Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Asıl âfet, insanın kuraklaşması

  • Konbuyu başlatan abdirabbih
  • Başlangıç tarihi
A

abdirabbih

Guest
Geçende arkadaşlarla otururken, söz dolaştı, şu 'çok satanlar' listesine geldi. Bu listelerdeki kitapların hangi özelliklerinden ötürü çok sattığını, insanların, mesela gerçeklikten uzak, apaçık iftiralarla dolu kitapları niçin 'çok aldığını' tartıştık. Bir arkadaşımız, bu listelerde edebiyat eserlerinin yer almamasından yakındı. Bugün, Cumaertesi ekimizde de bu konuyu ele alan bir haber var. Ali Pektaş, 'çok satanlar' listesinin neden bu tür 'ucuz' kitaplardan oluştuğunu ve edebiyat eserlerinin, mesela romanların listelere neden giremediğini, kimi yazarlara sormuş.

Bana kalırsa bu konunun tartışılacak yanı yok artık. Bir edebiyat okuru olarak beni de hiç ilgilendirmiyor. Fakat, malum listelerdeki kitapları görünce insan yine de hayrete, biraz da dehşete kapılıyor. Bunun bir âfet olabileceğini düşünüyor. Sırlı-büyülü kitaplar, bir nevi 'göz boyama' sanatını anlatan kişisel gelişim kitapları ve şu günlerde hapiste olan bir 'yazıcı'nın kimi devlet ricali hakkındaki hakaretleri! Demek ki böyle yayınları merak eden hatırı sayılır bir 'market' okuru var. Ve yanılmıyorsam bu kitle, ekonomik düzeyi ortanın üstündeki insanlardan oluşuyor.
Psikiyatr Cemal Dindar'ın geçen hafta Zaman'ın Gençlik ekinde yer alan, kişisel gelişim kitaplarıyla ilgili değerlendirmesi, bu konuda başka söze hacet bırakmıyor aslında. Bu tür kitaplar için 'neoliberal yalanlar silsilesi' diyor ve ekliyordu Dindar: "Londra'da, New York'ta ne okunuyorsa biraz gecikmeli olarak İstanbul'da da o okunuyor. Ana temaya baktığımızda, kendi iyiliğin için diğer insanların, hatta toplumların başlarına geleni hızla ve hemen unut. Bu yanıyla baktığımızda, kişisel gelişimi öne alan Batı'nın ben merkezli yararcı ahlak değerlerinin toplum yararını gözeten yerleşik değerlerin yerine önerilmesi de var. Komşun açken tok gezmek ayıptır cümlesini niye yer etmez bu kitaplar?.. Çünkü bu kitapların tüm ideolojik temellerini çökertir bu sorular."
Doğrusu bu ya, bugüne kadar 'çok satanlar' listesiyle hiç işim olmadı; onlara bakarak hiçbir kitap satın almadım, okumadım. Bu olayı, bütünüyle yayın endüstrisinin bir başarısı(!) olarak görüyorum. Oradaki kitapların da zaten 'iyi' kitap olmak gibi bir iddiaları yok. Tamamen pazara 'üretilmiş', market okurunun algısına hitap eden kitaplar. Bu bir sektör ve bu sektörün kendi içinde, kendine mahsus dinamikleri var. Bir liste ortaya çıkarmak, bunu duyurmak, müşterisini üretmek ve çoğaltmak, bu sektörün kendiliğinden geliştirip yürüttüğü yöntemler ve ilişkiler bütünü. Böyle işleyen bir 'sektör' ve onun yöntemleriyle oluşan listelerde elbette edebiyatın, edebiyat eserlerinin yeri olamaz, olmamalı. Belki de iyi ki edebiyat eserleri bu listelerde yer almıyor diye sevinmemiz gerekir. Şu iftira dolu 'Musa'lı kitapların arasında hakikaten iyi bir roman olduğunu düşünsenize!.. Herhalde yazarına müthiş acı verirdi. Sıradan bir okur katında o listelere girmiş her kitabın aynı 'değer'de görülme talihsizliğine nasıl engel olacaksınız? Evet, evet, iyi ki bir edebiyat eseri yer almıyor o listelerde...
Gerçek bir edebiyat okuru, böyle listelere itibar etmez. Onlarınki, kendiliğinden ve edebiyatın kuralları içinde oluşur. Daha doğrusu, her iyi edebiyat eseri, okurunu bir başka kitaba yöneltir, ondan haber verir. Bu yolu takip eden iyi bir okur da hiçbir zaman 'ne okuyayım?' yahut 'bana bir kitap listesi verir misiniz?' diye sorma gereği duymaz. Çünkü iyi kitabın ne olduğunu, hangi yazarlardan 'iyi kitap' geleceğini aşağı yukarı biliyordur.
Bütün ürkütücülüğüne, kimi göz boyama ve iftira tefrikalarını satın alarak 'okur' olduğunu sanan bir kitlenin varlığının verdiği endişeye rağmen, 'çok satanlar' listeleri, üzerinde durulup kafa yorulmaya değmez. Bu sonuç, gitgide büyüyen bir kuraklığın eseri. Asıl düşünmemiz gereken, belki de Arif Ay'ın söylediği gibi 'insanın kuraklaşması'. Susuzluktan, her gün duymaya, okumaya alıştığımız kuraklık haberlerinden; göl sularının çekilmesinden, ırmakların kurumasından daha korkunç bir âfet bu, 'insanın kuraklaşması'. Diğer bütün âfetler, bu âfetin bir süreği...

11 Ağustos 2007, Cumartesi


Ali Çolak
 
Üst Alt