Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bir soru

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
ESSELAMÜ ALEYKE.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.
şu soru aklımıza çokça takılır,teselli bulmak için insan faydalansın diyedir,der geçerdik.Şu an bu teselli etmiyor,sorumuz şudur.İnsan ölse akıbeti bellidir,mizandan cennet yahut cehenneme gidecek.
Ama hayvanlar ve bitkiler ve cisimler gözümüz önünde veya kainatın bir noktasında doğup,ölüyor,bir çoğunu biz görmüyoruz,belki insana dahi hizmet etmiyor,acaba bunun hikmeti nedir?
 

Caferi

Forum Þairi
Katılım
23 May 2007
Mesajlar
574
Tepkime puanı
59
Puanları
0
Yaş
43
Konum
istanbul
Web sitesi
www.websitetasarim.com
Herşeyden önce şunu bilmek gerekir ki insanoğlunun ilmi sınırlıdır.

Bundan 1000'lerce yıl önce belkide Bitkilerin fotosentez yaptıklarını bilmiyorlardı
Şu yaşadığımız zamanda ilaç diye içtiğimiz şeylerin büyük kökeni bitkilerden gelir.

Zamanda geçmişe bir yolculuk yapıp bu soruyu tekrar soralım.
İnsanoğlu öldüğü vakit gideceği yer bellidir, insanoğlu imtihandadır, Peki bu yaratılan bitki ve hayvanlar neden vardır? Onların bize faydası nedir ?

- O zamanlar yemek ve bazı ilaçları hazrılamak dışında kullanılan bitkilerin bize faydasını bilmediğimiz için kafamız bir hayli karışabilirdi.

- Zamanda bir yolculuk daha yapıp bir kaç 1000 yıl ilerisine gidelim.
Belkide o zamanlarda bizim şu anda ne işe yaradığını bilmediğimiz türlü canlıların dünyaya ve insanlığa nasıl katkılarının olduğunun bilincine varabilir o zamanın insanları. ( Her şeyin doğrusunu Allah c.c. bilir.)
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Güzel caferi kardeşimde teselli olamadık.
sorumuz tüm kişi ve gurublara açıktır,ilim daha çok konuşulsun,sitemizde ,inşaallah.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
İnsanla uzaktan yakından bir bağı olmayan çok şey zevale uğramıyor mu,bu alemde?
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
yaratılanlar hiç bi şekilde boşuna değildir..
üstad bunda hem fikirsek -ki öyledir- o zaman;

alınıtı;
belki insana dahi hizmet etmiyor..

cümleniz yanlıştır değil mi?? hizmeti doğrudan olmayabilir.. bi dağda yaşayan sürünün ne etinden ne sütünden yararlanamayız belki, ama o doğal denegenin sağlanmasındaki rolünü hakkıyla yerine getirere bize hizmet etmiş olur.. yani;
bi ıyrtıcı hayvan, bufaloyu yiyerek karnını doyurur.. biz normalde bu bufalonun etinden sütünden fatdalanmayız ama, yırtıcı hayvanın açlıktan şehre inip bize saldırmasına engel olduğunu biliriz.. onun yaratılışı budur.. tek sebep değildir illaki..

sorunuzu umarım yanlış anlamış değilimdir..yanlış anlamışsam kusura bakmayın artık;)

selametle...
 

Ebu Zerr

New member
Katılım
8 Haz 2007
Mesajlar
866
Tepkime puanı
40
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Ankara
üstadım, sen otun, börtü böceğin hikmetinin peşindesin, ben ırak'daki o yetimhane'deki çocukların hikmetini merak ediyorum, Allah'ın hikmetinden sual olunmaz diye teselli buluyorum...
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Bismillahirrahmanirrahim.

