Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Aşık olmak günahmı?

istanbluerdem

New member
Katılım
28 Ara 2007
Mesajlar
887
Tepkime puanı
168
Puanları
0
Konum
hayatýn ýcýnden
Sual: Aşık olmak günah mı? günah ise insana niçin aşık olma duygusu verilmiş.
El cevap:Aşık olmaya sadece günah manası yüklenemez.Çünkü aşk üçtür aşkı hakiki, aşkı mecazi ve aşkı nefsanidir.

Aşkı hakiki Cenabı Hakkın insanın mahiyet-i camiasına koyduğu hadsiz bir istidad-ı muhabbettir. Bu kalbindeki hadsiz istidad-ı muhabbet, hadsiz bir cemal-ı bakiye malik bir Zata tevcih etmesi için verilmiştir. Kalbi samedaniyenin yeri olan bu aşk fani aşıklara razı olmaz. O fani aşıklarda fena ve zeval damgasını gördüğü için alakayı kalbi kesip atar. Bu tür Aşkı hakikiye mazhar olan birçok insan vardır. Peygamberler veliler, meczuplar sofiler vb gibi insanlar Allah aşkına mazhar olmuşlardır. Kemal ve cemal baki olan zatın mevcudattaki gölgelerinin gölgeleri olan suretlere yüz çevirip misallere değil asıllarını sevmişlerdir. Mevcudatı ve içerisindeki mahbupları da hak hesabına onun esma ilahiyesinin namına sevmişlerdir. Bu muhabbet ve aşık olmakta kusur yoktur. Bu aşkı ilahi leylayı verip mevlayı alma saadeti olduğu için. Aşkı bekaya kadar gider, aşkı bekada cennette cennette ise cemallulahı görme saadetini yaşayabilir.
Aşkı nefsanî ve hayvani ise mevlayı unutup, leylayı şehevani ve nefsanî arzularını tatmin etmek için sevme bedbahtlığıdır. Bu aşk şehvete, hevese ve hayvanlığa hizmet ettiği için neticeleri harama ve günaha bunların neticesi de ilahi kanunları çiğnediği için cehenneme kadar gider. Bu aşkı mevzu bahsimizin dışındadır.
Aşkı mecazi ise mevlayı verip leylayı alma divaneleğidir. Bu aşk temiz olmakla beraber dünyevi ve bir nevi cemali baki zattın gölgeleri olan suretlere meftun ve müştak olduğu için müştak ve aşık olduğu sevgilisine visalinin yada firakının neticesinde gözyaşı, felaket ayrılık, ve intihara kadar gidebilir.
Aşkı mecaziye günahın yanında bela ,cefa ve çile manaları yüklenebilir çünkü Cenabı Hakkın insanın mahiyet-i câmiasına koyduğu hadsiz bir istidad-ı muhabbeti ve kalbindeki hadsiz istidad-ı muhabbeti, hadsiz bir cemâl-ı bâkiye mâlik bir Zâta tevcih etmeyip. Sûi-istimal ederek o muhabbeti fâni mevcudata, fani mahbuplara sarf ettiği cihetle kusur etmesi ve, kusurunun cezasını firâkın azâbıyla ödemesidir.
Bu aşkı mecazinin dahi bir çok mertebeleri vardır.sireti kemala aşık olma,sureti cemale aşık olma,nefsani,hayvani ve şehevi aşk vb gibi mertebeleri vardır.Aşka sadece günah manası yüklenmesi ise kişinin konumuna ,durumuna, evli-bekar olmasına göre yada sevmenin uzaktan ,gizliden olmasına göre değişebilir.Aslında aşka günahdan başka yüklenecek o kadar çok mana vardır ki,mesela elem, keder, gözyaşı, ,firak acısı,visal kısalığı vb gibi bir çok manalar yüklenebilir..
İnsanın vicdanı aşkın günahından daha ziyade visal ve firakın elemlerini çeker.bazen kavuşmaktan bile ürperti duyar,çünkü her visal bir firak endişesini getirir,her bir visal müştak olduğu kemal ve cemal sahibi sevgilinin zevalini ve firakın tasasını yaşatır.Kemal ve cemali baki olan bir zatın esmai ilahiye ayinelerinde sureti görünen sevgiliye olan muhabbetin o ayinenin başına gelecek bir müsibet taşıyla kırılması ile muhabbetin biteceği endişesini taşır..fani mahbuplara razı olmayana kalbi samedeniyenin mecazi mahbuplara olan aşkından dolayı hissiyatlarla kalbi batıninin mücadelesinin yorgunluğunu ruhunda taşır..Sevgiliden gelebilecek olan firakın daima azabını ve kaygısını taşır.
