Önce haramın bir tarifini yapalım, nedir haram ? Herhangi bir konuda bir şeyin yapılması, o yapılmış şeyin kullanılması, yenilmesi veya içilmesi, hatta imal edilmesi, taşınması, vb. gibi dîni kurallarımıza göre kesin olarak yasak edilmiş şeylerin tamamına denir. İçki, kumar, haksız yere adam öldürme, zina, gıybet, hatta iftira gibi konular haram hükmündedir. Fıtrat itibari ile muhteviyatından ayrılmayan, varolmasına sebep bütün unsurları kendinde toplayan bir nedenden dolayı haram kılınan şeylerin tamamı bizatihi kesin haramdır. Çeşitli ve dolaylı sebepler ile ortaya çıkan, muhteviyatı fıtrat itibari ile temiz olup da dış etkenler sonucu necis hükmüne giren şeylerin tamamına da dolaylı haram denir. Örneğin ekmek temizdir, fakat çalınmış bir ekmek haramdır. Bir başka örnek de, para kazanmak helaldir fakat faiz ile paraya para kazandırmak haramdır.
Bu bilgilerden sonra dönelim devletin gelir kalemlerine bakalım. Baştan sona sadece bildiklerimiz kadarını sıralayalım.
1 - Sağlık hizmetlerinden elde ettiği gelir ( Haram mı, helal mi ? ) Devlet ne için vardır ? Halk için, halk hasta olunca devlet ona sağlık hizmeti vermek ile mükelleftir. Devlet halkını müşteri olarak göremez! sağlık hizmeti vermesi boynunun borcudur, hele de düşkün ve gariplere bunu daha bir önemseyerek yapmak ile mükelleftir. Ama; katkı payı olmadan hastaneden içeri dahi sokmuyor sizi. Paran yoksa, öl! Oysa bu adam belki daha önce bir işyeri sahibiydi ve iflas etti sosyal güvencesi de prim yatıramadığından dolayı şuan geçerli değil. Ama yıllarca vergi ödedi bu vatandaş, ne olacak şimdi ? parası yoksa ölecek tabii. Bu kadar kesin ve net. Zülüm mü ? Evet. Peki zülüm ederek bi insanı öldürmek helal mi ? En başta söyledik, haksız yere adam öldürmek "haramdır". Geçelim, devam edelim...
2 - Vergilerden elde ettiği gelir ( Haram mı, helal mi ? ) Vergi nedir ? Elde ettiğin kazancından, devlete yada düşkünlere ayırdığın kazancının büyüklüğüne yada küçüklüğüne göre oranlanmış belli bir miktar kesintidir. Zekat değildir, çünkü zekat miktarı fark ve muhteviyatı çok ayrı bir şeydir. İslam'da müslümanlardan alınan vergi adı altında bir şey yoktur. Haraç vardır ve o da müslüman olan bir ülkede gayri müslim olarak yaşayıp para kazananları bağlayıcı bir uygulamadır. Devlet bunlardan aldığı parayı hazineye koyar ve bu elde ettiği gelir ile düşkünlere ve miskinlere yardım eder. Devlet kimlerden vergi alıyor şuan, asgari ücretliden, memurdan, esnaftan, vs...Neye göre alıyor, elde ettiği kazanca göre. peki, asgari ücretli yaşam standartının daha doğrusu yaşama konusunda verdiği mücadelede tok olabilmesi için devletin kendi resmi organının açıkladığı açlık sınırının ne kadarını elde ediyor ? Bu ülkede açlık sınırı 952,00 TL asgari ücret brüt 693,00 TL. Açlık sınırının neredeyse yarısı kadar bir ücretten yani açlık sınırını geçmesi gereken bir sınırın dahi yarısı hükmünde bir maaş ve bundan alınan vergi ? adil mi ? Bu gasb'dır! Çünkü asgari ücretli maaşını daha eline dahi almadan bu vergi tevkif yolu ile kesilir. Öte yandan milyar dolar