Sorumuz niçin bu canlılar,ve cansızlar zevale uğruyor sanki bu ademiyet hiçlik değil midir?haşa..Kardeşim Kur'an dahi kainat kitabını okumamızı emr etmiyor mu?Belki sorumuz size saçma gelmiştir?Iraktaki çocuklar İnsanlığın Kur'anın gölgesinde Resulü sav.ışığında yaşamaktansa kirli siyaseti ve dolayısı ile Allah'ın emrine ayak diretmek,(onların çoğu müşrik olmadan iman etmez)hakikatınca şirk koşmaktan meydana gelir.Biz teselli buluyoruz,madem bu hayat geçicidir,hakiki zafer dahi bu hayatta değildir.Sabilerin katilleri büyük bir azaba müstahak ise (isterse müminim desin) sabiler dahi şu elemli,müşkil hayattan tebdil olup cenneti bekaya sorgu sual dahi görmeden gitmenin mesruriyeti içinde sanki şebbi aruzlarını kutlarlar,mevlana celalettin r.h gibi...
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net

          Ortalanmis Mesaj         


Kur'an-ı Kerim'de adı geçen hayvanlardan birisi de Salih Aleyhisselamın devesidir. Hayvanların tümü veya hangilerinin Cennete gireceği merak konusu olmuş ve bu konuda alimler nakillerde bulunmuşlardır. Bunlarla ilgili olarak Risale-i Nur'da da bilgiye rastlıyoruz.

Bu bilgilerden anladığımıza göre; hayvanların ruhu baki kalacak. Süleyman'ın (as) Hüdhüd'ü (çavuşkuşu) ve Neml'i (karınca), Salih'in (as) devesi, Ashab-ı Kehf'in Kelbi gibi bazı özel hayvanlar hem cesetleri hem de ruhları ile baki aleme gidecekler. Diğer yandan her türün, ara sıra kullanılmak üzere cesedi bulunacak. Çünkü, Allah'ın Rahmet ve Rububiyet sıfatları bunu gerektiriyor. (Asa-yı Musa, s. 197)

Hayvanlar akıl ve şuur gibi kendilerine sorumluluk yükleyecek duygulardan mahrum varlıklardır. Bunun için günah-sevap, hayır-şer, helal-haram, iyi-kötü, Cennet-Cehennem gibi kavramlar onlar için söz konusu değildir. Tek hücreli varlık olan amipten balinaya varıncaya kadar bütün hayvanlar ruh sahibidirler. Esas itibariyle ruhun kendisi bâkîdir, ölmez, yok olmaz, bozulmaz. Ruhun geçici olarak misafir olduğu vücut ise ölür, dağılır, gider. Kur'ân-ı Kerim'de de açıkça ifade edildiği gibi ruh Cenab-ı Hakkın emri, kudreti ve tasarrufu altındadır. Ruh üzerinde Allah'tan başka hiçbir varlık tasarrufta bulunamaz. Onu yaratmak Allah'a ait olduğu gibi, muhafaza etmek de Allah'a aittir. Mahşerdeki duruma gelince; esas olarak mahşerde iki sınıf varlık diriltilecek, hesaba çekildikten sonra ebedî olarak kalacağı yurdu belli olacaktır. Bunlar insanlar ve cinlerdir. * * *

Hayvanların durumu ise tamamen farklıdır. Onlar da diriltilecek, mahşer yerine getirileceklerdir. Bu hususta iki âyet meâli şöyledir:

"Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında..." (Tekvir Suresi, 5)

"O öyle bir gündür ki, insan kendi eliyle işlediklerine bakar. Kâfir de, 'Ne olurdu' der, 'ben bir toprak olsaydım." (Nebe Suresi, 40)

Bu âyetlerin tefsirinde Abdullah bin Ömer, Ebû Hüreyre ve İmam Mücahid'in rivayetlerine göre, Cenab- ı Hak mahşer gününde hayvanları da diriltip huzuruna getirecek, birbirlerinden haklarını alıp ödeştirecek, sonra da onlara, "Toprak olun" buyuracak, sonunda onların hepsi de toprak olacaklardır. Hayvanların bu haline gıpta ile bakan Cehennem ehli Allah'tan, kendilerini de toprak yapmasını isteyeceklerdir. Fakat insanlar cezasını çekeceğinden hayvan gibi muamele görmeyecektir.