Kalbindeki hadsiz istidad-ı muhabbet, hadsiz bir cemâl-ı bâkiye mâlik bir Zâta tevcih etmek için verilmişken sûiistimal ile o muhabbeti fâni mevcudata sarf ettiği cihetle kusurunun, cezasını firâkın azâbıyla çekme elemini vicdanına yaşatır..Maşuku tarafından ardına bile bakmadan terk edilme korkusunu,firakın neticesinde gözyaşlarını kan çanağı etme ve fikri kaosunda sevgisine kan bulama kabusu vardır..
Mecazi mahbubun firâkının bir saniyesi bir sene kadar uzun iken, Maşukunun visâlinin bir senesi bir saniye kadar kısa olduğu gerçeğinin çaresizliğini yaşar. Sevgili yanında yok iken dünyası bir fincan kadar dar , sevgilisi ile beraber iken iğne deliği bir meydan kadar geniş olduğunu görür..sevgili ile geçen Toz pembe rüyaların bir gün kabuslara dönme ihtimalini düşünür ve lezzetini acılaştırır.tatlı düşlerin acı çığlıklara dönme vehmini düşünüp ürperir,sonbahar yaprakları gibi kalbin sevgilerini dökeceği hüznünü yaşar,saman alevi gibi aşkınında sönebileceği korkusunu yaşar.fırtınalı aşklarında bir gün dineceği endişesini hatırlar.
Fâni mahbubuna visalinin(kavuşmasının) dahi fâni olduğunu düşünüp; onunla birlikteliği ne kadar uzun da olsa yine kısa hükmünde olduğu. Senesinin bir saniye gibi geçtiğini, hasretli bir hayal ve esefli bir rüya olduğunu bilip azap çeker.
Fani mahbubundan Firakının(ayrılığının( ise, saniyesi bir sene değil, seneler gibi geldiğini tevehhüm eder. Çünkü firakın meydanı geniştir. Bekayı isteyen bir kalbe, firak, çendan bir saniye de olsa, seneler kadar tahribat yapar. Çünkü hadsiz firakları ihtar eder. Maddî ve süflî muhabbetler için bütün mazi ve müstakbel firakla doludur.
Mahbubu bakiyeye teveccüh ve iltifat ile müştak olanların mahbubu baki ile olan mukalemeleri ve muhabbetlerinin bir saniyesi bastı zaman sırrıyla bazen seneler hükmüne geçerken; mahbubu faniye müştak olanların bir sene visalleri bir saniye gibi geçip gider. Bir saniyelik ayrılıkları bir asır gibi zindan hükmüne geçer. Fani sevgilinin yaşattığı saadet ve mutluluğun bir senesi rüyadaki bir ademin bir anlık aldığı zevk kadar kısa olur. Aşkın zehirli balını tatarken ayrılık acısının sancılarını da hissetmeye başlar. Mahbubu baki ile geçirilmesi gereken uzun sessiz ve uykusuz gecelerin muhabbetlerini Mahbubu bakiden çalıp mahbubu faniye teveccüh eder, Mahbubu bakiye değil faniye yalvarış gözyaşı niyazını sunar. Nefis ve hevanın fısıltısı ile ihtilale getirdiği aşkın kör gözü ve hissiyatı ordusuyla akıla meydan okur.
Mahbubu bakinin kabesi olan kalbi samedaniyeyi sevgilinin suret ve hayal putları ile doldurur. Hissiyat ve hevasını o putlara tapındırır. O sanemperest sevgilinin abdi olur. Kendine o sevgiliyi mabud ittihaz eder. mevlayı verip leylayı alma divaneliğine girer. mevlayı Leyla için sever, leylayı mevla için sevmez. Aşkı mecaziden aşkı hakikiye ulaştıracak bütün yolları kapatır. Cemali bakinin gölgelerini ve suretlerini sever, asıllarından mahrum kalır. Ebedi güzellik saadet ve mutluluk isteyen kalbi batinin sözlerine kulak asmaz ve firakın elemini daime çeker. Aşkı izzeten ziyade zillete, eleme, sevinçleri kedere tebeddül ettirir.
Ey aşkı mecazinin tuzaklarına düşen aşık İzzet ve azamet sahibi olan cenabı hak sevilmeye en layık olduğu için sevilmeye en layık olan kendisini hakiki manada sevmeyip bütün himmet ve muhabbetini mecazi mahbublara hasreden mecazi aşıkların kalplerine ve dünyalarına bela cefa ve ızdırap yüklemiştir.
Amma sevilmeye en layık olanı seven ve vedud ismine mazhar olan kullarının kalplerine ve manevi dünyalarına marifetler ,sırlar manevi ezvak ve keşifleri bahşetmiştir. Cenabı hak bizleri aşkı hakikiye eriştirsin. Allah hesabına mevcudatı sevmeye vasıl eylesin.Mecazi mahbuplarımızı ebede yanımızda tebdil ettirsin.

