Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Araf Suresi 20.Ayet Çelişkim

yarslan

New member
Katılım
22 Kas 2012
Mesajlar
4
Tepkime puanı
0
Puanları
0
A'RAF 20. Derken şeytan, birbirine kapalı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve: Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı, dedi.


Bu ayette ebedi kalanlardan olursunuz diye ifadesi ne anlama geliyor.zaten Hz.Adem ile Hz.Havva cennette ebedi kalmıyorlar mıydı?Ta ki cennetten kovulana kadar.cennette ebedi kalıyorlarsa neden ebedi kalanlardan olursunuz diye yalan söylenmiş.Hz.Adem ile Hz. Havva cennette ebedi kalacaklarını bilmiyorlar mıydı?
 

Ebu_Ahmet_Musab

New member
Katılım
21 Kas 2012
Mesajlar
39
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kuranda anlamadığımız yerler mutlaka olur. Bunların anlamlarını tefsir kitaplarından bulmak ve anlamaya çalışmak en doğrusudur. Tabi bu tefsir kitaplarınında ehli sünnet alimleince yazılmış olanları olması gerekmekte.

İbni Kesir tefsirinde ilgili ayet ve açıklaması şöyle:

20 — Derken şeytân ayıp yerlerini kendilerine gös*termek için ikinize de vesvese verdi ve dedi ki: Rabbınız sizi başka bir şey için değil, ancak iki melek veya ebedî kalanlardan olmanızı önlemek için yasaklamıştır.

21 — Ve; doğrusu ben size öğüt verenlerdenim, diye ikisine yemîn -etti.

Açıklaması: Allah Tealâ Âdem (a.s.) ve eşine cennette bir ağaç dışında bütün meyvelerden yemeyi mubah kıldığını zikrediyor. Bu hususta Bakara sûresinde bilgi verilmişti. İşte bu esnada şeytân ikisine de hased etmiş, onları çekememiş ve onların içinde bulunduklara nimetin, üzerlerinde olan güzel elbiselerin soyulup alınması için hile, hud'a ve vesvese ver*meye çalışmıştır. Bir yalan ve iftira olarak şöyle demişti; «Rabbınız, sizi başka bir şey için değil, ancak iki melek veya burada ebedî kalanlardan olmanızı önlemek için yasaklamıştır.» Eğer siz ondan yemiş olsaydınız, bunlar sizin için mutlaka meydana gelirdi. Nitekim Allah Teâlâ başka bir âyette şöyle buyurmaktadır: «Şeytân: Ey Âdem; sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi mümkün olmayan bir saltanatı göstereyim mi? de*di.» (Tâhâ, 120), Size verilen emir, sizin iki melek olmamanız içindir. Cümle yapısı itibariyle bu, «şaşırırsınız diye Allah size açıklıyor.» (Ni*sa, 176) ifâdesi gibidir ki, burada bir nefy harfi takdir edilecektir...
«Ve; doğrusu, ben size öğüt verenlerdenim. (Burada muhakkak ben sizden daha önceyim ve bu yeri iyi bilirim.) diye ikisine de Allah'a yemîn etti.» Onlara Allah adına yemîn etti de nihayet ikisini de al*dattı. Bazan mü'mini de Allah'a yemîn ederek aldatabilir. Şöyle de*mişti : ((Muhajkkak ben, ikinizden önce yaratıldım. Ve sizden daha çok bilenim. Ö halde bana uyun ki, sizi doğru yola ileteyim.» İlim ehlin*den birisi şöyle dermiş : Kim, bizi Allah'a yemîn ederek aldatırsa; biz de ona aldanmış oluruz.

Açıklamalardanda anlaşılacağı üzere Adem as. ve eşi Havva validemiz elbette cennette ebedi kalıp kalmayacaklarını bilmiyorlarmış. Bilseler neden aldansınlar ki?
 

yarslan

New member
Katılım
22 Kas 2012
Mesajlar
4
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kuranda anlamadığımız yerler mutlaka olur. Bunların anlamlarını tefsir kitaplarından bulmak ve anlamaya çalışmak en doğrusudur. Tabi bu tefsir kitaplarınında ehli sünnet alimleince yazılmış olanları olması gerekmekte.

İbni Kesir tefsirinde ilgili ayet ve açıklaması şöyle:

20 — Derken şeytân ayıp yerlerini kendilerine gös*termek için ikinize de vesvese verdi ve dedi ki: Rabbınız sizi başka bir şey için değil, ancak iki melek veya ebedî kalanlardan olmanızı önlemek için yasaklamıştır.

21 — Ve; doğrusu ben size öğüt verenlerdenim, diye ikisine yemîn -etti.

Açıklaması: Allah Tealâ Âdem (a.s.) ve eşine cennette bir ağaç dışında bütün meyvelerden yemeyi mubah kıldığını zikrediyor. Bu hususta Bakara sûresinde bilgi verilmişti. İşte bu esnada şeytân ikisine de hased etmiş, onları çekememiş ve onların içinde bulunduklara nimetin, üzerlerinde olan güzel elbiselerin soyulup alınması için hile, hud'a ve vesvese ver*meye çalışmıştır. Bir yalan ve iftira olarak şöyle demişti; «Rabbınız, sizi başka bir şey için değil, ancak iki melek veya burada ebedî kalanlardan olmanızı önlemek için yasaklamıştır.» Eğer siz ondan yemiş olsaydınız, bunlar sizin için mutlaka meydana gelirdi. Nitekim Allah Teâlâ başka bir âyette şöyle buyurmaktadır: «Şeytân: Ey Âdem; sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi mümkün olmayan bir saltanatı göstereyim mi? de*di.» (Tâhâ, 120), Size verilen emir, sizin iki melek olmamanız içindir. Cümle yapısı itibariyle bu, «şaşırırsınız diye Allah size açıklıyor.» (Ni*sa, 176) ifâdesi gibidir ki, burada bir nefy harfi takdir edilecektir...
«Ve; doğrusu, ben size öğüt verenlerdenim. (Burada muhakkak ben sizden daha önceyim ve bu yeri iyi bilirim.) diye ikisine de Allah'a yemîn etti.» Onlara Allah adına yemîn etti de nihayet ikisini de al*dattı. Bazan mü'mini de Allah'a yemîn ederek aldatabilir. Şöyle de*mişti : ((Muhajkkak ben, ikinizden önce yaratıldım. Ve sizden daha çok bilenim. Ö halde bana uyun ki, sizi doğru yola ileteyim.» İlim ehlin*den birisi şöyle dermiş : Kim, bizi Allah'a yemîn ederek aldatırsa; biz de ona aldanmış oluruz.

Açıklamalardanda anlaşılacağı üzere Adem as. ve eşi Havva validemiz elbette cennette ebedi kalıp kalmayacaklarını bilmiyorlarmış. Bilseler neden aldansınlar ki?


Allah razı olsun.
 
Üst Alt