* * * Hayvanlar her ne kadar mükellef ve sorumlu varlık olmasalar bile onlar da belli ölçüde haklaştırılacaklardır. Bir hadiste Peygamber Efendimiz, "Her hak sahibine hakkını vereceksiniz. Hatta boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan kısas sûretiyle hakkı alınacaktır" buyurarak âhirette hiçbir haksızlığın karşılıksız kalmayacağını bildirirler. Yine hadis âlimlerinin ifadesine göre, bir karınca dahi diğer karıncadan hakkını alacaktır. * * *

Hayvan hakları konusunda Hazret-i Ömer'in çok titiz olduğunu görüyoruz. Bir defasında bir devenin, palan sürtmesinden meydana gelen yarasına elini sürmüş ve "Senin başına gelen şeyden de sorguya çekilmekten korkarım" buyurmuştu. Hz. Ali halife ise henüz yeni halife olduğu ilk günde okuduğu hutbesinde konuyu havyan haklarına getirerek diyordu ki: "Ahiret hayatı insanları beklemektedir. Allah'ın kullarının ve yeryüzünün haklarını yerine getirme hususunda daima Allah'tan korkun! Hayvanlar ve yeryüzü hakkında da sorguya çekileceksiniz." Bir yerde hayvanların da kendi aralarında bir çeşit haklaşmalarının olacağına dile getiren Bediüzzaman ise bu konuda, "Her ne kadar hayvanların cesetleri fena bulsa da, ruhları baki kalan hayvanlar arasında, onlara uygun bir tarzda, âhirette ceza ve mükafat vardır" der

Mehmet PAKSU


 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
Eşyanın bizim bilmediğimiz binlerce hikmeti vardır. Şu uçsuz bucaksız alemde en önemli varlık insan olmakla beraber alemin her tarafı hayat doludur. Nihayetsiz melekler ve ruhaniyat, alemi temaşa ve tefekkür etmekte ve Sanii tesbih ve hamd vazifelerini ifa etmektedirler.
Üstad Onuncu Sözde şöyle der:

"Evet her şeyin vücudunun müteaddid gayeleri ve hayatının müteaddid neticeleri vardır. Ehl-i dalaletin tevehhüm ettikleri gibi dünyaya, nefislerine bakan gayelere münhasır değildir. Tâ, abesiyet ve hikmetsizlik içine girebilsin. Belki her şeyin gayat-ı vücudu ve netaic-i hayatı üç kısımdır:

Birincisi ve en ulvîsi, Sâni'ine bakar ki; o şeye taktığı hârika-i san'at murassaatını, Şahid-i Ezelî'nin nazarına resm-i geçit tarzında arzetmektir ki, o nazara bir ân-ı seyyale yaşamak kâfi gelir. Belki vücuda gelmeden, bilkuvve niyet hükmünde olan istidadı yine kâfidir. İşte seri-üz zeval latif masnuat ve vücuda gelmeyen, yani sünbül vermeyen birer hârika-i san'at olan çekirdekler, tohumlar şu gayeyi bitamamiha verir. Faidesizlik ve abesiyet onlara gelmez. Demek her şey hayatıyla, vücuduyla Sâni'inin mu'cizat-ı kudretini ve âsâr-ı san'atını teşhir edip, Sultan-ı Zülcelal'in nazarına arzetmek birinci gayesidir.

İkinci kısım gaye-i vücud ve netice-i hayat, zîşuura bakar. Yani herşey, Sâni'-i Zülcelal'in birer mektub-u hakaik-nüma, birer kaside-i letafetnüma, birer kelime-i hikmet-eda hükmündedir ki; melaike ve cin ve hayvanın ve insanın enzarına arzeder, mütalaaya davet eder. Demek ona bakan her zîşuura, ibret-nüma bir mütalaagâhtır.

