Allah'ın verdiğine razı olmak...

Şirk; bütün günahların menbaı. Gizli olan yada aşikar olan farketmiyor. Eğer aleni ise ne mutlu! çünkü önlemini alma tedbirlerine başvurabiliriz. O açıdan bakılınca bir nevi hakkımızda iyi olanı. Ya gizli ise! İşte o zaman bu hastalığın kendimiz bile farkında olamayız ki, önlem alamadığı için bu sebepten insan oğlu hata içinde kalır. İmam-ı Gazali (r.aleyh) bir yazısında gizli şirki şöyle tarif ediyor: "Gizli şirk odur ki; dolunayın olmadığı karanlık bir gecede, kara bir kayanın üzerinde yürüyen kara ayaklı bir karıncanın ayak izinden bile daha gizlidir"
Kişi düşünecek olursa bazı günahları hafife alır, ne yapar mesela kul hakkına tecavüzde bulunur ve derki; aman n'olacak sanki, diğer alemde yaptıklarımın sevap olan bir kısmını bu kişiye hediye edeceğim sonuçta benimde hakkımın geçtiği insanlar var bende onların sevaplarının bir kısmın alacağım veya onlar günahlarımın bir kısmını yüklenecek, netice itibari ile ödeşmiş olacağız. Bu ne kadar sakat bir düşüncedir ki, kişi kul hakkına tecavüzü meşrulaştırır gözünde. Oysa durum hiç de onun sandığı gibi değildir. Yüce Allah'ın (cc) huzuruna vardığı vakit Allah (cc) buyuracakki o kuluna "ben sana karşıma kul hakkı ile gelme demedimmi ? Şimdi Af makamı ve Din Günü'nün sahibi Malik (cc) olan mı seni affedecek yoksa senin gibi bir yaratılmış olan mı seni affedecek. Benim rahmetimin olduğu yerde, sen; benim rahmetimden başka rahmet tayin ederek huzuruma hangi yüz ile geldin. Hangi şirki (ortağı) bana uygun gördün" derse, o kişinin yaptığı ve hafif gördüğü bu günahın haddi zatında şirk olduğunu söylemek sanırım hafife kaçmaz. Her günah aslı itibari ile şirk'e yakındır demek daha doğru olur zannımca.

Allah (cc) cümlemizi gizli ve açık şirkten muhafaza buyursun.