Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bakın hayr-ı kesir neymiş !.. !!!!

usamebinladin

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
15 Haz 2006
Mesajlar
221
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Bakın hayr-ı kesir neymiş !..
Said-i Nursinin ingiliz papazının sorulaına karşılık 600 kelimelik değil, 60 kelimelik değil, .............., hatta bir kelime ile bile değil, ancak tükürük ile cevap verişi gibi !... Tüh o ebleh ve kara vicdanınıza, ve o satılmış kalbinize !..

Soru : “Okumayı istemek ile okumamak arasında kalan bir insan ne yapmalı . Ülke ve millet adına okumak mı yararlıdır, okumamak mı' Dinin füruata ait bir meselesinde bu denli hassas olmak mı, yoksa tercihini başka istikamette kullanmak mı gerekli' Kişi kanaatı vicdaniyesi ile bu mevzuda hükmünü verip öyle davranmalıdır. Bana göre okumayı tercih etmelidirler." Hocaefendinin bu tesbitinin İslam Fıkhındaki yeri nedir ? Bir kadının üniversite okuması veya bir meslek sahibi olmasının dindeki hükmü nedir ve bunun için tesettürü terk etmesi ne kadar doğrudur ?


El-Cevab :


İslam’da kadını eve hapsetmek yoktur. Kadının fiziki yanı dikkate alınıp, hususi durumları korunduktan sonra hayatın bazı sahalarına katkıda bulunması İslam’da yasaklanmamıştır. Zaten kadın, hayatın her diliminde kendine göre katkılarda bulunmuştur da… Mesela, savaşlara katılması caiz görülmüş, okuması, eğitim görmesi tasvip, tercih ve teşvik edilmişti. Öyle ki, saadet asrında Hz. Aişe, Hz. Hafsa ve Hz. Ümmü Seleme validelerimiz sahabe fukahasının ve müçtehitlerinin arasında yer almaktaydı; hatta peygamber hanesindeki kadınlar, dini öğrenme adına bir yönüyle erkeklerin bile müracaat kaynağıydılar. Tabiinden bir çok kimse Efendimiz’in(SAV) eşlerine müracaat ederlerdi. İmam-ı Azam Ebu Hanife’ye göre kadının hâkim bile olabileceğini görürüz . Kadın asker de olabilir, hekim de.. Önemli olan dinini yaşayabilmesidir. (1)
Fethullah Gülen Hocaefendinin , bir hanım kızın Tesettür ile İlim tahsili konusunda tercih yapmaya zorlandığı bir dönemde sarf ettiği:”..... Kişi kanaatı vicdaniyesi ile bu mevzuda hükmünü verip öyle davranmalıdır. Bana göre okumayı tercih etmelidirler.”(2) ifadesi ile birlikte aslında bu süreçteki rahatsızlığını Hocaefendi bakın nasıl dile getiriyor :

“Tabii ki dini mülahazalarla başlarını örten hanımlara müdahale edilmesine karşıyım. Onların dinin detayına ait bir konuyla ( fıkhi manada füruattı hani A.K) tahsilleri arasında tercih yapmak zorunda bırakılmalarına üzülüyorum. Ama toplumumuz hassas bir dönemden geçiyor. Herkesin bunu göz önüne alması lazım. Bir taraf bunu kavga sebebi yapmamalı, diğer taraf da tepkileri kavga başlatıldı diye görüp üzerine gitmemeli... Hukukçu bir dostumuz yazdığı kitaba "Müntesiplerinin Cehaleti, Hasımlarının Kör Düşmanlığı Arasında Talihsiz Müslümanlık" adını koymuş.. Çok doğru.. Durumumuzu özetliyor kitabın ismi. İki taraf da cehalete yenik düşüyor.” (3)
Bu çerçevede ;