alıntı
 

barbie

New member
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
167
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
40
aşık olmaktan Allahtan gelen birşey neden günah olsunki...kimsi durup dururken aşık olmaz
 

istanbluerdem

New member
Katılım
28 Ara 2007
Mesajlar
887
Tepkime puanı
168
Puanları
0
Konum
hayatýn ýcýnden
aşık olmaktan Allahtan gelen birşey neden günah olsunki...kimsi durup dururken aşık olmaz


evet aşk Allah(c.c) tan gelen ve kalbe giren bir yoldur belki ama aşk dediğimiz şey eğer tek taraflı platonik bir aşksa işte bu insanı günaha sokar isyana şevkeder bu yüzden bu konuyu yazma gereksinimini gördüm ve ben aşık olmak günahdırda demedim zaten



Aşık olmak günah değildir. Bir hadiste, bir kadına aşık olup onu gizleyen ve kimseye söylemeden ölen birinin şehit olacağı ifade edilir. Bu nedenle aşık olmak insanın elinde olan bir şey değildir.

Sizin de onu düşünmeniz elinizde olmadan aklınıza gelmesi caizdir. Ancak mukaddes şeyleri feda edecek kadar tapar gibi sevmek doğru değildir. Eğer evlenme imkanınız ve onu dini ölçüler dairesinde istedip almanız mümkünse hemen istetmenizi öneririz.

Eğer bu mümkün değilse demekki hakkınızda hayırlı değilmiş deyip, Allah’tan helal süt emmiş iyi bir eşi nasip etmesini isteyip aramak gerekir.

Hakkımızda neyin hayırlı olduğunu bilemeyiz. Belkide mutlaka olmasını istediğimiz bir şeyin sonradan keşke olmasydı deme ihtimali vardı. Bu nedenle isterken hayırlısını istemek olmazsa sabır ile beklemek en güzelidir.

