Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bilseler Yapmazlardi

cüneytkaya

New member
Katılım
10 Tem 2007
Mesajlar
85
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
44
"Âişe-i Sıddîka" radıyallahü anhâ,
Birşeyi merak edip, geldi Resûlullaha.

Şöyle suâl etti ki: (Ey Allahın Habîbi!
Hiç "Uhud"da çektiğin sıkıntı, elem gibi,

Üzüntü ve kederin oldu mu başka günler?
Zîra küffâr, "Uhud"da amcanı öldürdüler.

Mübârek iki dişin kırıldı hattâ o gün,
O günden sıkıntılı olmuş muydu bir günün?)

Resûlullah, cevâben buyurdu: Yâ Âişe!
Hakîkaten "Uhud"da oldu büyük endîşe.

Buna rağmen, bunlardan daha acı olan var,
Uhud'dan şiddetliydi "Akabe"de olanlar.

Kureyşten bir guruba gitmiş idim bir ara,
"Peygamber" olduğumu söylemiştim onlarra.

Ümîdim şöyleydi ki, inanıp sözlerime,
Hemen îmân ederler, benim nübüvvetime.

Lâkin kabûl etmeyip, ezâya başladılar,
Kötü şeyler söyleyip, üstelik taşladılar.

Ayaklarıma kadar, uzanıp aktı kanım,
O gün kime gittimse, hakârete uğradım

Namâz kılıyordum ki, bir gün de Beytullahta,
Mel'un "Ebû Cehil" de bulunurdu orada.

Başkaları da gelip, yanına oturdular,
Bana, hakâret yollu lâflar edip durdular.

O sırada bir kimse, bir "Deve işkembesi",
Oraya bırakarak, geri gitti kendisi.

"Ebû Cehil", eliyle o şeyi göstererek,
Orada olanlara şöyle dedi gülerek:

(Şu kanlı işkembeyi, kim alıp da o yerden,
Koyar başı üstüne, Muhammed secdedeyken?)

Onların arasında, "Ukbe bin Ebî Muayt",
Onun dediği şeyi, yaptı bana o bedbaht.

Bir müddet kalkamadım bu sebeple secdeden,
Onlar ise, öyle çok zevk aldı ki bu şeyden,

Kahkahalar atarak, bir hayli gülüştüler,
Öyle ki, birbirleri üzerine düştüler.

Birisi, "Fâtıma"ya haber vermiş o ara,
O gelip, o pis şeyi alıp attı kenara.

Bütün bunlara rağmen, dedim ki: (Yâ ilâhî,
Hoştur senden ötürü bu hakâretler dahî.

Ve lâkin hakîkati bilmiyor bu kimselerr,
Bilseler yapmazlardı, onlara hidâyet ver.)

O anda geldi bana, Cibrîl aleyhisselâm,
Dedi ki: (Hak teâlâ, eyledi sana selâm.

Buyurdu ki, ben Ona gönderdim ki bir melek,
Habîbim ne dilerse, yerine getirecek.)

Sonra geldi o melek, dedi ki: (Emret bana,
Ben müvekkel meleğim, Mekkenin dağlarına.

İster bitiştireyim, arasını dağların,
Kahrolsun her birisi, Mekkede olanların.)

Dedim ki: (Hayır hayır, onları etme helâk,
Zîra ben, âlemlere geldim rahmet olarak.

Mümkündür ki, onların neslinden çok kimseler, Gelir ve onlar bana, hâlis îmân ederler.)
 
Üst Alt