de-niz................kenarında bir çay bahcesinde
nizamiye....de nöbet tuttuğu günleri düşünüyordu.
der-ken bir sesle irkildi.
kendi.....ne geldi birden dalgınlığından kurtulmuştu
ne-fes cekerek ney sesine kulaklarını dikti ve dudaklarından aşkına yazdığı şiir dökülmeye başladı.
fesini başından cıkarak kafasını kaşıdı ve ben artık gideyim dedi..
sinir...........leri cok bozuktu
leriman..geldi aklına birden cocukluğundaki en yakın arkadaşı.
ma-na.....sız derin hislere kapıldı.
na-maz vakti gecmek üzereydi birden irkildi saatine baktı..
ma-zi....ye bu kadar dalmamak gerek dedi ve
zile...den aldığı tesbiğini cekerek caminin yolunu tuttu.
ley-lak... gibi misler kokan o güzelim bahçeden geçerek camiide huşu içinde namazını eda etti.
lakos gömleğinin bir düğmesinin olmadığını farketti.
koskoca-man....lakos gömleği buna çok üzülmüştü bir an önce eve gitmek istedi.
mani... olmuştu eve gitmesine arkadan gelen ses... dur evlat beni tanımadınmı ben hizmetkar bu acelen ne.
niha-yet.... sesi duymuş ve arkasına döndüğünde çok mutlu olmuştu hizmetkar dedesiydi karşısındaki bir an gözleri dolu dolu oldu.
yetim..evet kücük yaşta yetim kalmıştı ve ona bakan dedesininin sesiydi bu uzun zamandır ziyaretine gitmemişti birden utandı ne diyeceğini bilemedi.
yeter ..!yeter dedi, hıçkırıklar boğazına düğümlendi , bu yılların acısıydı belki de
terler..anlından akıp göz yaşlarıyla birlikte yanağından aşşağıya süzülüyordu
ler... ler.... passs..
lerzan-ı düşündü birden, evet Lerzan için dedesinden, ailesinden kopması gerekiyordu, çünkü her ikisi farklıydı, eğer hayatını Lerzan ile birlikte geçirecekse dedesini , ailesini silmesi gerekiyordu, fakat şimdi dedesi göz yaşları içinde ona bakıyordu, sarılmak istiyordu, sarılamıyordu,
zannet...tiki lerzan la evlenince hayatın bütün cilesi bitecek onun parasıyla bir ömür boyu mutlu olacaklar cok yanılmıştı...başını tekrar dedesine doğru kaldırıp.keşke bana şimdi okkalı bir tokat vursa dövse hiç sesini cıkartmayacaktı hatalı olduğunu biliyordu..öylece dedesine bakakaldı..
zannet-mek...i yavrum şimdi içimde fırtınalar kopmuyor "ah bi sarılabilsem sana doya doya" diye içinden geçirdi...
net-sem diye düşünürken çantasında cep telefonu çaldı, telefonu aldı, baktı arayan Lerzandı .dedesini unutmuştu bile , alo deyince Lerzan " Aşkım hani bugün sinemaya gidecektik, beni niye ihmal ediyorsun " dedi ve bu sırada gözleri dedesiyle çakıştı, işte o an ne yapacağına karar verdi ve koşar adımlarla dedesinden hızla kaçmaya başladı, yaşlı adam ak sakalıyla yolun ortasında bir başına kalmıştı, işte yaşlı adam hayatı bir kez daha öğreniyordu, insanoğlu ne kadar nankördü,
sementa..... dan aldığı atletin yakasının ne kadar kirli olduğu farketti bu halde onunla buluşamam diye düşündü hemde ter kokmuştu az önce döktüğü göz yaşları gömleğinde leke yapmışt mutlaka eve gidip üstünü değiştirmesi gerekiyordu.yoldan gecen taksiye el kaldırdı ve yolun karşısında duran taksiye doğru koşmaya başladı karşı yönden gelen kamyonu farketmemişti...
tavşan gibi ezilmişti kamyonun altında, kamyon şoförü ona bakmamıştı bile, çevrede bulunan insanlar bir leş görmüşcesine kaçıyordularkaza yerinden , fakat uzaklardan ak sakallı dede, olanca gücüyle evladına doğru koşuyordu, oğlum, oğlum, oğlum...diyerek gidiyordu...