Hz. Meryemin annesi bir erkek evlat istemişti. Allah ona bir kız verdi. O çok üzülmüştü. Şimdi o annemize sorsak “sen erkeklerden onlarca ama kızlardan bir tane Meryem hangini istersin” elbette tek Meryem’i isteyecektir. Çünkü kızı peygamber annesi oldu.

İşte biz de buna göre hareket etmeliyiz.

Biz Allah’ın kullarıyız. O nasıl isterse öyle hareket etmek durumundayız. Nişanlı bile olsa nikahları yoksa kadın ve erkeğin beraber yalnız kalması haramdır. Çünkü nişan nikah değildir. Şahitler yanında nikahlanmalı ki oturup kalkmak helal olsun.

Örneğin senin bir bahçendeki meyveyi birisi senden izin alsa yese ne güzeldir. Senden izin almadan yerse ve ne farkı var derse ne yaparsın?

Allah bize izinsiz dolaşmayı yasaklamıştır. İzin almak da nikah kıymakla olur.


umarım ne demek istediğimi şimdi anlamışındır kardeşim
 

istanbluerdem

New member
Katılım
28 Ara 2007
Mesajlar
887
Tepkime puanı
168
Puanları
0
Konum
hayatýn ýcýnden
Aristo: "Sevmek acı çekmektir, sevmemek ölmek. Sevmek zevktir ama yanlız sevilmeni hiçbir zevki yoktur" Augustinus: "Sevgi ruhun güzelliğidir." Franz Xaver Von Baader: "Özgürlük aşk değildir, yalnız aşkın kapısıdır." François Bacon: "Büyük insanlarda, liyakat sahibi olanların kendilerini budalaca aşka kaptırdıkları görülmez. Büyük ruhlar ve büyük işler aşkla uzlaşmaz" Bailey: "Aşk dünyanın en tatlı mutluluğu ile en derin acısından yaratılmıştır" Balzac: "Aşk yaşamında kadın, ancak hünerli bir çalgıcının elinde dile gelen bir lir gibidir. Kadınlar bizleri sevdikleri zaman her suçumuzu bağışlarlar" Basta: "Erkek az fakat sık sever, kadın ise çok ancak bir kez sever" Jeremy Bentham: "Aşk hazzı, dostlukla duyu hazlarından yoğrulmuştur" Bulor: "Aşk cennetin dilinden bize kalan tek andır" Antoine Bret: "Aşkın ilk soluğu mantığın son soluğudur" Jacob Boehme: "İstek, hareket/genişleme, yön veren tezlere bilgelik eklendiğinde aşk olur" La Cordaire: "Aşk her şeyin başlangıcı, ortası ve sonudur" Dante: "Geniş varlık denizinin her yanında geniş bir aşk akışı vardır. Fiziksel devinim, bitkisel yaşam, zihinsel yaşam... hep evrensel aşkın derece derece yükselen aşamalarını oluşturur. Aşağı derecelerinde yanılmayan aşk, akılla aydınlandığı zaman iyilik ve kötülüğe eğilim kazanır. Aşk kusursuz olmayan iyiliklerin üzerinde de vardır. Hatta irade, hile ve şiddet kullanmak yoluyla bir başkasının kötülüğüne çalışmış olsa bile yine aşka uyar. Kötülükler aşktan uzaklaşma oranında bir takım derecelere sahiptir ve kötülük aşka yaklaşmak için sarf ettiği üç oranında erdeme yaklaşmış olur... Cehennem bile adalet kadar aşkın eseridir." Eugene Delacroix: "Aşkı anlatabilmek için yeryüzünde var olan dillerden başka bir dil gerekir" Descartes: "Bir şey kendimiz için iyi, yani uygun gibi sunulmuşsa ona karşı aşk duyarız." Duclos: "Aşk bıkılmayandır. Her şeyden bıkılabilir ama aşktan ... hayır" Epiktet: "Hareket etmenin nedeni 'istek' ve 'sevmektir', bu ise düşünmektir. Aşk tutkudur. İyi ya da kötünün ne olduğunu fark edemeyen insan nasıl