Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Arşı kim taşıyor ?

þiatun ali

New member
Katılım
25 May 2010
Mesajlar
121
Tepkime puanı
36
Puanları
0
Yaş
41
Caselik, Emir'ül-Mü'minin (Ali b. Ebu Tâlib aleyhisselâm)'a şöyle sordu:
"Allah'mı arşı taşıyor; yoksa arş mı Allah'ı taşıyor, bana haber ver?"
Emir'ül-Mü'minin şöyle buyurdu: «Arşı, gökleri, yeri, bu ikisinde bulunan varlıkları ve bu ikisinin arasında yer alan varlıkları Allah Azze ve Celle taşır. Şu ayette bu gerçeğe işaret edilir: "Şüphesiz Allah gökleri ve yeri, nizamları bozulmasın diye tutuyor. And olsun ki onların nizamı bozulursa, kendisinden başka hiç kimse on*ları tutamaz- Şüphesiz O, halimdir, çok bağışlayıcıdır." (Fatır, 41)
Adam dedi ki: "Öyleyse bana: "Rabbinin arşını o gün, onların üstünde sekiz melek taşır." (Hakka, 17) ayetini açıkla, nasıl böyle söyleyebiliyor? Üstelik az önce Allah'ın arşı, gökleri ve yeri taşıdığını söylememiş miydin?
"Emir'ül-Mü'minin şöyle dedi: «Allah-u Teâlâ arşı dört nurdan yaratmıştır: Bütün kırmızıların türediği kırmızı nur. Bütün yeşillerin türediği yeşil nur. Bütün sa*rıların türediği sarı nur. Bütün beyazların türediği beyaz nur. Bu, Allah 'in taşıyıcıla*rına bahşettiği ilimdir ve o, azametinden bir nurdur. Mü'minlerin kalpleri O'nun nuru ve azametiyle görürler. Azameti ve nuruyladır ki cahiller O'na düşman olmuşlardır. Göklerde ve yerde bulunan bütün varlıklar O'nun azameti ve nuruyla O'na gidecek yollar aramaktadırlar. Bu amaçla değişik ameller yerine getirmekte ve benzer dinlere intisab etmektedirler. Dolayısıyla taşman her şeyi yüce Allah, nuru, azameti ve kud*retiyle taşır. Onların hiçbiri kendine zarar veya yarar dokunduramaz. Ölüm, yaşatma veya yeniden diriltme hususunda etkin olamaz. Her şey taşınmaktadır. Allah Tebareke ve Teâlâ, onlar (gökler ve yer)'i ve onları saran şeyler (göklerde ve yerde bulunanlar)'! düşmesinler diye tutmaktadır. O her şeyin hayatıdır, her şeyin nurudur. Allah cahil*lerin yaptıkları yakışıksız nitelemelerden yücedir, münezzehtir.»
Adam dedi ki: "Allah Azze ve Celle nerededir?" bana söyle.
"Emir'ül-Mü'minin (aleyhisselâm) dedi ki: «O, buradadır, şuradadır, yukarı, aşağı, bizi kuşatandır. Nitekim bir ayette şöyle buyurmuştur: "Üç kişinin gizli konuş*tuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O'dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunursa bulunsunlar mutlaka O, onlarla beraberdir." (Mücadele, 7) Dolayısıyla kürsî, "Gökleri, yeri, bu iki*sinin arasında bulunan varlıkları ve yerin altındaki varlıkları ve açıkça söylenen söz*leri kuşatmıştır. Çünkü O, sır olan şeyleri, gizlilikleri bilir." (Ta-ha, 6-7) Aşağıdaki ayette buna işaret edilir: "O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gö*zetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür." (Bakara, 255)
Arşı taşıyanlar, Allah'ın ilmini yüklediği âlimlerdir. Allah'ın melekûtunda ya*rattığı hiçbir şey bu dört nurun kapsamının dışına çıkmaz. Ki Allah bu melekûtunu seçkin (asfiya) kullarına ve halil (dostu) İbrahim'e göstermiştir: "Böylece biz, kesin iman edenlerden olması için İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk." (En'am, 75) Arşı taşıyanlar, Allah'ın verdiği hayatla yaşadıkları, kalpleri O'nun nu*ruyla gördükleri ve O'nun bilgisine ulaştıkları halde Allah'ı taşıyabilirler mi?»
 
Üst Alt