şanlı ....urfadan gelen dedesi torununun yanına geldiğinde o manzara karşısında ne yapacağını bilememişti her taraf kan icindeydi torunu kısk bir sesle dedeciğim beni affet .....
lıkır lıkır harran ovasında dedesiyle birlikte tarlada çapa yaparken , su içtiği günler gelmişti aklına, bir keresinde tarlada yine böyle çapa yaparken bir yılanla karşılaşmıştı da dedesini onu, bu beladan savmıştı, fakat şimdi ne yapmıştı, bir kadın uğruna dedesini terk etmişti, işte kadının bir erkeği getirdiği nokta, sonra pişman oldu ve zar zor gırtlağından şu iki kelime çıktı " dede Affet " dedi ve cansız bedeni yere yığıldı, dedesi onu kollarına almış, kollarında cansız duran torununa bakıyordu, göz yaşları cansız torununun yüzüne damlıyordu, hayat yine devam ediyordu, yine güneş aynı yerindeydi, trafik yine aynı, işte bir kadın bir erkeğin hayatını böyle bitirmişti, bu kurbanlardan sadece biriydi
kırılan....dedesinin kalbi bu seferde torununun acısıyla alevler içinde yanıyordu ve torununa bakarak..İnna lillahi ve innâ ileyhi râciûn...dedi.
lan torun böyle mi ölecektin , beni bu şehirde tek başıma bırakıp mı gidecektin, bir kız uğruna beni, aileni perişan mı edecektin, yazıklar olsun emeklerime , yazıklar olsun senin için çalıştığım çabaladığım o günlere, gecelere uykusuz bırakan o dertlerinle dertlendiğim günlere yazıklar olsun, hain torun, sen asla arkasından tabutu taşınacak biri değilsin dedi yaşlı adam ve torununun cansız bedeni yola atıvermişti, ve sonra ambulanslar gelmişti, acilde görevli memurlar ilk muayeneyi yaptıklarında torunun öldüğünü anlamışlardı, 30 lu yaşlarda bir doktor , yaşlı adama dönerek " tanıyor musunuz, yoksa bir yakınınız mıydı? diye sorduğunda yaşlı adam, " Hayır hiç tanımıyorum, tesadüfen yoldan geçiyordum gördüm, dedi ve göz yaşlarını tutamayarak kaza yerinden ayrıldı ve oradan geçen bir taksiye atlayarak Atatürk Havalimanına gitti , ilk uçakla Urfa'ya döndü....
Hikaye burada bitiyor.
Lerzan ; Bu kazadan 2 ay sonra zengin bir ailenin oğluyla evlendi, 2 çocukları var, şu anda boşanma davaları var, yakın bir zamanda boşanacaklar.
Yaşlı amca ; Urfa'ya geri döndü, bu olayı hiç kimseye anlatmadı, acısını hep kalbinde yaşadı.
kamyon şoförü ; Kazadan sonra yaklaşık yarım saat içinde uçurumdan uçarak kamyonuyla birlikte mahvoldu, şu anda komada...
Acilde görevliler ; Her zamanki işlerine devam ediyorlar,
yazanlar:naz... beyaz ışık...nuayman...ruşen_alp...hırcın..
nizamiye....de nöbet tuttuğu günleri düşünüyordu.
der-ken bir sesle irkildi.
kendi.....ne geldi birden dalgınlığından kurtulmuştu
ne-fes cekerek ney sesine kulaklarını dikti ve dudaklarından aşkına yazdığı şiir dökülmeye başladı.
fesini başından cıkarak kafasını kaşıdı ve ben artık gideyim dedi..
sinir...........leri cok bozuktu
leriman..geldi aklına birden cocukluğundaki en yakın arkadaşı.
ma-na.....sız derin hislere kapıldı.
na-maz vakti gecmek üzereydi birden irkildi saatine baktı..
ma-zi....ye bu kadar dalmamak gerek dedi ve
zile...den aldığı tesbiğini cekerek caminin yolunu tuttu.
ley-lak... gibi misler kokan o güzelim bahçeden geçerek camiide huşu içinde namazını eda etti.
lakos gömleğinin bir düğmesinin olmadığını farketti.
koskoca-man....lakos gömleği buna çok üzülmüştü bir an önce eve gitmek istedi.
mani... olmuştu eve gitmesine arkadan gelen ses... dur evlat beni tanımadınmı ben hizmetkar bu acelen ne.
niha-yet.... sesi duymuş ve arkasına döndüğünde çok mutlu olmuştu hizmetkar dedesiydi karşısındaki bir an gözleri dolu dolu oldu.
yetim..evet kücük yaşta yetim kalmıştı ve ona bakan dedesininin sesiydi bu uzun zamandır ziyaretine gitmemişti birden utandı ne diyeceğini bilemedi.
yeter ..!yeter dedi, hıçkırıklar boğazına düğümlendi , bu yılların acısıydı belki de
terler..anlından akıp göz yaşlarıyla birlikte yanağından aşşağıya süzülüyordu
ler... ler.... passs..
lerzan-ı düşündü birden, evet Lerzan için dedesinden, ailesinden kopması gerekiyordu, çünkü her ikisi farklıydı, eğer hayatını Lerzan ile birlikte geçirecekse dedesini , ailesini silmesi gerekiyordu, fakat şimdi dedesi göz yaşları içinde ona bakıyordu, sarılmak istiyordu, sarılamıyordu,
zannet...tiki lerzan la evlenince hayatın bütün cilesi bitecek onun parasıyla bir ömür boyu mutlu olacaklar cok yanılmıştı...başını tekrar dedesine doğru kaldırıp.keşke bana şimdi okkalı bir tokat vursa dövse hiç sesini cıkartmayacaktı hatalı olduğunu biliyordu..öylece dedesine bakakaldı..