sevebilir" Epikür: "Bilge olan evlenmez. Evlense bile aşkın vehimlerine kapılmaz... Bir uygarlığın yetkinliği ve insanlığı ancak kardeşlik ve sevgiyle olasıdır." Douglas Ferrola: "Aşk kızamığa benzer, insan ne kadar geç yakalanırsa o kadar ağır geçer" Faulkner: "Aşkı kitaplara soktukları iyi oldu, yoksa belki de başka yerde yaşayamayacaktı." Fenelon: "Sevmeden yaşamak yaşamak değildir. Az sevmek ise sürüklenmektir." Feuerbach: "Varlık sezginin, duyunun ve aşkın bir sırrıdır. Bu kişi, bu şey yani bireysel, yalnız duyumda, yalnız aşkta, mutlak bir değere sahiptir. Sonlu ve sonsuz orada bulunur. Aşkın sonsuz derinliği ve aşkın gerçeği, bununla yalnız bununla kaimdir" "... En derin ve en yüce gerçekler duyumlarda saklıdır. Böylece genel olarak başımız dışında bulunan bir nesne varoluşun gerçek ve ontolojik belgesi aşktır, varoluşun aşktan ve duyumdan başka belgesi yoktur." Costance Foster: "Sevgi bizi zamanın yıkımından koruyan yıkılmaz bir kaledir" François M. C. Fourier: "1) Geçici ya da keyif verici aşklar ki, bu oyuncular, kahpeler, arsızlık aşkları gibi şekillere ayrılır. 2) Az çok bir süresi fakat kısır aşklar ki, bunlar gözde aşklardır. 3) Yalnız bir çocuk doğurtan geçici aşklar ki, bunlar dölleyen aşklardır. 4) Karılar ve kocalar aşkıdır ki, bu iki tarafın isteği ile yıllarca sürer ve bir çok çocuk doğurturur. Fakat bunlar birbirleriyle yaşayıp yaşamamakta serbesttir." "Her erkek bütün kadınlara ve bir kadın bütün erkeklere sahiptir." Freud: "Yaşam belirtisinin kökeninde duygulanma; duygulanmanın da temeli aşktır" Geraldy: "Erkeğin yaradılışında sevmek yoktu. Ona aşkı öğreten kadındır" Goethe: "Sevilenin kusurlarını hoş görmeyen sevmiyor demektir" Efes'li Heraklitos: "Duyu organları akılsız ruhlara hizmet ettikleri zaman kötü tanıklardır. Eşek samanı altına tercih eder; köpek tanımadıklarına havlar. Domuz için çamur saf sudan daha değerlidir. Deniz suyu ister temiz ister kirli olsun, balıklar için kurtarıcı insanlar için uğursuzdur." Victor Hugo: "Aşk bir deniz, kadın onun kıyısıdır." Paul Henri D. Holbach: "İnsanlara kendi akıllarına saygı duymaları ve cesur olmaları telkin edilmeli ve kendileri için arkasından koşması gereken hayallere gereksinimleri varsa, doğruluk,iyilik ve barış sevgisini benimsemeleri öğretilmelidir" Holty: "Aşk kulübeyi altından bir saraya benzetir." Albert Hubbart: "Aşk yaşamdır deriz, ancak umutsuz inançsız aşk ölümden beterdir." Konfüçyus: "İnsel erdem, insanlığı sevmekle olanaklıdır. Bu sevgi hissi, aileden toplumdan hükümete dek karşılıklı olarak uzamalıdır" François La Rocheffoucauld: "Tüm duygularımız ve tutkularımız rastlantı ve çıkarın eseridir ve bizim erdem, aşk, karşılık beklemezlik dediğimiz şeyler de hoşgörülerden başka bir şey değildir. Adalet aşkı nedir? Adaletsizlik ıstırabından korkmaktır. Aşk sahip olduklarımızın bizden alınması korkusudur. Aşk duyuların bir hummasıdır." Mevlana: "Bir aşkı başka aşk söndürebilir. Aşkta ne yükseklik, ne alçaklık, ne de akıllılık ve akılsızlık