Bana ilk öğüt verdiğin günü,
Hatırlıyor musun anne?
Ne kadar telaşlıydın o gün
El değmemiş bir hamurdan
O gün en güzel heykeli yapmıştın sen, anne…
Bana ilk kızdığın günü,
Hatırlıyor musun anne?
Ne kadar üzülmüştün o gün
Yıllar sonra yad ettiğimizde,
Benim yerime sen ağlamıştın, anne…
Bana ilk yemek yapmayı öğrettiğin günü,
Hatırlıyor musun anne?
Ortalığı mahvetmiştik o gün
Senin kadar olmasa da,
O gün muhteşem bir aşçı yetiştirmiştin, anne…
Sana ilk aşkımı anlattığım günü,
Hatırlıyor musun anne?
Ne büyük acılar içindeydim o gün
Yaramı sardığın sözlerinle,
O gün dayanıklı ama duygulu bir kız
yetiştirmiştin, anne…
Bana ilk sarıldığın günü,
Hatırlıyor musun anne?
Ilık bir bahar sabahıydı o gün.
Ufacık, minicik de olsa
O gün sana değer bir melek doğurmuştun, anne…
Bana ilk aldığın hediyeyi,
Hatırlıyor musun anne?
Çok fakirdin o gün,
Ucuz ve küçük de olsa
O gün hediyeni kocaman sevginle paketlemiştin, anne…
Bana ilk defa “Artık yaşlandım” dediğin günü,
Hatırlıyor musun anne?
İçim bir tuhaf olmuştu o gün.
İmkansız da olsa;
O gün seni içime sokup gençleştirmek istemiştim, anne…
Bana ilk defa öleceğini söylediğin günü,
Hatırlıyor musun anne?
İnanamamış, kabullenememiştim o gün.
İlk defa taa içimden
O gün seninle beraber ölmek istemiştim, anne…
Mezarının başına ilk geldiğim günü,
Hatırlıyor musun anne?
Ne kadar yalnızdım o gün
Göz yaşlarım hiç durmadan akmış;
O gün sana bir demet çiçek alamayacak kadar
fakirdim, anne…
Ya bugün anne, bugünü görebiliyor musun?
Akan göz yaşlarımı ilk defa silmiyorum anne.
İlk defa mutluluktan akıyor o yaşlar.
Çektiğimiz acılar, göğüslediğimiz zorluklar
Bugün her damlayı bir-bir siliyor, anne…
Yetiştirdiğin bu kızı, bu anneyi,
Cennetinden görebiliyor musun anne?
Hiçbir şeye ihtiyacı yok bugün.
Senin verdiğin değerler sayesinde;
Bugün sen hariç, her şeye sahip o; anne…
Hatırlıyor musun anne?
Ne kadar telaşlıydın o gün
El değmemiş bir hamurdan
O gün en güzel heykeli yapmıştın sen, anne…
Bana ilk kızdığın günü,
Hatırlıyor musun anne?
Ne kadar üzülmüştün o gün
Yıllar sonra yad ettiğimizde,
Benim yerime sen ağlamıştın, anne…
Bana ilk yemek yapmayı öğrettiğin günü,
Hatırlıyor musun anne?
Ortalığı mahvetmiştik o gün
Senin kadar olmasa da,
O gün muhteşem bir aşçı yetiştirmiştin, anne…
Sana ilk aşkımı anlattığım günü,
Hatırlıyor musun anne?
Ne büyük acılar içindeydim o gün
Yaramı sardığın sözlerinle,
O gün dayanıklı ama duygulu bir kız
yetiştirmiştin, anne…
Bana ilk sarıldığın günü,
Hatırlıyor musun anne?
Ilık bir bahar sabahıydı o gün.
Ufacık, minicik de olsa
O gün sana değer bir melek doğurmuştun, anne…
Bana ilk aldığın hediyeyi,
Hatırlıyor musun anne?
Çok fakirdin o gün,
Ucuz ve küçük de olsa
O gün hediyeni kocaman sevginle paketlemiştin, anne…
Bana ilk defa “Artık yaşlandım” dediğin günü,
Hatırlıyor musun anne?
İçim bir tuhaf olmuştu o gün.
İmkansız da olsa;
O gün seni içime sokup gençleştirmek istemiştim, anne…
Bana ilk defa öleceğini söylediğin günü,
Hatırlıyor musun anne?
İnanamamış, kabullenememiştim o gün.
İlk defa taa içimden
O gün seninle beraber ölmek istemiştim, anne…
Mezarının başına ilk geldiğim günü,
Hatırlıyor musun anne?
Ne kadar yalnızdım o gün
Göz yaşlarım hiç durmadan akmış;
O gün sana bir demet çiçek alamayacak kadar
fakirdim, anne…
Ya bugün anne, bugünü görebiliyor musun?
Akan göz yaşlarımı ilk defa silmiyorum anne.
İlk defa mutluluktan akıyor o yaşlar.
Çektiğimiz acılar, göğüslediğimiz zorluklar
Bugün her damlayı bir-bir siliyor, anne…
Yetiştirdiğin bu kızı, bu anneyi,
Cennetinden görebiliyor musun anne?
Hiçbir şeye ihtiyacı yok bugün.
Senin verdiğin değerler sayesinde;
Bugün sen hariç, her şeye sahip o; anne…