1-) Hanım kızlarımız ileride manevi cihad yapmalarına vesile olacak ve bu zaviyeden Farz-ı ayn olan İlim Tahsilleri ile yine Farz-ıayn olan Tesettür konusunda , bir dayatma sonucunda tercih yapmak zorunda bırakıldıklarında, şahsi vicdani kanaatlerine göre hareket etmelidirler. Bunu yaparken , hanım kızlarımız belki okudukları Fakültenin ileride kendilerine sağlıyacağı artı-eksi koşulları gözönünde bulundurmalıdırlar , belki edinecekleri Mesleği nedenli benimseyip benimsemiyeceklerine bakarak Vicdani bir hüküm vermelidirler.Nitekim tercihini bu yönde yapanlar , Eğitimlerini tesettürü ile alabilecekleri ülkelerde devam etmeyi tercih etmişler , veya Üniversite Eğitiminden sonra mesleğini yapmayı düşünmeyenler ise Eğitimlerini yarıda kesmişlerdir.

2-) Hocaefendi , bu çerçeveye ilave olarak , Vicdani Kanaatlerin okuma yönünde olmasının daha hayırlı olacağı Fakültelerde okuyanların , ileride Milletine Hizmet etme adına yetiştireceği Asrın Sümeyraları , Ümmü Habibeleri, Ayşe’leri için ihtiyaç duyulan Diplomalarını elde etmelerinin ancak Eğitimlerine devam etmeleri ile mümkün olabileceğine vurgu yapmıştır. Tercihini bu istikamette yapanlar, Fakültelerine girerken belki peruk takarak veya başına açarak Eğitimlerine devam etmişlerdir.


3-) Bu konuda her nasıl bir tercihte bulunulursa bulunulsun , gereksiz Toplum-Devlet ilişkilerinin gerilmesine vesile olunmamalıdır.Çünkü , hanım kızlarımıza bunu reva görenlerin istedikleride zaten budur ! Gerilim olsun , huzursuzluk olsun , ve yasakların alanı genişlesin ! Hatta Zaman gazetesi o dönemde 1 hafta boyunca sür manşetten vermiş olduğu Haberde , Kamusal Alan’ın sadece Üniversiteler ile sınırlı kalmayıp , tüm Ülke genelini kapsıyacak şekilde Türkiye’nin yarıaçık bir cezaevine dönüştürülmekistendiğini , birtakım çevrelerce yasa hazırlandığını ve başörtüsünün sadece evlerde giyilmesine izin verileceğine yönelik duyumların olduğunu belirtmişti.

Konuya , İslam Hukukunun bir Kaidesi olan Ehven-i şer ” İki şerden, daha hafif olanı ihtiyâr olunur” (4) prensibince bakılacak olursa , önünüze getirilen iki şer’li tercih arasından kötülük ve fenalık bakımından daha az ve hafif olanı tercih edilmelidir.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri , aynı hususa parmak basarken “Hayr-ı Kesir için Şerri Kalil işlenir . Eğer şerr-i kalil olmamak için, hayr-ı kesiri intaç eden bir şer terk edilse, o vakit Şerr-i kesir irtikâp edilmiş olur" (5) ve “Bir şerr-i cüzî için hayr-ı kesîri terk etmek, şerr-i kesîr olur. Onun için, o şerr-i cüzî hayır hükmüne geçer.”(6)demektedir.Büyük Hayırlar için daha az zararlı olan Şer seçilir demektir.Yani Her mümini ilgilendiren Büyük bir Hayır yolunda , Kalil Şerlere cevaz vardır. Şayet bahse konu Kalil Şerden kaçınılırsa Büyük Şerlere sebebiyet verilir. O zaman küçük bir Şerden kaçayım derken , daha büyük bir Şer'e davetiye çıkarılırki , Allah indinde büyük Vebali beraberinde getirir ! Diğer yandan ortada dayatma sonrası bir zaruretin olduğu aşikardır. Zaruretler ise haramları mübah kılar (7)