vardır. Hafızlık, şeyhlik, müritlik yoktur. Sadece kepazelik, aşağılık ve rintlik vardır. İnsanın toprağını aşk şebnemi ile yoğurdukları için alemde yüzlerce fitne ve kargaşalık peyda olur. Aşkın yüzlerce neşteri, ruhun damarlarına sokuldu ve oradan gönül adı verilen bir damla aldı... Aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı." Moliere: "Kadınların büyük tutkusu aşkı ilham etmektir. İnsanı aşkın güzellikleri yaşatır." Montaigne: "Aşk utanma ve çekinmenin olduğu yerde vardır." Mu-Ti: "Kim başkasını severse kendisi de sevilecektir. Başkalarını kazandırmış olan kendisi de kazanmış olacaktır. Tüm insanlar kendileri arasında karşılıklı bir sevgi hissederlerse,güçlüler zayıfları avlayamazlar, sayıları çok olanlar daha az sayıdakileri, baskıları altına alamazlar. Zenginler yoksulları asla baskıları altına alamazlar, usta olanlar da beceriksizlerle alay edemezler. Sevgide tarafsızlık, kişisel sevgide yanılmayı önler;tarafsız sevgi kişisel sevginin de güvencesidir." Newton: "Aşk köprü kurmaktır. İnsanlar köprü kuracaklarına duvar ördükleri için yanlız kalırlar." Robert Owen: "İnsana karşı sonsuz bir sevgi ve şefkat duyabilmek için dinsel inançlardan kurtulmak gerekir." Pascal: "Aşk iradenin ereğidir. Her çeşit dışsal emir ve baskılardan çok usa uymak gerekir.İradenin ereği olan bu aşktan başlayıp tutkuda sona eren bir yaşam mutludur. Bunlardan birini seçmem gerekse 'aşk'ı yeğ tutarım. Biz aşk karakteri ile doğarız. Aşk ruhumuz yetkinleştikçe gelişir ve bizi güzel görünen şeye sürükler. Bundan sonra artık bizim bu alemde sevmekten başka bir şey için var olduğumuzdan kim kuşkulanır? ... Aşkın konusu güzelliktir ve insan evrenin en güzel nesnesi olduğu için dışarıda aradığı bu güzelliğin örneğini kendi içinde bulması gerekir. Bu itibarla insan ancak kendisine benzeyeni ve olabildiği kadar kendisine yaklaşanı sever. Sevmeye başlayınca eskisinden bambaşka bir insan olduğumuzu anlarız. Aşktan söz ede ede insan aşık olur." J. J. Rousseau: "Aşk mutluluğunu evlendirdikten sonra da sürdürebilseydik, dünya cennet olurdu.Duygulu gönüller sevginin her türlüsü için duygulu değil mi?" Shakespeare: "Değişiklikle karşılaşınca değişen aşk, aşk değildir... Aşk gözle değil ruhla görülür." Madame De Scudery: "İnsan sevmeye başladı mı, yaşamaya da başlar." Schiller: "Ey aşk, güzel ve kısasın... Aşk insanı birliğe, bencillik yalnızlığa götürür." Seneca: "Yalnız akıllı bir insan sevmesini bilir. Sevip de yitirmek, sevmemiş olmaktan daha iyidir." Stendal: "Aşk, coşku ve tutku olduktan sonra insan hiç sarsılmaz, bunlar olmayınca yaşam neye yarar" Cenap Şehabettin: "Kadın olsun, kitap olsun cildine aldanmayıp içindekilere bakılmalıdır." Mark Twain: "Hiç kimse uzun süre evli kalmadıkça gerçek aşkın ne olduğunu anlayamaz." Voltaire: "Aşk bir tablodur, onu doğa çizmiş ve hayal süslemiştir. Tanrı kadınları erkekleri evcilleştirmek için yarattı." Oscar Wilde: "Erkekler kadınların ilk aşkı, kadınlar da erkeklerin son aşkı olmak ister.Aşk,ALLAH'a giden son yoldur
 

