Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bir Gecede Kaç Kişi Bu Şehirde...

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Bir Gecede Kaç Kişi Bu Şehirde...

gece%20sehir.JPG


Şehr-i Istanbul'a...

Bir gecede ne kadar tebbessümü emzirir bağrında bu şehir?..

Bir gecede ne kadar gözyaşı ırmak olup akar denize?..

Kaç ayrılık düğümlenir vuslata?..

"Bir gecede ne kadar kanı akar bu şehrin?!"

Kaç fırıncı ağlayan bir kadına karşılıksız ekmek verir?

Kaç kişi karanlığın çöpünü karıştırır bu şehirde?

Bir gecede kaç martı yolunu kaybeder?

Kaç çığlığın sesinin kısılmasına,

Sessizliğin gürültüsüne ve kalabalıktaki yalnızlığa şahittir bu şehir?..

Ve kaç elin sımsıkı biribirine sarıldığına,

Kaç umudun elektirik teline takıldığına,

Kaç çocuğun annesinin bağrına gömüldüğüne,

Kaç annenin hüzünden sütünün kesildiğine,

Kaç nutku tutulmuş sözün melodiye dönüştüğüne,

Uyanıkken kaç rüyanın görüldüğüne,

Kaç hülyanın piminin çekildiğine,

Kaç kişinin sağ elini kaybedip sol elini kullanmaya mecbur kaldığına,

susmuştur bu şehir?!.

Ve
bu şehir kaç gece gözümden akmıştır ...

Kaç kişi sevdiğine harcadığı para için;

Bir cebimden diğer cebime koydum demiştir,

Ve kaç kişi onu seveni para için harcamıştır,

Bir gecede kaç demir leblebi çiğnenmiş,

Kaç kızıl elma çürümüştür bu çilekeş şehirde?..

Kaç kişi musallaya yaslanıp ölümün provasını yapar,

Kaç kişi aynada kendini seyreder ve

Gözlerine bakmaya cesaret eder,

işte bu gece bu şehirde...


Kaç kişi evine sığamaz da, gece matinasından geç vakit çıkar,


tul%20ve%20sehir.JPG



Kaç kişi akvaryumda yaşar,

Kaç kişi okyanusta kaybolur,

Ve kaç kişi kendi başına yüzmeyi, yaşamayı öğrenir,

Bu şehirde kaç kişi birini aldatmaktan bıkıp,

Bir gece/de
nefsini atlatır,

Kaç kişi karşılıklı birbirinden habersiz platonik aşıktır,

Kaç bonkör kişi sevgi fukarasıdır,

Ve kaç fakir siyahi çocuğun nasırlı elleri aşk kokar,

Ne zaman uyur bu şehir?

Bir gecede kaç parantez açılır ve kaç parantez kapanır,

Kaç cümlenin sonu muallakta kalır,

Kaç balık kavağa çıkar,

Kaç kişi kendine zulmetmekten bıkar ve indiği bayıra tekrar tırmanır,

Kaç kişi sondan tekrar başa döner,


Bu şehirde kaç kişi beklenmedik bir anda kendini bulur,

Kaç kişi bir gecede masa başında başkalarının hayatını karartır,

Kaç ön yargı çürütür dostluk tohumlarını,

Kaç kişi kendine çiçek alır bir çingenden,

Ve kaç kişi bir türlü dönemediği köşeyi döner bir gecede...

Kaç can seslenmeden duyar,

Ve kaç can görmeden sever, karşılıksızca...

sisedeki%20sehir.JPG


Bu gece kaç kişi vardır bu şehri bana bir şişeye koyup gönderecek,


Yada beni bir şişiye koyup bu şehre gönderecek!

Bir gecede kaç kişi bu şehirde...


Meryem Rabia Taşbilek
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Biz de deriz ki; Sen divane olmuşsun. Elinde tuttuğun felsefe dürbünü güzellikleri çirkin gösteriyor. Her yerde acıklı bir hal görüyorsun. Yahu bütün memleket o dürbün ile sana bir matemhaneye dönmüş. Herşey ve herkez sana feryad eder görünmüş. Herkez ruhen ölmüş, herkez ağlıyor. Herkez sana yabancı herşey sana düşman. Herşey biribirine düşman. Herkez yetim, herkez biçare. Aman veren yok. Elinden de bir şey gelemdiğinden vicdanın azab içinde.

Oysa felsefenin her şeyi ters gösteren karanlıklı dürübünü yerinde iman dürbünü ile akıl ve kalb ittifakı ile bakılsa görülür ki: "Nihayet derecede adil, merhametkar, raiyyetperver, muktedir intizamperver, müşfik bir melikin memleketi, hem bu derece göz önünde asar-ı terakkiyat ve kemalat gösteren bir memleket, senin vehminin gösterdiği surette olamaz."

Selam Duha hocam,

Bu yazdıklarının hepsini bu şiirden mi anladın?

Yazarın diğer yazılarını da okuyup öyle yazsaydın ne iyi olurdu!
 