Üniversitelerde uygulanan Başörtüsü yasağının üstünden 8 sene geçmesine rağmen sorunun çözülmemiş olmasını üzülerek görmekteyiz. Bu süre zarfında 4 yıllık bir Fakülte Eğitimi alan hanım kızlarımızın 2 nesil mezuniyet vermiş ve kız öğrencilerinin ağırlıklı okudukları Üniversite Hazırlık Dersaneleri ve Özel Okullarda Asrın Fatma’larını , Sevdenur’larını yetiştirmeye devam ettiklerini müşahede ediyoruz. Okumamış olsalardı , acaba bu şuurda yetiştirilebilirlermiydi ? Herhalde Hocaefendinin vurgulamaya çalıştığı noktada bu olsa gerek: Bir kişinin Şahs-i bir Şerre istemiyerek girmesi mi daha şerlidir , yoksa bu Şahs-i Şerri işlemediği için yapamıyacağı Hayr-ı Kesir olan İman Hizmeti mi daha Şerrlidir ?

Ümit edelim , kısa sürede Allah bu sıkıntının bertaraf edilmesi adına gerekli sebebleri Halk eder ve inşallah daha gönül rahatlığı ile Eğitimlerine hanım kızlarımız devam etmiş olurlar.

Allah Rızası istikametinden ayırmasın !
 

usamebinladin

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
15 Haz 2006
Mesajlar
221
Tepkime puanı
3
Puanları
0
biraz zor tabii... belki yerini unuttunuz konunun, olabilir...
 

usamebinladin

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
15 Haz 2006
Mesajlar
221
Tepkime puanı
3
Puanları
0
ısrarla hatırlatıyorum, bediüzzaman said nursi'yle diğer adamı bir tutanlar, neymi ya gördünüz, yada görmemezlikten geliyorsunuz(?)
1 haftayı geçti konu açılalı...
 

usamebinladin

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
15 Haz 2006
Mesajlar
221
Tepkime puanı
3
Puanları
0
kaç hafta geçti...
hatırlatmaya devammm...
gözleri kör olanlara!!!
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Niye başörtüsü ileri sürülüyor?
Bizim Üniversitede baş örtülü kızlar vardı ve hiç kimse onları yadırgamazdı. Hatta eldivenle gelenler bile. Biz onları ayrı görmezdik. Hatta sınıfımızda bir kişi vardı ve diğer başı açık kızlar onu içlerinden ayırmazlardı. Çok terbiyeli birisiydi.

Kasıtlı olarak başörtüsü öne sürülüyor. İnsanlar isterlerse birlikte yaşayabiliyorlar.

Önemli olan İNSAN OLSUNLAR .

Başörtüsü takıldığı zamanlarda insanların şehvani arzuları daha frenliydi. Şimdilerse kendimize hakim olmakta zorlanıyoruz. Üniversitelerde kızlar başörtülü olsa ve şu mahrem yerlerini daha dikkatli örtseler daha memnun olacağız. Çünkü BİZLER İNSANIZ. HAYVAN DEĞİL.

Üniversiteler ve hatta diğer okullar bir "EĞİTİM VE ÖĞRETİM YERLERİ" dir.

Eğitim ve öğretime gidiyorsak, ona göre edebimizi takınalım.
Lütfen şu "BİLİM MABEDİ" felsefesini bırakalım.

Bilim bir PUT değildir. Put haline getirmek isteyenlerin sonu yazdığım yazılardaki gibi olacaktır.

Bilim insan için gereklidir fakat bu ALLAH TEALA' yı daha iyi tanıması içindir. Bunun için okunmuyorsa okullar günümüzdeki gibi olur.

