Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Aşura gününde kame zeni ve zincir vurmakla ilgili görüşler

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...
Ulema ve Taklit Mercilerin kame zeni ve zincir vurmakla ilgili görüşleri

Vefat Etmiş Ulemalar

Büyük Ayetullah Seyyid Muhsin Hekim (r.a): Kame zeni, dini veya müstehap bir iş değildir. Bu iş İslam, Müslümanlar ve Ehl-i Beyt’in zararınadır.

Büyük Ayetullah Seyyid Ebu’l Kasım Hoi (r.a): Kame zeninin meşruiyeti hakkında hiçbir delil yoktur ve onun müstehap sayılması için hiçbir yol yoktur.

Büyük Ayetullah Seyyid Ebu’l Hasan İsfahani (r.a): Kame zeni, zincir vurmak ve trampetten istifade etmek haramdır ve meşru değildir.

Büyük Ayetullah Seyyid Muhsin Emin Cebel Amuli (r.a): Kame zeni ve bu tür yas merasimleri akıl hükmüne ve şeriata göre haramdır. Dünya da faydası olmayan ve ahirette de sevabı olmayan başı yaralamak nefse eziyet etmektir ki şeriatta haramdır. Bu amel, Ehl-i Beyti’n Şialarının halkın gözünde alaya alınmasına sebep olmuş ve onları vahşi olarak saymalarına sebep olmuştur. Hiç şüphe yoktur ki bu tür ameller şeytanların vesveselerinden kaynaklanmakta ve Allah, Peygamberi ve Ehl-i Beyt’in razılığı yoktur. Elbette bu amellerin adlarını değiştirmek onun mahiyetini ve haram olan şer’i hükmünü değiştirmez.

Büyük Ayetullah Şehit Seyyid Muhammed Bakır Sadr (r.a): Bu tür işler, cahil insanların işidir ve ulema devamlı bu tür işleri yasaklamış ve haram etmiştir.

Büyük Ayetullah Fazil Lenkerani (r.a): Kame zeni konusu, halkın imam Hüseyin’e daha çok ilgi duymasına, yönelmesine ve Onun mukaddes hedefine sebep olmadığı gibi, kötü neticeler vermesine sebep olmaktadır. Bundan dolayı imam Hüseyin (a.s) mektebine bağlı olan Şialar bu işlerden uzak durmalı ve eğer bu konuda nezretmiş olsalar bile nezirleri sahih değildir.

Büyük Ayetullah Salihi Mazenderani (r.a): Fıkıh kaynaklarında lubbi olsun, lafzi bil husus veya itlak veya umum olsun İmam Hüseyin’in (a.s) yas meclislerinde “kame zeni” hakkında ne fazilet, ne de erdem istifade edilmemektedir. Bilakis delillerin iktiza ettiği ve ikinci hüküm olarak bu işlerin haram olduğu ve caiz olmadığıdır. Bundan dolayı bu işlerden sakınmak farz ve gereklidir… iman kardeşlerim biliyorlar ki bu kameleri hain kame vuranların başına vurmalarıdırlar.

Ayetullah şehit Murteza Mutahhari (r.a): Bu tür merasimler, Ortodoks Hıristiyanlarından kaynaklanmıştır.

Ayetullah Muhammed Cevad Muğniye (r.a): Hoş olmayan bu gelenekler, bidattir. Din ve mezhepte yeri yoktur.

Ayetullah Meşkini (r.a): Bu tür işler İslam şeriatında kabul edilmemiştir, hatta bunlardan bazıları zaten haramdır. Müslümanlar, bir çeşit ibadet olan İmam Hüseyin’in (a.s) merasimlerine bunları sokmaktan kesinlikle kaçınmalıdır.


Yaşayan Ulemalar

Büyük Ayetullah Seyyid Ali Hamaney: Kame zeni, uydurma bir gelenektir ve dinden alakası olmayan işlerdendir. Hiç şüphe yoktur ki Allah’ta onun yapılmasından razı değildir.

Büyük Ayetullah Cevadi Amuli: İslam’ın çirkin tanınmasına ve matem meclislerine hakarete sebep olacak şeyler caiz değildir. Kame zeni ve bunun gibi şeylerden uzak durulması umulur.