Rosa Parks

New member
Katılım
21 May 2009
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Web sitesi
dilsizmutercim.blogcu.com
Dildeşlik/Dilsizlik

Dildeşlik/Dilsizlik

Ve;
Bir ömürde kaç dildeş bulunur şu fani dünyada?..
Keşke sayıları az derken latife ediyor olsaydık. Ama öyle değil.
Nasip ki onlardan yana da ya sınanıyoruz ve/ya mahrumiyet yaşıyoruz.
Rabbim hepimizin, akleden kalbinin derinine inmeye basamak olan kardeş/lik/lerini bereketlendirsin. Yürek bağlarımıza şefkat ve insaf suyu yürüsün kardeşlikten yana her dem. Bize zor olan O'nunla kolaydır.

''Dildeşi olmayanın yüz türlü nağmesi de olsa; dilsizdir!''
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Allah iyiliğini versin. Ben fiile ve akıbete bakarım. Nihayetinde bu şiir elim bir karamsarlık veriyor. Ben de şiiri eleştirdim. Yazar çok iyimserdir, alimdir, bilemem, ellerinden öperim.

Keşke şiiri eleştirseydiniz.

Sen divane olmuşsun. Elinde tuttuğun felsefe dürbünü güzellikleri çirkin gösteriyor. Her yerde acıklı bir hal görüyorsun. Yahu bütün memleket o dürbün ile sana bir matemhaneye dönmüş. Herşey ve herkez sana feryad eder görünmüş. Herkez ruhen ölmüş, herkez ağlıyor. Herkez sana yabancı herşey sana düşman. Herşey biribirine düşman. Herkez yetim, herkez biçare. Aman veren yok. Elinden de bir şey gelemdiğinden vicdanın azab içinde.

Üstteki satırlar şiirden çok yazanı eleştiriyor gibi. Elbette yazanı da eleştirin ama şiiri eleştirdim demeyin, şiirden dolayı yazanı eleştirdim deyin daha doğru olur.
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Ve;
Bir ömürde kaç dildeş bulunur şu fani dünyada?..
Keşke sayıları az derken latife ediyor olsaydık. Ama öyle değil.
Nasip ki onlardan yana da ya sınanıyoruz ve/ya mahrumiyet yaşıyoruz.
Rabbim hepimizin, akleden kalbinin derinine inmeye basamak olan kardeş/lik/lerini bereketlendirsin. Yürek bağlarımıza şefkat ve insaf suyu yürüsün kardeşlikten yana her dem. Bize zor olan O'nunla kolaydır.

''Dildeşi olmayanın yüz türlü nağmesi de olsa; dilsizdir!''

Selam Rosa Parks,

Sayıları az mı,

bulduysan şükret ve sıkıca sarıl dildeş(ler)ine... Zaten yapıyorsundur ya benimkisi had bilmezlik galiba...

Lut' un kavmi helak edilirken orada kurtarılacak sadece bir ev halkı vardır.
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
...
Elbette şiir eleştirilmişse şair de eleştirilmiş olur. Ama Rabia Hanımın zatı eleştirilmiş olmaz. Çünkü, tek şiir ile Rabia Hanımın tüm vasfını idrak edip anlayamayız. Hal böyle olunca şiir ve şairi eleştirmek Rabia Hanımı eleştirmek değildir...

Bilmem anlatabildim mi?

İkimiz de ne dediğimizi anlattık sanırım.

Şiirle okurları başbaşa bırakalım artık.

Selamlar!
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
...

Sanırım Çamdalı kardeşin hassasiyeti de bu noktadan geliyor. Belki, şiir kötü diye Şairin zatını eleştirenlerden zannedip öyle değerlendirdi.

Evet fail ile fiili ayırdetmek önemlidir.

Üstteki şiirin kötü olduğu düşüncesine karşıyım zaten kötü olsa niye buraya asayım değil mi? Şiiri yazan, güzellikler ve çirkinliklerle içiçe yaşayan bir şehirden yükselen çığlıkları duyup bize duyurmuş. Yüreğine sağlık olsun.

Selamlar!
 

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Evet ama şiiri sen beğeniyorsun diye biz de beğenmek zorunda değiliz değil mi? Zaten biz de "Çamdalı beğenmediği şiiri asmış" demedik.

Şiir lafız , lafızdaki sanat olarak güzel. Zaten ona itiraz etmedim. Lakin ihtiva ettiği manaların manasını yazmışım. Mana olarak demode. Zira, o manada şiirleri o kadar çok şair yazıyor ve o kadar çok kişi o şiirlerdeki lafıza ve lafızda ki sanata aldanıp peşine düşüyor ki... Ortalık karamsarlardan ve ümitsizlerden geçilmez oldu.

Neyse, bırakalım şiiri okusunlar. Ama şunu unutma okunmasına hizmet etmiş de olduk ;)

Tabii ki benim beğendiğim şiirleri beğenme zorunluluğu yok kimsenin. Gerçi şeklen de olsa beğeninizi ifade etmişsiniz :)

Evet yavaş yavaş gölgemiz çekiliyor şiirin üzerinden. :)

Katkınız için teşekkürler !
 
Üst Alt