içine düşüp kaldığımız bu kuyudan; bir serzeniş hafifliğiyle uçup, yol aldık kimsesizliğe
üzerimize karlar yağdı; ümitlerimizi sobanın yanına oturtup; gözlerindeki kıvılcımla ısıttık yaşama heyecanımızı
kanın yavaşça yürüdüğünü hissettik zamanın damarlarında
dar ve karanlık yolları, bir mum ışığıyla bitirdik
ne rüzgar değdi ne de turnalar bir ses etti ardımızdan
mavi göğe çok bakmazdık.
o yağmurlarıyla omzumuza dokununca, mütevazi bir yiğitlikle hoşgeldin der, buyur ederdik göz pınarlarımıza.
yağmurla da halleşirdik...
fırtınalı gecelerde; annemizin dualarını alıp düşerdik yollara
uykunun en derin yeri; mücadelenin en sarp anıydı; karanlıkla çelik çomak oynardık...
ve nazenin gülüşlere kandığından beri yüreğimiz; sahillere gitmeyi sevdik
taşlara vuran dalgalar kadar; öfkemizi ehlileştirdik
sabır dedik; "la tahzen innallahe meana" ları yudumladık...
sigara dumanlarını kovduk dostlar hatrına
ve dostlar hatrına sükut bileyledik, "çah-ı bün"lerde
ses etmedik, naz etmedik; yiğitliğin tevazuuna bir zerre düşürmedik...
ve yine;
içine düşüp kaldığımız bu kuyudan; bir serzeniş hafifliğiyle uçup, yol aldık kimsesizliğe
dostluklar sayısınca, kimsesizlikler sayıldı elimize
en vefalı yoldaşımız idi yalnızlık
Hakka götüren küheylan idi kimsesizliğim
vefasına dostun; ben de vefa ettim!
gönül dosttumdan...
üzerimize karlar yağdı; ümitlerimizi sobanın yanına oturtup; gözlerindeki kıvılcımla ısıttık yaşama heyecanımızı
kanın yavaşça yürüdüğünü hissettik zamanın damarlarında
dar ve karanlık yolları, bir mum ışığıyla bitirdik
ne rüzgar değdi ne de turnalar bir ses etti ardımızdan
mavi göğe çok bakmazdık.
o yağmurlarıyla omzumuza dokununca, mütevazi bir yiğitlikle hoşgeldin der, buyur ederdik göz pınarlarımıza.
yağmurla da halleşirdik...
fırtınalı gecelerde; annemizin dualarını alıp düşerdik yollara
uykunun en derin yeri; mücadelenin en sarp anıydı; karanlıkla çelik çomak oynardık...
ve nazenin gülüşlere kandığından beri yüreğimiz; sahillere gitmeyi sevdik
taşlara vuran dalgalar kadar; öfkemizi ehlileştirdik
sabır dedik; "la tahzen innallahe meana" ları yudumladık...
sigara dumanlarını kovduk dostlar hatrına
ve dostlar hatrına sükut bileyledik, "çah-ı bün"lerde
ses etmedik, naz etmedik; yiğitliğin tevazuuna bir zerre düşürmedik...
ve yine;
içine düşüp kaldığımız bu kuyudan; bir serzeniş hafifliğiyle uçup, yol aldık kimsesizliğe
dostluklar sayısınca, kimsesizlikler sayıldı elimize
en vefalı yoldaşımız idi yalnızlık
Hakka götüren küheylan idi kimsesizliğim
vefasına dostun; ben de vefa ettim!
gönül dosttumdan...