kazanan bir firma vergi adına bir kuruş vermez, çünkü işini biliyordur, zengindir, güçlüdür devletin ona gücü yetmez. Burada adaletten bahsedilebilinir mi ? Elbette hayır. Peki adaletin olmadığı yerde ne olur ? Haksızlık ve zülüm! Peki birinin hakkını haksız yere gasbetmek haram mı ? Evet! geçelim, devam edelim. Bu vergi veren kurumlar içerisine daha önce bahsettiğimiz umumevleri de giriyor. Bir fabrika alanı düşünün ve burada çalışan kadınlı erkekli bir işkolu ! Devlet buradan vergi alır. Kah stopaj adı altında kah KDV adı altında kah yeri gelir Kurumlar vergisi adı altında. Şimdi gözünüzü açın iyi okuyun! farzedelimki bu umum yerine gelene kadar bütün heryerden hakkaniyet ile vergi aldı kimseye zulüm etmedi ve iş geldi dayandı bu umum yerine. Elinizde varolan bir kova tertemiz sütü düşünün. daha yeni sağılmış hatta doğal ılıklığını dahi kaybetmemiş bir kova süt! Tam kovayı ineğin altından çekerken inek sıkıştı ve idrarını bıraktı. Tamda kovanın içine siz kovayı çekene kadar 10 - 15 damla idrar karıştı diyelim. Ne olacak şimdi, süt temiz mi ? Necis mi ? Bunu bile bile bir müslümana ikram edermisiniz yada etmezmisiniz ? geçelim, kendi içinizde cevap verin...
3 - Devlet vergi kalemleri içerisinde faiz ile ilgili hareketlerden de vergi aldığı gibi (BSMV adı altında bilenler bilir) bizzat kendisi banka çalıştırır. Örnek saymaya gerek var mı ? Faizin her türlüsü haram hükmünde iken, bu direk faiz alır ve borçlarını da faizle öder. gelir gider dengesinin en önemli kalemidir bu faiz. Olmazsa olmazıdır. Hal böyle iken, bu faiz hükmüne ne buyuracaksınız, geçelim, kendi içinizde cevap verin, beni ilgilendirmiyor bahaneleriniz...
4 - Devet içki fabrikası kurar ve çalıştırır. Burada imal ettiği içkileri satar, elde ettiği kazancı hazineye atar, maaş zamanı diğer gelir kalemlerinin hepsini bir havuzda toplayıp çalışanlarının maaşını öder. oysa, içki haramdır. Geçiniz, veya bu sefer geçmeyiniz durup düşününüz!
Sadece 4 kalem yazdık ben yazarken, sizler okurken zihinlerimiz safra atmaya başladı. Şimdi, esas konuya gelelim, buralarda çalışmak ve buralardan kazandığımız paranın hükmüne !
1 - Rızk'ul El Allah...iman ettin ise bu gibi yerlerde işin yok!
2 - Rızk'ul El Allah...iman ettin ise bu gibi yerlerden kaçacaksın!
3 - Rızk'ul El Allah...iman ettin ise bu gibi yerler ile savaşacaksın!
4 - Rızk'ul El Allah...iman etin ise, ya iman ettiğin gibi yaşayacaksın, yada bu sistemi oluşturan bütün dengeleri oluşturan tagut ve putlara hem gönlünde hem sandığında yer vereceksin! karar senin ve özgür iradenin. Bu sandıkta bu sisteme yer vereceksen, o zaman da SIZLANMAYACAKSIN! Bazı cemaatlerin yaptığı gibi, hem faize haram deyip, hemde BANKASYA (pardon) banka kurmayacaksın! Ondan sonra da yaptığını meşru göstermek için salya sümük masallar anlatmayacaksın. Ya olduğun gibi görüneceksin, yada göründüğün gibi olacaksın! Ötesi yok, bir mıh bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir askeri, bir asker bir orduyu, bir ordu bir savaşı, bir savaş bir ülkeyi kurtarır. O halde kendimizden başlayacağız.