Büyük Ayetullah Mekarim Şirazi: Yas ve matem meclisleri öyle bir şekilde olmalıdır ki İslam düşmanlarının eline bahane vermemeli ve su-i istifade etmelerine sebep olmamalıdır. Ve bu azim ve büyük merasimler zayıflatılmamalıdır. Bundan dolayı mezhebin lekelenmesine sebep olacak işlerden – jiletle sine vurmak veya bıçaklı ve jiletli zincirlerle kendisine vurmaktan- sakınılmalıdır.

Büyük Ayetullah Mezahiri İsfahani: Kame vurmak ve bunun gibi şeyler caiz değildir.

Büyük Ayetullah Seyyid Kazım Hairi: Kame vurmak gibi hurafeler, İslam ve Şiiliğin kötü tanınmasına sebep olmaktadır.

Büyük Ayetullah Nuri Hemedani: Yas tutan muhteremler, kameleri kendi başlarınıza vuracağınıza İslam topraklarını işkal etmiş, onları zayıflatma fikrinde olan ve onların kaynak ve sermayelerini yağmalamak için her gün yeni oyunlarla İslami hayatı tehlikeye sokmak isteyenlerin başlarına vurunuz. Allah, bu yolu kat etmeleri için tüm Müslümanlara inayet ve başarı ihsan etsin.

Büyük Ayetullah Şeyh Muhammed Yakubi: Akla aykırı amellerin yapılması, nefse zarar vermek veya din ve Ehl-i Beyt (a.s) mektebine ihanet ve hakarete sebep olacak şeyler caiz değildir… bundan dolayı kame vurmak ve keskin şeylerle bedeni kanlar içinde bırakmaktan sakınmak farzdır.

Ayetullah Muhammed Mehdi Asifi: Bu işler Aşura mesajının halka ulaşmasında kötü etki bırakmaktadır ve Hüseyni şiarların hafife alınmasına sebep olmaktadır.

Büyük Ayetullah Seyyid Ali Sistani: “Yas ve mateme leke getirecek işlerden içtinap edilmelidir.”

Merhum Ayetullah uzma Mirza Cevad Tebrizi: “Aba Ehli için yas tutmak en önemli dini şiarlardan ve Şia’nın baki kalmasının sırlarındandır. Ancak yas tutan azizler mezhebin karalanmasına, İslam ve Ehlibeyt (a.s) düşmanları tarafından suistifade edilecek işlerden kaçınmaları gerekmektedir.” Yine başka bir yerde şöyle buyurmuştur: “Yas öyle bir şekilde tutulmalıdır ki Şia’ya leke getirmemelidir.” (Yeni sorular, s. 456) Ve yine başka bir yerde şöyle buyurmuştur: “Bu amelleri İmam Hüseyin’in yas ve mateminden saymak teemmül edilecek bir şeydir.” (Tariku’n Necat, c. 2, s. 445)
 

Ebu_Ahmet_Musab

New member
Katılım
21 Kas 2012
Mesajlar
39
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bizim her konuda örneğimiz ve önderimiz Allah Rasulu Muhammed Aleyhissalat-i vesselam'dır. Ölünün ardından ne yapılır ne yapılmaz ondan öğrenmek ve uygulamak en doğrusudur. O biri öldüğünde İnnalillahi ve innaileyhi raciun (Allah'tan geldik ve yine ona döneceğiz) der, yakınıysa veya ashabındansa veya müslümansa üzülür hatta gözyaşı döker ama asla sesli ağlamaz, yaslara bürünmez, günlerce matem tutmaz, karalara bürünmezdi. Şimdi yapılanlar onun sünnetine aykırıdır. Allah'ın takdirine isyan mahiyetindedir.
 

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...
Bizim de! Ölünün ardından ne yapılacağı konusunda (kalanlara Allah (cc) uzun ömür versin, rahmete kavuşanların ise mekanı cennet olsun) ulema ve muctehidlerimizden yeteri kadar bilgi edinmişiz. Sizin söylediklerinizden de farklı bir şey yok. Ama....hakkında ölü dediklerimiz için geçerli bu. Peki ya şehitler, Allah (cc) Kuran`da (Bakakara 154) buyurmuş ki: "Allah yolunda öldürülenlere de ölü demeyin. Onlar diridir ama siz anlamazsınız." Rahmet Peygamberi Muahmmed (s.a.a.) Efendimiz de Vahşiden ömrünün sonuna kadar gözüne görünmemesini istemş ve onunla hiç konuşmamış. Halbuki sünnete göre müslümanın müslüman kardeşinden üç günden fazla küs kalması caiz değil.
Acı bilirmisin nedir? Peki...Yürek sancısı? Anlayana!


