BİR yumurta hiçbir zaman elimize paketlenmeden ulaşmaz. Yirmi dört saatlik bir üretim faaliyetinin neticesi olan bu aziz ve leziz nimet, mutfağımıza kadar güvenle ulaşabilmesi için, son derece dikkatle plânlanmış bir ambalaj içinde bize sunulur.
Yumurta kabuğu deyip geçmeyin. Bir çırpıda kırıp çöp sepetine atıverdiğimiz bu mükemmel ambalaj, aslında mimarisiyle akılları hayrette bırakan bir sağlamlık, pratiklik ve geometri şaheseridir.
Yumurtanın sarısı ve akı, tavuk vücudunda ayrı ayrı yerlerde imal edilir. Sonra da bu mamul, 16 saat süren bir işlemle ambalajlanır.
Önce yumurtanın şekline bir bakın: Parmaklarınızla iki ucundan ne kadar kuvvetle bastırsanız, onu kıramazsınız. Ambalaj sağlamdır ve şekli de pürüzsüz ve kusursuzdur. Böyle bir kabuğu bir üretim tezgâhında dökmek için kalıp gerekir. Oysa tavuğun vücudunda yumurta kabuğunu dökecek herhangi bir maddî bir kalıp bulunmaz.
Yumurtayı paketlemekle görevli olan bez, tavuğun vücudundaki bütün kalsiyum ve karbonat iyonlarını çekecek şekilde düzenlenmiştir. Öyle ki, tavuğun besininde kalsiyum eksildiği zaman, kabuğun hammaddesi olarak, tavuk kendi kemiklerini kullanır. Bir tavuk, tek bir yumurtanın ambalajlanması için, bir günde kemiklerinin yüzde onunu harcayabilmektedir.
Öyle bir fabrika düşünün ki, tavuk kanı gibi, pek de iştah açıcı olmayan basit bir maddeden hem yumurta sarısını, hem yumurta akını, hem de kabuğunu ayrı ayrı çıkarsın. Ve, beş on santimlik bir üretim şeridi içinde bütün bu işleri ayrı ayrı gerçekleştirdikten sonra, kan ve dışkı gibi iki pisliğin içinden, yumurta gibi ter temiz bir nimeti ortaya çıkarsın. Birşeyden herşeyi yapan bir ilim ve kudretin Sahibinden başka bu fiile mührünü basabilecek kim var?
Teknoloji,tavuğun besininden yahut kanından yumurta yapabilecek bir fabrikayı kuramadı. Muhalfarz, eğer kurmuş olsaydı bile, bugün bir yumurtayı bin liraya değil milyonlarca liraya yiyemezdik.
Onun için, tavuğun bir yumurta için gıdaklamasını sakın çok görmeyin. Âlemlerin Rabbi tarafından hizmetimize sunulmuş bu mübarek hayvancığın sesini eğer dikkatle dinleyecek olursanız, bu İlâhî rahmet hediyesindeki harikuladelikleri size işittirmek için çırpındığını görür gibi olursunuz.
BİR dahaki yumurta kırışınızda, kabuğu atmadan önce ona uzun uzun bakın.
Sîze bu aziz nimeti bu mükemmel ambalaj içinde göndereni düşünün.
Onun adını anın.
Afiyetle yiyin.
Ve Ona şükredin.
_______________
Ümit Şimşek-
Bakıp da Göremediklerimiz
Yumurta kabuğu deyip geçmeyin. Bir çırpıda kırıp çöp sepetine atıverdiğimiz bu mükemmel ambalaj, aslında mimarisiyle akılları hayrette bırakan bir sağlamlık, pratiklik ve geometri şaheseridir.
Yumurtanın sarısı ve akı, tavuk vücudunda ayrı ayrı yerlerde imal edilir. Sonra da bu mamul, 16 saat süren bir işlemle ambalajlanır.
Önce yumurtanın şekline bir bakın: Parmaklarınızla iki ucundan ne kadar kuvvetle bastırsanız, onu kıramazsınız. Ambalaj sağlamdır ve şekli de pürüzsüz ve kusursuzdur. Böyle bir kabuğu bir üretim tezgâhında dökmek için kalıp gerekir. Oysa tavuğun vücudunda yumurta kabuğunu dökecek herhangi bir maddî bir kalıp bulunmaz.
Yumurtayı paketlemekle görevli olan bez, tavuğun vücudundaki bütün kalsiyum ve karbonat iyonlarını çekecek şekilde düzenlenmiştir. Öyle ki, tavuğun besininde kalsiyum eksildiği zaman, kabuğun hammaddesi olarak, tavuk kendi kemiklerini kullanır. Bir tavuk, tek bir yumurtanın ambalajlanması için, bir günde kemiklerinin yüzde onunu harcayabilmektedir.
Öyle bir fabrika düşünün ki, tavuk kanı gibi, pek de iştah açıcı olmayan basit bir maddeden hem yumurta sarısını, hem yumurta akını, hem de kabuğunu ayrı ayrı çıkarsın. Ve, beş on santimlik bir üretim şeridi içinde bütün bu işleri ayrı ayrı gerçekleştirdikten sonra, kan ve dışkı gibi iki pisliğin içinden, yumurta gibi ter temiz bir nimeti ortaya çıkarsın. Birşeyden herşeyi yapan bir ilim ve kudretin Sahibinden başka bu fiile mührünü basabilecek kim var?
Teknoloji,tavuğun besininden yahut kanından yumurta yapabilecek bir fabrikayı kuramadı. Muhalfarz, eğer kurmuş olsaydı bile, bugün bir yumurtayı bin liraya değil milyonlarca liraya yiyemezdik.
Onun için, tavuğun bir yumurta için gıdaklamasını sakın çok görmeyin. Âlemlerin Rabbi tarafından hizmetimize sunulmuş bu mübarek hayvancığın sesini eğer dikkatle dinleyecek olursanız, bu İlâhî rahmet hediyesindeki harikuladelikleri size işittirmek için çırpındığını görür gibi olursunuz.
BİR dahaki yumurta kırışınızda, kabuğu atmadan önce ona uzun uzun bakın.
Sîze bu aziz nimeti bu mükemmel ambalaj içinde göndereni düşünün.
Onun adını anın.
Afiyetle yiyin.
Ve Ona şükredin.
_______________
Ümit Şimşek-
Bakıp da Göremediklerimiz