Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bir Hidâyet Öyküsü

  • Konbuyu başlatan ssss
  • Başlangıç tarihi
S

ssss

Guest
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
SİZLERLE BİR HİDAYET ÖYKÜSÜNÜ PAYLAŞMAK İSTEDİM,UMARIM BU HİKAYE
HİDAYET BULMASINI BEKLEDİĞİMZ KARDEŞLERE DE VESİLE OLUR..
SIKILMADAN OKUMANIZ TEMENNİSİYLE..
" Yerin derinliklerinde gömülü, taşlaşmış olan bir cevher, hünerli eller tarafından çıkarılıp işlenmeyi bekler. "Nefs" denilen, "dipsiz kuyunun içindeki rûh" çırpınıp durmaktadır.işte o ruh takdir edilen bir vakitte gömülü kaldığı derinliklerden yükselip kalb semâlarını aydınlatır."
İşte o nasipli kullardan biri…
İsmi Carol, Amerikalı...
Hidâyeti için takdir edilen vakit, 90'lı yıllar. Hidâyete varış hikâyesini kendisinden dinleyelim:
"Düşünmeye başladığım ilk zamanlardan bu yana Hristiyanlık beni hiç tatmin etmiyordu. Hele bu dinin İsa -aleyhisselâm-'ın Allâh'ın oğlu olduğu şeklindeki akîdesini aslâ benimseyemedim.
İlkokul üçüncü sınıfta bir Yahûdi arkadaşım vardı. Dîni beni çok etkilemişti. Yaptığımız sohbetlerde "onun da, benim de ilâhımız olan Allâh'ın eşşiz kudreti" karşısında büyülenmiştim.
İlköğretim, lise ve üniversite boyunca Yahûdiliği araştırdım. Ve Yahûdilik dersleri almaya başladım. Bu dinin, Allâh hakkında inanmak istediğim şekline çok yakın olduğunu anladım ve nihayet Yahûdi olmaya karar verdim. Muhâfazakâr bir hahamla görüştüm. Fakat haham, beni bu teşebbüsümden alıkoymaya çalıştı. Ne kadar ısrar etsem de kabul etmedi. Çok üzülmüştüm.
Bir süre sonra başka bir Sinagog'da, başka bir hahamla konuşup Yahûdiliğe girmek istediğimi söyledim. Haham:
"-O kadar istiyorsan Yahûdiliğe geçebilirsin, ancak öteki Yahûdiler, seni aslâ bir Yahûdi olarak görmezler." dedi.
Bu olanlardan sonra, yahudiliğe karşı tüm hevesim kırılmıştı.
Başka dinleri araştırmaya başladım. Sırasıyla Budizm'i ve Amerikan yerlilerinin maneviyâtını inceledim. Önceki arayışlarım gibi hiçbir yere varamıyordum. Ve sonunda içimdeki "müteâl ve kudreti sonsuz Allâh" inancıyla yetinmeye karar verdim.
Evlenmeye karar verdiğim insanla karşılaşana kadar, İslâm'ı bir din olarak araştırma ihtiyacı hissetmemiştim. Çünkü İslâm'ı, ortaçağda kalmış, hep kan döken, insanlara huzurdan çok savaş vaad eden bir din olarak duymuştum ve doğrusu hiç dikkatimi çekmemişti.
Müstakbel kocamla ilk tanıştığımda, onun müslüman olduğunu öğrenince şaşırıp kalmıştım. Kaba ve câhil olduklarını düşündüğüm için, espri yeteneğini, hayata dâir düşüncelerini ve derin bilgisini gördükçe hayrete düştüm. İslâm'la aramdaki buz dağları bu ilk tanışmayla biraz erimişti. Böylelikle bu dîni daha iyi tanımak için incelemem gerektiğine karar verdim.
Günler günleri, aylar ayları kovalıyor, araştırma yaptıkça İslâm'ın "hak din" olduğunu görüyordum. Ve İslâm'ın tevhid inancının, yıllardır içimde beslediğim Allâh inancıyla ne kadar yakın olduğunu fark edince, hayretler içinde kaldım.
Ve ilk vurgun yediğim an!
Hanımlarla toplandığımız dersimizde dinlediğim bir âyet âdeta beni başka âlemlere götürüp, oradan da kendime getirmişti.
Bakara Sûresi'ndeki bu âyet, yahûdilerin inek kurban etmelerinden dolayı ilâhî emri sorgulamalarıyla ilgiliydi. Âyet beni öylesine sarsmıştı ki, Allâh karşısında çok büyük bir mahcûbiyet hissetmiştim.
Dersin ortasında sesli sesli ağlamaya başladım. Bütün dinlediğim sözlerin ötesinde, Kur'ân yalnızca âhenkli okunuşuyla öyle büyük bir mûcizeydi ki, kararmış gönülleri bile kıskıvrak yakalıyor, câzibesiyle kendine çekiyordu.
Aynı akşam, uyumadan önce, Allâh'tan bana yardımcı olmasını isteyerek rastgele Kur'ân-ı Kerîm'i açtım. İlk karşıma çıkan âyeti sesli sesli okumaya başladım:
"Peygambere indirileni dinledikleri zaman, âşinâ oldukları hakîkatlerden duygulanarak gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Onlar "Ey Rabbimiz, îmân ettik." derler. Sen de bizi hakka şahitlik eden mü'minlerle beraber yaz. Biz Rabbimiz'in bizi sâlihlerle beraber cennetine koymasına can atarken, Allâh'a ve hak olarak bize gelmiş olana niçin îmân etmeyelim. Bu sözlerinden dolayı Allâh onları altlarından ırmaklar akan cennetlerle mükâfatlandırdı." (Mâide, 83-85)
Âdetâ nutkum tutulmuştu. Allâh, kelâmı Kur'ân ile benimle konuşmuştu. Allâh Teâlâ'nın beni İslâm'a çağıran son mesajı buydu işte.
Kısa bir süre sonra Kelime-i Şehâdet getirerek müslüman olmuştum. Rûhumun özgürlüğe kavuştuğunu hissediyordum.Beni hidâyete erdirdiğinden dolayı âlemlerin Rabbine nihâyetsiz hamd ü senâlar olsun…"