zannet-mek...i yavrum şimdi içimde fırtınalar kopmuyor "ah bi sarılabilsem sana doya doya" diye içinden geçirdi...
net-sem diye düşünürken çantasında cep telefonu çaldı, telefonu aldı, baktı arayan Lerzandı .dedesini unutmuştu bile , alo deyince Lerzan " Aşkım hani bugün sinemaya gidecektik, beni niye ihmal ediyorsun " dedi ve bu sırada gözleri dedesiyle çakıştı, işte o an ne yapacağına karar verdi ve koşar adımlarla dedesinden hızla kaçmaya başladı, yaşlı adam ak sakalıyla yolun ortasında bir başına kalmıştı, işte yaşlı adam hayatı bir kez daha öğreniyordu, insanoğlu ne kadar nankördü,
sementa..... dan aldığı atletin yakasının ne kadar kirli olduğu farketti bu halde onunla buluşamam diye düşündü hemde ter kokmuştu az önce döktüğü göz yaşları gömleğinde leke yapmışt mutlaka eve gidip üstünü değiştirmesi gerekiyordu.yoldan gecen taksiye el kaldırdı ve yolun karşısında duran taksiye doğru koşmaya başladı karşı yönden gelen kamyonu farketmemişti...
tavşan gibi ezilmişti kamyonun altında, kamyon şoförü ona bakmamıştı bile, çevrede bulunan insanlar bir leş görmüşcesine kaçıyordularkaza yerinden , fakat uzaklardan ak sakallı dede, olanca gücüyle evladına doğru koşuyordu, oğlum, oğlum, oğlum...diyerek gidiyordu...
şanlı ....urfadan gelen dedesi torununun yanına geldiğinde o manzara karşısında ne yapacağını bilememişti her taraf kan icindeydi torunu kısk bir sesle dedeciğim beni affet .....
lıkır lıkır harran ovasında dedesiyle birlikte tarlada çapa yaparken , su içtiği günler gelmişti aklına, bir keresinde tarlada yine böyle çapa yaparken bir yılanla karşılaşmıştı da dedesini onu, bu beladan savmıştı, fakat şimdi ne yapmıştı, bir kadın uğruna dedesini terk etmişti, işte kadının bir erkeği getirdiği nokta, sonra pişman oldu ve zar zor gırtlağından şu iki kelime çıktı " dede Affet " dedi ve cansız bedeni yere yığıldı, dedesi onu kollarına almış, kollarında cansız duran torununa bakıyordu, göz yaşları cansız torununun yüzüne damlıyordu, hayat yine devam ediyordu, yine güneş aynı yerindeydi, trafik yine aynı, işte bir kadın bir erkeğin hayatını böyle bitirmişti, bu kurbanlardan sadece biriydi
kırılan....dedesinin kalbi bu seferde torununun acısıyla alevler içinde yanıyordu ve torununa bakarak..İnna lillahi ve innâ ileyhi râciûn...dedi.
lan torun böyle mi ölecektin , beni bu şehirde tek başıma bırakıp mı gidecektin, bir kız uğruna beni, aileni perişan mı edecektin, yazıklar olsun emeklerime , yazıklar olsun senin için çalıştığım çabaladığım o günlere, gecelere uykusuz bırakan o dertlerinle dertlendiğim günlere yazıklar olsun, hain torun, sen asla arkasından tabutu taşınacak biri değilsin dedi yaşlı adam ve torununun cansız bedeni yola atıvermişti, ve sonra ambulanslar gelmişti, acilde görevli memurlar ilk muayeneyi yaptıklarında torunun öldüğünü anlamışlardı, 30 lu yaşlarda bir doktor , yaşlı adama dönerek " tanıyor musunuz, yoksa bir yakınınız mıydı? diye sorduğunda yaşlı adam, " Hayır hiç tanımıyorum, tesadüfen yoldan geçiyordum gördüm, dedi ve göz yaşlarını tutamayarak kaza yerinden ayrıldı ve oradan geçen bir taksiye atlayarak Atatürk Havalimanına gitti , ilk uçakla Urfa'ya döndü....
Hikaye burada bitiyor.
Lerzan ; Bu kazadan 2 ay sonra zengin bir ailenin oğluyla evlendi, 2 çocukları var, şu anda boşanma davaları var, yakın bir zamanda boşanacaklar.
Yaşlı amca ; Urfa'ya geri döndü, bu olayı hiç kimseye anlatmadı, acısını hep kalbinde yaşadı.
kamyon şoförü ; Kazadan sonra yaklaşık yarım saat içinde uçurumdan uçarak kamyonuyla birlikte mahvoldu, şu anda komada...
Acilde görevliler ; Her zamanki işlerine devam ediyorlar,
yazanlar:naz... beyaz ışık...nuayman...ruşen_alp...hırcın..