RENKSÝZ

New member
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
22
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Aşık olmak günah değildir bence aşkın seni götürdğü yer önemli kendini kaybedip günah işlmek olabilir:).ama tabi en güzel aşk Allah aşkı.en güzel içki aşk şarabı:)Rabbim herkese bunları nasip etsin.
 

barbie

New member
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
167
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
40
evet aşk Allah(c.c) tan gelen ve kalbe giren bir yoldur belki ama aşk dediğimiz şey eğer tek taraflı platonik bir aşksa işte bu insanı günaha sokar isyana şevkeder bu yüzden bu konuyu yazma gereksinimini gördüm ve ben aşık olmak günahdırda demedim zaten



Aşık olmak günah değildir. Bir hadiste, bir kadına aşık olup onu gizleyen ve kimseye söylemeden ölen birinin şehit olacağı ifade edilir. Bu nedenle aşık olmak insanın elinde olan bir şey değildir.

Sizin de onu düşünmeniz elinizde olmadan aklınıza gelmesi caizdir. Ancak mukaddes şeyleri feda edecek kadar tapar gibi sevmek doğru değildir. Eğer evlenme imkanınız ve onu dini ölçüler dairesinde istedip almanız mümkünse hemen istetmenizi öneririz.

Eğer bu mümkün değilse demekki hakkınızda hayırlı değilmiş deyip, Allah’tan helal süt emmiş iyi bir eşi nasip etmesini isteyip aramak gerekir.

Hakkımızda neyin hayırlı olduğunu bilemeyiz. Belkide mutlaka olmasını istediğimiz bir şeyin sonradan keşke olmasydı deme ihtimali vardı. Bu nedenle isterken hayırlısını istemek olmazsa sabır ile beklemek en güzelidir.

Hz. Meryemin annesi bir erkek evlat istemişti. Allah ona bir kız verdi. O çok üzülmüştü. Şimdi o annemize sorsak “sen erkeklerden onlarca ama kızlardan bir tane Meryem hangini istersin” elbette tek Meryem’i isteyecektir. Çünkü kızı peygamber annesi oldu.

İşte biz de buna göre hareket etmeliyiz.

Biz Allah’ın kullarıyız. O nasıl isterse öyle hareket etmek durumundayız. Nişanlı bile olsa nikahları yoksa kadın ve erkeğin beraber yalnız kalması haramdır. Çünkü nişan nikah değildir. Şahitler yanında nikahlanmalı ki oturup kalkmak helal olsun.

Örneğin senin bir bahçendeki meyveyi birisi senden izin alsa yese ne güzeldir. Senden izin almadan yerse ve ne farkı var derse ne yaparsın?

Allah bize izinsiz dolaşmayı yasaklamıştır. İzin almak da nikah kıymakla olur.


umarım ne demek istediğimi şimdi anlamışındır kardeşim


bende siz aşık olmak günahtır dediniz değildir aslında demedim zaten... aşık olmak günahmıdır başlığını görünce kendi yorumumu yazdım ve bence değildir dedim sadece
 

barbie

New member
Katılım
11 Nis 2008
Mesajlar
167
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
40
evet başlık aşık olmak günah mı olabilir ama ben aşık olmak günahdır diye bir şey söylemedim


tamam işte bende size öyle dediniz demiyorum niye üzerinize alındınız anlamadım ben konuya cevap yazdım sizin şahsınıza değil yanlış anlıyorsunuz ...deminde bunu demek istemiştim ama yine yanlış anlamışsınız
 
Üst Alt