Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Allah ve Resulünün önüne geçmeyin...

hakka davet

New member
Katılım
25 Eyl 2007
Mesajlar
153
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
53
“Ey iman edenler Allah ve Rasülü'nün önüne geçmeyin ve Allah'dan sakının Şüphesiz Allah herşeyi işiten, herşeyi bilendir.” Hucurat suresi 1. ayet

Allah ve Rasülü'nün önüne nasıl geçeriz biz? Maddi olarak öne geçmemiz mümkün değil. Bu öne geçmeyiniz" yasağı Ahzab suresinde ifade edildiği gibi, hiçbir mü'min erkek veya mü'mine kadın; Allah ve Rasûlü bir konuda hükmünü verdikten sonra, ona başka bir seçim hakkının olmadığını ifade ediyor Rabbim.

Bu ayet-i kerimeyi en güzel şekilde açıklayan bir hadis-i şerif vardır. Sevgili peygamberimiz Muaz b. Cebel(r.a.)'ı Yemen'e vali olarak tayin ettiğinde, ona diyor ki;
"Oraya varınca ne ile hükmedersin?"
"Allah'ın kitabıyla hükmedeceğim Ya Rasulallah" diyor.
-Peki ya Allah'ın kitabında bulamazsan?" -Rasülü'nün sünnetiyle hükmederim Ya Rasülullah."
-Peki Ya Rasülü'nün sünnetinde de bulamazsan? -O zaman içtihat ederim Ya Rasulallah" diyor. Muaz b. Cebel, kendi görüşünün önüne, önce Allah'ın kitabını sonra da Rasülü'nün sünnetini almış oluyor. Eğer konu, her ikisinde de bulunamazsa o zaman kendi görüşünü bildireceğini anlatıyor.

Biz de genel bir kaide vardır. "Mevrid-i nass'da içtihada mesağ yoktur" Yani nassın olduğu yerde içtihada gerek yoktur. Bu kaide bu ayetten alınmıştır. Günümüzde buna dikkat edeceğiz. Bozulmayı önlemenin yolu budur.(Mahmut Toptaş, Kur’an-ı Kerim Şifa Tefsiri)

Ey iman edenler! Ne kendiniz hakkında ve ne de çevrenizde yaşantınızla ilgili işlerde yüce Allah'a ve O'nun Peygamberine karşı öneride bulunmayınız. Bir konu hakkında yüce Allah Peygamberinin dili ile bir şey söylemeden önce sizler konuşmayınız. Sizler bir konu hakkında, yüce Allah'ın ve O'nun elçisinin sözüne başvurmadan hüküm vermeyiniz.

Bu ayetin tefsiri olarak Hz. Katade der ki: "Bize bazı `şu konuda şöyle şöyle bir ayet inseydi, şunun gibisi doğru olsaydı daha iyi olurdu' şeklinde sözler sarfettikleri naklolundu da yüce Allah bu davranışları çirkin gördü: ' Avfi der ki: "İnsanlar O'nun huzurunda konuşmaktan yasaklandılar."
Mücahid de: "Bir konu hakkında yüce Allah Peygamberinin dili üzere hükmünü verene kadar, Peygambere danışmadan kendi başınıza hareket etmeyiniz" der. Hz. Dahhak ise: Yüce Allah'ı ve Peygamberini bırakıp da dininizin hükümleri ile ilgili olarak hüküm vermeyiniz, der. Talha oğlu Ali İbni Abbas'tan naklederek: ayetin anlamı Kitap ve sünnete aykırı olarak bir şey söylemeyiniz, demektir, der.

Bu ayet Allah'a ve O'nun Peygamberine karşı takınılması gereken terbiyenin ifadesidir. Ve yine bu ayet emir alma ve yerine getirme konusunda bir sistemin ifadesidir. Ve bu ayet yasama (kanun koyma) ve aynı zamanda ona göre hareket etmeye dair prensiplerden birini oluşturmaktadır. Bu prensip yüce Allah'tan korkma prensibinden doğmakta ve sonunda yine ona bağlanmaktadır. Şu yüce Allah'ın çok işiten ve çok bilen olduğu bilincinden kaynaklanan Allah korkusuna bağlanmaktadır. Ve bütün bunlar, şu büyük ve köklü gerçekleri canlandıran ve onlara dokunan kısa bir tek ayette yeralıyor.