Hayırlı geceler. Bu kadar yeter sanırım.
 

usamebinladin

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
15 Haz 2006
Mesajlar
221
Tepkime puanı
3
Puanları
0
aynen, benimde değişmeyecekir..
kilisecilere karşı fikrim değişemez...
 

usamebinladin

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
15 Haz 2006
Mesajlar
221
Tepkime puanı
3
Puanları
0
veli makamına eriştiniz demek ki, kalbimi okuyup sözde sevdiğimi de anlayabiliyorsunuz..
siz ancak engelleyip gidersiniz... bu da senin tercihin...
hakikatleri sen görüyorsun baksana sözde sevdiğime karar veriyorsun...
sözde sevseydim, fikrimi değiştirir kilisecilere karşı sevgi beslerdim..
sanki yine bir yara seziyorum, birden parlayıp efendi hz.lerini sevmiyorsun noktasına getirip cevap attığına göre...
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
veli makamına eriştiniz demek ki, kalbimi okuyup sözde sevdiğimi de anlayabiliyorsunuz..
siz ancak engelleyip gidersiniz... bu da senin tercihin...
hakikatleri sen görüyorsun baksana sözde sevdiğime karar veriyorsun...
sözde sevseydim, fikrimi değiştirir kilisecilere karşı sevgi beslerdim..
sanki yine bir yara seziyorum, birden parlayıp efendi hz.lerini sevmiyorsun noktasına getirip cevap attığına göre...

varsa kabul ettiğin bir veli onu söyle onun eserlerinden yazim...
 

muhammedordusu

New member
Katılım
24 Ağu 2006
Mesajlar
177
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Web sitesi
www.mucadeleci.com
kim ne ederse desin sırf dunyalık ilimleri öğrenmek için ALLAHın razı olmayacağı bir fiil işlemek yani başörtüsü takmak gibi bir farzı terketmek hiç te uygun değildir.işte fethullah gulen orda hata etmiştir.çunku böyle bir fetva vermemesi lazımdır.kaldı ki ilim öğrenmek farzı ayn dır.ama bu hangi ilim.orasını iyi öğrenmek lazım.bana göre(islam alimleri daha iyi bilir)universitelerde okutulan ilimleri öğrenmek farz deği.ldir.ne yani bir elektirk ya da bir türev konusu mu bacılarımıza farzdır.bu7ndan da öte islami ilim diyor iseniz kişi o ilimleri evin de de öğrenebilir.birbirimiz kandırmayalım.başını açıpta o ilimleri öğrenmek için universiteler de okumak hatalı bir görüştür gunahtır.
 

usamebinladin

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
15 Haz 2006
Mesajlar
221
Tepkime puanı
3
Puanları
0
benim kabul ettiğim velileri soracağına, konuya bak..
orada kabul ettiklerimden biri, yanlış olarak kabul edilen birini yıllar öncesinden mat ediyor...
sen hala neyin peşindesin putkıran?
 

alptraum

New member
Katılım
1 Ocak 2005
Mesajlar
2,908
Tepkime puanı
166
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Aþk`dan
Web sitesi
www.muhakeme.net
şeriatın teferruatı sayılacak bazı hükümlerde içtihat yapılmıştır. Meselâ, vitir namazı her mezhepte üç rekâttır. Ama, bunun aralıksız üç rekât kılınması, yahut önce iki rekât daha sonra ayrıca bir rekât kılınması fer’î bir meseledir. Dinin temel hükümlerine ilişmeyen bu gibi teferruat hükümler içtihada konu olmuştur.

Öte yandan, âyet-i kerimenin de işaret ettiği gibi, İslâm dininin kemâle erdirilmesi bir anda ve bir defada olmamış, safhalar hâlinde icra edilmiştir. İşte bu safhalarda, bazı fer’î hükümler nesh olmuştur.
Şunu önemle ifade etmek isteriz:
Bir hükmün nesh olması onun yanlış olup, doğrusuyla değiştirildiği mânâsına gelmez.

Bu konuda bir âyet-i kerime: “Biz bir âyetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturursak, mutlaka daha hayırlısını veya benzerini getiririz.” (Bakara Sûresi, 106)

Âyette geçen “daha hayırlısını veya benzerini” ifadesi bu noktada çok önemlidir. Yani, nesh olan hükümler de, yeni hükümler gibi “hayırlı”dırlar. İnsanların hayrına olma özelliği bütün âyetler için geçerlidir.
 
Üst Alt