Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ayet ile delil getirmenin hükmü...

S

seha

Guest
Bazı kişiler çocuklar gibi dövüştükleri vakit Kur’an’ı siper eder, başına gelen darbe Kur’an’a geldiği için muannid hasımlara ve tartıştığımız kişlere karşı siper olarak kullanılmamalı.

Ben çeşitli insanlar gördüm. Kendi cemaatine veya fikrine bir eleştiri geldiğinde ,bilgisizliğini örtbas etme veya üstün geleme ve galip gelme gayreti ile mücazefe denilen söze yalan katma ve mübağlağa denilen meseleyi abartma mesleğini -bilerek veya bilmeyerek- kullanarak Ayet ve Hadisleri kendi tarafgirane hisleri ile tevil ederek, "mana budur, ayetin ve hadisin murad ettiği mana burda, geliniz alınız " dercesine hataya düşüyor. Pek çok fitne kapısını gösteriyor. Üstelik o tarafgirane hislerini akletme ile iltibas ederek dalalete düşüyor ve düşürüyor. Nizaya sebebiyet veriyor. Üstelik onun karşı cenahında mübarezeye tutuştuğu zat dahi onunla aynı meslekte gidiyor. Hem de onu Kur'an'ı kendi kafasına göre yorumlamakla itham ederek yine, kendi meselesinin ıspatı için başka ve kendi tarafgir hisleri ile tevil ettiği ayetleri manalandırıyor. Üstelik; bu tevil değil, Allah'ın ayette murad ettiği mana böyle,diyor.
Bundan zararı - şüphesiz-Kur'an görüyor.Yani; döğüştükleri vakit Kur’an’ı siper ederek, başına gelen darbelerin Kur’an’a gelmesine sebebiyet veriyor. Çoklarını ürkütüp, karanlıklara itiveriyor.


Ayrıca ayetle delil getirmek gerektiği söyleniyor.Tabiki öyle. Lakin, "bu ayet filan meseleye delildir", dendiğinde her zaman delil olmadığını,mütekellimin kendi yorumlarını katarak, tarafgirane, söylediklerini haklı çıkarma uğruna çoğu zaman mücazefe ve mübağlağa ederek hata ettiğine şahit oluyoruz. Bu yüzden bu hatadan kendimizi korumak için, kendi aciz fikrimize ayetlerin ibarelerini katamamalıyız. Ancak, ilimde derinlik sahibi olanların, ayetleri tevil etmesi ile ortaya çıkan delilleri kullanmaya hakkımız olduğuna inanıyorum. Ayetten iktibas,delildir. Bir damla su kaynağını hatırlatır. Ayetin hak olan bir manasını yazımızda kullanmak ayet olduğunu yada ayetten iktibas olduğunu belirtmesek de yeterli bir delildir. Gerisi karinin bilgisine ve izanına hatta idrakine kalır.
Burdan çıkan kusur yazanın değil okuyucunundur.
Selam ve dua ile
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
seha' Alıntı:
Ancak, ilimde derinlik sahibi olanların, ayetleri tevil etmesi ile ortaya çıkan delilleri kullanmaya hakkımız olduğuna inanıyorum. Ayetten iktibas,delildir. Bir damla su kaynağını hatırlatır. Ayetin hak olan bir manasını yazımızda kullanmak ayet olduğunu yada ayetten iktibas olduğunu belirtmesek de yeterli bir delildir. Gerisi karinin bilgisine ve izanına hatta idrakine kalır.
Burdan çıkan kusur yazanın değil okuyucunundur.
Selam ve dua ile
Allah razı olsun evet sayın seha dediğiniz gibi ilimden yoksun avam, ilimce derinleşmiş yani ulema-ı rasıhıin bilgilerinden yararlanmalıdır. Bir tabir vardır ya bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp, bu kapı enaniyeti barındırmıyan bir kapıdır. ben diyen kaybediyor. ozaman kişi olabiliğince acizliğini belli edecek ve bunu kalben yaşamalıda ve ilimce derinleşmiş zatları dinlemeli tevil hakkını Rabbim kime verdiyse ona danışılmalı, yoksa yarım doktor candan eder, yarım imam imandan eder. kişi kendi kendine kötülük yapmış olur ve imanından olur. mantıkla hatay düşen tarihte zatlar var bunlardan biride ibni sina dır . mantık bir yere kadar... ilmi olmayan ilim sahibe danışsın...
 
S

seha

Guest
Tarihte aklına güvenen nice sapıtmış insanlar var. Firavunlar, Nemrutlar, Şeddadlar... Kendilerine verilen nimetleri inkar ederek, onları aklı ile kazandıklarını söyleyip helak oldular. Gerçekten akıllı idiler. Lakin, akletmiyorlardı. Aklına güvenip aklettiğini zannederek hisleri ile hareket ederek meseleleri karıştırıyorlardı. Sırat Köprüsü bu değil mi?
Evet aklı; beş duyu denilen, görme-işitme- tat alma- dokunma- koklama ile sınırlı zannedenler, yada her şeyi beş duyu dahilinde tasvir ederek,bunuların dışında ki hiç bir şeyi kabul etmeyen modern bilimciler gibi ,olağanüstü halleri akıllarına sığıştırmayıp inkar edenler,her zaman hakikatleri kaybetmeye mahkumdur.
Vesselam
 
Üst Alt