Selam ehlinedir!
 

Ebu_Ahmet_Musab

New member
Katılım
21 Kas 2012
Mesajlar
39
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bizim de! Ölünün ardından ne yapılacağı konusunda (kalanlara Allah (cc) uzun ömür versin, rahmete kavuşanların ise mekanı cennet olsun) ulema ve muctehidlerimizden yeteri kadar bilgi edinmişiz. Sizin söylediklerinizden de farklı bir şey yok. Ama....hakkında ölü dediklerimiz için geçerli bu. Peki ya şehitler, Allah (cc) Kuran`da (Bakakara 154) buyurmuş ki: "Allah yolunda öldürülenlere de ölü demeyin. Onlar diridir ama siz anlamazsınız." Rahmet Peygamberi Muahmmed (s.a.a.) Efendimiz de Vahşiden ömrünün sonuna kadar gözüne görünmemesini istemş ve onunla hiç konuşmamış. Halbuki sünnete göre müslümanın müslüman kardeşinden üç günden fazla küs kalması caiz değil.
Acı bilirmisin nedir? Peki...Yürek sancısı? Anlayana!


Selam ehlinedir!

Allah Rasulunün (s.a.s) arkadaşları şehit olmadılar mı? Ne yaptı onların ardından?

Allah Rasulu (s.a.s.) Vahşi (r.a.)' ya küsmemiştir. Eğer küsse idi bu hata olurdu ve mutlaka uyarılırdı. O sadece acısını hatırlamak istemediği için onu görmek istememiştir.

Acı bilirmisin nedir demişsin, yürek sancısı falan filan. Ben inanmıyorum sizlerin yürek acısı çektiğine, siz öğretilmiş bir tiyatroyu oynuyorsunuz. Allah rasulü (s.a.s.) öldü, niye onun acısını çekmiyorsunuz? Niye ona bu kadar üzülmüyorsunuz? Önce kendinize sonra ümmete bunun cevabını verin.
 

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...
Hz. Peygamberimiz Muhammed (s.a.a.s)`ın ölümüyle Hz. İmam Hüseyin (a.s)`ın ölümünü karşılaştıracak kadar cahil olduğunu düşünmezdim. Cahil olmanla beraber bu mesajların altına yorum yazmakla rengini de belli etmişsin.
Hz. Hüseyin(a.s)`ın ölümüne yas tutarız, çünkü, Hz. Peygamberimiz (s.a.a.s) bize iki emanet bıraktı biri Kuran diğeri Ehl-i Beyt (“Sünnet” diye itirazını duyar gibiyim de konu dolanıp oraya da gelir ne malum). Peki sonrasında ne oldu İmam Hz. Ali (a.s) `a yapılanlar şehit edilmesiyle doruğa çıktı, İmam Hz. Hüseyin(a.s) `ın şehadetiyle kopma noktasına geldi. Biz yas tutarız, ağlarız da ama biz İmam Hz. Hüseyin (a.s)`ı mazlum olarak görmedik göstermedik. Ağlamamız da mazluma ağlamak ve çaresizlik gözyaşları değil. İftihar, ihtiram, özlem, saygı, sevgi gözyaşlarıdır. Yezid İmam Hz.Hüseyini (a.s) öldürmekle, başını bedeninden ayırmakla, Ehl-i Beytini öldürmekle diğerlerini de esir almakla sorunu kökten çözeceğini sandı ve yanıldı. İmam Hz. Hüseyin( a.s) ölümüyle daha da dirildi. Biz 1400 yıl önce olduğu gibi 1400 yıl boyunca da Kerbelada İmam Hz.Hüseyini (a.s) yalnız bırakmadık. Kiyamete kadar da bırakmayız İnşaAllah. Bizim yas tutmamıza da karışma çünkü bazı konular var ki siz sizsiniz biz de biziz ötesi yok. Mesela biz Aşura tatlısı (!)dağıtmanıza takılyormuyuz . Alakası yok diyeceksin de ama dağıtmak için İslam tarihinde daha önemli günler var mesela; Mekke`nin fethi ya da Muharrem ayının ilk günü müslümanlar için yeni yılının ilk günü ... sana da bu konuda son sözüm eğer bu mesajların altına Hz. Hüseyin(a.s)`ın faziletlerinden yazmaya elin varmıyorsa bari Sus da Adam Sansınlar!
 