Mü'minler Rabb'lerine ve Peygamberlerine karşı terbiyelerini takınmışlar ve artık yüce Allah'a ve O'nun Peygamberine karşı içlerinden hiçbir kimse öneri getiremez, içlerinden hiçbir kimse Resulullah görüşünü belirtmesini istememiş ise görüş ileri süremez olmuştur. Artık mü'minlerden hiçbir kimse bir konuda veya bir hüküm hakkında kendi görüşü ile hüküm veremez olmuş, ancak daha önce o konuda yüce Allah'ın ve Peygamberinin sözüne başvurmak gereğini hissetmiştir.

Ebu Bekir'in naklettiği bir hadiste Sakif'li El Haris oğlu Nefi' der ki: Resulullah veda haccında bizlere "Bu ay hangi aydır?" diye sorduğunda bizler: "Allah ve O'nun Peygamberi daha iyi bilir" dedik. Peygamber sustu. Bizler zannettik ki Peygamber o aya başka bir isim verecek. Resulullah devamla: "Zilhicce ayı değil mi?" diye sordu. Bizler de "Evet" dedik. Peygamber sordu: "Bu belde neresidir?" Bizler: "Allah ve O'nun Peygamberi daha iyi bilir dedik. Peygamber sustu. Bizler Resulullah oraya başka bir isim verecek zannettik. Bunun üzerine Resulullah: "Haram belde değil mi?" diye sorunca "Evet" dedik. Sonra Resulullah: "Bugün hangi gündür?" diye sordu. Bizler: "Allah ve O'nun Peygamberi daha iyi bilir" dedik. Peygamber bir süre sustu. Bizler zannettik ki O bu güne başka bir isim verecek. Peygamber: "Kurban bayramı günü değil mi "deyince bizler "Evet" dedik.

İşte bu yüce Allah'a karşı edep, O'ndan çekinme ve takva manzarasıdır. Müslümanlar bu seviyeye, bu seslenişi, bu yönlendirmeyi ve çok işiten ve bilen Allah'tan korkmaya çağıran işareti duyarak yükselmişlerdi.(Seyyid Kutub- Fizilal-il Kur’an)
 

ensar

New member
Katılım
7 Kas 2007
Mesajlar
9
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
52
“Ey iman edenler Allah ve Rasülü'nün önüne geçmeyin ve Allah'dan sakının Şüphesiz Allah herşeyi işiten, herşeyi bilendir.” Hucurat suresi 1. ayet


Bu ayet Allah'a ve O'nun Peygamberine karşı takınılması gereken terbiyenin ifadesidir. Ve yine bu ayet emir alma ve yerine getirme konusunda bir sistemin ifadesidir. Ve bu ayet yasama (kanun koyma) ve aynı zamanda ona göre hareket etmeye dair prensiplerden birini oluşturmaktadır. Bu prensip yüce Allah'tan korkma prensibinden doğmakta ve sonunda yine ona bağlanmaktadır. Şu yüce Allah'ın çok işiten ve çok bilen olduğu bilincinden kaynaklanan Allah korkusuna bağlanmaktadır. Ve bütün bunlar, şu büyük ve köklü gerçekleri canlandıran ve onlara dokunan kısa bir tek ayette yeralıyor.

Mü'minler Rabb'lerine ve Peygamberlerine karşı terbiyelerini takınmışlar ve artık yüce Allah'a ve O'nun Peygamberine karşı içlerinden hiçbir kimse öneri getiremez, içlerinden hiçbir kimse Resulullah görüşünü belirtmesini istememiş ise görüş ileri süremez olmuştur. Artık mü'minlerden hiçbir kimse bir konuda veya bir hüküm hakkında kendi görüşü ile hüküm veremez olmuş, ancak daha önce o konuda yüce Allah'ın ve Peygamberinin sözüne başvurmak gereğini hissetmiştir.
:11_7_104v:11_1_218v

Selam hakka davet,

Allah razi olsun.Hemde Gani Gani razi olsun.

Allah ve Resul'üne din dersi verildigi , Allah'a ve Resul'üne ragmen bu tür insanlara deger verildigi bir ortamda, bu yazi kalplere sifa gibi geldi.

Selametle.
 
Üst Alt