ALLAH C.c hidayetini beklediklerimize de nasip etsin...
selametle...
 

hamidü'l Quran

New member
Katılım
30 Tem 2007
Mesajlar
384
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
33
Konum
Ýstanbul
allah razı olsun ......ALLAH C.c hidayetini beklediklerimize de nasip etsin...
selametle....
 
S

ssss

Guest
Ecmain olsun ALLAH C.C cümlemizden razı ve memnun olsun kardeşler.
 

Uhud daðý

New member
Katılım
2 Tem 2007
Mesajlar
796
Tepkime puanı
39
Puanları
0
Yaş
40
allah razı olsun kardeş rabbim ümmeti muhammde hidayet nasip etsin
 

rusen_alp

New member
Katılım
11 Mar 2007
Mesajlar
1,475
Tepkime puanı
86
Puanları
0
Yaş
42
Konum
ruhlar aleminden
Allah ( c.c. ) razı olsun.
Allah'ın varlığı için bir çok delil vardır, bu delillerin her biri aklı olan ateistlere tokat bir cevap veriyor, fakat aklını değil, idolojik saplantılara olan kişilere ise bir faydası yok.

Burada da anlaşıldığı üzere Allah'ın varlığına dair delillerden bir tanesi de psikolojik delildir, İnsan sadece fiziksel ve biyolojik fonksiyonları bulunan bir canlı değildir, insanda aklın ve beş duyunun dışında düşünce, tasvir, rüya, hayal , sezgi , ihma vb bir takım özellikler de verilmiştir, insan bu duygular nedeniyle aşk, sevgi, iyilik, acıma, merhamet, ülfet gibi iç zenginliklere sahiptir, fakat tüm bu duyuların bir kaynağı olmalıdır , Allah bu kaynağın bizzat kendisidir,
 
Üst Alt