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...
Ebu İmare diyor ki: “İmam Cafer Sadık’a (a.s) dedim ki:

“Niçin Aşura günü; musibet, ağlama sızlama ve üzüntü günü oldu da Resulullah’ın (s.a.a) Allah’ın
rahmetine kavuştuğu gün, Hz. Fatıma’nın (a.s) şehadete erdiği gün, Hz. Ali’nin (a.s) şehid edildiği gün ve Hz. Hasan’ın (a.s) şehadetiyle sonuçlanan zehirlendiği gün böyle olmadı?”
İmam Sadık (a.s) cevapta şöyle buyurdu: “Hüseyin’in (a.s) şehid edildiği günün musibeti, (saydığın) diğer günlerden daha büyüktür. Çünkü Allah’ın en üstün kulları olan “Ashab-ı Kis┠bu beş zattan ibaretti.
Resulullah (s.a.a) vefat ettiğinde, halkın acılarını paylaşıp teselli bulabilecekleri ve baş vurabilecekleri dört zat kalmıştı. Böylece birisi Allah’ın rahmetine kavuşsa dahi bir diğerinin hayatta olması herkes için teselli kaynağıydı.
Fakat Hz. Hüseyin (a.s) katledildiğinde, halkın acılarını dindirecek ‘Ashab-ı Kisâ’dan hiç kimse kalmamıştı. Bu yüzden onun gitmesi hepsinin gitmesi, nitekim kalması da onların hepsinin kalması demekti. İşte bunun içindir ki Eba Abdillah-il Hüseyin’in (a.s) şehid edildiği günün musibeti, diğerlerinin musibetinden daha büyük ve daha ağırdır.”

Hz. İmam Cafer Sadık (a.s):

“Hz. İmam Zeyn-ul Abidin (a.s) kırk yıl babası (İmam Hüseyin’e) ağladı. Bu müddet içerisinde:“Hz. Yakub peygamber idi, on iki oğlundan birisi (Hz. Yusuf) kayboldu. Onun hayatta olduğunu bildiği halde hasretine dayanamayıp o kadar ağladı ki, gözlerine ak indi. Ben ise babamın, kardeşimin, amcamın ve ailemden olan on yedi (bazı nakillere göre de on sekiz) kişinin etrafımda katledilmiş cesetlerini gördüm. Benim gamım, üzüntüm nasıl son bulabilir. (Onları kaybettiğim andan itibaren devamlı elimde olmaksızın göz yaşlarım akmaya başlar.)”

İmam Cafer Sadık (a.s):

“Allah bizim şiilerimizi esirgesin. Allah’a andolsun ki bizim şiamız gerçek müminlerdir. Allah’a andolsun ki onlar, devamlı bizim musibetlerimizle kederlenip üzüntü duyduklarından, bizimle musibetlerimizde ortakdırlar.”

Bihar-ul Envar.
 

