir.

Kurtuluş için hiçbir yol olmadığını; ancak var gücümüzle İslama iman etmenin ve İslâmı yaşamanın kurtuluş yolu olduğu hakikattir.

Ancak birtakım beyinsizler bu sözümüze karşı şöyle itirazda bulunurlar—. «Bu nasıl olabilir? Bütün dünyada modern hayat sistemi hiçbir cihetle dinî esaslara dayanmamaktadır. Dünyada söz sahibi ve insanların mukadderatını elinde tutan ileri milletler, dini devletten ayırma esasını kabul etmişlerdir. Dini, hayatın bütün dallarından uzak tutma, onu sadece vicdanlara ve mâbedlere hapsetme esasını benimsemişlerdir.»

Bu itirazda bulunanlar İslâmı öğrenmemişlerdir. Emirlerini ve hükümlerini okumamışlar, bu mukaddes dini hakkıyle anlamamışlardır.

islâmın hem din hem cemiyet, hem cami hem devlet, hem dünya hem âhiret olduğunu anlamamışlardır. Bu mukaddes dinin, dünya hayatı ile ilgili meselelere, ibâdetle ilgili meselelerden daha fazla temas ettiğini öğrenmemişlerdir.

Evet... İslâm Dini hem dünyaya ait hükümleri,hem ibâdete ait emirleri şu esaslar üzerine kurmuştur: Temiz kalplilik — Şuurluluk — Allah'ın her şeyi murakabe ettiğine iman —iffetli nefis sahibi olmak...

Şu halde ibâdet meseleleri İslâm Nizamının bir bölümünü teşkil eder. islâm hem dünyevî hem dinî meseleleri tanzim eder. Biz, müslümanlar olarak dinimizin ve dünyamızın İslâmî esaslar üzerine kurulmasından mesulüz.

«Aklını kullanan bir millet için Allah'tan daha güzel hüküm verecek kim olabilir?»
islâm Dini, hem dünya meselelerini, hem de dinî ahkâmı tanzim ettiği için İslâm Hukuku âlimleri ibâdete ait kaidelerle dünya hayatına dair muamelât hükümlerini birbirinden ayırmışlar, dünyaya ait muamelât bahsinde ictihad etmeye daha geniş bir saha tanımışlardır. Böylece insanlar için bir zorluk kalmasın, çözülmemiş bir mesele bulunmasın.

«Allah size kolaylık diler, zorluğu dilemez.»

«İnsanların işledikleri kötülükler kadar hükümler ortaya çıkar.»

Bu konuşmalardan sonra açıkça davetimizin hakikata dayandığı ve rengimizin ne olduğu belirmiştir,İnşaallah!

«Bu, Allah'ın boyasıdır. Kimin boyası Allah'ın boyasından daha güzel olabilir? işte biz Allah'a ibâdet edenleriz.»
 
Üst Alt