Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bilal'in "Sin"i Allah katında "Şın"dı.. (Namazda Niyet)

Kodoo

New member
Katılım
10 May 2012
Mesajlar
67
Tepkime puanı
2
Puanları
0
...Kur'ân-ı Kerim ister humusta olsun, ister zekâtta, ister yapılan malî infaklarda, ister savaşta ve düşmanla yapılan cihadda olsun, her yerde kurbet kastının üzerinde durmaktadır. Kur'ân-ı Kerim'in "Allah yolunda", "Allah için" ve "Allah'ın rızasını kazanmak için" kelimelerinin üzerinde durması kurbet kastının önemini göstermektedir.

Okul, hastane ve yol yapımı gibi halk için yararlı işler yapanların niyetleri ilâhî olmazsa kendilerine zulmetmiş olurlar; çünkü her ne kadar diğerleri ondan yarar sağlasalar da kendilerine ondan hiçbir yarar ulaşmaz.

Kur'ân-ı Kerim, sürekli salih ameli imanla birlikte zikredilir: "İnananlar ve iyi ameller yapanlar" veya "Kadın veya erkeklerden inanarak iyi amel yapanlar." Bu, sadece amelin iyi olmasının yeterli olmadığını, onu yapan failin de iyi olması gerektiğini vurgulamak içindir.

İki Hatıra

1- Resulullah'ın (s.a.a) müezzini Bilal Habeşi, "eşhedu en la ilahe illellah" derken dili peltek olduğu için "ş" yerine "s" diyordu. İnsanlar bunu eleştirince Resulullah (s.a.a), "Bilal'ın "s"si Allah katında "ş"dir." buyurdu.

Her ne kadar da görünüşte Bilal'in işi eksiktiyse de, ancak kurbet kastı (Allah'a yakınlık amacı) olduğu ve iyi niyetle yaptığı için sevabı vardır.

2- Resulullah'ın (s.a.a) ashabından olan ve gözleri görmeyen Abdullah b. Mektum, bir gün Resulullah (s.a.a) bazı kişilerle konuşurken mescide girdi. Abdullah mescittekileri göremediği için yüksek sesle konuşmaya başlayınca oradakilerden biri ona karşı yüzünü ekşiterek rahatsız oldu.

Kör biri etrafını göremediği için yüzünü ekşitmeyle ona gülümsemek hiçbir şeyi değiştirmediği hâlde, Kur'ân-ı Kerim onun hakkında bir sure nazil kılmış ve arka arkaya on ayette yüzünü ekşiten adamı kınamıştır.

"Surat astı ve döndü; kör geldi diye. Ne bilirsin belki o arınacak..."

Demek ki amelin ölçüsü, yararlı veya zararlı olması değildir. Dolayısıyla ameli başka şeylerle mukayese edip, "başkalarına yararı olursa salihtir, zararı olursa salih değildir", dememiz doğru olmaz; aksine, ameli, onu gerçekleştirenle birlikte değerlendirip hangi amaçla yapıldığına, amelin diğerlerine bir yararı ve zararı olmazsa bile, haddi zatında nasıl olduğuna dikkat etmemiz gerekir.

Evet, peygamberler mektebinde ahlâkın arazî değil, zatî bir değeri vardır; tıpkı insanın müşteri çekmek, üretimini artırmak ve halkı etrafına toplamak için sergilediği güzel ahlâk gibi.

Abese Suresi'nde, "neden kör birine yüzünü ekşittin" diye kınama vardır; o görmese bile bunun yapılmaması gerektiği vurgulanıyor; çünkü insanın bir mümine yüzünü ekşitmesi kendiliğinden çirkin bir ameldir.

Her halükârda, kurbet kastı, bütün amellerin ilâhî ölçüyle yapılması, onun siyasî ve içtimaî yankılarına, diğerleri tarafından hoş görülüp görülmemesine önem verilmemesi demektir.

Kurbet kastı, "işi Allah için yap ve diğerlerinin kınamasından endişe etme" anlamındadır. Kur'ân-ı Kerim gerçek müminler hakkında buyuruyor ki:

"Allah yolunda cihat ederler ve hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar."

Kurbet kastı, hakkı hiç kimseden çekinmeden söylemektir. Kur'ân-ı Kerim, ilâhî davetçileri şöyle tavsif etmektedir:

"Allah'ın buyruklarını tebliğ ederler, Allah'tan korkarlar ve O'ndan başka kimseden korkmazlar.".../...

Zikir ve Dualarıyla Namazın Gerçeği adlı kitabın "NİYET" babından kısa bir alıntıdır.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
amel imandan bir cüz-parça- değildir.hangimizin günahı yok ki hemen dinden çıkalım mı ama şu doğrudur her günahta küfre giden bir yol vardır.ibadetler imanı pekitirir,kuvvetlendirir.
 
Üst Alt