Ebu_Ahmet_Musab

New member
Katılım
21 Kas 2012
Mesajlar
39
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hz. Peygamberimiz Muhammed (s.a.a.s)`ın ölümüyle Hz. İmam Hüseyin (a.s)`ın ölümünü karşılaştıracak kadar cahil olduğunu düşünmezdim. Cahil olmanla beraber bu mesajların altına yorum yazmakla rengini de belli etmişsin.
Hz. Hüseyin(a.s)`ın ölümüne yas tutarız, çünkü, Hz. Peygamberimiz (s.a.a.s) bize iki emanet bıraktı biri Kuran diğeri Ehl-i Beyt (“Sünnet” diye itirazını duyar gibiyim de konu dolanıp oraya da gelir ne malum). Peki sonrasında ne oldu İmam Hz. Ali (a.s) `a yapılanlar şehit edilmesiyle doruğa çıktı, İmam Hz. Hüseyin(a.s) `ın şehadetiyle kopma noktasına geldi. Biz yas tutarız, ağlarız da ama biz İmam Hz. Hüseyin (a.s)`ı mazlum olarak görmedik göstermedik. Ağlamamız da mazluma ağlamak ve çaresizlik gözyaşları değil. İftihar, ihtiram, özlem, saygı, sevgi gözyaşlarıdır. Yezid İmam Hz.Hüseyini (a.s) öldürmekle, başını bedeninden ayırmakla, Ehl-i Beytini öldürmekle diğerlerini de esir almakla sorunu kökten çözeceğini sandı ve yanıldı. İmam Hz. Hüseyin( a.s) ölümüyle daha da dirildi. Biz 1400 yıl önce olduğu gibi 1400 yıl boyunca da Kerbelada İmam Hz.Hüseyini (a.s) yalnız bırakmadık. Kiyamete kadar da bırakmayız İnşaAllah. Bizim yas tutmamıza da karışma çünkü bazı konular var ki siz sizsiniz biz de biziz ötesi yok. Mesela biz Aşura tatlısı (!)dağıtmanıza takılyormuyuz . Alakası yok diyeceksin de ama dağıtmak için İslam tarihinde daha önemli günler var mesela; Mekke`nin fethi ya da Muharrem ayının ilk günü müslümanlar için yeni yılının ilk günü ... sana da bu konuda son sözüm eğer bu mesajların altına Hz. Hüseyin(a.s)`ın faziletlerinden yazmaya elin varmıyorsa bari Sus da Adam Sansınlar!

Sana şu ana kadar bir hakarette bulunmadım ve seni cahillikle itham etmedim. Sana, insana sorulabilecek bazı sorular sordum ve cevabımı da aldım. Selametle...
 

Ebu_Ahmet_Musab

New member
Katılım
21 Kas 2012
Mesajlar
39
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bu arada şunu siz dışında ehlisünnet herkes biliyor ama yinede vurgulamak istedim. Bizlerden hiç kimse ne ehli beyti ne de sahabe yi asla sevmemezlik etmeyiz. Sevmemek şurda dursun. Onlar bizim selefimizdir. Onlar bizim baştacımızdır. Onlar ile biz aynı şeyleri seviyor ve aynı şeylere buğz ediyoruz. Allah bizleri onlarla beraber haşreylesin. İşte ben bu duayı edenlerdenim.
 

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...
Bu arada şunu siz dışında ehlisünnet herkes biliyor ama yinede vurgulamak istedim. Bizlerden hiç kimse ne ehli beyti ne de sahabe yi asla sevmemezlik etmeyiz. Sevmemek şurda dursun. Onlar bizim selefimizdir. Onlar bizim baştacımızdır. Onlar ile biz aynı şeyleri seviyor ve aynı şeylere buğz ediyoruz. Allah bizleri onlarla beraber haşreylesin. İşte ben bu duayı edenlerdenim.

Amin... Allah (cc) bizleri sevdiklerimizle haşr eylesin! Bu güzel oldu keşke konuya çatıştığımız değil buluştuğumuz noktadan gire bilsek. Biz neler gördük neler duyduk, bizi tahrik etmek için Aşura günü bir-birlerini tebrik edenleri de gördük onun için kendine ehlisünnet diyenlerin hepsini de bir tutmamak gerek.

Selametle...
 

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...
Acı bilirmisin nedir demişsin, yürek sancısı falan filan. Ben inanmıyorum sizlerin yürek acısı çektiğine, siz öğretilmiş bir tiyatroyu oynuyorsunuz.

Sana şu ana kadar bir hakarette bulunmadım ve seni cahillikle itham etmedim. Sana, insana sorulabilecek bazı sorular sordum ve cevabımı da aldım. Selametle...

Ola bilir,belki hakaret ve incitmek niyetiyle söylememişsindir doğrusunu Allah (cc) bilir. Ama bir şia için büyük itham ve bu itham karşısında soğukkanlı davranmasını beklemeyin. Selametle...
 
Üst Alt