Ibrahim Ibni Edhem ile Sekik'ül-Belhi (rahmetullâhi aleyhim) Mekke'de karsilasirlar. Ibrahim, Sekik'e: «Seni bu duruma getirmeye sebep ne oLdu» diye sorar. Sakik söyle cevap verir. «Günlerden bir gun çöle varmistim.
Kiraç bir yerde yatan, kanatlari kirik bir kus gördüm. Kendi kendime «Surada oturayim ve bu kusun rizkinin nereden geldigini gözetleyim» dedim. Kusun karsisinda yere çöktüm. O sirada gagasi arasinda çekirge tasiyan baska bir kus belirdi, kirik kanadli kusun yanma konarak gagasi arasindaki çekirgeyi onun gagasina birakti.
Bu durumu görünce içimden «Bu kusu öbürüne vasita kilan, ulu Allah (C.C.)´a nerede olursam olayim benim rizkimi da saglamaya kadirdir» diyerek kazanç pesinden kosmaya son verdim ve kendimi tamamen ibadete adadim.»
Ibrahim Ibni Edhem. O'na: «Peki neden sen o kirik kanadli kusa yiyecek tasiyan saglam kus olup daha yüksek dereceli olmak istemiyorsun? Sen Peygamber (S.A.V)'imizin «Yüksek el (verenin eli) alçak elden (alanin elinden) deha hayirlidir» diye buyurdugunu duymadin mi?
Mü'minin alâmeti, iki dereceli olan her seyde, daha üstün olan derecenin pesinden kosmaktir. Böylelikle ancak iyilerin menziline ulasabilir.
Bu cevabi alan Sekîk. Ibrahim Ibni Edhem'in elini tutarak öptü ve «Yâ Ebû Ishak (Ibrahim Ibni Edhem'i lekabi) sen bizim üstadimizsin» dedi.
Fakat insan bir neceye ulesmak üzere sebeplere el attigi zaman gözünü bunlara dikip onlara takilmamali, tersine her zaman bakislarinin hedefi ve emeginin amaci Allah (C.C) olmalidir. Bu-husûsda, dilenciyi örnek almali.
Bilindigi gibi, dilenciler dilenirken bir kab kullanirlar. Fakat kab onun araci oldugu için dilenirken gözlerini kaba degil, onlara bir sey verecek olan insanlara dikerler.
Kiraç bir yerde yatan, kanatlari kirik bir kus gördüm. Kendi kendime «Surada oturayim ve bu kusun rizkinin nereden geldigini gözetleyim» dedim. Kusun karsisinda yere çöktüm. O sirada gagasi arasinda çekirge tasiyan baska bir kus belirdi, kirik kanadli kusun yanma konarak gagasi arasindaki çekirgeyi onun gagasina birakti.
Bu durumu görünce içimden «Bu kusu öbürüne vasita kilan, ulu Allah (C.C.)´a nerede olursam olayim benim rizkimi da saglamaya kadirdir» diyerek kazanç pesinden kosmaya son verdim ve kendimi tamamen ibadete adadim.»
Ibrahim Ibni Edhem. O'na: «Peki neden sen o kirik kanadli kusa yiyecek tasiyan saglam kus olup daha yüksek dereceli olmak istemiyorsun? Sen Peygamber (S.A.V)'imizin «Yüksek el (verenin eli) alçak elden (alanin elinden) deha hayirlidir» diye buyurdugunu duymadin mi?
Mü'minin alâmeti, iki dereceli olan her seyde, daha üstün olan derecenin pesinden kosmaktir. Böylelikle ancak iyilerin menziline ulasabilir.
Bu cevabi alan Sekîk. Ibrahim Ibni Edhem'in elini tutarak öptü ve «Yâ Ebû Ishak (Ibrahim Ibni Edhem'i lekabi) sen bizim üstadimizsin» dedi.
Fakat insan bir neceye ulesmak üzere sebeplere el attigi zaman gözünü bunlara dikip onlara takilmamali, tersine her zaman bakislarinin hedefi ve emeginin amaci Allah (C.C) olmalidir. Bu-husûsda, dilenciyi örnek almali.
Bilindigi gibi, dilenciler dilenirken bir kab kullanirlar. Fakat kab onun araci oldugu için dilenirken gözlerini kaba degil, onlara bir sey verecek olan insanlara dikerler.