forummurat
New member
- Katılım
- 27 Eyl 2007
- Mesajlar
- 4
- Tepkime puanı
- 3
- Puanları
- 0
- Yaş
- 47
Batının Sigara Oyunu:
MURAD, FATIMA, OMAR, MACCA, ABDULLA !!
MURAD, FATIMA, OMAR, MACCA, ABDULLA !!
Tütün ülkemize Osmanlı Devleti döneminde 1601 yılında İngilizler tarafından İstanbul’a getirilmiş ve bazı göğüs hastalıklarına iyi geldiği söylentisiyle kullanımı yaygınlaştırılmıştır.
Sigarayı Osmanlı topraklarında yaygınlaştırmak için Türkler'in hoşuna gidecek isimleri seçmeyi de ihmal etmeyen batılı sigara şirketleri hazırladıkları zehirlere MURAD, FATIMA, OMAR, MACCA, ABDULLA gibi isimler vermişler. Ayrıca sigara paketleri üzerine ayyıldız, cami, Türk Bayrağı, deve gibi resimlerle süsleyerek bu zehirlerin Türk ve müslümanlar üzerindeki albenisini arttırmaya çalışmışlar.
Sonuçta sigaraya alışan Türk Halkı'ndan milyonlarcasının trilyonlarca doları sağlıkları ve hayatlarıyla birlikte duman olup uçarken Batılı Şirketler ise servetlerine servet katmaya devam ediyorlar.
Sigara'nın Osmanlı'ya Gelişi
Osmanlı Tarihi'nin Vakanüvistlerinden yani Resmi Tarihçilerinden biri olan Peçevi Osmanlı'ya ilk sigaranın gelişini kendi adıyla yani Peçevi Tarihi adındaki eserinde bakın nasıl anlatıyor... "
" Bin dokuz senesi hududunda İngiliz taifesi getirdiler ve bazı hastalıklara şifa olmak namına sattılar. Ehli keyfden bazı yârân keyfe müsaadesi vardır diye müptela oldular. Giderek ehli keyif olmayan dahi kullanır oldular. Hatta büyük ulemadan ve eshâbı devletten niceleri ol iptilâya uğradılar. Kahvelerde erazil ve evbaşın çok tütün içmelerinden kahveler gök duman olup içinde olanlar birbirini görmemek mertebelerine vardılar. Sokaklarda ve pazarlarda dahi lüle ellerinden düşmez oldu. Birbirinin yüzüne gözüne püf püf diye sokakları, mahalleleri dahi kokuttular. Hakkında nice yave şiirler nazmedip münasebetsizce okuttular. Bazı ahbap ile bir nice defa münakaşa olundu.
Bunun, kötü kokusu hemen adamın bıyığını, sarığını, sırtındaki elbisesini, bilhassa içinde kullandığı evini kötü kokuttuğundan gayrî, halı ve keçe gibi evinin döşemesini yaktığı, küliyle ve artığıyla ortalığı kirlettiği, ayrıca muttasıl (peşpeşe) içildiğinden insanı işden güçten alıkoyduğu, bunun emsali nice mazarratları (kötülükleri) olduğu halde "safası ve faydası nedir?"
Dedikçe bir eğlencedir ve bundan gayri sefası zevke dairdir, demekten gayri bir cevap vermeye kâdir olamamışlardır. Cümleden kat'i nazar İstanbul'da kaç defa yangınlara sebep olmuş ve böylece yüzbin adam ol ateşte yanmış yıkılmıştır. Ancak forsa gemilerde vardiyalar, tütün içerek bir miktar uykuyu defederler, forsa gözcülüğüne faydası olduğu inkâr edilmez ve rutubeti dahi defedip yubuset irad eder amma, bu kadarcık fayda için bir sürü zararı yapmak akla yakın değildir. 1665 (H. 1045) senesine kadar şüyu' ve şöhreti o mertebe idi ki yazmak ve anlatmak kabil değildir."