Üçüncü kısım gaye-i vücud ve netice-i hayat, o şeyin nefsine bakar ki; telezzüz ve tenezzüh ve beka ve rahatla yaşamak gibi cüz'î neticelerdir. Meselâ: Azîm bir sefine-i sultaniyede bir hizmetkârın dümencilik ettiğinin gayesi; sefine itibariyle yüzde birisi kendisine, ücret-i cüz'iyesine ait.. doksandokuzu sultana ait olduğu gibi; herşeyin nefsine ve dünyaya ait gayesi bir ise, Sâni'ine ait doksandokuzdur. İşte bu taaddüd-ü gayattandır ki; birbirine zıd ve münafî görünen hikmet ve iktisad, cûd u seha ve bilhassa nihayetsiz seha ile sırr-ı tevfiki şudur ki: Birer gaye nokta-i nazarında cûd u seha hükmeder, ism-i Cevvad tecelli eder. Meyveler, hubublar; o tek gaye nokta-i nazarında bigayr-ı hisabdır.

Nihayetsiz cûdu gösteriyor. Fakat umum gayeler nokta-i nazarında; hikmet hükmeder, ism-i Hakîm tecelli eder. Bir ağacın ne kadar meyveleri var, belki her meyvenin o kadar gayeleri vardır ki; beyan ettiğimiz üç kısma tefrik edilir. Şu umum gayeler, nihayetsiz bir hikmeti ve iktisadı gösteriyor. Zıd gibi görünen nihayetsiz hikmet, nihayetsiz cûd ile seha ile içtima ediyor. Meselâ: Asker ordusunun bir gayesi, temin-i asayiştir. Bu gayeye göre ne kadar asker istersen var ve hem pek fazladır. Fakat hıfz-ı hudud ve mücahede-i a'dâ gibi sair vazifeler için, bu mevcud ancak kâfi gelir. Kemal-i hikmetle müvazenededir. İşte hükûmetin hikmeti, haşmet ile içtima ediyor. O halde, o askerlikte fazlalık yoktur denilebilir."
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
üstadin ifadesi ile:

"Hayvan gibi olamazsın. Çünkü, hayvanın mazi ve müstakbeli yok. Ne geçmişten elemler ve teessüfler alır ve ne de gelecekten endişeler ve korkular gelir. Lezzetini tam alır. Rahatla yaşar, yatar, Hâlıkına şükreder. Hattâ kesilmek için yatırılan bir hayvan, birşey hissetmez. Yalnız bıçak kestiği vakit hissetmek ister; fakat, o his dahi gider, o elemden de kurtulur. Demek en büyük bir rahmet, bir şefkat-i İlâhiye, gaybı bildirmemektedir ve başa gelen şeyleri setretmektedir. Hususan mâsum hayvanlar hakkında daha mükemmeldir." (11.şua)
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Teşekkürler kardeşim biraz aydınlatıcı oldu ,inşaallah.Lakin onca eşya nereye gidiyor,hiçliğe mi?
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
hayvanlarin ruhlari olmadigi icin ne gibi bir tabir kullanilir bilmiyorum cünkü bedenler elbette bu dünyada kalacaklar ruhlar diger aleme gidecekler o zaman gidecek yer ile alakali ne denilebilirki?
 

Serhan Eðeryýlmaz

New member
Katılım
1 May 2007
Mesajlar
385
Tepkime puanı
12
Puanları
0
Yaş
37
22 - Görmedin mi ki, gerçekten, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu Allah'a secde etmektedirler. Birçoğu üzerine azab hak olmuştur. Allah kimi aşağılık kılarsa, artık onun için bir yüceltici yoktur. Şüphesiz Allah, dilediğini yapar. (Hac Suresi 22.ayet
 
Üst Alt