Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bilgi üreten kalp mi? Yoksa akıl mı?

CE_Neferi69

New member
Katılım
27 Ocak 2009
Mesajlar
423
Tepkime puanı
852
Puanları
0
Konum
Almanya / Baden-Württemberg
BİLGİ ÜRETEN KALP Mİ? YOKSA AKIL MI?

Akıl beş duyumuzun kaydettiği bilgileri harmanlayarak sonuca varır. Bir tür kanaat önderimizdir akıl melekesi. Zira beyne gelen bilgileri yorumlama işi akla ait bir donanım olup, bilgi üreten fonksiyonel organ ise kalbe ait bir husustur. Nitekim beyin beş duyumuzun saldığı bilgileri kayd edip ekran görevi yapar sadece, bir nevi beyin hard diskindeki (hafızasındaki) yazılımı akıl vasıtasıyla ekrana taşır. Yani sanıldığının aksine bilgiyi üreten akıl değil kalptir. Kalp sayesinde göz ve kulak gibi organlarımıza sürekli duygu sağınımı gerçekleşir. İşte bu duygu salınmanın yansıması neticesinde beyin üzerinde gerçekleşecek akli yorumla bilgiler kuvvetli fiile dönüşür.
Bazen duygulandığımızda gözyaşımıza sahip olamayız, neden acaba? Hiç düşündünüz mü? Çünkü gözyaşı kalbin otoritesiyle salgılanır, akılda beyin mekanizmasında sahne alır adeta. Hatta arkadaşlar arasında zaman zaman konuşurken benim altıncı hissim kuvvetli deriz ya, işte onun gibi bir şey olsa gerektir. Yani altıncı his derken önsezimizin varlığına işaret ederiz. Önsezi bazen iç sıkıntı bazen de neşe şekilde zuhur edebiliyor. İşte bu noktada kalbe ait önemli bir unsuru ortaya koyuyoruz ki bunun adı da: önsezi gerçeğidir.

Anlaşılan odur ki beyne yazılmamış duygular kalp barkodundan geçerek bilgi üretimine dönüşüyor. Kalp bununla da kalmayıp aynı zamanda duygu seli ile birlikte sevgi denilen iksiri de gizliyor bağrında. Derken sevgi selimiz kalp tarafından salgılanarak beyinde yazıya dönüşerek ya dilimizle ya da vücut dilimizle karşımızdaki varlığa ilan etmiş oluruz sevgimizi. Böylece gönlümüzün dile gelmesi kalp sayesinde gerçekleşiyor her daim. Demek oluyor ki direk olarak bilgi üreten merkez kalpmiş, bilgiyi beyin bilgisayarında yorumlayan ise akılmış meğer.

Kur’an ayetlerini derinlemesine incelendiğinde Kur’an’ın doğrudan akla hitap etmediği görülecektir, bu yüzden Rabbül âlemin insan kalbini muhatap kabul eder. Çünkü vahyi ancak kalp anlar. Vahyin dışında evrende cereyan eden olayları her şey zıddı ile bilinir gerçeğinden hareketle eşyanın hakikatini mukayese yaparak bilgi ediniriz. Fakat fizikötesi âlem böyle değil. Nitekim Allah’ın zıddı olmadığından, akıl Yaratanı kavramaktan acizdir, O’nu ancak kalp hisseder ve sonunda ‘Amenna saddak‘ diyerek Mevla’ya teslim oluruz. Dolayısıyla Kur’anda geçen ; ‘Allah kalplerini ve kulaklarını mühürlemiş ve gözlerine bir perde inmiştir ve bunların hakkı azim bir azaptır‘(Bakara suresi ayet:17) ayetini Dr. Haluk Nurbaki Allahü Teala; sanat şaheserim olan bu kalbe imza attım. O’nu imanla ve sevgiyle doldurmazsanız mühürlerim şeklinde yorumlamıştır. Hatta Rabbül Âlemin; ‘Ben yere göğe sığmam Mü’min kulumun kalbine sığarım’ beyan buyurarak bu manaya işaret etmiştir.

Vesselam.

Alperen GÜRBÜZER

(ALINTI)

 
Son düzenleme:
Üst Alt